Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-17-2015, 10:00 AM   #2
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart



Takım halinde ilerlemenin kötü yanları ise yok değil. Söz gelimi bir kapının açılıp, içine girmesi gereken kişi hep biz olduğumuzdan, tehlikeyle her an burun buruna gelme ihtimalimiz yükseliyor. Diyelim ki bir odaya girdik ve roker atarlı düşmanlarla karşılaştık ve hemen geri dönmeye çalışırsak, hemen arkamızda bizi takip eden askerler geri gitmemize engel oluyor ve hedef tahtası olarak kalmamıza neden oluyorlar. Bunun haricinde genelde oyun belli bir kurgu üzerine ilerliyor ve atmosferi biraz düşürüyor. Mesela bir odaya askerler daha evvelden girip siper almışlarsa olayların gelişmesi için mutlaka bizim istenilen yere gitmemiz gerekiyor. Biz bahsi geçen yere geldiğimiz anda düşmanlar akın akın geliyor ve savaşmaya başlıyoruz.

Takım arkadaşları ile ilgili minik bir not da kendi kişilikleri olduğu konusunda. Aslında çok geniş kapsamlı irdelenmese de askerler kimi zaman kendi aralarında şakalaşıyor ya da bize laf atıyorlar. Düşmanlarla kapıştığımızda heyecan dolu sözler sarfediyor, aniden karanlık bir ortama gidiğimizde hepsi el fenerlerini yakıyorlar.



Fazla sorgu sual tanımadan sadece aksiyon sevenlerin bir numaralı gözdesi olan Quake serinin dördüncü oyununda da bekleneni sonuna kadar sergiliyor. Oyunun her anı aksiyon ve hareket dolu. İlk bölümlerde genelde bir askeri başka bir yere götürüp, eskortluk yapma ya da kilitli bir kapıyı aç gibi basit görevler olsa da hikaye gelişip oyunun ilerleyen safhalarına gelince gerçekten aksiyon dozu iyice yükseliyor. Çatışmaların arttığı noktada dört bir yandan gelen düşmanlar sürekli hareket halinde olmamıza neden olduğu gibi sabit bir noktada hedef alıp ateş etmemize de engel oluyor.

Aksiyonun dozunu anlatırken düşman yapay zekasından bahsetmeden olmaz. Quake 4’teki düşmanların savaş stilleri genelde aynı. Ya üzerimize kurşunlarını savurarak koşturuyorlar ya da bulundukları yerden siper alarak ateş ediyorlar. Üzerimize gelenler ise sürekli sağa sola kayarak hedeften çıkmaya ve bizi şaşırtmaya çalışıyorlar. Kimi zaman ise perendeler atarak farklı noktalara çekiliyorlar. Ancak genel olarak hepsi bizim üzerimize odaklandıkları ve sadece bizi öldürmeyi düşündükleri için kolay hedef oldukları da bir gerçek.



Açık söylemek gerekirse, üzerimize Serious Sam’deki gibi deli gibi koşanların oluşturduğu bir düşman grubunu görmek beni üzdü. Çünkü gelişen teknoloji ile oyunlarda iyice artan yapay zeka’nın esintilerini burada bulamamak pek beklediğimiz bir şey değildi. Genelde Quake 4’teki düşmanların özelliği, çevik ve bol hareketli olmaları. Kimilerinin ise çok güçlü olmaları artı yanları. Yoksa taktik belirleyip sağa sola saklanmaları, yer değiştirmeleri ya da tuzak kurmaları gibi bir durum pek söz konusu değil. Yüksek zorluk seviyelerinde dahi düşmanlar çok akıllı olmuyorlar. Bunun yerine verdikleri hasarlar çok artıyor ve hızlı hareket ediyorlar.Quake serilerinin vazgeçilmezi olan boss’lar ise diğer düşmanlardan ayrılır yapıda. Çünkü her boss’u öldürebilmek için farklı taktik ve beceri gerekiyor. Eski oyunlardan hatırladığımız gibi düşmanın etrafında dönüp ateş etmek pek işe yaramıyor. Mutlaka her birinin zayıf noktası bulunuyor ve o noktayı bulana kadar epey zorlandığımız anlar yaşanabiliyor.

Silah Yapıları
Quake 4’ün silah yapısı bizi hiç şaşırtmıyor. Hepsi Quake hayranlarının büyük bir zevkle kabulleneceği yapıda. Açıkçası Quake 3’te hangi silahlara sahipsek burada da yeniden modellenmiş hallerini görüyoruz. Garip olan ise genelde FPS’lerde alışık olduğumu el bombası Quake 4’te bulunmuyor. Silahlarımızın ikinci ateş modları yok, ama genelde hepsinin zoom modu var. Sağ tuşa basarak ulaştığımız bu mod sayesinde yakından keskin atışlar yapabiliyoruz. Oyunda sahip olduğumuz silaha bağlı el fenerinin şarjı hiç bitmiyor ve bu nedenle olsa gerek pek çok karanlık mekanda dolaşır hale geliyoruz.
Hikayemizin genel akış planı ise bizi fazla şaşırtır yapıda değil. Genelde hep takım arkadaşlarımız ile birlikte ilerliyor bir sorunla karşılaşıyor ve sorunun çözümü için tek başımıza yola koyuluyoruz. Kimi zaman ters taraftan açılması gereken bir kapı, kimi zaman ise gidip getirilmesi gereken bir asker oluyor. Asker getirme görevlerine genelde tek başımıza gidiyor ve dönüşte yanımızdaki askeri koruyarak geri dönüyoruz. Burada dikkati toplayan nokta ise genelde FPS oyunlarında hep ileri doğru gidilir ve pek geri dönülmez. Ancak Quake 4’te kimi zaman gidip bir objeyi alarak ya da bir askere eskortluk yaparak başladığımız noktaya geri döndüğümüz oluyor. Böyle durumlarda aynı koridoru kullanmamıza rağmen farklı noktalardan çıkan yaratıklarla karşılaşıyoruz.



Teknik detaylar
Quake 4 için belkide en çok övülmesi, alkışlanması gereken konu; grafikleri. Oyunun tamamında hiç düşmeyen bir kalitede son derece detaylı kaplamalara, modellemelere ve animasyonlara sahip harika bir grafik motoru mevcut. Zaten Doom 3 oyununda da kapalı mekanda oyun motorunun ne kadar yüksek düzeyde olduğu gösterilmişti, ancak Quake 4 ile geliştirilmiş olan grafik motorunun bu yeni hali gerçekten görülmeye değer. Özellikle daha oyunun başında karakter modellemeleri ile dikkatleri üzerine çeken grafikler daha sonra bölüm tasarımlarıyla da tavana vuruyor.Sürekli yanıp sönen ışıklar, sağda solda bozulup, kırılan, kıvılcımlar saçan paneller, borulardan çıkan sıcak gazlar ve ışıklar ile doğru orantılı oluşan gölge efektleri ile gayet güzel bir görüntü çiziyor oyunumuz. Yarı canlı yarı robot olan düşmanlarımızın tasarımları gayet korkunç olduğu gibi ilerleyen bölümlerdeki büyük ve kopleks harita tasarımları da son derece güzeller.Film aktörlerinin seslendirdiği oyun karakterleri ses konusunda oyunun artı puan almasını sağlıyor. Askerlerin herbirinin kendine has aksanı olması ve de sürekli ortama heyecana uyan bir şekilde konuşmaları artı özellikler. Müzikler ise genelde ortama uyan şekilde gelişiyor, ancak harikalar yarattığını da söylemek güç.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla