OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07-01-2015, 11:18 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Too Human - İnceleme

Oyunlarda konu bazında her şeyin denenmiş olduğunu ve yeni bir şeyler çıkartmanın, orijinal bir fikre sahip olmanın imkansız olduğunu mu düşünüyorsunuz? O zaman kesinlikle unuttuğunuz bir nokta var, kokteyl konular, yani iki farklı temanın birleştirilip “özgün” bir tema oluşturulması tekniği. Çok fazla uygulanan bir yöntem olmayabilir, ancak Wolfenstein, Blood Rayne gibi oyunlar hem İkinci Dünya Savaşı teması ile zombi-undead-korku-gerilim temalarını bir arada kullanarak bu yönteme örnek teşkil edebilecek oyunlardır aslında. Özellikleri, yenilikleri, kalitesi değil de sadece çıkış aşaması epey tantana çıkartan Too Human, sevilen iki farklı temayı bir araya getiren yeni bir üçüncü şahıs-aksiyon/macera oyunu. İskandinav mitolojisi ile bilim-kurgu konseptlerini bir arada göreceğinizi hiç tahmin edebilir miydiniz? Too Human işte bunu yapıyor.

Too Human, kimilerini heyecanlandıracak, kimilerinin kafasını karıştıracak ve kimilerini de kafasında soru işaretleri ile bırakacak bir oyun. Silicon Knights’ın çıkartmayı planladığı bir üçlemenin ilk kısmı olarak piyasaya çıkan Too Human, yapımcılarının önceki deneyimleri sebebiyle bu Xbox 360 özel oyunundan çok fazla şey beklenmekteydi. Silicon Knights, Eternal Darkness, Metal Gear Solid: The Twin Snakes gibi oyunlar ile adını duyurmuş bir firmadır. Peki oyunun kutusunu açıp, konsolumuza takıp çalıştırdığımızda ne ile karşılaşıyoruz? Birkaç kuşku uyandıran tasarım kararı sebebiyle verdiği sözleri sonunda tutamayan bir oyun. Kesin bir şey var ama, eğer rastgele ölen düşmanlardan düşen eşyaları ve etraftan toplanan zibil türlü nesneyi toplamayı seviyorsanız, bu oyun hoşunuza gidecektir.




Too Human, İskandinav mitolojisinin tanınmış simalarını bilim kurgu ve hatta cyberpunk bir dünyada işleyen bir oyun. Oyunun kahramanı olarak oynadığımız karakter Baldur isminde yüksek tanrılardan –ki Aesir denir vatanlarına- birisi. Baldur ve diğer tanrılar insanoğlunu makinelere karşı çok uzun zamandan beri sürmekte olan bir savaşta korumak ve onlara yardım etmektedirler. Aesir tanrıları ise bildiğimiz anlamda tanrı ve tanrısal savaştan biraz uzaklar. Kendileri tanrısal güçlerini sibernetik implant ve nanoteknoloji ile güçlendirmeyi tercih etmişler. Silicon Knights, oyunculara teknolojiye olan bağımlılığımızın ve ilişkimizin olası boyutlarını incelemek için böyle bir temayı tercih etmiş. Uzaktan bakınca biraz ucuz bir taktik ve klişe bir söylem olarak görünüyor açıkçası. Oyun kontrolden çıkmış bir makine olan GRNDL (tanıdık geldi sanki bir yerlerden değil mi?) isimli arkadaşı kovalamamızla başlıyor, derken birden kendimizi tanrıların arasında yaşanan çekişme ve savaşın içinde buluyoruz.

Hikâye oyun ile eşzamanlı olarak ilerlemekte, flashback’ler ve interaktif ara sahneler ve çeşitli başka öykü anlatım teknikleri akıcı bir biçimde herhangi bir yüklemeye maruz kalmadan çıkıyor karşınıza. Hikâye genel olarak bakıldığında biraz ucuz ve klişe geliyor demiştim sanırım? Demediysem bile söyleyeyim, hikayeyi aptalca bulanlar bile olacaktır veya çoktan sayısız defa işlenen konuların sadece “farklı” bir dizilişle sunulması insanlara elbet sıkıcı gelebilir ancak oyunun hikaye anlatımında kullanılan başarılı taktik sizi hikayeye öyle yâda böyle bağlayacak ve oyunun içinde hissetmenize sebep olacak. Bir üçlemenin ilk oyunu olarak elbette bir sonuca bağlanan finale sahip değil, bir sonraki oyuna devam edilebilecek ucu açık bir son ile bitiyor. Oyunda hikayenin parlak ve heyecanlı olduğu bölümler var ve birbirinden oldukça farklı iki dünyayı birçok açıdan temiz ve derli toplu bir şekilde birleştirilmiş olduğunu hissettiriyor, ama eğer ki sizi derinden etkileyecek destansı bir hikaye arıyorsanız başka bir yere bakmanızı salık veririm.




Too Human iki analog kontrol çubuğunu birden kullanan bir kontrol düzenine sahip, bir analog hareketi kontrol ederken diğeri Baldur’un saldırılarını kontrol etmekte. Geometry Wars tarzında oyunlara alışık olanlar için kullanımı oldukça kolay bir düzen ama unutmamakta fayda var arcade oyunu değil bu. Too Human, üçüncü şahıs kamerasından oynanan bir aksiyon-RPG oyunu ve bol silah, eşya, para ve ıvır zıvır vs toplama temelinde yatan loot mekaniği Diablo tarzı oyunlardan esinlenilmiş ağırlıkla. Kontrollere çok kısa sürede alışılıyor, belki alışkın olmayanları daha fazla oyalayacaktır ama genel olarak oyunun en başlarında kavrayacaksınız. Saldırmak istediğiniz düşman hangisi ise ona doğru yönlendirin analog çubuğu o kadar, oyun geri kalanının üstesinden gelecektir. Karışık ve uzun combo ezberleme gereksinimi yok bu oyunda sıkılmadan savaşmak için, en ileri seviye hareketler bile bir iki parmak hareketi ile gerçekleştiriliyor.

Kontrollerde ustalaşmak için dahi olmaya gerek yok, eminim herkes, oyun deneyimi ne olursa olsun çok zaman geçmeden öğrenecektir, ancak ufak bir eksik ile. İki analog çubuk da kullanımda olduğu için oyuncunun kameranın açısını kontrol edebileceği doğrudan bir tuş yok. Kimileri için bu çok rahatsız edici olmayabilir, hatta oyunun sinematik havasına güzel bir katkı sunduğu da söylenebilir, ama ben kameranın kendi kontrolümde olmasını severim, hatta isterim ve kamera açısını ne kadar zor kontrol edersem oyunda o kadar zorlanıp daralırım. Eğer kamera kontrolü olmayacak ve oyun yönlendirecekse de bunun için mükemmel bir kamera sistemi olması gerekiyor. Too Human’ın kamera sistemi ve açıları mükemmel değil. Oyunda baştan sona doğrusal bir çizgiyi takip ederek bir düşmandan diğerine koşarsanız, evet fazla bir sorun çıkmadan düzgün bir kamera açısına maruz kalıyorsunuz. Ama olur da arkaya dönmeye, duvarlara yaklaşmaya veya oyunun önemli görmediği yerlere gitmeye kalkarsanız işte o zaman sorun çıkıyor. Tek bir tuşa basık kamerayı arkanıza alabilirsiniz ve karaktere olan uzaklığını ayarlayabilirsiniz ama bunların hiçbiri kameranın sizi rahatsız etmemesini garantilemiyor.




Oyunun her bir köşesinde etrafta sizi bekleyen rastgele loot parçaları, ödüller yatıyor sizin tarafınızdan toplanmayı bekleyen. Yeni zırh ve silahlar o kadar sık düşüp çıkıyor ki oyunda toplam bitirme süresi olarak gösterilen yaklaşık 12-15 saatin oldukça hatırı sayılır bir kısmını envanter menülerinde karakterinize yeni silahlar verip zırhlar giydirirken harcıyorsunuz. Eğer mükemmel silah, zırh, yüzük setini bulup kullanmak için saatler harcamayı seven cinsten bir oyuncuysanız , oyundaki karakterinizin asıl göründüğü ve nasıl hareket ettiğini tam olarak kendiniz belirlemeyi seviyorsanız, Too Human tam size göre bir oyun.

Karakter özelleştirmesindeki derinlik ve seçeneklerin çokluğu gerçekten etkileyici. Oyunda, iri yarı güçlü ve haşmetli Berserker azmanından iyileştirme temelinde yetenekleri bulunan Bioengineer’a kadar beş farklı karakter sınıfı bulunuyor. Her sınıfın kendisine ait özel güçleri ve zayıflıkları var ve her biri bariz bir şekilde farklı tarzda bir oyun deneyimi sunuyor. Commando yakın dövüş ve kaotik çatışmalardan uzak durup, menzilli silahlar ile saldırılarda bulunmalı. Champion düşmanları havaya kaldırıp top gibi yuvarlamakta oldukça beceri sahibi. Defender ise klasik bir tank, yüksek miktarda hasar ve saldırıya bana mısın demeden karşılık veriyor. Seçtiğiniz sınıf, oyunda her bir savaşa ve olaya nasıl yaklaşacağınızı da belirleyen bir etken.




Biraz daha detaya inmek açısından her sınıfın kendine ait bir yetenek ağacı bulunuyor, buradan hangi yeteneklere ağırlık vereceğinizi, karakterinizin hangi türde saldırı ve savunma yöntemleri kullanacağını belirliyorsunuz. Zırh ve silahlara ise rünler ekleyerek bonus özellikler kazanmalarını sağlayabiliyorsunuz, bunlar yanına bir de “Charm” olarak bilinen tılsımları eklersek oldukça derin bir özelleştirme sisteminin olduğunu görüyoruz. Oyunda bu alanda bir çok şey var ama bunları, ne olduklarını ve nasıl kullanılacaklarını açıklayan çok az rehber bulunuyor, oyunun ilk başlarında, oyuna bir yakınlık kurana kadar bu sistemler başınızı döndürebilir.

Başınızı döndürmek uzak bir şey ise bölüm tasarımları. Too Human, doğrusal bir çizgide ilerleyen bir oyun. Oyunumuz dört kısımdan oluşuyor ve anladığım kadarıyla bunları otoyol yapımında uzmanlaşmış bir inşaat mühendisi tasarlamış. Arkaplan bölgeleri ve sanat tasarımı oldukça etkileyici, ama bu kısımlar zaten oyunun asıl oynanışı açısından çok bir önem ve ilgi teşkil etmiyor. Bölümlerin içerisinde çok az gizli kısım bulunuyor ve nadiren siberuzay’a açılan ufak kestirme yollar çıkıyor, oyunun ileri ve ağır teknoloji temasına karşın oyundaki siberuzay yeşil ve doğa temaları taşıyor ironik bir biçimde. Buralarda da daha fazla loot çıkıyor karşınıza ancak çoğunlukla bir grup düşmandan diğerine yapılan seyahatlerin ötesine geçmiyorlar.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-01-2015, 11:19 AM   #2
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Etrafta keşfedecek ilgi çekici fazla bir şey olmayabilir ama ziyaret ettiğiniz yerler gerçekten hoş gözüküyor, ses ve müzik kısmı da etkileyici diyebilirim. Animasyonlar çok da güzel değil, en azından daha güzel ve akıcı, yumuşak olanlarını görmüştüm diyeyim ben size. Ancak görsel öğeler bunlar dışında temiz ve canlı, özellikle de yükleme zamanından kısmak için oyunun ne kadar büyük bir kısmının arkaplanda devamlı olarak akmakta olduğunu hesaba katarsak. Bu arada ufak bir hatırlatma yapmakta fayda var, bir konuya açıklık getirmekte daha doğrusu. Too Human’ın proje geçmişi tam on yıl öncesine dayanıyor, burası doğru. Oyun PlayStation (ilk PlayStation) için özel bir yapım olarak düşünülmüştü en başında, proje sarktıkça sarktı ve X360 için özel bir oyun olarak çıktı, ancak oyun yapımcıları yaptıkları açıklamada oyunun on yıldır değil, sadece son dört yıldır geliştirme aşamasında olduğunu söylediler. Dört yıl bile fazla uzun bir süre tabii ki ama bunun nedeni de Silicon Knights’ın Epic Games’in Unreal Engine 3 ile yaşadıkları sorunların ve iki firma arasındaki anlaşmazlığın ardından kendine ait özel bir grafik motoru geliştirmesi. Yapımcılar Too Human’a sinematik bir etki katmaya oldukça fazla ağırlık vermişler ve kullanılan görsel ve işitsel öğelerin kalitesi ve uygunluğu bu amaca bir hayli hizmet etmekte. Karakter seslendirmesi ve oyun müzikleri profesyonelce yapılmış. Sadece bir iki ses problemi görülüyor oyunda, bir yerde bir konuşma esnasında ses birden kesiliyor ve yapay zekanın yönettiği ekip üyeleri öldükten sonra bile aralarında konuşmaya devam edebiliyorlar, arkadan sürekli gelen savaş sesleri ve gürültüleri oyunu bu konuda biraz geride tutuyor.

Yeterli zamanı harcarsanız Too Human’ı bitirirsiniz. Bitirmemeniz neredeyse imkansız hatta, oyunun tasarımında alınan bir iki karar sağolsun insan sormadan edemiyor Too Human’ı neden oynayayım ki diye, bu oyunu oynamak için geçerli bir sebep ne olabilir diye. Oyunda ölmek size bir iki dakikalık bir gecikme dışında hiçbir şeye mal olmuyor. Ölmenin bir anlamı yok kısaca. Tüm canınızı kaybedip ölünce tek olan şey basitçe bir Valkyrie’nin gelip sizi diriltmesini beklemek, tek geri gelmeyen zırhınız ki o da sadece az miktarda hasar almış bir şekilde üzerinize geri geliyor, asla tamir edilip geri getirilemeyecek şekilde hasar görüp kaybolmuyor ama. Oyun sizi ölmeden önce neredeyseniz tam olarak oraya bırakıyor devam etmeniz için, boss savaşlarında bile hem de. Bu da iki karakter sınıfını oldukça işlevsiz hale getiriyor. Ölmenin herhangi bir negatif etkisi, dezavantajı vs yoksa çok yüksek savunma veya kendini iyileştirme yeteneğine sahip karakterlerin ne anlamı kalır ki?




Bunların ötesinde, oyun karakterinizin özelliklerini yükseltme ve onu daha iyi ekipmanlar ile donatmaya bu kadar büyük önem ve vurgu göstermekteyken, bir yandan da karşınıza çıkan düşmanları ve bulduğunuz eşyaları size göre düşürüp yükseltiyor. Güzel bir silah bulmanın verdiği o heyecan verici haz nerdeyse ortadan kayboluyor, siz güçleniyorsunuz ve düşmanlarınız da sizden hemen sonra birden güçleniveriyor. Bazen süper özellikleri olan ve çok güçlü bir silah buluyorsunuz ama belirli bir seviyeye ulaşana kadar kullanamıyorsunuz. O seviyeye ulaşıp kullanabilir hale geldiğinizde ise oyunda vardığınız nokta itibari ile bir anlamı kalmıyor ve sıradan standart bir silah oluveriyor. Sizin gücünüz ile düşmanlarınkini dengede tutan bu sistem oyuna ait hemen hemen her türlü safhasını etkiliyor, çünkü siz kullandığınız en ufak parça ekipmanın bile ufak detaylarını diğerleri ile karşılaştırıp inciğine cıncığına kadar malzeme özellikleri ile uğraşmak için ne kadar çok zaman harcarsanız harcayın, asla kendinizi aşırı güçlü ve yetenekli bulamıyorsunuz oyun da sizinle beraber ilerlediği için. Bir nevi sizi ödüllendirmiyor, hatta enayi yerine koyup dalga geçiyor bu şekilde oyun sizinle. Karşınıza çıkan her düşman, her karşılaşma ve savaş kabaca eşit zorluk seviyesinde olduğu için de hiçbiri özel gelmiyor ve hafızalara kazınacak bir deneyim sunmuyor. Baştan sona aynı zorluk seviyesinde ilerlemek bir oyunu kendine tekrar eden ve sıkıcı bir oyun yapmaz da ne yapar? Yaptığınız hiçbir şeyin sanki bir anlamı yokmuş gibi hissediyorsunuz ve oyundan almanız beklenen tatmin önemli bir derecede kaybolup gidiyor. Belirli bir süre oynadıktan sonra envanterimde ne olduğunu merak edip sık sık bakmayı bile bıraktım ve de rün ve tılsımların peşinden koşmak heyecanını kaybetti. Hepsi birden anlamsız gelmeye başladı.

Too Human, bitirdikten sonra bile tekrar ve tekrar oynanması gereken bir oyun olması niyeti ile yapılmış olmasına rağmen bu kadar garip faktörün bir araya gelmesi ile yaptığınız hiçbir şeyin önemi yokmuş gibi hissettirmesi açısından oldukça çarpık bir oyun. Oyunu bir defa bitirdikten sonra geriye dönüp oyun içindeki kısımlardan ve bölümlerden herhangi birini tekrar oynayabiliyorsunuz veya başka bir sınıftan yeni bir karakter ile oyuna yeniden başlayabilirsiniz. Ola ki her bir sınıfı alıp en yüksek seviyeye kadar çıkartarak oyunu bitirmeyi planlıyorsanız akla hayale sığmayacak fazlalıkta saati oyun karşısında geçirmeye hazırlıklı olun.




Oyunda tek oyuncu dışında iki oyunculu bir online co-op modu var. Oyunun hikayesine ait öğeleri aradan çıkartıp sizi doğrudan aksiyona sokan ve daha fazla rastgele düşman ile karşılaştıran bir mod bu. Too Human’ın bir arkadaşınız ile birlikte oynandığınızda çok daha fazla eğlenceli olduğu su götürmez bir gerçek. Bir düşman robotunu tutup havaya kaldırıp arkadaşınızın onu ördek gibi avlamasını izlemek eğlenceli kesinlikle. Co-op oynarken sadece hikayeye ait tüm sekansları geçmekle kalmıyorsunuz, ayrıca arkadaşınız ile silah, zırh vs değiş tokuş edebiliyor ve ekip arasında paylaşılmış olan bir dizi grup yeteneğini kullanabiliyorsunuz. Sanki oyun asıl bu modda oynanması için yaratılmış. Ancak bu modun da ufak bir sorunu var, iki oyuncu arasında çok fazla seviye farkının olması, özellikle de daha düşük seviyede olan için pek sağlıklı değil. Oyun en yüksek seviyeye sahip oyuncuyu dikkate alarak onun bir iki seviye altında düşmanlar çıkartıyor karşınıza, haliyle acemi olan taraf sık sık ölmek dışında çok bir şey gerçekleştiremiyor.

Elbette üç, dört hatta beş oyuncu ile Too Human çok daha eğlenceli olabilirdi. İki oyuncudan daha fazlasına ihtiyacı olduğu kesin neredeyse. Ekipmanlarımızı gösterip takas edebileceğimiz daha fazla oyuncu olsa, daha eğlenceli olmaz mıydı? Devasa online oyunların altında yatan en temel özellik de bu değil mi zaten? Hem daha kalabalık bir co-op ile Too Human’ın bazı grup yetenekleri daha çok anlam kazanırdı, hatta Bioengineer sınıfı ekipte iyileştirecek birden fazla oyuncu olsaydı kendisini daha işe yarar hissedebilirdi. Bu şekilde olması oyunu bir noktada kısıtlamakta, keşke daha farklı bir şekilde ele alınsaymış, o zaman gerçekten özel bir oyun olabilirdi.




Sonuç olarak, Too Human sahip olduğu her iyi özelliğe karşılık sanki doğru orantılı bir biçimde kötü ve işlevsiz özellikler sergiliyor. Karakter özelleştirmesi ve başarılı sınıf ve yetenek sistemi, türdeş oyunların örnek alması gereken cinsten. Ama öldükçe aynen geri geldiğiniz ve düşmanlar da siz geliştikçe geliştiği için tüm bunlar nafile kalıyor. Bir şeyleri tamamlamanın, geliştiğinizi hissetmenin vermesi gereken o haz eksik kalıyor. Diablo’da tuşlara basıp çıkan en ufak ekipman, rün vs ile heyecanlanan bir oyuncuysanız Too Human’ı seveceksiniz. Geri kalanlar için bir sonraki oyun çıkana kadar vakit geçirmek için kabul edilebilir bir oyun.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:49 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35