meltem

Demonstar: Secret Mission 1 - İnceleme

Nicedir kendini arattıran, adam gibi klavye kırmanın doğal hazzını bize yaşatacak olan oyun kendini belli etti.

Evet Merlin’ in Kazanı Cemiyetinin aziz üyeleri, sonunda hasretlik bitti. Nicedir kendini arattıran, adam gibi klavye kırmanın doğal hazzını bize yaşatacak olan oyun kendini belli etti. Allem ettik kallem ettik, bulduk buluşturduk ve sonunda karşınıza “Demonstar”ı çıkarttık.
Demonstar o bir zamanlar başından kalkamadığımız shoot’ em up tarzı oyunların son temsilcisi. Ah neydi o günler. Hem commodore’ larda hem atari salonlarında az mı oynardık shoot’ em up’ ları. Verdiğimiz jeton paralarını biriktirsek şimdi AB’ ye kredi açardık Pc’ ye geçince hemen yenileri de gelmişti. Hatta en efsanevi olanlardan biri de “Xenon 2” idi. Neyse lafı fazla uzatıp nostaljiye boğulmayalım ve oyunumuzu şöyle bir yakından tanıyalım.
Öncelikle söylemeliyim ki Demonstar öyle çok mükemmel grafik detaylara sahip, konusuyla, sesleriyle öyle aşmış oyunlardan değil. Harddiskte sadece 20 MB’ cık kaplayan minimini bir oyun. Ancak bunun yanında oynanması son derece kolay, zevkli, herkesin hoşlanacağı bir oyun. Aynı ekranda iki kişi de oynayabiliyor. Fakat iki oyuncu varsa tuşların hassasiyeti düşüyor ve istenen manevralar yerine aptalca hareketler yapmak olası. Amacımız çok basit. Biz iyileriz ve görevimiz, kızıl kralın sahip olduğu tüm araç, gereç, mühimmat ve bilimum şeyi yoketmek. Her bölümün başında ana gemiden havalanıyor ve ister uzayda olsun ister herhangi bir gezegende olsun tüm düşmanlarımızın topuklarına Allah ne verdiyse sıkıp onları hacamat ediyoruz. Oyunda 9 tane heyecan düzeyi yüksek bölüm mevcut. 4 tane farklı zorluk seviyesi var. Zorluk seviyesini arttırdığımızda düşmanlar yaptıkları saldırıları öyle çok zekice yapmıyorlar. Fakat artan her seviye ile birlikte sayıları ve bize salladıkları bomba miktarı artıyor. Öyle ki en zor seviyede oynarsanız bazen ortamdaki düşman ve attıkları bombalardan kendimizi göremiyoruz. Ama sizi temin ederim en kolay seviyede bile oyun yeterince zor olabiliyor.
Oyuna 1., 2. veya 3. bölümden başlamak mümkün. Ancak diğer 6 bölüm kilitli durumda. Düşmanlarımız çok çeşitli gemilerden, sabit bataryalardan, yürüyen garip robotlardan ve göktaşlarından oluşuyor. Hepsinin aldığı zarar farklı; mesela aptalca uçan basit gemiler iki mermide düşerken oldukça dayanıklı gemilere yüzlerce mermi sıkmak gerekiyor. Tabi ki bu tür oyunların olmazsa olmazı boss’ lar gene işbaşındalar. Her bölüm sonunda bir tane ayar almayı bekleyen boss var. Ayrıca kimi zaman ana boss’ a gelmeden önce, miniminnacık, ara boss diyebileceğimiz elemanlar geliyor. Bunlar özellikle destek birlikleriyle öyle saldırılar yapıyorlar ki akıllara zarar vallahi.

Oyunun silah sistemi fena sayılmaz. Öldürdüğümüz büyük gemilerden, bazen aradan çıkan bonus gemilerinden veya yerlere sabitlenmiş bonus noktalarından çeşitli silah sistemlerini simgeleyen sarı, mavi ve kırmızı toplar çıkıyor. Her renk top farklı bir sistemi simgeliyor ve bir renkten 6 tane toplayınca o silahın en üst düzeyine sahip oluyoruz. Burada güzel bir ayrıntı yapmışlar. Aynı renkten 7. topu alınca birden etrafa bombalar saçılıyor. Sıkıştığınız anlarda çok işe yarayan bir olay bu. Ayrıca aynı bonus noktalarından bombalar, güdümlü/güdümsüz füzeler, yanlara ateş eden ekipmanlar, enerji kalkanları ve düşmana kilitlenen lazerlerde almak mümkün. Ayrıca bazen bir süper topu çıkıyor ve o anda hangi silah sistemine sahipseniz onu anında en üst düzey yapıveriyor. Gemi yokettikçe puan alıyoruz. Ayrıca gene bazı noktalardan çıkan sarı pulları toplayıp puanlarımızı arttırmak mümkün. Ne yazık ki bu puan olayının bize övünmemizi sağlamaktan başka bir getirisi yok.
Bu renkli top sisteminin kötü bir yanı da var. Toplar ortaya çıktıktan sonra belirli periyotlarda renk değiştiriyor ve ortada salınıyorlar. Örneğin sizde kendinizi kasıp mavi top koleksiyonu yapmışsınız ama ah kalleş kader, gidip yanlışlıkla sarı topu alıyorsunuz ve hoop tüm o gelişmiş silahlar gidip yerine tüf tüf tabanca gibi lazerler kalıyor. Çok sinir bozucu bir durum. Bir de benim ilk kez bu tür bir oyunda gördüğüm bir şey var o da enkazlar. Bazı gemiler vurulduktan yaklaşık bir 3-4 saniye sonra patlıyor ve bu süre içinde enkazları ortada pazar öğleden sonra otlamasını yapan inek gibi rahatça salınıyor. E bu da ani manevralarda istenmeyen bazı üzücü kazalara sebebiyet veriyor. Oyunun en kötü yanı ise bir save sisteminin olmayışı. Oyuna başlarken 3 canımız var ve bölüm geçtikçe 1 tane can bonusu alıyoruz. Fakat o kadar ilerleyip sonunda hiç hakkımız kalmayınca o kadar bölümü tekrar baştan oynamak gerekiyor.
Oyunun grafikleri fena sayılmaz. Oyunu 1x, 2x ve full screen olmak üzere 3 farklı ekrandan oynayabiliyoruz. Ancak 1x ve 2x oynarken uçuş bölgemiz tam görülemiyor. Yani sağa ve sola kaydığımızda ekranın sınırları da kayıyor. Böylece yandan yapılan saldırıları görme şansımız azalıyor. Full screen oynarken de gemimiz çok ufak kalabiliyor. Uzayda geçen bölümlerde arka plan siyah olduğu için koyu renkli düşmanları ve göktaşlarını görmekte zor olabiliyor. Oyunun grafiklerinin çok mükemmel olmadığını söylemiştim. 1x ve 2x oynarken ortalıktaki cisimlerin kenarlarının karelerden oluştuğunu görebilirsiniz. Ancak full screende grafikler böyle bir oyun için fena sayılmaz. Aslında biraz daha iyisi yapılabilirmiş. Düşmanların çizimine gösterilen özen savaştığımız gemilere gösterilmemiş. Oldukça uyduruk gözüküyorlar. Ama patlama efektleri hoş olmuş. Silahların ateşleme efektleri de fena değil. Ama füzeler falan pek belli olmuyor.
Oyunun biraz daha çalışma isteyen tarafı da sesleri. Sesler pek kaliteli değil. Özellikle arka fonda çalan müzik kulak tırmalayıcı olabiliyor. Ateş etme sesleri çok amatörce yapılmış. Yani her yanımız lazer dolu ama civ civ civ diye ateş ediyoruz. Füzeler herhangi bir sese sahip değil. Patlama sesleri ise idare eder. Bence ses kısmı üzerinde biraz daha özen göstermeleri gerekliymiş.
Evet yavaş yavaş yazıyı bağlayalım. Burada son olarak belirtmek isterim ki Demonstar, çok eskiden zevkine vardığımız shoot’ em up tarzı oyunların günümüzde çıkan nadir örneklerinden biri. Eğer shoot’ em up oyunları seven biriyseniz, özellikle de bu tür oyunları bulmanın oldukça zor olduğu bugünlerde alıp, oynamanızı şiddetle öneririm. Keyifli ve heyecanlı anlar yaşayabileceğiniz güzel bir oyun. Haydi körelmiş reflekslerimizi yağlayalım biraz İyi eğlenceler ve iyi avlar dilerim.