Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-13-2015, 05:00 PM   #2
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Hey, bir “Sam” gördüm sanki!

Gerek siperler arası geçişerde, gerekse umarsızca etrafta dolaşmalarımız esnasında düşman tarafından fark edilebiliyoruz. Fark edilme durumunu ikiye ayırabiliriz. İlk seviyede, düşmanlar bir şey gördüklerini, bir şeyin hareket ettiğini hissediyor ve sadece dikkat kesiliyorlar. Bir süre ses çıkmazsa tekrar sakin hayatlarına devam ediyorlar. Eğer ses çıkarmaya ya da hareket etmeye devam edersek, bu sefer ekranda beliren fark edilme derecesi kırmızıya dönüşüyor ve herkes alarma geçiyor. Deli danalar gibi etrafta koşuşturmaya, bağırışmaya ve hatta ateş etmeye başlayan düşmanlardan kurtulmak için bir an evvel başka sipere saklanmamız gerekiyor.

Düşmanlar tarafından fark edildiğimiz anda, son görüldüğümüz yerde bir silüetimiz oluşuyor. Gizlilik temalı oyunlarda benzer bir teknik kullanılıyor olsa da Conviction’da bu sistem en üst seviyeye çıkarılmış ve üzülerek söylüyorum ki, oyunu fazlasıyla kolaylaştırmış. Hatırlarsanız, demo yazısında da benzer bir tespit yapmıştım ve asıl oyunda bunun düzeltileceğini umduğumu söylemiştim. Kesinlikle şurası bir gerçek ki, “son görüldüğün nokta” sistemi, en yüksek zorluk seviyesinde bile yapay zekanın çuvallamasına neden oluyor.

Bir kere sistemin işleyişinde hata var. Şöyle ki, herhangi bir anda görüldüğünüz diyelim ve silüetiniz de o noktada oluştu. Hemen yerinizi değiştiriyor ve rakiplerinizin, silüetin olduğu yere gidişini izliyorsunuz. Tam bir yapay zekasızlık örneği göstererek, rakiplerimiz toplu halde silüetin olduğu yere doğru, savunma oluşturmayı akıllarına bile getirmeden, saf saf ilerliyor. İster yol üstüne bomba yerleştirin, isterseniz de atış poligonunda atış talimi yapar gibi silüete doğru giden düşmanları teker teker indirin. Seçim size kalmış.



Ne yapmamız gerektiğini gösteren ipuçları sinematik bir gösterimle karşımıza çıkıyor

Silüetin oluşması, oyunu öyle kolaylaştırıyor ki, en zor seviyede dahi iki nokta arasında gidip gelerek 20’den fazla kişiyi hiç zorlanmadan öldürmeyi başardım. Bu benim becerimi değil, silüet sisteminin ne denli hatalı olduğunu gösteriyor. Size daha da elim bir örnek vereyim. Ofis bölümlerinden birinde içerisinde 16 düşmanın olduğu bir odaya girdim ve girer girmez hemen camdan dışarı fırladım. Aşağı düşmek gibi bir şey söz konusu değil, çünkü Fisher hemen köşelere tutunuyor. Yapay zeka ne yapıyor dersiniz? “Hey, nereye gitti bu adam?” nidalarıyla etrafa bakınıyorlar. Şimdi işin en kolay kısmına geldik. Sam, pencere kenarlarında sanki sokakta yürü gibi, rahatlıkla hareket ettiğinden, bir sağa bir sola seri biçimde yer değiştirebiliyoruz. Bir pencereden ateş edip hemen diğer pencereye geçiyoruz. Bizi kolay kolay fark edemedikleri için bu yöntemle hiç zorlanmadan tüm adamları öldürmeniz işten bile değil. Diyelim ki, fark ettiler ve pencere dibinde silüetiniz oluştu. Hiç sorun değil, hemen iki pendecere yan tarafa gidin. “Acaba aşağı mı atladı bu adam, vah vah” diyerek saf saf aşağı bakan düşmanlar görmeye başlayacaksınız. Düşmanların kafalarını uzatıp aşağıya bakmaları, headshot taliminin sizi beklediği anlamına geliyor. Tüm düşmanların hayatları elinizde. Bundan sonrası becerinize değil, insafınıza kalmış.

En iyi silah, en sessiz olanıdır

Yaptığımız bitirici vuruşların sayısı ve headshot miktarı gibi oynanışa dair ayrıntılar ile deneyim puanları topluyoruz. Bu deneyim puanlarını ise yol üstünde bulduğumuz silah sandıklarında, silah gelişimi için kullanabiliyoruz. Oyun içinde elde edebileceğimiz tüm silahlar geliştirebiliyor. Susturucu, menzil artırıcı aparat ve verdiği zararı maksimuma çıkaran özellikler ekleyebiliyoruz. Açık konuşmak gerekirse ben tüm silahlara upgrade yapma ihtiyacı duymadım. Sadece tabancaları geliştirdim o kadar. Zaten diğer ateşli silahları fazla kullanma gereği duymuyorsunuz. Hem çok ses çıkarıyorlar, hem de gerek yok işte! Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Yapay zekanın işleyişini özümser ve doğru hamleleri yapmayı öğrenirseniz, en etkisiz tabanca bile oyunu bitirmenize yeterli oluyor. Ben ki, yeni nesil oyuncular kadar keskin nişancılık kabiliyeti üst düzeyde seyretmeyen biri olarak sadece tabancayla, normal zorluk seviyesinde oyunu bitirdiysem, sizler hayli hayli bitirirsiniz.

Ben olmuşum grafik

Demo incelemesini yaptığımızda grafikler üzerinde fazla durmamış, asıl oyun çıkınca yorumumu yapacağımı belirtmiştim. İyiki de öyle yapmışım, çünkü Conviction’ın tam sürümünü görünce ve birbirinden farklı bölüm tasarımlarıyla karşılaşınca fikrim değişti. Unreal Engine 2.0 moturunun geliştirilmiş bir sürümünü kullanan Conviction’ın bölüm tasarımları gerçekten alkışı hak ediyor. Her yerde detaylar göze çarpıyor. Bölümler bir defa göze boş gelmiyor ve tüm cisimlerin üstünde mutlaka hasar alacak objeler bulunuyor. Mermiler geçerken ya da karakterler hareket ederken bu objeler devriliyor, kırılıyor. Bölümlerin birbirinden farklı tasarlanmış olması da bir başka güzel ayrıntı. Geniş alanlara çıktığımız, kalabalığın arasına karıştığımız bölümlerin yanı sıra, dar koridorlar ve ofis ortamı gibi bölümler de karşılıyor bizleri. Heyecanı kaçırır mı bilmiyorum, ama mutlaka değinmem gereken bir bölüm tasarımı da Irak. Bu bölüme girdiğinizde hak vereceksiniz, gördüklerinizin ve yaptıklarınızın Splinter Cell ile hiç alakası yok. Sanki Modern Warfare içerisinde hissediyorsunuz kendinizi. Farklı bölüm tasarımlarının tek bir oyunda birleşmesi, grafik motorunun ne kadar becerikli olduğunu ispatlıyor.



"Mark and Execute" tekniği sayesinde düşmanları iki kaşının arasından kolayca vurabiliyoruz

Öte yandan animasyonlar da çok etkileyici, özellikle de Sam’in siperler arası geçişi çok karizmatik. Sorgu sahnelerinde de çevredeki cisimlerin kırılması bir diğer artı. Işık oyunlarının sıklıkla karşımıza çıktığını da söylememiz gerekli. Şimdilik sadece Xbox 360 platformunda test etme imkanı bulduğumuz oyunun görsel yönden tek eksisi çözünürlüğünün düşük olmasıydı. Özellikle uzak mesafedeki karakterler piksel piksel gözüküyor. Kesinlikle PC sürümünde daha detaylı ve daha kaliteli grafiklerle karşılaşacağız, ama bu hali bile ortalamanın hayli üstünde.

Hey gidi zeka yoksunları

Düşmanların yapay zekası konusunda demo incelemesinde şikayetçi olmuştum, tam sürümde de fikrim değişmedi. Düşmanlarımız en yüksek zorluk seviyesinde dahi bizi yeterince zorlayamıyorlar, daha doğrusu şaşırtmıyorlar. Öldüğüm ve defalarca denemek zorunda kaldığım tek aşama olan son bölümde de rakiplerin sayıca fazla olmalarının verdiği üstünlük vardı. Bunun haricinde hiçbir yerde zorlandığımı söyleyemem, çünkü düşmanlar hep aynı mantık üzerinden ilerliyor ve özellikle de silüet üzerine saldırmaları onları çaresiz bırakıyor. Göründüğünüz anda ortalıktan kaybolmanız ve yeni saklandığınız noktadan düşmanlara kurşun yollamanız çok kolay. Hal böyle olunca düşmanlardan kurtulmak hiç de zor olmuyor. Tüm oyun boyunca tek zorlayıcı çatışmayı, bizim gibi sonar gözlüklere sahip olan ajanlarda yaşıyorsunuz, çünkü siper arkasında olsanız dahi sonar sayesinde sizi bulabiliyolar. Bunun da çaresi var tabii. Hemen bir EMP bombası atarak elektromanyetik sistemlerini bozuyor, afallamalarından faydalanarak kısa yoldan hepsini yere serebiliyorsunuz.

Tüm macera boyunca uygulamanız gereken taktik çok basit, bir kişiye gözükün ve silüetinizin belirmesini sağlayın. Hemen aksi yöndeki bir siperin ardına saklanın ve silüetin olduğu yere masumca giden düşmanı öldürün. Eğer fark edilirseniz, yine yer değiştirin ve yeni silüetinizin olduğu yere giden düşmana da kurşunlarınızı tattırın. Tek dikkat etmeniz gereken şey, atılan el bombaları. Onlardan da nasıl kurtulacağınızı zaten biliyorsunuz.

Her zaman Splinter Cell serisinin ses ve müzikleri çok etkileyici olmuştur. Conviction’da da bu kural bozulmuyor. Müziklerin, günümüz aksiyon filmlerinden altta kalır bir yanı yok. Aynı şekilde seslendirmeler de öyle. Zaten Sam Fisher’ın seslendirmesini yapan Michael Ironside’a hepimiz alıştık ve başka birinin seslendirmesi halinde fazlasıyla yadırgardık. Kısacası seslendirme konusunda hiçbir sorun yok. Duruma göre değişen müzikler de atmosferi tamamladığından işitsel anlamda Conviction’ın hiçbir eksisi gözümüze çarpmadı.

Sadede gelenlerin çok olsun

Tek kişilik macera gerçekten kısa sürüyor. Hikaye çok etkileyici ve insanı havaya sokuyor, ama ortalama altı saatte bittiğinden tadı damağınızda kalıyor. Neyseki yapımcılar tek kişilik oyun modunun haricinde de seçenekler sunarak tekrar oynanılabilirliği artırmış. Çoklu oyuncu seçenekleri ile hem internet üzerinden hem de konsolları birbirine bağlayarak düellolar yapabiliyorsunuz. Öte yandan co-op modu ile de kendine has senaryoları bulunan bölümler içerisinde ajancılık oynayabiliyorsunuz. Co-op modunun, tek konsolda iki kişinin aynı anda oynamasına imkan tanıyan split-screen seçeneğini de içerdiğini belirtelim.



Önceki oyunlarda da kullandığımız bu teknik ile düşmanlarımızı kendimize siper edebiliyoruz

Genel açıdan bakacak olursak, SC:Conviction ortalamanın hayli üstünde bir oyun, ancak bir klasik olacak kadar da kaliteli değil. Bölüm tasarımları, hikaye, atmosfer açısından söylenecek söz yok. Özellikle sinematik anlatım anlamında kimse eline su dökemez. Ancak konu kullanıcıyı zorlayacak oyun sistemi ve yapay zeka olunca resmen çuvallıyor. Doğru yöntemleri bulmanız halinde rahatlıkla düşmanları alt edebiliyor, artırılmış aksiyon sebebiyle sadece atış talimi yaparak hikayeyi tamamlayabiliyorsunuz. Eğer bu oyunun ismi Splinter Cell olmasaydı daha fazla sevebilirdim, ama Splinter Cell efsanesinin, aksiyonu artırmak adına böylesine bir hale dönüşmesinin beni üzdüğünü söylemeliyim.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla