OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 08-24-2015, 10:41 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart L.A Noire - İnceleme

“Telefonum çaldığında saat sabahın dördüne geliyordu. Merkezden aradılar ve hemen gelmem gerektiğini söylediler. Merkeze gittiğimde ortağım Bekowsky beni bekliyordu. Trafik şubesinde henüz birkaç ay geçirmeme rağmen şimdiden pek çok olay yaşamıştım. Garip. İnsanlar, yani sizin gibi siviller, bu şubenin adını duyduğunda akıllarına ilk gelen şey kavşakta durup gelen geçen arabalara yön veren üniformalı bir polis oluyor. Ama hayır. Trafik bölümü de tıpkı cinayet masası veya ahlak masası gibiydi. Sadece işin içinde bir araç olması yetiyordu.

Brifing odasına girdiğimizde yüzbaşı bize görevimizi verdi. Bir vur kaç olayı. Zavallı adamın biri, bir bardan çıkıp evine gidecekken yola atlıyor ve hızla gelen bir arabanın altında kalıyor. Ne feci bir ölüm şekli. Olay mahalline gittiğimizde durumun düşündüğümden daha da feci olduğunu görmüştüm, zavallı adam nereden baksanız üç metre sürüklenmiş ve daha sonra kanlar içinde bırakılmıştı. Tanrım. Dünya ne hale geliyor böyle…”

Siyah beyaz bir ekran

İşte sonunda beklenen oyun L.A. Noire kapımızı çaldı. Uzun zamandır Rockstar’ın oyunlarını takip eden birisi olarak onlardan gelecek her türlü ürünü gözümü kırpmadan oynamak istediğim için doğrudan kaptım ve oynamaya başladım.

Her şeyden önce ilk söyleyeceğim, Rockstar firması bugüne kadar GTA serisi, Bully, Red Dead Redemption’da yaptığının aynısını yapmış; bir şaheser oluşturmuş adeta. Bu tarz bir oyun gerçekten şu sıralar tür çeşitliliği bakımından zor dönemler geçiren oyun dünyasında kansere çare niteliğinde oldu.

Oyunumuz L.A Noire, mekan Los Angeles, zaman 1947, tema polisiye. Bu zaman kadar eski yeni pek çok dedektiflik filmi izledim. Aynı zamanda Agahta Christie romanlarının, özellikle Hercule Poriot ile alakalı olanları, hepsini okudum ve inanın bana en sonunda o filmlerdeki ve romanlardaki gibi bir oyun ile karşılaşmak ciddi anlamda beni mest etti, gözlerim yaşardı yahu daha ne diyeyim.

Şaka bir yana L.A. Noire ciddi anlamda bir başyapıt niteliğinde olmuş. Kısaca hikayeyi spoiler vermeden anlatmamız gerekirse; Cole Phelps adlı bir LAPD polis memurunun çözdüğü davalar sonucunda terfi ederek dedektif olup daha sonra da farklı birimlerde atandığı görevlerle başından geçen kariyerini oynuyoruz. Bu zaman zarfında farklı olaylar, karakterler, ortaklar, amirler ve birbirinden sadist cinayetler ve dolandırıcılıklarla karşılaşıyoruz.

Team Bondi ve Rockstar’ın bu yeni oyunu her ne kadar görünüşü ile bizlere bir GTA havası verse de şunu unutmayın ki görünüş aldatıcı olabilir. Çünkü bu oyun GTA’ya hiç benzemiyor.

Phelps, Cole Phelps! Dedektif!

Temel amacımız bize verilen davaları, yaptığımız sorgulamalar ve bulduğumuz delillerden faydalanarak çözüp kariyer basamaklarını hızla tırmanmak. Ancak arka planda da süregelen bir hikaye mevcut.

Bu oyunu size nasıl anlatacağımı açıkçası bilmiyorum. Çünkü anlatılması gereken o kadar çok ana hat ve ana hatların iki katı kadar detay mevcut ki. Demin de bahsettiğim gibi oyuna bir polis memuru olarak başlıyoruz. Oyunda memurluk haricinde dört farklı birimde görev alıyoruz, bunlar; trafik, ahlak, cinayet ve kundakçılık.

Öncelikle size biraz oyun mekaniklerinden bahsedelim. Bire kere hepinizin de tahmin edebileceğiniz gibi oyun GTA motoru ile yapılmış, ancak elbette epey bir geliştirilmiş. Zaten bu yüzden oyunu dışarıdan görüntüsü GTA’yı çok andırıyor. Elbette bir de Rockstar oyunlarının o kendine has temasına sahip olma özelliği mevcut. Lakin başında da belirttiğim gibi L.A. Noire’i asla bir GTA oyunu ile, oynanış açısından, kıyaslayamaz veya ikisini birbirine benzetemezsiniz nitekim bu her iki oyuna da haksızlık olur.

O nasıl surat öyle?

Ancak grafikler açısından yapılabilecek bir kıyaslama da ilk bakışta L.A. Noire’in GTA’dan biraz daha alt düzeyde olduğunu fark ediyoruz. Özelikle dördüncü GTA’daki o blur etkisi bu oyunda mevcut değil. Karakter modellemeleri arasında çok fark olmasa yine sanki biraz daha iyi olabilirmiş gibi geldi. Onun haricinde bölüm tasarımları, detaylar, ışıklandırma, kaplamalar oldukça iyi.

Fakat L.A. Noire için grafiksel açıdan “inanılmaz” derecelendirmesini yapmamış olmak hiçbir şekilde sorun değil çünkü yeni MotionScan teknolojisi sayesinde geri kalan bütün görsel özellikleri veya kusurları bir anda unutuyorsunuz. Karakterlerin suratlarındaki mimikleri, hareketleri, hatta sinirlendiklerinde boyunlarındaki damaları bile en ince detayına kadar belli oluyor. Kaldı ki olayın amacı da bu.

Bu konuyu sırasına koyacak olursak, bir olay mahalline geldiğinizde etraftaki polislerle konuşup durumu anlıyor, eğer varsa adli tabibe danışıyorsunuz. Daha sonra ortalıkta önceden bulunmuş delilleri inceliyor ve olay hakkında bilgi ediniyorsunuz. Sonrasında bu yeni bilgiler ışığında görgü şahitlerini sorguluyorsunuz. İşte bu noktada bütün olay size ve içgüdülerinize kalıyor.

Sen sussan da gözlerin konuşuyor adamım

Bir şahidi sorguladığınızda Phelps not defterinden muhtemel soruları buluyor ve oradan sırasıyla seçiminiz yapıyorsunuz. Her sorunuzun ardından karşınızdaki kişi ilk cümlesini söylüyor ve ardından mimikler olaya dahil oluyor. Nitekim ilk sorudan sonra oyun sizden aldığınız yanıta dair tahminde bulunmanızı istiyor. Acaba şüpheli/şahit doğru mu söyledi yoksa yalan mı? Ya da tam olarak her şeyi söyledi mi? Cevap karşılığında “Truth”, “Lie” ve “Doubt” seçeneklerinden birini seçmeniz isteniyor. İşte bu noktada seçiminizi sadece ama sadece konuştuğunuz karakterin mimiklerine ve varsa elinizdeki delillere dayanarak yapıyorsunuz.

Doğru cevaplarınızda soruşturmaya devam ederken, yanlış cevaplarınızda bazen karşınızdaki kişi sinirlenip sorguyu yarıda kesebiliyor ve siz alabileceğiniz olası pek çok bilgiden mahrum kalarak davaya devam etmek zoruna kalıyorsunuz. Sorulara doğru tepkiler verip vermediğinizi not defterinde yazan soruların yanındaki çarpı veya tik işaretleri ile anlayabiliyorsunuz.

Delil olmadan olmaz!

Oyunda delil toplamak çok önemli, nitekim bu sizin bir sonraki adımı atmanızı çok kolaylaştırıyor. Ne kadar çok delil bulursanız o kadar rahat bir soruşturma yapıyorsunuz. Üstelik bir şüpheliyi sorgularken de bu delillerden yararlanabiliyorsunuz. Delilleri topladıktan sonra sorguya başladığınızda karşınızdakini “Lie” veya “Doubt” ile sıkıştırmaya başlayınca, bunlar doğru seçenekler dahi olsa, kişi sizden bu iddianızı kanıtlamanızı istiyor. İşte bu noktada eğer o konuya ait bir delil bulamamışsanız veya yanlış kanıtı seçerseniz karşı taraf tezinizi otomatik olarak çürütmüş oluyor ve o soru için başarısız olmuş sayılıyorsunuz.

Ancak sakın aklınıza klasik adventure oyunları gelmesin. Bir davadaki bütün delilleri bulmanız veya sorgulama sırasında bütün soruları doğru şekilde sormanıza gerek yok. Nitekim ben bir kişiyi sorgularken 4’te 4 yapıp ardından ikinci kişide 3’te sıfır yaptım. İşler ne kadar kötü giderse gitsin oyun size bir şekilde yardım edip sonuca ulaşmanızı sağlıyor. Elbette bunu mantıklı bir şekilde yapıyor. Sonuç olarak yine suçluyu yakalıyorsunuz lakin işler biraz uzuyor o kadar.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:21 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
bornova escort balçova escort mersin escort casino siteleri Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35