Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-07-2015, 11:19 AM   #1
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Black & White II

Molyneux'un adını ilk defa The Movies, Fable: The Lost Chapters, Black & White 2 ile duyduysanız yanılıyorsunuz. Peter Molyneux 1987 yılında Bullfrog Productions'ı kurarak Populous, Powermonger, Theme Park, Magic Carpet ve Dungeon Keper ile PC dünyasının dahi çocuğu ünvanını aldı. Populous, zamanına göre 4 milyon kopya satarak bir ilke imza attı. Ardından Theme Park da tam 3.5 milyon kopya sattı. Aslında, bir Playstation oyuncusu için Hideo Kojima ne ise Molyneux da biz PC oyuncuları için aynı değerde bir şahsiyet. Oyun dünyasına iyi ve kötü tarafı özgürce oynayabileceğiniz oyunları kazandıran derin şahsiyet dersek de abartmış olmayız. 1997 yılında Bullfrog'u yeni adı ve yeni projeleri ile artık oyuncular için ismini duyduğunda sarsacak bir döneme imza atmaya hazırlanıyordu. Nitekim Lionhead olarak işe koyuldular. 2001 yılında öyle bir oyun yaptılar ki oyun dünyası Molyneux'u ilah olarak görmeye başladı. Black & White adını artık tabuların yıkıldığı ve dev bir sanal dünya içinde özgürce tanrıcılık oynayacağınız oyun olarak oyun tarihinin tozlu sayfalarına adını yazdırdı. Peter Molyneux 2004 yılında Xbox platformu için Fable'ı çıkardığında ise Xbox sattıran adam ve PC oyuncularının hani bize diye gözünün içine baktığı bir insan olarak tekrar kendinden söz ettirdi. Aslında böyle dahi bir insanın kendinden söz ettirmeye de ihtiyacı yok. Çünkü oyun dünyasında Molyneux'un yapımlarını konuşmayan ve oynamayan insan sayısı yok denecek kadar azdır. Artık Black & White 2 ile bizleri buluşturduğu ve The Movies ile tekrar ortalığı sarsacağına göre bu saygıdeğer girişi çoktan hak etmişti. İyiki varsın Peter Molyneux.

Nedir bu iyi ve kötü karmaşası?

Molyneux ve ekibi bir gün oturmuş düşünüyolarmış.

Ortadan birisi - "Nedir baba bu sadece iyi yada kötü olma kıskacı hadi ben her ikisini de olmak istiyorsam?"

Ortadan diğeri - "Baba sen de çift uçlu mizaç bozukluğu olmasın?"

Ortadan birisi � "Git işine baba ya"

Molyneux : "Hadi yapalım o zaman" der.

Evet aslında aralarında böyle bir konuşma geçmemiş olsa da böyle bir karar verdikleri ortada. Black & White ile iyi ve kötü olabilmenin güzelliğini Fable ile doruğa ulaştırmış bir dahiden yine daha iyisini beklemek haksızlık olmazdı. Black & White 2'de ise iyi ve kötü olduğunuzu tam anlamı ile hissedebiliyorsunuz. Yaratığınızın görünüşünden tutun da etrafınızdaki her şeye kadar iyi ve kötünün ne demek olduğunu anlayacaksınız. Yaratığınıza kötülük yaptırdıkça, insanlara zulüm edip savaşçı yanınızı ön plana çıkardığınızda yaratığınız çirkinleşecek şehriniz siyahlaşacak. Tam tersinde ise "agucu gucu" diyebileceğiniz sevimli bir yaratığınız ve cennetten çıkma bir şehriniz olacak. İyi ya da kötü olmanın hiçbir kötü yanını oyunda görmediğimi belirtirim her şey yerli yerinde kullanılmış. Hiç bir abartı yada eksi bir yanı yok.

Black & White 2 bir strateji oyunu mu?

Aslında bunu kendime hep sormuşumdur strateji oyunu çok oynamayan biri olarak B&W ilk çıktığında ben deliler gibi oynamıştım ve hiçbir zaman da bir strateji oyunu olarak görmedim. Aslında B&W'da bir strateji oyunundan daha çok strateji öğeleri yok değil. Birimleriniz oluşturmanız, halkınızın geçimini sağlamanız, evler, hanlar yapsanız da işin içine halkınızı ve yaratığınız mutlu etmek ya da etmemek girince bir strateji oyunundan çok daha ilerde bir oyunla karşılaşıyorsunuz. Çünkü hiçbir strateji oyununda size iyi ya da kötü tanrı olma hakkı verilmiyor ve bu tamamen halkınızı ve oyunu etkilemiyor. Benim için bir tanım yapacak olursak B&W serisi için RTS öğeleri ağır basan bir aksiyon oyunu diyebiliriz. Zaten B&W herkes için farklı duygular uyandırdığı için bir klasik değil mi?

Oyuna ilk başladığımızda Lionhead'in etkileşimli logosu ile karşılaşıyoruz gayet hoş olduğunu itiraf etmeliyim kişisel olarak. Intel (EE) ve Ati reklamlarından sonra fena sayılmayacak bir video ile tanrının elinin ulaşmasını bekleyen insanlara doğru yol alırız. Medeniyetin gelmediği bu yabani ırkları yola getirmeyi ancak bir tanrı yapabilirdi zaten.

İlk başta üç aşamalı bir alıştırma bölümünden geçiyoruz. Aslında oyunun girişi de denebilir. Bronze, Silver ve Gold olarak hazırlanmış bu hazırlık bölümlerinde Azteklerin Yunanlılara saldırması ile başlıyoruz. İlerleyen bölümlerde Norveç ve Japonlar karşılaşacağımız diğer ırklar. Bu ilk alıştırma bölümlerinde sizden samanları tutuşturmanız, ufak mouse hareketleri gibi yönlendirme hareketleri gösteriliyor. Zaten bu bölümlerde aksakallı dedemiz ve şişirilmiş domates kılıklı şeytanımız bizi sürekli yapmamız gereken şeyler hakkında oyun boyunca uyaracaklar ve yardımcı olacaklar. Zaten bir görevi yerine getirmediğiniz zaman gelecek mesajlardan yapmanız gerekenler konusunda pek de zorlanacağınızı zannetmiyorum.

Hayvan Çiftliği

Ne güzel bir kitaptı George Orwell'in "Hayvan Çiftliği", aklıma geldi ne bileyim bu hayvanları görünce. Alıştırma bölümlerini bitirdikten sonra.gelelim hayvan seçimine.

Genel olarak kaplanı hariç tutuyorum, ona oyunu bitirdikten sonra sahip oluyoruz (ya da trainer ile; Sakın!). Tüm hayvanlarımız aşağı yukarı aynı tepki ve savaşçı yeteneklere sahip bunlarda maymunumuz biraz daha akıllı diğerlerine göre kurt ve aslan aslında savaşçı olarak daha iyi gözükse de maymunla ikisin de hakkından geldiğimi belirteyim. Aslan ve kurt'u savaşçı yönü ağır basanlar daha çok tercih etmeliler. İnek Allah'a emanet tam gir geyik, soytarı etinden sütünden her şeyinden faydalanılabilir. Seçim konusu tamamen sizlere kalmış; hangi hayvan daha sempatik geliyorsa onu seçin. Çünkü oyunu eğlenceli kılan en büyük etkenlerden bir tanesi sizin seçtiğiniz hayvanınız olacaktır.

Seçtiğiniz hayvanınızı kendi başına bırakabileceğiniz gibi halka yardımcı olarak kullanabilir, bina yaptırabilir veya bir savaşçı olarak yetiştirebilirsiniz de. F3 ile ulaşabileceğiniz menüde bu seçenekleri görebilirsiniz.


Sırası ile havyanızı serbest bırakabilir, bir yerde kalmasını söyleyebilir, insanlara yardımcı olmasını isteyebilir, inşa işlemlerinde kullanabilir ya da savaşçı olarak birilerine saldırtabilirsiniz (Bunun için acele etmeyin).

Hayvanınızı mutlu etmek de pek öyle kolay değil. Eğer ki sadece bu işlerde havyanızı kullanırsanız zamanla sizin isteklerinize boyun eğmemeye başlayacaktır. Bunun için onunla zaman zaman oynamalı ve onu mutlu etmelisiniz.


F2 ile ulaşabileceğiniz bu menü ile hayvanınıza oyuncak bir ayı, bebek, top ve benzeri nesneler alarak onunla oynamalı ve onun avunmasını sağlamalısınız. Zaman zaman elinizle beslemeli, altını temizlemelisiniz . Yine bu menüde hayvanlarınızın insanlara nasıl davranacağını ve yapacağı şeyleri de öğretebilirsiniz.

Hayvanınızın dış görünümü yine sizin iyi veya kötü oluşunuza göre değişim gösterecektir. Eğer uysal ve insanları seven onları yemeyen onlara işlerinde yardımcı olan ve hiç savaştırmayan (ki bu mümkün değil) hayvan yetiştirirseniz hayvanınız daha sempatik bir şekle bürünecektir. Ama insan değil alasını yerim, kafasını gözünü patlatırım adamın derseniz hayvanız çirkinleşecek, cani bir yaratık halini alacaktır.


F4 ile hayvanınızı geliştirmeniz için sunulan seçenekleri paranız ölçüşünde değerlendirebilirsiniz, zira bunların bir hayli pahalı olduğunu söyleyebilirim. Onun için mineral kaynaklarını olabildiğince fazla tutmaya bakın.Ürettiğiniz ürünleri de satışa çıkararak da para kazanmanız mümkün.Yani bir anda hayvanınızı deli bir savaşçı yapmanız parayla oluyor.Ne kadar paran var o kadar adamsın da diyebiliriz. F4 ile sadece havyanızı geliştirmiyorsunuz tabi ki en iyi 100 askere sahip olabilirsiniz 200,000 bin papel karşılığında mesela .Burada daha çok her şey paranız ile gelişmenize bağlı da diyebiliriz.

Para kazanmanın bir diğer yolu da ürünleri iyi pazarlamakdır
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla