Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-08-2015, 02:08 PM   #1
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart FIFA 10 PS3 (İnceleme)

Bir organizasyonun içinde belirli bir süre çalıştıktan sonra, orada bulunan eksiklikleri, yanlışları görememeye başlarsınız. Dışarıdan bakan bir göz size daha gerçekçi bir fotoğraf sunar. EA sports benim ilk oynama şansı eriştiğim Fifa 96′dan beri, her yıl birkaç makyajla aynı oyunu önümüze sunulurken, piyasada PC’ye çıkan eli yüzü düzgün başka bir futbol oyunu olmadığı için futbolsever oyuncular olarak Fifa oynamaya mecbur kalıyorduk. Konsollarda adını duyurmaya başlayan Winning Eleven serisi PC’ye çıkıp, rekabet ortamını getirene kadar aynı ekiple çalışan EA Sports, kadrosunda yaptığı önemli değişikliler ile ( bu değişiklik 2007 veya 2008 yılında yapılmıştı ) bu dışardan bakan gözün sunduğu gerçekçi resme bakabilmeyi başardı. Hal böyle olunca son yıllarda konsollar için piyasaya çıkan Fifa oyunları, Fifa serisinden PES’e geçen kitleyi tekrar cezbetmeye başladı. Fifa 2010 ile değişimi köküne kadar hissettiren EA Sports’un son ürünü Fifa 2010′u inceleme altına alıyoruz.
İncelemeye geçmeden önce kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Öncelikle, Pes’çi, Fifa’cı gibi terimleri çok saçma buluyorum. Ben oyun ne için oynuyorum ? Eğlenmek için, güzel vakit geçirmek için. Eğer bir oyun beklentilerimi karşılıyorsa adı PES de olsa, Fifa da olsa farketmez. Eğer ben o oyundan keyif alıyorsam, oynarım. Onu oynamam için illa ki birinin diğerinden üstün olması gerekmiyor. Ben ne Fifa’cı, ne Pes’çi, ne PC’ci, ne konsolcuyum… Bunların hepsi benim için saçmalık. Ben oyuncuyum. Sevdiğim bir oyunu PC’de de oynarım, konsolda da oynarım, cep telefonunda da… Bu takım tutmak, bir partiyi desteklemek gibi birşey değil. Bir yıl Fifa’yı beğenirim, onu oynarım, diğer yıl PES’i beğenirim onu oynarım. Bir yıl ikisini de beğenirim, ikisini de oynarım… Ben herkesi bu bakış açısıyla buradaki yazıları okumaya davet ediyorum. Son olarak; buradaki yazılarda bazen eksik veya yanlış bilgi olabiliyor, her insan hata yapabilir. Burada o yanlışı yapan yazarı karalamak yerine, o yanlışın doğrusunu hem bize hem de okuyuculara aktarmanız daha güzel bir davranış olur. Sonuçta biz burada oyunda elde ettiğimiz izlenimlerimizi aktarıyoruz, ne kadar objektif olmaya çalışsak da her yazı yazarın subjektif görüşleriyle de bezenir. Bu görüşleri kesinlikle mutlak doğru değildir, siz tamamen farklı düşünebilirsiniz.

Oyun incelemelerinde genelde izlediğim bir metod vardır. Oyunu ilk açtığımızda karşımıza gelenler ve menülerden, oynanışa, teknik özelliklere, çoklu oyuncu kısmına doğru bir yol izliyorum. Fifa 2010′un açılış videosu karşıma geldiğinde videonun çok kısa olduğunu farkettim. Eskiden estetik hareketlerle bezeli, uzunca videolar yapardı EA Sports. Son senelerde pek bunu göremiyoruz. Fifa 2010′da gördüğümüz şey Rooney’nin Lampard’a şık çalımı ve topu köşeye takışı. Bu tabi ki oyunun bir eksisi değil, ufak bir detay. Neyse, videodan ve yükleme ekranından sonra yine karşımıza arena çıktı. Arena’da istediğimiz bir oyuncu ile istediğimiz hareketleri deneyebiliyoruz. Birazdan anlatacağımız Be a Pro modunda yaratacağınız oyuncuyu da arenada kullanabiliyorsunuz. Burada yapacağınız belirli hareketler ile oyuncunuzun özellikleri artabiliyor. Şut, top sürme kabiliyetleri vs vs …
Fifa 10′un menüsünde yeni modların yanında yeni oldukları belirtilmesi oyuncuya kılavuzluk yapma açısından iyi olmuş. Kick off modunda istediğimiz bir takımla hazırlık maçı yapabilirken, be a pro match ile de sadece 1 oyuncuyu yönettiğimiz maçları da yapabiliyoruz. Kickoff’un altında bulunan game modes’taki menajer modu oyunun yeni bir modu. Bu modu çok başarılı değil zira menajerlik oyunlarına merak duyan kişiler menajerlik oyunlarını oynamayı tercih ediyorlar. Fifa’nın bu modunda menajerlik adına hem yapabileceğiniz şeyler sınırlı hem de bir menajerlik oyunu kadar gerçekçi değil. Yine de farklı heyecanlar arayanların ilgi duyabileceği bir mod olabilir. Be a pro season’da yarattığımız oyuncu ile kariyer yaparken, tournament mode’da oyunda bulunan herhangi bir ligi veya kupayı oynayabiliyorsunuz. Lounge mode’da ise birkaç arkadaş bir yerde toplandıysanız, turnuva modu ayarlayıp karşılıklı maçlar oynamak için ideal bir mod.

Be A Pro modu son yıllarda birçok spor oyununda gördüğümüz bir mod. Be A Pro modunda yarattığımız oyuncuları her modda kullanabiliyor olmamız hem iyi hem kötü olmuş. Kötü olmuş çünkü yarattığımız oyuncu o takımın kadrosuna dahil oluyor ve siz o takımla ne zaman maç yaparsanız, bu gerçek olmayan oyuncu sürekli kadroda oluyor. Ben açıkçası kendi yarattığım oyuncumun sadece kariyer save’inde bulunmasını tercih ederdim. Bunun iyi tarafları ise arena modu, hazırlık maçı ve internetten maçlar da dahil olmak üzere yaptığımız oyuncuyu her an oynayıp, geliştirebilmemiz. Ayrıca Be A Pro modunda kendi yüzümüzü de oyuna aktarabiliyoruz. Bir tane yandan, bir tane önden çekilmiş 2 adet fotoğrafınızı Ea Sports Football World sitesine yükledikten sonra oyuna girip “download game face” seçeneği ile yüzünüzü yarattığınız karaktere koyabiliyorsunuz.
Oyunun online kısmına ayrı bir paragrafta değinmek lazım. Zira oyunun online modu oldukça başarılı. Hem seçilebilir modlar olsun hem de oyunlardaki bağlantının kalitesi olsun oyunun multiplayer’ı çok iyi olmuş. Head to Head match ile kendi seviyenize yakın oyuncular ile ranked match yapabilirken , pro club championship ile yarattığınız oyuncu ile online liglerde yer alabiliyorsunuz. Interactive World Cup seçeneğinde ise internet üzerinden oynadığınız maçlarda aldığınız başarılı sonuçlar ile kendi ülkenize puan kazandırmaya çalışıyorsunuz. Online modda teke tek maç dışında, bir takımdan sadece bir oyuncuyu yöneterek de maç yapabiliyorsunuz. Bunun dışında her bir takımda 5′er kullanıcı ile 10 kişi internet üzerinden maç yapabilme şansına sahipsiniz. Bu mod tek tek maç yapmaktan çok daha keyifli. Özellikle bir arkadaşınızla aynı takımda oynuyorsanız, bu mod uzun süre takılacağınız bir mod olacaktır. Ben mi daha iyi oynadım, sen mi daha iyiydin tartışmalarına da maç sonundaki değerlendirme menüsü son veriyor.

Online oyunlar dışında Live season ile Avrupa’nın büyük liglerinden birini seçerek ( satın alarak ), gerçekte oynanan maçları değiştirme şansına sahip oluyorsunuz. Sakatlık, ceza, form durumlarının gerçektekiyle bire bir örtüştüğü bu mod ile takımınızın tarihini tekrardan yazma şansı elde ediyorsunuz.
Menüye eklenen en güzel özelliklerden biri de tutorial videoları. Burada oyun hakkında birçok konuda bilgi alabiliyorsunuz. Bu bilgilerin görsel olarak aktarıldığı için yazıya göre daha çok akılda kalıyor. Menülerden istediğiniz an çıkıp arenada koşuşturabiliyorsunuz. Arena’da select tuşuna bastığımız zaman create set piece sekmesine basarak istediğimiz serbest vuruş senaryosunu yaratabilmeniz futbol oyunları için mükemmel bir fikir olmuş diyebiliriz. Duran toplardaki daha etkili olmak, rakibi farklı taktikler ile oltaya düşürmek için bu duran top organizasyonu yaratma ekranında bir süre zaman geçireceğinizi düşünüyorum. Bu taktiklerin size gol olarak dönmesinin dışında bunlarla uğraşmak da ayrı bir keyif ayrıca.

Fifa 10′da oynanışa en büyük katkı 360 derece oyuncu kontrolüyle yapılmış diyebiliriz. Oyuncular sekizgen bir düzlemde hareket etmek yerine ( sol, sağ, yukarı, aşağı, sol çapraz yukarıya ve aşağıya doğru, sağ çapraz aşağıya ve yukarıya doğru ) gerçekte olduğu gibi 360 derece açıyla hareket edebiliyor. 360 derece hareketin varlığını oyunu ilk başta oynadığınızda direk olarak farketmiyorsunuz ama oyunda belirli bir süreyi geçirdikten sonra 360 derece kontrol ile çok ince vücut çalımları atabiliyorsunuz. 360 derece hareketin eklenmesi seri için çok muazzam bir yenilik değil belki ama bütün spor oyunlarında olması gereken gerekli bir değişiklilik diyebiliriz. 360 derece hareketi daha efekif kullanabilmek için yön tuşları olarak sol analog’u kullanmanız gerektiğini de hatırlatmak lazım.

360 derece dışında oynanışta ufak tefek değişiklikler mevcut. Özellikle oyuncuların şut atarken topa olan mesafelerine göre çok farlı şutlar çıkarmaları oldukça hoşuma gitti diyebilirim. Oyuncunun topa vururken hangi ayağından güç aldığı, pozisyonuna göre hangi ayağını kullanması gerektiği falan hepsi şutlarda oldukça önemli. Topu sürmekte olan bir oyuncuyu düşünün. Uzaktan etkili bir şut atmak için topa ilk dokunuştan hemen sonra şut atmak her zaman daha iyidir, çünkü oyuncu topa yaklaştıkça gerilme mesafesi azalır ve vurduğu top ya isabetsiz ya da güçsüz gider. ( Ya da her ikisi birden ) Burada da aynı durum mevcut. Ama bu durum futbol oyunlarında bildiğimiz farklılıktan daha kapsamlı. Bunu kelimelere dökmek oldukça zor, bunu hareket halinde gördüğünüzde veya kendiniz oyunu oynadığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Arenada benzer açılardan güç barını aşağı yukarı aynı derecede doldurduğunuz birçok pozisyonda topun her seferinde farklı bir şekilde gitmesi Fifa’nın gerileme yıllarında robotlaşan oyun yapısından nasıl kurtulduğunun açık bir kanıtı. Geçen yıllarda da oyunda bulunan plase vuruş yapabilmeyi sağlayan finesse shot tuşu, Henry’nin sol kanattan içeri girerken gerçekteki gibi uzak köşeye sağ ayak içi plase vuruşunu oyunda da aynen uygulayabilmenizi sağlıyor. Oyunda şutlarda bulunan çeşitlilik sadece şutlarla sınırlı kalmıyor. Yapılan ortalarda falsoyu istediğiniz gibi verebilmeniz, açınıza göre farklı bölgelere istediğiniz gibi topu kesebilmeniz oyuncuya büyük bir özgürlük sunarken, oyuncuya tanınan bu özgürlük sayesinde oluşan pozisyon çeşitliliği oyunun kalitesini arttırıyor.


meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla