meltem

Soldier of Fortune II: Double Helix - İnceleme

Tüm düşmanlarımızla ilk bölümde hesaplaşmıştık. Ancak paralı asker John Mullins geri dönüyor. Bu kez o denli etkilenecek miyiz?


Soldier of Fortune'un ilkini oynayanlar ağızları bir karış açık halde bilgisayar başına kilitlenmiş kalmıştı. FPS türünün uzmanı olan Raven'dan çıkan bu başyapıt hepimizi büyülemişti. Daha sonra bu oyunu daha da çok satmak için Gold ve Platinium versiyonlarını çıkardılar. Biz yine aynı zevk ile onları da bitirdik. En sonunda Soldier of Fortune 2'nin çıkacağını öğrenince adeta deliye döndük ve geri sayıma başladık.

Zaman geçti, daha da geçti ve en sonunda Raven SOF2 ile karşımıza tekrar çıktı. Oyunun muhteşem olacağını cd kutusunun kapağından anlamıştım. Ama ne yazık ki oyun tam bir hiçti. Onca haber, duyuru ve röportajdan sonra Raven karşımıza böyle bir oyunla çıkmamalıydı....

John Mullins Tekrar Görev Başında...

Bu oyun beni resmen hayal kırıklığına uğrattı. Zaten son zamanlarda çıkacak olan ve bizi yüzyıl kadar bekleten oyunlar güzel olmuyor. Oyunda grafik motoru olarak Ghoul2 yani geliştirilmiş bir QuakeIII motoru kullanılıyor. Bu motora ayrıca TORR diye bir özellik eklenmiş. Bu özellik size araçları kullanabilmenize olanak sağlıyor. Yine de grafikler anlatıldığı kadar güzel değil. Oyunun yapımcıları her şeyin mükemmel olacağını söylüyorlardı. Karakterleri kirpiklerine kadar modellediklerini, oyunu çalıştırabilmek için en az Geforce 3'e ihtiyacımız olacağını söylüyorlardı. Aksine oyun benim “külüstürde” bile sorunsuz çalıştı. Kirpiklere gelince, karakterlerde bırakın adi kirpik, tek tel kirpik yok! (konuştuğum konuya bak . Oynun grafikleri açısından tek beğendiğim yön detaylarda gösterdiği performans oldu. Camlar tek bir mermide aşşağı inmiyor, silahın kuvvetine göre deliniyor ya da belirli yerleri kırılıyor. Ayrıca insan modellerini 36 parçadan oluşturmuşlar. Eskisi gibi neresinden vurursanız orası hasar görüyor ama 36 farklı yerden. Kulağa hoş geliyor değil mi? Aksine hiç de hoş değil. Bir adamı öldürmek için bayağı bir mermi harcamanız gerekiyor. Vur Allah vur ölmüyorlar. Ayrıca modellerin hareketleri çok yapay. Oyunun ilk bölümündeki taksinin bir gidişi var ki, anlatıp kendimi ağlatmak istemiyorum. Toparlayacak olursak, oyunun grafikleri çıtanın altında.

Oyundaki seslere gelince. Zaten tek kusursuz olan sesler. Oyunun Creative'in EAX ses sistemini destekliyor olması oyuna gerçekten büyük bir gerçeklik katıyor. Müzikler ise oyunun atmosferini çok iyi bir şekilde tamamlıyor. Olayın gelişine göre değişen müzikler size korku, heyecan ve gaz verebiliyor.

O Tüfek Senin Bu Bomba Benim...

Soldier of Fortune 2'de ki birçok şey aynı tutulduğu gibi onlarca yeni özellik de eklenmiş. Oyunun ilkini oynayanlara oyun menüsü hiç de yabancı gelmeyecektir çünkü neredeyse aynı. Sadece biraz daha gelişmiş. Loading ekranında ise klasik şarjörümüz doluyor. Oynattığımız süper paralı asker John Mullins de karizmadan zerrecik kalmamış. Yalnız bayağı bir gelişmiş. Kilitli kapıları açabiliyor, araçlar kullanabiliyor, yerde sürünerek ilerleyebiliyor hatta kasaların kapılarını kırabiliyorsunuz. Silahlarımıza gelince, artık öyle full otomatik roket atar, mikrodalga silahı vb. gibi uçuk silahlar kullanmıyoruz. Cephanemizin hepsi gerçekte var olan silahlardan oluşuyor.


Oyundaki yapay zeka ise gerçeğin ötesinde. Oyunu en kolayda oynamaya başladım ama yine de ilk bölümde adamlar beni el bombası yağmuruna tuttular. Vurulan düşmanlar kaçıyor, mermisi bitenler mermi arıyor ve başı sıkışanlar yardım istiyor. Ayrıca fil gibi kulakları olduğundan ve kartal gözlerine sahip olduklarından en küçük sesinizde başınıza üşüşüyorlar. Bir oyun ne kadar gerçekçi olursa o kadar sıkıcı ve zor oluyor. Oyun çok strateji ve sabır gerektirdiğinden ilkinde aldığınız tadı bunda alamayacaksınız. Kim bilir belki bunda gerçek bir özel team elemanından çok fazla destek almanın tesiri olmuştur. Öyle ki bazı görevler iddialara göre gerçek hayattan alınmış. Ancak iş oyuna gelince sanırız biraz dozu kaçırmışlar.

Teröristler de Görev Başında...

Bu arada konuyu unuttuk. Neydi ya? Hah hatırladım. Oyunda öyle süper bir konu yok. Raven daki ler ilham perilerini kaybetmiş ya da John Mullins de anlatacak öykü kalmamış olsa gerek. Oyunun isminden de anlaşılacağı üzere Teröristler genetik bir pisliğin peşinde koşuyor. Her zaman olduğu gibi size de bunları engellemek düşüyor. Ne kadar da eğlenceli, değil mi?

Birincisinde kafası dağılan kaslı zenci arkadaşınız Hawk yerine Madeline Taylor adında biri ile berabersiniz. Hani ilk oyunun sonunda bilgisayarın içi açılıyor da bir kız çıkıyor. Sonra onunla bir Hummer a binip gidiyorsunuz. İşte o Taylor. Bu arada The Shopta ki Sam ise hala sizi bekliyor. Bir de The Shop’tan başka CIA binasına da gittiğimiz oluyor. Başkaları ile yaptığınız konuşmalar çok gerçekçi olmuş. Yine de o konuda daha da gerçekçi oyunlar da var.

Eee Bıktım Ben Görev Başında Olmaktan!

Siz de böyle diyenlerdenseniz, SOF2 Multiplayer ı deneyin derim. Single dan apayrı bir biçimde hazırlanmış olan Multiplayer’ı çok çok daha güzel. Bu yazıyı okuduktan sonra almaktan vazgeçerseniz, sırf Multiplayer oynamak için alın derim. Çünkü gerçekten çok zevkli. Belki ilk oyunu single player modda konu ağırlıklı piyasaya süren Raven mevcut trendi izleyerek bu oyunu çok oyunculu yapmayı denemiş olabilir. Her neyse, Death Match, CTF vs. gibi bir çok oyun türü var. Silahlar ise oyundakilerin aynı. Mapler de single dan alıntı yerlerde geçiyor. Oyunu yerel ağ ya da internet üzerinden oynamanız mümkün. Umarım Türkiye'de de serverı açılır da onun da Multiplayer Rehberini sitemizde yayınlarız.

Görev Tamamlandı...

Oyuniçi gözlemlerimi bir araya getirecek olursak, oyun hiç de beklediğim gibi çıkmadığını ve hayalkırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Adamlar çok güzel şeyler planlamışlar ama oyuna istedikleri gibi geçirememişler. Boş zamanınızı yiyip bitirmek istiyorsanız bu oyun tam size göre çünkü 70 i aşkın görev ve kendi görevlerinizi yaratabileceğiniz bir opsiyon var. Vaktiniz kısıtlı ise dışarda RTCW, MoH gibi çok daha güzel FPS ler olduğunu söylemek isterim.