meltem

Combat Mission: Barbarossa To Berlin - İnceleme

İkinci Dünya Savaşı’nın bütün gidişatı, Hitler’in Rusya’yı işgale başlamasıyla tamamen değişti.


İkinci Dünya Savaşı’nın bütün gidişatı, Hitler’in Rusya’yı 22 Haziran 1941’de, yani Napolyon’un 1812 yılında Rusya’yı işgalinin yıldönümünden tam bir gün önce işgale başlamasıyla tamamen değişti. Her ne kadar işgalin sonu, Napolyon’un işgali kadar kısa sürede gelmediyse de bu harekat Napolyon gibi Hitler için de mahvedici sonun başlangıcıydı. Oyunumuz Combat Mission’da adından anlaşılacağı gibi Barbarossa cephesinden Berlin’e kadar geniş bir alanı konu alıyor.
23 Haziran 1812: Napolyon Rusya’yı işgal ediyor
Oyunun türü strateji ancak bildiğimiz stratejilerden biraz daha farklı. Red Alert veya Age Of Empires gibi oynanmıyor yani. Buna birazdan değineceğim. Oyunumuzun menüsü oldukça sade Start Game ile yeni oyuna başlıyor, Scenario Editor ile kendi senaryolarınızı hazırlayıp oynayabiliyor ve Multiplayer menüsünden arkadaşlarınızla keyifli zamanlar geçirebiliyorsunuz. Start Game’de oyun iki bölüme ayrılmış. Bunlardan biri Battles. Battles’da oynamak isterseniz size göreviniz veriliyor ve oynuyorsunuz. Asıl olay Operations’da. Her ne kadar Operations’da 10, Battles’da 39 görev olsa da oyunun gerçek tadını Operations bölümünde alıyorsunuz. Oyuna başlarken önce görevinizi seçiyorsunuz. Daha sonra Sceranio Briefing’te size göreviniz hakkında bilgiler veriliyor, Mihver veya Müttefik taraflarından birini seçiyor, oyun hakkında bazı ayarlamaları yaptıktan (Fog Of War gibi) sonra oyun tipini seçiyorsunuz ( 1 Player, TCP/IP ). En son olarakta Command Briefing ekranında yönettiğiniz birlik hakkında bilgiler veriliyor. Bu bilgiler birliğinizde ki tanklar, piyadeler ve silahlar hakkında bilgilerden ibaret. Bu ekrandan sonra görevimiz yükleniyor ve oyuna başlıyoruz.
Oyun ekranı klasik bir RA veya AoE oyuncusuna oldukça değişik gelecektir. Çünkü Combat Mission, Wargame tarzı bir oyun. Yani üssünüzü kurup, kaynak toplayıp adam ve tank basıp düşmana saldırmıyorsunuz. Her şey önceden size veriliyor ve sizde elinizdekiler ile düşmanı yenmeye çalışıyorsunuz. Oyun ekranında kendi ordunuzun ve karşı tarafın morali, hava sıcaklığı, save, küçük bir harita ( ki bence çok gereksiz ), her hangi bir ünitenize tıkladığınızda karşınıza o ünite hakkında bilgiler veren bir pencere, yakınlaştırma, uzaklaştırma ve en önemlisi ‘Go’ tuşu bulunuyor. Neden en önemlisi ‘Go’ dedik anlatayım. Birliklerinize emir vermek için mouse’un sağ tuşunu tıklıyoruz ve karşımıza bir pencere çıkıyor bu yürü, koş, ateş et, eğil gibi basit emirlerden ibaret. Bunlardan birini seçip haritada istediğimiz yere tıklayarak go’ya tıkladığımız zaman seçtiğimiz eylemi yapması için adamımız hazır duruma geliyor. Bu tüm ünitelerimiz için geçerli. Her ünitemize istediğimiz emri verdikten ve pozisyonumuzu aldıktan sonra ‘Go’ tuşuna tıklıyoruz. Bu sırada bilgisayarda kendi ünitelerini ayarlıyor ve savaş başlamış oluyor. Her Go’ya tıkladığımızda 60 saniye süre sağ alt tarafta çıkıyor ve 60 saniye içinde ünitelerimiz hareket ediyor ve savaşıyor. 60 saniye dolduğunda oyun tekrar duruyor ve yine savaş alanında ki pozisyonumuza göre yeni taktik ve stratejiler üretmeye çalışıyoruz. Herhalde basit bir Red Alert göreviyle bir Combat Mission görevi arasında ki büyük farkı anlamışsınızdır.

22 Haziran 1941: Alman Orduları Bug Nehrini ve Rus sınırını geçiyor
Kontrollerin en önemlisi her strateji oyununda olduğu gibi mouse. Sol tıkla ünitemiz seçili hale geliyor sağ tık ile o üniteye emir verebiliyoruz. Combat Mission oynamak için nasıl bir ekran kartına sahip olabileceğimizi de anlamış değilim. Bende ki GeForce 2 64 MB ekran kartında her çözünürlükte denememe rağmen görüntüler oldukça kötü çıktı. Hadi görüntüler neyse de, savaş sırasında koca T34’ten çıkan topun bir Tiger üzerinde verdiği zarar görüntü olarak sıfır olabilir mi ? Oyun boyunca bir tek kurşun veya top göremedim. Kurşunlar ya hayalet ya da ışık hızından daha hızlı bir teknolojiye sahipler. Birde askerlerin hareket edişleri var ki sormayın. Sanırım askerlerin hepsi bedensel özürlü. Her biri parmak uçlarında yürüyor gibi. O kadar yavaşlar ki bu sırada bir şeyler atıştırmak için yemek molası verebilirsiniz, ki geri döndüğünüzde hala askerler yürüyorlarsa ya da yürümeye çalışıyorlarsa şaşırmayın. Oyunda ki eksilerden biri ise müzikler sadece Ana Menü’de çalan bir dakikaya yakın bir parça var ondan sonra hiçbir müzik duyamıyoruz. Ancak oyun içinde ki sesler oldukça güzel. Yağmur, rüzgar ve top sesleri ( her ne kadar topları göremesemde ) oldukça güzel yapılmış. Asker konuşmalarıda iyi sayılır.
Oyunda Mihver ve Müttefik taraflarından birini seçip savaşıyorsunuz. Savaşın geçtiği cepheye göre bazen Alman SS’leri ( Schutz Staffel – Koruma Takımı ), bazen bir İtalyan birliğini yönetiyoruz. Özellikle SS’leri en sonunda bir oyunda görebilmek hoşuma gitti. Oyunu Multiplayer yönden incelersek benim ilk defa gördüğüm bir özelliğe rastlayacağız. O da E – Mail üzerinden oynamak. Henüz denemedim ama kulağa çok değişik geliyor. Diğer multiplayer modları ise alıştığımız LAN ve Internet üzerinden oynanabilen görevler.
Combat Mission: Barbarossa To Berlin bir hayli ilginç bir oyun. Hem oynanış tarzıyla hem de eksileri ve artılarıyla. Eğer klasik bir RA oyuncusu iseniz ve CM’yi de strateji türü bir oyun olduğu için almak isterseniz, önce iyi bir düşünün derim. İkinci Dünya Savaşıyla ilgilenen biri olmama rağmen oyuna pek fazla dayanamadım. Bilgisayarımdan silmek istedim ama Uninstall seçeneği olmadığı için bir süre daha kalacak sanırım Alıştığımız Campaign modunda yapılsaydı bence Sudden Strike’a rakip bile olabilirdi. Ancak Wargame türü oyunlardan hoşlanıyorsanız kaçırmayın derim. 49 tane Wargame türü senaryo daha ne?