Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-06-2015, 09:31 AM   #3
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Ertesi gün

Sonunda şehirden çıkıp da bataklığa geldiğimizde görüyoruz ki uzak yerleşim birimlerine yolculuk yaparken haritamızı kullanıyoruz ve yolda tehlikelerle karşılaşma ihtimalimiz oldukça yüksek. O nedenle yanımıza ekmek, peynir, domates alıp pikniğe gidiyor gibi değil, tedbirli çıkmalıyız yola. Bataklığa, başka şehirlere, ormanlara, mağaralara, akla gelen her yere gittikten sonra bakıyoruz ki tasarımlar gerçekten de harika. Keşfedilecek çok çeşitte yer sunuluyor ve bu sayede asla haritanın sizi kısıtladığını düşünmüyorsunuz. Gerçekten uçsuz bucaksız bir evrende "yaşadığınızı" hissediyorsunuz.

Tasarımlardan bahsettiysek oyunun genel özelliklerinden bahsetmeye geçebiliriz. Radon Labs'ın Nebula oyun motorunu kullanan oyun Shader Model 3.0 gereksinimiyle gelse de SM2 ile de çalışabiliyor. Oyunumuz çözünürlükler ve görüntü ayrıntıları konusunda çok az oyunda rastlayabileceğimiz kadar güzel bir derecelendirme sunmuş. Ayrıntılara fazla yüklenilmediğinde SM2 ekran kartlarında da çalışabilen, ayrıntıları ve çözünürlüğü zorladığınız zaman günümüzün üst düzey ekran kartlarının ancak tam verimle çalıştırabildiği bir detaylandırma ayarı mevcut oyunda. Detayları arttırdıkça oluşan farklılık gözleri okşamak bir yana, oyunu bırakıp etrafı şöyle bir seyretmenize sebebiyet verecek kadar fazla olsa da detaylar düşük iken bile oyun, zevkinden pek de ödün vermemeyi başarıyor. Grafikler konusunda çoğu oyunda karşılaştığımız ve yamalarla kolaylıkla düzeltilebilecek birkaç doku hatası dışında büyük bir sorunla karşılaşmadık. Sinematiğinden menüsüne ve kullanıcı dostu arayüzüne kadar hiçbir detayda kolaya kaçılmadığı belli.




Oyundaki sesler ve müzikler de en az grafikler kadar kalitesini belli eder nitelikte. Konuştuğumuz hemen hemen her kişinin seslendirmesi yapılmış ve karakterlerimizin durumlara göre verdikleri sesli tepkiler büyük bir özenle hazırlanmış. Savaş anında coşan bir savaşçıdan, kendi kendisine homurdanan cüceye kadar hiçbir ses atlanmamış ve karakterleri yönetirken, uzun yolculuklar esnasında yolları aşarken oluşabilecek rutin can sıkıntısı bu sesler yardımıyla engellenmiş. Çevre sesleri oyunun canlılığına büyük katkı sağlıyor. Kuşların cıvıltısından insanların uğultusuna, karnaval seslerine, rüzgârın ağaçları okşamasına kadar her şey ayrıntılarıyla kurgulanmış. Mekânlara göre anında değişiklik gösteren müzikler mağarada, mahzende, karanlık bir ormanda gezerken adeta dikkatli olmanız konusunda sizi uyarırken şehirdeyken şehrin havasına eşlik edercesine FRP ruhuna uygun parçaları kulağınıza iliştiriyor. Müziklerin kalitesi konusunda fikir edinmek isterseniz oyunun kendi sitesinde çalan hoş müzikler iyi bir rehber olacaktır; dinlemenizi öneriyoruz.

Ses ve görüntünün harmanlandığı animasyonlarda da estetiğin ayarı gayet iyi yakalanmış. Büyü animasyonları görülmeye değer. Savaş esnasında da kılıçların sesleri, vururken ya da yaralandığında haykıran canlıların ses ve animasyon ahenkleri muhteşem. İnsanların çevrede yürüyüşlerinden mırıldanmalarına kadar her şeyi ne kadar dikkatle izleseniz de hata bulmakta zorlanıyorsunuz. Şehir meydanında sohbet çevirenlerden örs başında çalışan demircilere, köşeye sinmiş sinsice bekleyen hırsızlardan birbirine aşklarını ilan edenlere kadar karşılaştıkça yüzünüzü gülümsetecek binbir türlü ayrıntı var oyunda.

Kontrolleri de sade olan oyunumuzda karakterleri fare ya da klavye (WASD) ile yönetebiliyoruz. Savaş yeteneklerimizi ve büyülerimizi rahatlıkla kullanabilmemiz için RPG'lerden alışkın olduğumuz "action bar" ekranın altında bulunuyor. 10 boşluk ve 5 farklı dizilim seçeneğinden oluşarak 50 yeteneği birden yerleştirerek farklı durum kombinasyonları yaratmanıza izin veriyor. Fare ile de etkileşime girilecek kişilere ya da cisimlere sağ tıklayarak yapabileceklerinizi görebilirsiniz. Envanterinizde eşyalara sağ tıklayarak haklarında bilgi edinebilirsiniz. Buna benzer olarak karakter menüsünde Stat puanlarının işlevlerini sağ tıklayarak öğrenebilirsiniz. Kontroller ve oynanış incelemesi esnasında karakterlerin iki adımlık yere zıplamayı, çıkmayı beceremeyip geriden dolaşıp gelmeleri dışında pek hataya rastlamadık.
Oyunumuz başlarda kolay gibi görünse de bazı yerlere erken gitmenizin ve yeterince sık oyunu kaydetmemenizin zararlarını ilerledikçe daha net görebiliyorsunuz. Bazı noktalarda öylesine stratejiler üretmeniz gerekiyor ki oyunun sıra tabanlı stratejiye doğru ilerlediğini fark ediyorsunuz. Bu nedenle yan görevleri de elinizden geldiğince yapıp güçlenmeye bakın. Yapay zekâ grup elemanlarımızda pek çalışmasa da düşmanlarımızın bazılarına bolca verilmiş durumda; oyunun herhangi bir yerinde "bayağı güçlendim, bodoslama gideyim artık" demek son kayıtlı oyununuza geri dönmeniz anlamına gelebilir.

Sürpriz! İlk masaüstü FRP'nizi oynadınız!

Oyunumuzun en can alıcı noktasına geldik; oyundaki tüm ihtimaller zarlara bakıyor aslında. İsabet ettirme ya da isabet alma oranınız hep şansınıza bakıyor. Siz sadece bu ihtimalleri yükseltiyor ya da azaltıyorsunuz. O toplanıp zar atarak FRP'cilerin oynadıkları oyunlar var ya; onlardan birisini oynuyorsunuz işte şu an. Yaralıyken kullandığınız bandajın başarılı olup olmaması bile bu ihtimallere bağlı. The Dark Eye D20 tabanında hazırlanmış bir masaüstü FRP. D20 tabanında olması 20'lik zar attığınız anlamına gelir. 1d20 tabanda attığınız zar başarmak istediğiniz şeyin zorluk seviyesine eklenir, yeteneğiniz ikisinin toplamından daha fazlaysa başarılı olursunuz. Nasıl mı? Diyelim ki birisinin cebinden bir şey çalacaksınız. O kişinin cebine el atmanın zorluğu 13 olsun. Sizin de hırsızlık (Pickpocket) yeteneğiniz 20. Bu durumda yaptığınız denemede (siz görmeseniz de) attığınız zar 6 geldi diyelim. (13+6)<20 olduğu; yani doğal zorlukla atılan zarın toplamı yeteneğinizden daha düşük olduğu için başarırsınız. Ha diyelim ki 8 attınız; o zaman da tam tersi durum söz konusu. Kısacası büyük değil, küçük atmanız gerekli bu oyunda. Bu konuda şansınızı arttırmak için oyunda çeşitli yardımcı eşyalar da mevcut ancak işin temeli yine yeteneğinizi geliştirmekten geçiyor. Siz bu zarı falan oyunda hiç düşünmeyeceksiniz ancak işin temelinin böylesine ayrıntılı ve düzenli olduğunu bilmek heyecan verici olsa gerek. Özellikle masaüstü FRP severler için çok hoş bir ayrıntı olduğu kesin; nitekim ben bayağı memnun oldum. Oh, DM'e falan da gerek yok, oyna kendi başına.




Satış stratejisi ve kalitenin mükemmel karışımı

Gerek fantastik RPG severlere Dragonage, Divinity II; gerekse kes-biç tarzı RPG severlere Diablo III çıkana kadar ilaç gibi gelecek, masaüstü FRP özlemi çekenlere farklı bir tat sunacak, fantastik kitap hastalarına hayali kahramanlarını oyuna yansıtma şansı verecek çok başarılı bir oyun duruyor önümüzde. Hepimizin ihtiyacı yok muydu böyle bir oyuna? Oyunlarda birazcık olsun derinlik arar olmamış mıydık? Karakterlerin siz emir vermedikçe savaş anlarında bocalamaları ile zıplamayı sevmemeleri (!) gibi ufak eksilerinin dışında grafikleri, sesleri, senaryosu, karakter çeşitliliği, kaliteli duruşu, ayrıntılı altyapısına rağmen kendisini oyuncuya kullanışlı arayüzüyle boğmadan sunması ve piyasaya çıkma konusunda belki de yılın en uygun zamanını seçmiş olmasıyla ayakta alkışlıyoruz Drakensang'i. Türün müdavimlerine ve başlama niyetinde olanlara oynamalarını şiddetle tavsiye ediyoruz. Haydi şimdi oyunun başına kurulup hayata bir "Auto-Pause" çekin ve sırtınızda kılıcınızın ağırlığını hissetmeye başlayın. İyi oyunlar, iyi RPG'ler.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla