OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 06-29-2015, 10:47 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Need For Speed: Undercover (PSP)

Need For Speed: Undercover (PSP)

Tam gaz devam...

Yılların NFS serisi, geçen yılların ardından emekli olacak kadar yaşlandı mı ? Need for Speed, birçoğumuzun tanışıklığı eskiye dayanan bir oyun. O eski güzel günleri düşününce, NFS serileri başında geçen uzun saatleri anımsıyor insan. Evet, zamanında NFS adının hakkını veren, başından kalkılmayak türden bir yarış oyunuydu. Ben mi ? Açık konuşmak gerekirse ben zamanında bu seriyi o kadar çok severdim ki, öğrencilik yıllarım hep Sidewinder tarzı bir yarış konsolu sahip olmayı hayal ederek geçti. Bugüne kadar hiçbir yarış oyununu NFS kadar takip etmemişimdir.Yine de geçen yıllar boyunca oynadığım tüm NFS oyunlarının hakkını verecek türden bir sürücü olduğumu söyleyebilirim. Geçmiş yıllarda içime düşen hız tutkusunun bu seri ile birlikte doğduğunu düşündükçe, bugün NFS serisinin aldığı son hali görmek, benim için üzücü.Serinin 2003 yılında piyasaya sunulan NFS: Underground' a kadar farklı birşey, Underground' dan sonra ise farklı birşeye dönüştüğünü düşünüyorum. Need for Speed serisinin ilk oyunu ile 1994 yılında tanıştık. Seri 2000 senesinde çıkan NFS: The Porsche Unleased' e kadar oldukça başarı bir biçimde yükselişine devam etti.NFS: Porsche ' a gelince, eminim pek çoğunuz o yıllarda yaygınlaşan internet cafe kültürü sayesinde, multiplayer olarak oynamıştır. Ben zamanında Porsche' u oldukça kalabalık bir internet cafe grubu ile oynamıştım. O günlerde bizler için bu öylesine bir çılgınlıktı ki, mahallenin bakkalını işleten genç abimiz bile saat 20:00' de dükkanı kapatıp makina başındaki yerini alırdı. Evet, genel anlamda NFS: Porsche' u yorumlayacak olursak, serinin multiplayer adına çok rağbet gören, ama genele bakıldığında kısa sürede tüketilebilen bir oyundu. Üstüne üstlük Porsche marka arabalardan pek de haz etmeyen oyuncular için çok da tercih edilesi bir oyun değildi. Ardından 2002 yılında gelen NFS: Hot Pursuit 2 ile tanıştık. Evet, 1998' de yakaladığımız o ruha daha yakın bir noktadaydık. Pek çoğumuzun da keyfi gayet yerindeydi. Oynanabilirlik ve grafik konusunda NFS: HP 2' nin oldukça tatmin edici olduğunu söyleyebilirim. Sizi bilmem ama, ben hala ara ara Hot Pursuit 2' yi oynuyorum Ve gelelim NFS serisi için devrimsel nitelikteki değişimlerin yaşandığı döneme. Yıl 2003 ve NFS, Underground adlı yeni oyunu ile hayranlarının karşısında. İşte bu noktada NFS' nin seriye en çok güç katan oyununun Underground olduğunu söylemek gerekir. Oyunun hayranlık uyandıracak grafikleri, detaylı yapısı ve keyifli oynanışı, serinin hem eski hayranlarını tatmin eden, hemde seriye yeni nesil hayranlar kazandıran nitelikteydi.Electronic Arts, NFS serisinin son değişim itibari ile sahip olduğu potansiyeli, belki de garanti bir getiri olarak görmeye başlamıştı, ki bence yıllar sonunda seriyi düşüşe sürükleyen görüş de buydu. Serinin son oyunlarının altında imzası bulunan kişilerin akıllarından neler geçiyor bilmiyorum ama, eğer " şu vakitten sonra biz ne versek bu kitle alır " gibisinden bir düşünce ile hareket ettilerse, bence çok büyük hata ettiler.Benim görüşümce serinin düşüş noktasının başlangıcı 2005 yılında gelen NFS: Most Wanted oldu. NFS: Underground 2 ( 2004 ), en az ilki kadar başarılı ve rağbet gören bir oyundu. Ama maalesef NFS: Most Wanted onun kadar başarılı olamadı. Serinin Most Wanted ardından gelen Carbon ( 2006 ) & ProStreet ( 2007 ) kısımlarından bahsetmeye gerek bile duymuyorum. Kaldı ki son iki oyunu öyle ya da böyle görmüş olduğunuzu tahmin ediyorum.Gelelim günümüze. Karşımızda 2008 yapımı gıcır gıcır NFS: Undercover adlı bir oyun var. Oyunun çıkışının öncesinde kim bilir kaç video izledik ve heyecanlandık. Hatırlarsanız Most Wanted' da zamanında o eski Hot Pursuit' lerin yarattığı havayı yakalamaya çalışmıştı. Ancak bu işi Underground serilerinin kötü bir kopyası ile başarmaya çalışmak pek de iç acıcı olmamıştı. Uzun lafın kısası Most Wanted serinin içerisinde " biraz ondan biraz bundan " şeklinde yapılmış ve gelişigüzel araya sıkıştırılmış bir oyundu.Maalesef ki NFS: Undercover' da Most Wanted' ın izinden giden, ancak genel anlamda bu yapıya pek de birşeyler katamamış türden bir oyun olmuş. Karşımızda şimdiye kadar alışık olduğumuzdan çok daha büyük bir harita var ( Tri-City Bay ), ancak bu harita büyük olduğu kadar da ölü. Çoğu zaman bu geniş haritanın içerisinde gezerken kendinizi yanlız hissediyorsunuz.NFS serilerinin yeni oyunlarından alıştığımız üzere her yeni senaryoda bir adet barbie bebek misali ablamız ( ki bu ablalar serseri, vurdumduymaz ve hız meraklısı abilerin hüküm sürdüğü mekanlarda her nasılsa iyi kötü lafı geçen tipler ) ve bir grup " Hey adamım biz buraya yeni gelenleri sevmeyiz tamam mı ? " ya da " Burası benim çöplüğüm ve ben sana burayı mezar edeceğim !!! " tadında abilerimiz var.Senaryomuzun, The Fast & The Furious filmi ile uzaktaan yakındaan alakası yok değil mi EA Görev icabı farklı bir kimliğe bürünüyoruz ve yol boyunca ajan Chase Linh ( namı diğer koca kafalı Maggie Q ) bizim yanımızda yer alıyor. Evet, arkadaşlar. Arabaların görselliği dışında elimizde avucumuzda bir güzellik daha vardı ki, bu kez ondan da mahrum kalmışız NFS' nin kızlarını kim seçiyor bilmiyorum ama, bu kez tercih konusunda onları pek de takdir ettiğimi söyleyemem! Görevimiz ise bir grup sokak yarışcısını alt etmek ve dahil oldukları uluslararası kaçakçılık şebekesinin içerisine sızıp onları çökertmek. Yıl 2001, yan koltukta Vin Diesel, hmm, ilginç deja vu mu bu ne Genel motifleri itibari ile son derece arak görünen bu senaryonun yanısıra, NFS serilerinde alıştığımız başka bir klişe de yüzümüze çarpmış bir bardak soğuk su etkisi yaratıyor. Evet, bahsettiğim soğuk süpriz, oyuna ilk başladığımız arabanın diğer araçlara kıyasla işe yaramaz külüstürün teki olması. Hadi ama EA bunca yıldır NFS oynayan adamlarız biz. Bu konuda ufak tefek değişiklikler yapmak pek de can yakmaz değil mi ?Gerçi oyuna başladığınız arabayı değiştirmek ya da geliştirmek pek de zor değil. Ne de olsa son günlerde yaygınlaşan şu " herkes oynayabilsin, herkes bitirebilsin " mantığında çıkan oyunlar sağolsun, oyunların pek bir zorluğu da kalmadı. Evet, yanlış duymadınız sayın yetkililer! Onca yıldır oyun oynayan bir adam olarak sizi bu konuda daha büyük hatalar yapmadan bu işten vazgeçmeye davet ediyorum. Ya da lütfen şu " Tamamen duygusal "satış mantığınız, oyunlara ekleyebileceğiniz farklı zorluk seviyeleri ile daha az göze batar bir biçimde olsun, olur mu ?Oyunda ilerledikçe, kazanacağınız paralar ile 50' den fazla aracı aktif edebiliyorsunuz. Bu araçlar içerisinde Dodge, Cadillac, Ford, Nissan, Porsche, Lamborgini, Aston Martin, BMW, Mitsubishi ve daha birçok bilinen marka bulunmakta. Sahip olduğunuz araca dilediğiniz bir biçimde Tuning yapmak ya da dilerseniz yeni bir Upgrade paketi almak da mümkün.Yarışlardan kazandığınız paraların yanısıra, o yarışı belirtilen zamanın altında bitirebilirseniz, yarışı domine etmiş oluyorsunuz ve bu durumda Driving Point ( yani sürücü puanları ) kazanıyorsunuz. Kazanmış olduğunuz sürücü puanları sürüş becerilerinizi geliştirmek üzere kullanılıyor ama her nedense ben bu becerilerin artışının oyuna yansıdığını pek göremedim. Üstüne üstlük yarışlar o kadar kolay olmuş ki, girdiğiniz yarışı domine etmek pek de zor bir iş değil. Evet, oyuna yeniden polisler dahil olmuş durumda, ki belki de oyunun Most Wanted' a en çok benzerlik gösterdiği yönlerden birisi de bu. Arabamızı sürerken polislerle girdiğimiz sokak dalaşı sonucunda onları yolda safdışı bırakmak gibi bir durumumuz var. Belki de bunu oyunun en zevkli kısmı olarak gösterebiliriz. Tabii dilerseniz Most Wanted' da olduğu gibi oyunda bulunan bir takım çevresel etkenleri de onları safdışı etmek üzere kullanabilirsiniz. Ayrıca ayağınızı gaz pedalından çekmeksizin sürdüğünüz sürece onlardan kurtulmak da mümkün. İşte bu yönden bu kovalama hikayesi biraz tatsız kalıyor. Çünkü genelde gaza basıp arayı açarak polisleri atlatabilmek mümkün. İşte bu konuda Hot Pursuit emeklisi polisleri mumla arıyorum. Onlar Undercover' da bulunan polislere göre çok daha dişliydi. Tabii bu hırsız-polis misali kovalamaca bazen çalıntı bir arabayı hasarsız bir biçimde bir yere teslim etmek gibi aksiyonlara da yer veriyor. Yine seyir halinde pek fazla arabaya rastlamayacağınız için bu da pek zorlayacak türden bir aksiyon değil. Yazının önceki bölümlerinde de belirttiğim üzere, oyunun zorluk seviyesinin pek de terletmeyen bu genel hali, oyundan kısa sürede sıkılmanıza sebep olabilir.Uzun lafın kısası, NFS: Undercover, seriye birşeyler katmak bir yana dursun, NFS serisinin genel kalitesini düşürecek nitelikte bir oyun. Oyunun pek çok NFS hayranını hayal kırıklığına uğratmış olması ve NFS serisinin son yıllarda düşüşe geçen satış grafiklerinin ardından EA, NFS serisini sonlandırmayı düşündüğünü belirtti. Gidişata bakılırsa bu karardan dönmek adına birilerinin EA' e çok parlak bir fikir sunması gerek. Yoksa yıllardır severek oynadığımız NFS serisi, sonu kötü biten bir hikaye olarak hafızalarımızda yer edecek. Bana sorarsanız bu oyunun 10 üzerinden alıp alabileceği max puan 5. Yıllardır tanıdığım bu eski dostun hatırına, Undercover' a 7 puan verdim. Belki de verdiğim extra 2 puan, içimde hala umut ışığı olduğunu simgelemek adına. Umuyorum ki NFS serilerinden anlayan biri çıkar da, şu duruma bir el atar...
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:36 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35