Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-22-2015, 11:18 AM   #2
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Yine mi beyaz tavşan yahu?

Peki ya oynanış? Oyunun başına ilk oturuşumda aralıksız yaklaşık dört saat boyunca başından ayrılamadım. Bunun sebebi ise, oyunun sürekli farklı temalardaki mekanlarda geçiyor olması ve basit de olsa bulmacalarıyla tam bir platform oyunu olmayı başarabilmesi. Fakat bulmacaların genelinin, "bir yerdeki tuşa bas, kapı açılsın, kapı kapanmadan 5-6 platformdan atla, kapıdan geç, hop bitti veya türevleri" olduğunu belirtmem gerekiyor.



Aksiyon öğeleri ise bütün silahları (zaten toplam beş adet silahınız var) bulduktan sonra tamamıyla aynı şekilde ilerliyor. Her düşmanın belli zayıf noktaları var ve her silahınız farklı düşmanda, farklı etkiler gösteriyor. Tabii ilk oyunda aynı olmayan bu silahlarla artık kombolar yapabiliyorsunuz, ama merak etmeyin, oyunda kombo sistemi diye bir şey yok. Siz artık içinizden sayarsınız 6-7-8 diye.

Oynanış kendini tekrar ediyor olsa da, bu kesinlikle başında geçirdiğiniz zamanı çöpe atacağınız anlamına gelmiyor. Sonuçta farklı düşmanlara, farklı silahları kullanmanız ve bu silahları peşpeşe farklı varyasyonlarla deneyerek ortaya karışık saldırı çeşitleri çıkarmanız mümkün oluyor. Bu tür oyunların piyasada çok fazla olmaması, dinazor oyuncular haricinde bir kitleye hitap etmiyor oluşu sanırım.

Oynanış ile ilgili söylemem gereken birkaç şey daha var. Alice’in küçülme yeteneği bu oyunda daha da kullanışlı hale gelmiş. Artık R1 ya da RT tuşuna basarak istediğiniz an küçülebilir ve anahtar deliği şeklindeki küçük kapılardan ya da normal boyunuzla geçemeyeceğiniz herhangi bir aralıktan geçebilirsiniz. Bu küçülme olayı yalnızca bununla yetinmiyor. Shrink Sense denilen, etrafta normal gözlerle göremediğiniz objeleri de görebilmenize yarayan özelliği kullanımınıza sunuyor.

“Shrink Sense” sayesinde duvarlarda veya yerlerde bulunan çizimleri görebilir, normalde göremediğiniz platformları görerek üzerlerinden yürüyebilirsiniz. Bu çizimler tamamıyla size yol göstermek amacıyla yapılmış. Eğer oyun içerisinde kaybolduğunuzu düşünürseniz, kendinizi küçülterek etrafa iyice göz atarsanız, ne yapmanız gerektiğini kolaylıkla bulabilirsiniz.

Histerik misin arkadaşım?

Alice’in sağlığı dibe dayandığında, Hysteria modu aktif hale gelebiliyor. Bunu istediğinizde sol analog çubuğa basarak yapabilir, Alice’i histerik moda sokarak hasar almanızı önleyebilir ve düşmanlarınıza çok daha fazla hasar verebilirsiniz. Histerik modun da kendine has, oldukça güzel renkleri ve çizimleri var.

Son olarak da, Harikalar Diyarı’nda gezinirken birçok gizli geçit, kapı ve yol bulacak, bu yolların sonucunda şişeler ve dişler toplayacaksınız. Topladığınız dişler, oyunun başında işlevsiz gibi görünse de, bir süre oynadıktan sonra silahlarınıza “Upgrade” yani geliştirme yapmanıza yaradığını öğreneceksiniz. Böylece her gördüğünüz kutuyu, salyangoz kabuğunu kıracak ve içlerindeki dişleri alacaksınız. Beyaz dişler bir sayılırken, altın diş bulduğunuzda beş diş olarak sayılacaktır.

Alice’in son sözleri

Seslendirmeler oldukça güzel, aksanlı konuşmalar anlaşılmayacak düzeyde değil ve altyazı seçeneği hep aktif şekilde durduğundan konuşulanları rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. İngilizcesi yeterli olmayan arkadaşlar biraz zorlanacaklar, zira topladığınız “anı” parçaları sesli mesajlar olarak gelecek ve bu anı parçaları geçmişinizle ilgili birçok detayı ortaya dökecek.



Karakterlerin sesleri, konuşmaları oldukça başarılıyken, savaşlarda çıkan sesler de bir aksiyon aratmayacak düzeyde. Müziklerine gelirsek, atmosferi daha da ilginç hale getiren müzikler oyun içerisinde çalarken, bir anda aksiyonun başlaması ile alttan alttan oyuncuya gazı veren müziklerin çalmaya başlaması da etkileyici.

Alice: Madness Returns'ün çoklu oyunculu seçenekleri olmaması da bir eksi sayılabilir. Gerçi bu oyunun çoklu oyunculu olması ne işe yarar, onu da sorgulamak gerek. Çünkü zaten bulmacalar çok zorlayıcı değiller ve aksiyona da dayalı bir oynanışın çoklu oyunculu seçeneklerle desteklenmesi bana pek mümkün görünmedi zaten. Belki çok klasikleşen Deathmach, Capture the Flag gibi çoklu oyunculu modları oyuna eklenebilirdi, ama eklense de uzun süreli bir oynanışa sahip olacağını söylemek biraz yalan olur gibi.

Bunlar da benim son sözlerim

Alice: Madness Returns, benim gibi dinazor oyuncular için çok nadir bulunan oyunlardan birisi olarak nitelendirilebilir. Piyasada böyle oyunlar o kadar az bulunuyor ki haliyle bulduğumuz zaman da kaçırmamamız gerekiyor. İlk oyunu oynayıp beğendiyseniz, Alice: Madness Returns size fazla bir yenilik sunmayacak belki, ama yine de kesinlikle vakit kaybı olmayacaktır.

Platform oyunlarını seven biriyseniz ve birkaç ufak grafik hatasını göz ardı edebilirseniz, Alice: Madness Returns, verdiğiniz paranın hakkını size geri ödeyecektir. İyi eğlenceler dilerim.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla