Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-15-2015, 06:51 AM   #3
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Şimdi oyunun ırklarını tek tek tanıdık. Herkes tarzına göre bir karar vermiştir. Red Alert 3 serinin diğer oyunlarına göre farklı bir oynanışa sahip. Mesela, artık haritada belli noktalarda bulunan, kaynakları toplamıyoruz. Onun yerine madenlerin yanına fabrika kuruyoruz ve otomatik olarak para kazanılmaya başlıyor. Haritada bulunan bazı noktaları mühendislerle ele geçirip, ekonomiye yardımcı olabiliyorsunuz. Aynı zamanda hastaneler ele geçirilirse, piyadeler kendi kendine iyileşmeye başlıyor. Ancak para kazanma hızı, klasik C&C evrenine göre biraz daha yavaş ve zor. Oyunda ekonomik kriz var gibi bir hal var. Ancak sömürge mantığıyla 4-5 fabrika ele geçirilirse adam gibi para kazanılıyor. Tabi bunda bir de, CO-OP komutanla parayı ortak kullanmamızın da etkisi var. CO-OP komutan, profesyonel RTS oyuncuları için biraz bela olabiliyor. Tam saldırınızı yapacakken, sizden yardım istemesi gibi yük olma durumları da var. Ancak yardımı da dokunmuyor değil. Özellikle daha amatörler bölümleri geçmek için onları hile niyetine kullanabilir.

Strateji tarzını değiştiren diğer unsur ise, artık askeri birimlerin bir birini destek olarak tasarlanmış olması. Eskiden şöyle bir taktik geliştirilirdi. Birkaç askeri birim üzerine gidilir ve düşmana öyle saldırılırdı. Rush sevenler, hızlı ve ucuz şeyleri seçerdi. Bu sefer durum öyle değil. Çünkü her birim bir işe yarıyor, bir birlerine karşı üstünlük ve zaafları var. Örnek vermek gerekirse, Sovyetlerin Twinblade helikopterleri, yer birimlerine karşı ölümcül, ancak havada uçmasına rağmen, uçakları vuramıyor. Bu durumda ya Twinbladeleri uçak savarı olan birimlerle desteklemek lazım, ya da hava desteği olarak uçaklarla. Bu çoklu denge her birim için geçerli. Eskiden C&C'lerde az hissedilen bu denge, artık tamamıyla oyuna hakim olmuş. Kısacası, düşmanı yenmek için her askeri birimden yapmanız lazım. Bunun artısı daha farklı ve gerçekçi bir oynanış sunuyor. Eskisi ise, eski RTS kurtlarının alışması için biraz zaman gerekmesi. Ayrıca yine eksi bir taraf stratejiyi sınırlıyor.

Oyunun esas temeli multiplayer için yapılmış. Singleplayer daha çok o da olsun mantığıyla kullanılmış. Senaryo eşliğinde tutarial mantığıyla, oyunu ve güç dengelerini öğreniyorsunuz. Anlaşılan süper modellere fazlasıyla para verdikleri için, senaristlerden kısmışlar. Kısa singleplayer de eski C&C ler kadan uzun bir hikaye yok. Tiberium Wars, hikaye ve oynanış olarak daha başarılı. RA3 sadece C&C'lerden izler taşımıyor. Emperor: Battle for Dune ve Battle for Middle Earth serilerinden de bazı özellikler almış. Oyunun en çok eleştirilen renk paleti ve grafik sistemi, Emperor: Battle for Dune oyunundan. Battle for Middle Earth'den ise, büyü sistemini almış. Oyunda adam öldürdükçe, savaş puanları topluyoruz. Daha sonra BFME de olduğu gibi, ayrı bir menüden kendimize özellikler seçiyoruz. Bunlar saldırı gücü, teknolojik yenilik gibi şeyler. Her ırk için kendi kültürlerine göre değişiklik gösteriyor. Bu sistem C&C'lerde ilk kez kullanılmadı. Ancak bu haliyle daha çok önceki C&C'ler yerine BFME'ye benziyor. Açıkçası rahatsız edici bir yanı da yok

Sesler yaratıcı ve etkileyici olmuş. Özellikle askerlerin komik diyalogları savaş stresinde insanı rahatlatıyor. Tabii bu biraz Warcraft 3 havası sezdirmiyor da değil. Müzikler de ırklara göre değişiklik gösteriyor, Sovyetler'in müzikleri daha savaşçıyken, Empire ise Japon kültüründen esintiler taşıyor. Müttefiklerin müzikleri ise, daha çok disco ve dans ortamları için uygun. Hellmarch 3 ilk iki versiyonu kadar iyi. Zaten hafif değişiklikler olmuş. Yer yer Red Alert 2'in müzikleri de oyunda çalıyor. Ancak playlist sisteminin kalkması oyun için eksi olmuş. Grafiklerin kalitesi ise oyuncular için göreceli olacaktır. Daha çizgi romansı ve soft grafikler bazılarının hoşuna giderken, bazılarınınsa giymeyecek. Oynanış bazı yerlerde Red Alert ve C&C tadını yakalarken, bazı kısımlar da ise tamamıyla farlı bir oyun gibi durmuş. Yapımcıların oyun için geliştirdiği fikirler yaratıcı ve yerinde. Bu kadar yaratıcılıkla başka bir oyun da yapılabilirdi. Ancak, anlaşılan satış kaygısından dolayı Red Alert adını kullanmak istemişler. Haliyle bu fikirler Red Alert evrenin içine adapte edilmiş. Gelecek yamalarla ve genişleme paketiyle birlikte, oyunun içinde bu yenilikler daha da oturacaktır. Ayrıca, multiplayer desteği daha oturaklı bir hal alacaktır. Ön yargılarla başladığım bu oyunu, iyice içime sindirerek oynadım. Her bölümü olabilecek en uzun şekilde test ettim. Sonuçta yavaş yavaş fikrim değişti. Red Alert savaş parodisi ve bu oyunda komedi kısmını iyi becermiş. Strateji ve yapay zekada bazı sorunlar olsa da, günümüz yamalanma teknolojisi ve teknik desteğiyle zaman içinde düzülecektir. Strateji sevenlerin en azından bir kez tecrübe etmesi gereken bir oyun olmuş. Oyun farklı bir tarz denediği için, tepkiler herkesin kendi zevkine göre değişecektir. Seriyi bilmeyen, hatırlamak isteyenler ve yeni başlayacaklar için..
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla