Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-24-2015, 10:47 AM   #1
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Soulcalibur IV - İnceleme

Dövüş oyunları denince insanın aklına iki şey gelir, konsollar ve Japonlar. Her ne kadar bizim insanımıza dövüş oyunu deyince Tekken ve Street Fighter geliyorsa da aklına, uzun zamandan beri konsol dünyasında ve oyuncuların kalbinde yer etmiş bir dövüş oyunu daha var, Namco-Bandai’nin bir klasik haline gelen SoulCalibur serisinden bahsediyorum. Bulunduğumuz ayın başında Japon oyun firması beğenilen dövüş serisine bir kat daha çıktı ve Soulcalibur IV’ü piyasaya sürdü. Klasik karakterlerin yanında bu sefer iki yeni karakter ile birlikte üç tane “misafir” karakter var ki herhalde oyunun çıkış aşamasında en çok reklamı ve tanıtımı yapılan, konuşulan bu üç misafir oldu diyebiliriz. Pek sevgili bücür Jedi ustası Yoda, ezeli düşmanı Darth Vader ve bir adet gizemli Sith çırak. Oyun kolu düşmanı bu yapım bakalım kendini kanıtlamış bir seriye neler getirmiş veya götürmüş.

Dövüş oyunları doğaları gereği kendini tekrar eden oyunlardır. Gidip Virtua Fighter 5 veya Super Smash Bros. Brawl’a bakarsanız -ki her iki oyun da temelde gayet iyidir birer devam oyunu olarak ve birer dövüş oyunu olarak- daha parlak görseller, ekstra karakterler ve bir iki yeni hareket ile online çok oyunculu mod dışında yeni bir şey pek sunmadıklarını görürsünüz kolayca. Soulcalibur IV’e bakınca peki bunun nesi var diye soruyor insan. Bir süre oyunu oynayıp takıldıktan sonra kendisi ile şunu söyleyebilirim ki, Soulcalibur IV, sadece iyi kotarılmış bir dövüş oyununun uyandırabileceği kanı kaynatan o öfkeyi ve derin kin ve şiddeti insanda uyandırabiliyor. İşte tam olarak bunlar bu oyunu seriye yaraşır, güzel bir devam oyunu yapıyor.




Serinin dördüncü yapımı oyunun kutusunun arkasında yazan açıklamalardan öteye geçen yeni bazı güzelliklere sahip. Gard Kırıcı hareketler, savunmayı seven oyuncuların çömelip blok yapmalarından daha fazla şeyi göstermelerini zaruri kılan ve beleşçiliği engelleyen bir öğe işlevine sahip. Görsel olarak da bunun temsil edildiğini fark edeceksiniz. Dövüşçülerden birisinin zırhı, koruması kırılırsa yarım saniyeliğine saldırılar karşısında savunmasız kalıyor. Bu savunmasız an ise Soulcalibur IV’ün büyük yeniliklerinden birisinin devreye girmesine olanak sağlıyor, Critical Finish, meali Kritik Bitirme diyebiliriz buna. Tuşlara hunharca ve umarsızca basmayı sevenlerin pek hoşuna gitmeyebilir, Critical Finish denilen mefhum ile savunmasız kalan rakibe tek bir dokunuş ile ölüm getirebilirsiniz.

Soulcalibur’un tek oyunculu modları serinin pek iddialı olmadığı yerlerdir, bu oyunda bu sefer biraz daha iyileştirilmiş. Bunun büyük bir sebebi epey bir budanmış olmasından ve geçmiş canlandırmaları şişiren fazlasıyla süslü püslü ve abartı özelliklerden yoksun olmasından. Hikaye modu gözle görünür bir şekilde kısa, beş rauntluk dövüş hikayesi yüzünden bazıları şikayetçi olabilir, ama kovalamacayı kısa tutup bize asıl istediğimizi veriyor: muhteşem sinematiklere hızlı erişim. Arcade modu biraz daha uzun sürüyor, bir iki ekstra raunt iyi olmuş. Ancak minimalist yaklaşımına rağmen, basit ve öz olan Tower of Lost Souls, Soulcalibur III’ün stratejimsi hantal Chronicles of the Sword’una kıyasla çok daha işlevli ve güzel olmuş. Zorluk olarak da daha fazla. Eğer hazine peşinde koşmak istiyorsanız bazı belirli kazanma koşullarını yerine getirmeniz lazım ki bunlar kulağa çok daha kolay geliyor yapmasından.




Oyun daha çıkmadan bile “Star Wars” karakterlerinin dövüşçü olarak eklenmesi ile ilgili çok şey söylendi, çok şey konuşuldu ve tartışıldı. Soulcalibur evrenine eklenen SW karakterleri ile birlikte özellikle de farklı konsollara özel karakterlerin olması oldukça hiddet uyandırdı. Hepsi nafileymiş, ne Darth Vader’in ne de Yoda’nın öyle sevilecek elle tutulacak bir yanı yok. Yoda’nın kısa boyu ona bazı avantajlar sağlıyor, Vader ise Astaroth veya Nightmare’in hızlarında kontrol ediliyor ancak onların silahlarında olan ağır güçten yoksun. Tam anlamıyla bir tank, normalden fazla hasar alabilmesi söz konusu olmadan hem de, ağır bir karakter. Soul kılıçlarının ününü duyarak Soulcalibur evrenine gelmiş ve onları elde etmek için önüne çıkan herkesi yok etmeye kararlı, güçleri ise Force Grab,o ünlü tutup kaldırma ve boğazını sıkma hareketi ve ittirme. Yoda çok kullanışlı bir karakter değil, online oynarken saatler boyunca aşağı doğru yapılan alçaktan saldırıları bloklama ile uğraşacağımı düşününce içimi bir sıkıntı kapladı, zayıf noktası çok belli ve dengelenmemiş, Force olarak kullanabildiği gücü ise kendisini havaya iterek havada combo saldırılar yapması. Zaten 600 küsür yaşında bir canlıdan çok iyi bir dövüşçü olması beklenemez.




Üçüncü SW karakteri ise yakında çıkacak olan Star Wars: The Force Unleashed’de yer alan Darth Vader’in gizli çırağı. Apprentice, çırak ismindeki bu karakter belki de üçünün içinde en kötü olanı, Force olarak elektrik şoku kullanıyor. Zarar verme kapasitesi çok fazla ve hareketleri ışık hızıyla yapıyor, fazla güçlü bir karakter. İronik bir şekilde oynaması eğlenceli bir karakter ama. Ne olursa olsun insanın eli eski dostları ile oynamaya gidiyor istem dışı olarak, bisiklete binmek gibi, bir kere oynadıktan sonra unutmuyorsunuz oynamayı, hareketlerini, combo’larını vs. Yeni eklenen karakterlerden, Soulcalibur evrenine ait olarak eklenenlerden yani üç tane var. Amy, Algol ve Hilde. İçlerinden en çok Hilde hoşuma gitti diyebilirim, Soulcalibur ekibi seksi ve çekici olan giyinik bir kadın dövüşçü yaratmak istediklerini söylüyorlar Hilde hakkında, kendisi komple ağır bir ortaçağ zırhına bürünmüş bir savaşçı, kılıcı ile yakın, mızrağı ile uzaktan saldırılar yapabiliyor.

Dövüş oyunları, ilk çıktığı günden beri belirli bir derecede sosyal bir çaba gerektiren oyunlar olmuştur. Eskiden oynamak için oyun (atari) salonlarına giderdik, sonra bunlar azaldı ve popülaritesi kalmadı. Bu sefer de evlerimizdeki konsol platformları yeni dövüş kulüpleri oldu. Tabii bunun için ya evinizi başkalarına açmanız ya da başkasının evine gitmeniz, önceden planlayıp buluşmalar planlamanız gerekiyor. Ülkemizde yaygın olan konsol oyun kafeleri eski atari salonlarının ruhunu taşımasa da amaca iyi kötü hizmet edebiliyor. Bu sebeplerden dövüş oyunları küçük kapalı grupların içerisinde kalmış oyunlar oldular. Yeni nesil konsolların online çok oyunculu destekleri ile bu değişti neyse ki, artık evinizden oturup dünyanın herhangi bir yerinden herhangi birisi ile karşılıklı dövüşebiliyorsunuz. Soulcalibur IV ilk online özelliğe sahip dövüş oyunu değil, ama şu an için en çok oynanan ve belki de en oynamaya değer olan online dövüş oyunu. Her nedense bu aralar online’da karşınıza çıkan her bir Mitsurugi’ye karşılık altı Apprantive ve sekiz Yoda çıkıyor ama bu modanın fazla süreceğinden şüpheliyim, özellikle de insanlar oyunun asıl anime çizerleri tarafından yaratılan kilitli karakterleri açmaya başladığında değişecektir bu.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla