meltem

Warcraft 3: Reign of Chaos - İnceleme

Zaman ne de çabuk geçiyor. Yapılmaya başlandı haberini aldıktan sonra, fazla acı çekmemek için, unutmaya çalıştığımız Warcraft III: Reign of Chaos sonunda çıktı.


İlk Warcraft oyununu gördüğümde gözlerim fal taşı gibi açılmış, hem grafiklerini hem de oynanışını çok beğenmiştim. Derken arkasından ikici oyun geldi ve gönlümdeki tahtın ve tacın sahibi kesin olarak belirlenmiş oldu. Ne ondan önce, ne de ondan sonra hiçbir oyunda, kendimi bu kadar oyuna kaptırdığımı hatırlamıyorum. Kendime her geldiğimde saçlarımı dimdik bulurdum ve sanki rüyadan uyanmış gibi dünyayı bir değişik görürdüm. Aradan, yanlış hatırlamıyorsam, 8 sene geçti ve serinin 3. oyunu da nihayet karşımızda. Bakalım Blizzard’dakiler bu sefer ne yapmışlar?

Her şeyden önce grafikleri 3D yapmışlar. Şimdi bu, bazılarının onayladığı, bazılarının ise pek sıcak bakmadıkları bir gelişme. Ama ne olursa olsun bu işin geleceği bu olduğu için fazla direnmeye gerek yok. Zaten grafikler de oldukça güzel, temiz ve sıcak! Yalnız özellikle karakterlerdeki poligonları düşük tuttukları için ve normalde epey detaya sahip karakterlerdeki bu detayları kaplama resimlerle sağlamaya çalıştıkları için bunlar ilk başta göze biraz batabiliyor. Bir süre sonra ise alışıyorsunuz. Aslında bazı 3D oyunlarda yumuşak karakterleri görebiliyoruz. Blizzard’ın karakterleri çok renkli olduğu için ve firma performansa çok önem verdiği için böyle bir yolu seçmiş olabilir. Zira oyunun 8Mb’lık bir ekran kartında çalışması da bunun göstergesi. Oyunun 3D olması görüş açısını pek etkilememiş. Bazı oyunlarda kamerayı her türlü yöne çevirebilirken bu oyunda kamera açıları, kontrolün kolay olması düşünülerek, oldukça sınırlandırılmış. Kamera sadece düşey pozisyonda kalıcı olarak ayarlanabiliyor. Bu yönde hareket ettirirken aynı zamanda yakınlaşma ve uzaklaşma da sağlanmış oluyor. Bir nevi düşey yönde dairesel hareket. Yatay olarak ise sadece tuşa basılı tuttuğunuz sürece çevirebiliyorsunuz. Tuşu bırakınca normal pozisyonuna geri dönüyor. Zaten normal ekran kaydırma dışında bunları pek kullanmaya gerek duymayacaksınız. 3. boyutun avantajı asıl olarak iki yerde kendini belli ediyor. 1.si, artık yüksek yerlerin yüksek olduğu alçak yerlerin alçak olduğu açıkça belli oluyor. Bir tepenin üstüne çıkıp vadiden geçenleri seyredebilirsiniz. 2.si ise firmanın diğer oyunlarındaki çözünürlük kısıtlamasını nihayet ortadan kaldırması. Artık çözünürlük konusunda donanımınızla sınırlınız. Tabi yüksek çözünürlük, ekrana daha çok nesnenin sığacağı anlamına gelmiyor. Çözünürlüğü artırsanız da nesneler aynı boyda kalıyor. Sadece nesneler artık daha çok pikselle ifade edilmiş oluyor. Bu da, daha çok büyük monitörlerde, düşük çözünürlüklerdeki bozulmaları engelliyor ve daha temiz bir görüntü sağlıyor. Sinematiklere ise diyecek laf yok. Tek kelimeyle harika yapılmışlar ve insanı gerçekten havaya sokuyorlar.

Bu oyunun asıl farklılığı ise grafikteki değil, oynanış biçimindeki veya türündeki değişikliklerden ileri geliyor. Firma oyunu ilk duyurduğunda, yepyeni bir tür olduğundan bahsetmişti. Oyunda artık sadece savaş stratejisi öğeleri değil, aynı zamanda karakter bazlı oyunların öğeleri de bulunacaktı. Yani RTS (Real Time Strategy) ile RPG(Role Playing Game) türündeki oyunların bir karışımı olacaktı. İsmi de RPS(Role Playing Strategy) olarak belirlenmişti. Gerçekten de bu vaadin tutulduğunu görüyoruz. Oyunun ana öğeleri kahraman karakterler. Yani artık ordularınız gerçek manada liderlerine kavuşuyor. Bunlar olmasa oyun ilerlemiyor mu peki? Tabiki ilerliyor. Fakat bu karakterlerin sağladığı avantajlar olmadan kazanmanız biraz zor. Campaign modunda, oyun belli bir konuya göre ilerlediği için konuya bağlı olarak belli kahramanları yönetebiliyoruz. Multiplay veya custom haritalarda ise seçtiğimiz ırkın kahramanlarını ilgili yapıdan elde edebiliyoruz. Aynı yapı, campaign oyunlarda ölmüş karakterimizi diriltmek için de kullanılıyor.Bunlar normal savaşçılardan daha güçlüler ve çeşitli büyü yeteneklerine sahipler. Normalde de büyü yeteneğine sahip savaşçılar var fakat kahramanlarınki daha çeşitli ve seviyeleri arttıkça bunlar da gelişiyor. Ayrıca öldüklerinde veya diğer bölümlere geçtiklerinde bunlar kaybolmuyor. Ayrıca normal karakterlerden farklı olarak değişik eşyaları taşıyabilecekleri envanterleri de var. Ayrıca alışveriş gibi bazı işleri de sadece kahramanlar yapabiliyor.

Oyun artık sadece RTS olmadığı için üretebileceğimiz maksimum birim sayısı da 90’a indirilmiş. Tabi çoğu zaman bu sayıya ulaşamıyorsunuz. Çünkü birimlerim çoğu 2 birimden fazla yiyecek tüketiyor. Buna rağmen kıyasıya savaş devam ediyor. Birimlerin sayısının azaltılması yanında, artık birimlerin maliyeti de yükselmiş. Asker sayısı yiyecek ile ilgili olduğu gibi sayı arttıkça bunları barındırma giderleri de artıyor. Sayı az iken altın madenlerinden %100 faydalanılırken, sayı biraz artınca bunun %30’u askerleri barındırmak için kullanılıyor ve kasaya elde edilen altının %70’i giriyor. Sayı iyice artınca kasaya giren oran %40’a düşüyor. Bu sebepten dolayı gereğinden fazla asker bulundurmamak gerekiyor. Bunun yerine askerlerin özelliklerini geliştirmeye önem verilmeli ve savunma için de kuleler gibi savunma binalarından yararlanılmalı. Asker sayısını ise ancak saldırıya geçtiğinizde artırmalısınız. Azaltılan diğer bir şey ise kaynak sayısı. WC2’deki petrol kaynağı burada kaldırılmış. Sadece altın ve odun var.

Bazı şeyler azaltılırken bazı şeyler de artırılmış. Oyunda artık yönetebileceğimiz 4 ırk mevcut. Human ve Orclar dışında Undead ve Night Elf ırkları ilave edilmiş. Bunlar aynı Starcraft’taki gibi birbirinden çok farklı özelliklere sahipler fakat yine iyi bir şekilde dengelenmişler. Bu ırkların bazı özellikleri size başka oyunlardan tanıdık gelecektir. Human ve Orclar da aynı kalmamışlar. Bazı birimler çıkarılmış yerine bazı yeni ve ilginç birimler getirilmiş. Önceden mekanik ya da ateşli hiçbir birim yoktu. Ama artık buharlı tank, tüfekli askerler ve bazı robot türü mekanik askerler var. Aynı kalan birimlerde de bazı değişiklikler var. Mesela bazı ırkların bazı birimleri zamanla iyileşebiliyorlar. Daha önceden üretimlerini yapabildiğimiz Goblinler ise artık ticarete soyunmuşlar. Kahramanımız sayesinde bu noktalardan çeşitli asker, iksir, büyü, silah vb. alabiliyoruz. Bu ticaret noktalarından başka bir de sağlık, mana vb için kaynaklar var. Buralardan da kendinizi rejenere edebiliyorsunuz. Bundan da başka portallar var. Bu sayede belirli noktalar arasında çabucak hareket edebiliyorsunuz. Biriminize bir yere gitmek için emir verdiğinizde eğer yol üzerinde portal varsa otomatik olarak burayı kullanıyor. Deniz birimleri ise tamamen kaldırılmış. Hava birimleri yine mevcut hatta çeşitlendirilmiş.
Yönetebildiğimiz ırklar dışında haritada birçok başka canlı grupları da mevcut. Bunların bir kısmı herkese saldırırken bazıları nötr oluyorlar. Bu gruplar karşımıza bol bol çıkıyor. Bunlar bazen uyuma pozisyonunda bulunuyorlar. Bu durumda kimseye sataşmıyorlar. Eğer size engel teşkil etmiyorlarsa veya tecrübenizi artırmak istemiyorsanız bunlara bulaşmamak en iyisi. Nötr olanlar, goblinler ve bazı halktan insanlar ise size bazı görevler verebiliyor. Oyunun ana görevi dışında bu görevleri yapıp yapmamak size kalmış. Bu ekstra görevleri yaparsanız çeşitli kazançlar elde edebiliyorsunuz ve ana görevi tamamlamanız kolaylaşabiliyor.

Starcraft ile kontrolde bir hayli yenilik ve ilerleme kaydeden firma, bu oyunda bunu bir adım daha ileri götürmüş. Alışageldiğimiz kolaylıklar yanında birçok iyileştirme yapılmış ve bizim üzerimize düşen yük azaltılmaya çalışılmış. Her şeyden önce artık hem düşman hem de bizim birimlerimiz daha akıllı. Önceden farkında olmadan ya da sıcak bir çatışma anında ipi elden kaçırabiliyorduk. Artık durum daha kontrol altında. Birimlerimiz artık saldırdıkları yerde kalmıyorlar ve eski pozisyonlarına geri dönüyorlar. Düşman saldırılarına daha iyi cevap verebiliyor ve dibindeki adam savaşırken mal mal bakmıyorlar. Bir yere gönderdiğinizde saldırıya uğrarlarsa karşılık veriyorlar ve daha sonra yollarına devam ediyorlar. Ayrıca birimleri formasyonda veya dağınık olarak tutabiliyorsunuz. Belli bir yere saldırmak için verdiğiniz emri ise saldırıya uğrasalar bile yerine getiriyorlar. Fakat bu emri geçici olarak bırakmaları için ve formasyon durumunu geçici olarak bozmaları için kısayol tuşları atanmış. Klavye kısayolları ayarlanamıyor ve sabit. Özellikle büyü yapan bazı birimler önceden siz emir vermedikçe saldırılara katılmıyor ve kolay av olabiliyorlardı. Şimdi ise bazı büyüleri isterseniz otomatik olarak yapmalarını sağlayabiliyorsunuz ayrıca bunlar tamamen savunmasız değiller ve saldırabiliyorlar. Önceden binaların ürettiği birimlerin toplanma noktasını üretim noktalarına atayamıyordunuz. Yani birim üretilir üretilmez gittiği yerde orayla ilgili işi yapamıyordu. Şimdi ise bunu atayabiliyorsunuz. Ayrıca bir kaynakla ilgili bina yapıldığında iş biter bitmez o birimi yapan ünite hemen o kaynağı toplamaya başlıyor. Mesela ana binayı yapan köylünüz hemen altın toplamaya gidiyor. Ağaçla ilgili binayı yapan köylünüz hemen ağaç kesmeye gidiyor. Bu, her ırk için geçerli değil. Çünkü değişik ırklarda kaynak toplama işleri değişik şekillerde yürüyor.

Her ırkta aynı özelliklere sahip olmasalar da benzeri işi yapan köylü sınıfı diyebileceğimiz bir birim var. Yani binaları yapan,tamir eden, kaynak toplayan sınıf. Farklı ırklarda bu konuda değişikler var. İnsanlarınki ve Orc’larınki birbirine en yakın olanlar. Undead’lerde bu birim ağaç toplama işini yapmıyor ve başka bir birime dönüşebiliyor. Ağacı askeri birimlerden biri topluyor. Orclarda bu birimler, yiyeceği sağlayan Burrow’lara girerek savunma yapabiliyorlar. İnsanlarda ana binadan savaş için çağrılabiliyorlar vs. Fakat genel olarak bu birimleri aynı işi yaptığını söyleyebiliriz. Bu birimler yine zayıflar. Bunlar boş kaldıkları zaman ekranın sol altında hemen gösteriliyorlar ve böylece bir yerlerde bunları unutup kalmıyorsunuz. İnsan binalarını yaparken artık birden çok köylü kullanılabiliyor. Böylece iş daha hızlı yürüyor. Orclarda ise bu yok ama tamirat için birden fazlasını kullanabilirsiniz. Undeadler zaten binayı yapmakla uğraşmıyorlar(Protoss’lardaki gibi). Night Elfler ise yaptıkları binaya dönüşüyorlar (Zergler gibi). Bir bina yapacağınızda orada başka birimler varsa artık onları çekmek için uğraşmıyorsunuz, kendiliklerinden çekiliyorlar. Ama bir birim diğerlerine takılmışsa yol vermiyorlar.

Binalarda da bir takım değişiklikler var. Bazı binalar kendini savunabiliyor, bazıları ise saldırabiliyorlar. Bazıları hareket edebiliyorlar, bazıları özel bir ortama ihtiyaç duyuyorlar. Bunların dayanıklılıklarını da geliştirebiliyoruz. Bina sayısı eskisi kadar çok değil. Sebebi ise önceden bahsettiğimiz, oyunun türündeki değişiklikler.

Konu ise asıl olarak Undead ırkının dünyayı talan etmeye çalışmasına dayanıyor. Bütün olaylar genel olarak bu çerçevede gelişiyor. Bu ırk, bu emellerini gerçekleştirmek için her türlü hile, hurda vb yola başvuruyor. Henüz oyunu bitiremedim ama tahminimce 40 civarı bölüm var. Konunun her zamanki gibi akıcı olduğunu söyleyebilirim. Zaten Blizzard ,boşuna yaptığı oyunların hikayelerini de kitap olarak çıkartıp durmuyor. İnsanlar ve Orclar, Elf ırkını tanıyorlar. Zaten bu ırk insanlarla birçok ortak noktası bulunan bir ırk. Fakat Night Elfler’i ise ilk defa görüyorlar. Undead ırkı ise bu ırkı iyi tanıyor. İşin garip tarafı Night Elf ırkı da Orcları(ve belki insanları da) tanıyor. Camapign oynarsanız, giriş bölümünde Orclarla 2 bölüm oynuyorsunuz. Daha sonra Human,Undead ve Orc campaignlerini oynuyorsunuz. Henüz gelmediğim için bilemiyorum ancak daha sonra da Night Elf ırkını oynayacağız büyük ihtimalle. Belki de kapanış için başka bölümler de vardır. Oynayıp göreceğiz. Başlangıçta zorluk seviyesini ayarlayabiliyoruz. Ayrıca ilerledikçe, farklı ırklara geçsek de, bölümlerin zorluk seviyesi genel olarak artma eğilimi gösteriyor. Böylece bir bölümü geçmeniz için gereken süre de gitgide artıyor.

Arabirim Starcraft’tan esinlenerek tasarlanmış. Buna birçok yenilik de getirmişler tabi. Artık arka arkaya 7 birimi üretilmesi için sıraya koyabiliyoruz. İşaretli üniteler, altta önem sırasına göre gruplanıyorlar ve bunlar arasında TAB tuşu ile geçiş yapabiliyoruz. Kahramanlarımız ekranın sol üstünde ve çalışmayan köylülerde sol altta gösteriliyor. Farklı olarak alt panelde inventory bölümü var. Bu bölüm kahramanlar için aktif diğerleri için inaktif durumda. Eskiden faklı birimleri aynı anda seçtiğimizde bunların bireysel özelliklerini kullanamazdık şimdi seçili grubun özellikleri kontrol panelinde beliriyor. Ekranın üstünde ortadaki simge zamanı belirtiyor. Zaman sürekli işliyor. Gece ve gündüz oluyor. Geceleyin görüş mesafesi değişebiliyor ve bazı özelliklerin kullanımı ile ilgili değişiklikler meydana gelebiliyor. Harita sol altta ve bir takım yenilikler eklenmiş. Buradan formasyonu ayarlayabiliyoruz. Özellikle multiplayer oyunlarda işe yarayacak bir gelişme ise sinyal gönderebilmemiz. Böylece herhangi bir yeri işaret edebiliyoruz.

Oyunu RTS oynayabilen herkes rahatça oynayacaktır. Tutorial bölümünü eklememişler. Fakat bir şeyle ilk defa karşılaşıyorsanız hemen onunla ilgili bir bilgi ekranda beliriveriyor. Böylece zaman kaybı önleniyor ve sıkıcı eğitim bölümlerini atlayıp direk aksiyona giriyorsunuz. Blizzard’ın oyunlarını oynayanlar bilirler ki, Diablo’dan sonra bu oyunların en önemli özelliği multiplayer özelliği olmuştur. Aslında Campaign’i bitirdiğinizde oyunu bitirmiş değil aksine yeni başlamış oluyorsunuz. Campaign sırasında oyunun özellikleri yavaş yavaş ortaya çıkıyor ve bu bölümleri bitirdiğinizde bütün birimleri, binaları ve diğer özellikleri öğrenmiş oluyorsunuz. Yani aslında bu da bir tür tutorial olmuş oluyor. Asıl eğlence ise ondan sonra, multiplay oyunlarda başlıyor. Yani Blizzard’ın oyunları tamamen online tabanlı oyunlar olmadığı halde, milyonlarca üyesi ile belki de internette en çok oynanan oyunlar arasında. Campaign görevleri bitirdikten sonra LAN’da, BattleNet’te veya açılacak diğer sunucularda, çeşitli haritalarda heyecanlı oyunlar sizi bekliyor olacak. Bunun için hazır haritalar olduğu gibi, kendi haritalarınızı da hazırlayabileceğiniz çok güçlü bir harita editörü oyunla birlikte geliyor. Geliştiricilerin söylediklerine göre bu editör, kendi kullandıkları editörmüş. Bu editör sayesinde sadece basit haritalar değil, seslendirmeli, sinematikli tamamen yeni campaignler bile hazırlayabilecekmişiz. Ben fazla inceleymedim ama kim bilir ileride belki başka bir yazıya konu olabilir.
Daha söylenecek çok şey var. Ama fazla uzatmaya gerek yok. Stratejiden tiksinmiyor ve iğrenmiyorsanız bu oyunu kaçırmayın derim. Eğer stratejiye ve Warcraft efsanesine bir yerden dalış yapmak istiyorsanız yine bu oyunu kaçırmayın derim. Eğer bu yazıyı okuduysanız yine bu oyunu kaçırmayın derim. İster overlokçu olun, ister kestaneci olun, isterseniz milletvekili olun. Ne olursanız olun bu oyunu kaçırmayın derim!