meltem

Film oyunlarını sevmiyorum. Ticari amaçların kölesi olmuş oyunlar olarak görüyorum. Aslında piyasaya çıkan her oyunun amacı bu ama film oyunlarında bu daha belli daha itici daha soğuk bir şekilde içime işliyor. Bu soğuk işlemesi her seferinde oyunu oynarken önyargılarımın doğruluğunu onaylarcasına yüzüme yüzüme çarpıyor.

The Incredible Hulk dediğim gibi bir film oyunu o yüzden -film dışında- özgün bir senaryo beklemek hata olur. Yeşil devimizin adı aslında bir bilim adamı olan Dr. Robert Bruce Banner. Gama ışımasına maruz kalan dokuları inanılmaz bir güce ve kuvvete kavuşan Banner, içindeki durdurulmaz öfkeyi bütün şehir ve düşmanları üzerinde uygulamaktan çekinmiyor.

Oyun klasik Marvel oyunları tarzından öteye geçemiyor. Örneğin bir Spider Man oyununu ne kadar sevdiyseniz bu oyunu da o kadar seveceksiniz demektir. Ne fazlası ne azı. Çünkü her şey aynı. Cansız bir şehir. Özel yeteneği olan bir kahraman, dayak yemekten bunalmayan düşmanlar, arada bir hızımızı kesmek için gelen bosslar…
Hepsi Marvel oyunlarında tanıdığımız o donukluk o soğukluk ve bir süre sonra sıkan yapı.

Oyunu şu ana kadar fena harcadığımın farkındayım ama baştan kötü yönlerini vererek oyuna fazla umutlu gözlerle bakmamanızı sağmaya çalışmış olabilirim. (olmayabilirim de : ) )

The Incredible Hulk her şeyden önce eğlenceli bir oyun. İnanılmaz güçleri olan yeşil dostumuzun elinden ne binalar ne araçlar ne de New York şehrinin masum insanları kurtulabiliyor. Uçan kuşun bile peşine takılıp alaşağı edebilecek yeteneklerimiz var. Oyunun başında sevimli devimiz bir binanın çıkış kapısı olarak bir araba vasıtasıyla açtığı deliği kullanıyor. Yapımcılar böyle bir girişin etkili olabileceğini düşünmüşler olsa gerek. Neyse oyunu klavye ya da gamepad ile oynamak mümkün. Size hitap edeni seçip oyuna dalmak için hızlı hızlı menüleri geçiyoruz. Tabi bu hızlı geçişimizin nedeni dandik menü yapılanması olabilir. Oyuna girdiğimizde bizi bir ara video karşılıyor. Ara videolar biraz olsun olayı kotarsa da oyun içerindeki yükleme ekranı ve görev aldığımızda çıkan kısa yükleme ekranındaki görüntüler 10 yıl önceki oyunlardan kalma gibi. Grafikler kesinlikle içler acısı. Bu konuda yapılacak pek bir şey yok. Bu konuda Hulk sınıfta kalmış görünüyor. Sadece Yeşil dostumuzun modellemesi güzel geri kalan her şeyi bir kenara bırakabiliriz.

Oyun bizi tek yönde ilerletmeye yönelik yapıda. Bir GTA gibi şehirde dolaşayım katliam yapıyım falan demek isterseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Eğer benim gibi ortalığı dağıtmaya meyilliyseniz güvenlik güçleri bir süre sonra peşinize takılıyor ve siz rahat bırakmıyorlar. Ya depar atarak kaçabilirsiniz ya da metroyu kullanarak izinizi kaybettirebilirsiniz. İkisi de oyundaki sıkıcılığı bozamıyor. Görevlerimiz haritada belirtilmiş durumda ve bunların üzerine gelip kabul etmek yeni bir maceraya atılmak için yeterli. Ayrıca oyun ilerledikçe çeşitli ‘’mini-game’’ler açılıyor. Sıkıntınızı yenmek isterseniz bunları da deneyebilirsiniz. Ayrıca bazı binalara güç uygulayarak yıkabilir enkazdan çıkan bonus özellikleri toplayabilirsiniz.




Oyundaki en büyük eksiklerden birisi şehrin canlılığının o kargaşasının ve dinamizminin olmaması heleki New York gibi bir yerde. Şehir aslına uygun modellenmiş olsa da içi boş kutular gibi duran binalar gerçekten insanın canını sıkıyor. Açık alanda saatlerce dolaşılan bir oyunda böyle bir manzara insanı oyunda soğutmaya yetiyor. Oyundaki düşmanlarımız, olaylar, kişiler, mekânlar filmle birebir ilerliyor. Oyundaki düşmanlarımıza değinmek gerekirse çevrede dolaşan şehir halkını işe katmazsak bize en çok robotlar ve araçlar problem yaratıyor gerisini sinek gibi ezebiliyoruz. Ayrıca boss'ların zorluğu da bir başka oluyor söylemeye gerek yoktur herhalde. Bu düşmanlardan istersek çevremizde gördüğümüz maddeleri üzerilerine fırlatarak istersek başlarına bir şeyler yıkarak ya da kuvvetli yumruklarla kurtulabiliyoruz. Özellikle Hulk’ın sıçrayışları çok fantastik olmuş. Space tuşuna basılı tutup sıçradığınızda normal sıçramanıza göre daha uzun sıçrayışlar yapabiliyorsunuz. Ayrıca bu tuşa basılı tutma durumu bütün kombinasyonlar için geçerli. Bir de şehirde istediğiniz bütün her yere tırmanabiliyorsunuz. Binaların tepesinden görevleri görmek daha kolay ayrıca güvenlik güçlerinden kaçarken bu çatılar size kolaylık sağlayabiliyor.
Oyunda bir yerden bir yere gitmek yürüyerek büyük bir dert. Bu derdi kendimize göre yenerek zıplama sıçrama binadan binaya atlayarak aşmaya çalışıyoruz. Ama haritayı baştanbaşa geçmek keyifli değil istersek metro yolunu kullanarak haritadaki başka bir istasyona çıkabiliriz ama istasyonlarda her zaman bize lazım olan yerde olmuyor.

Oyundaki müzikler son derece sıkıcı ve silik. Düşmanların durumuna göre hızlanan dandik müzikleri şahsen hiç beğenmedim. Hulk’ın arada çıkardığı ‘’öğhrrr’’ efekti birtek müziklerin yanında güzel duruyor. Seslendirme ve diyaloglar nispeten daha iyi ama yine de fazla bir şey beklememek akıllıca olur.




Oyundaki güzel yanlardan birisi ise oynayıştaki kolaylık. Rahatça çeşitli hareketler yapabiliyor yada metrelerce yükseğe sıçrayabiliyoruz. Süper güçlü bir kahraman olmanın tek güzel yanı bu görünüyor oyunda.

Sonuç olarak oyunla ilgili söylenebilecek şey; eğer çok oyunsuz kaldıysanız ve bir süper kahraman hasreti çekiyorsanız, ayrıca Marvel çizgi romanlarının hastasıysanız oyunu deneyebilirsiniz. Yoksa Lego Indiana Jones bile daha güzel bir oyun.