OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07-02-2015, 08:41 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Mercenaries 2:World In Flames - İnceleme

Hayatta bazı şeyler vardır asla eskimeyen, oyunlarda da buna benzer hiç eskimeyen şeyler oluyor, değişmeyen, tekrarlanan… Hayır sürekli devamı, ikincisi, üçüncüsü, ardılı, öncülü çıkıp duran oyunlardan bahsetmiyorum her ne kadar mevzu bahis incelenen oyunumuz bir devam oyunu olup adının yanında “2” ibaresini taşıyor olsa da. Zihnime takılan şeyler bol bol kullanılmaya başlanan “Merc” yani paralı asker temalı oyunlar, ve “özgür-geniş dünyalı” oyunlardaki özgürlüğümüzün itina ile sadece yıkım yapmak, bir şeyler çalmak ve öldürmek üzerine kurulu olması. Ama şu da var ki iş ticarete gelince yeni bir şeyler deneyip riske girmektense önceden başarısı kanıtlanmış tema ve konuları kullanıp oyunu sattırmak da önemli bir husus. 2005 tarihli Mercenaries: Playground of Destruction’ın devamı olan Pandemic Studios ürünü ve EA’in dağıtımcısı olduğu Mercenaries 2: World in Flames’de kanıtlanmış kuramları uygulamayı tercih eden oyunlardan. GTA, Jagged Alliance biraz da FarCry alıp karıştırın, üstüne de Hollywood klişelerinden yapılmış bir sos dökün ve karşınıza çıkan Mercenaries 2 oluyor. Oyunu özetlemek için bu kadarı yeterli bile aslında, ancak yinede oynayıp neler yaşadığımı şöyle bir inceleyim dedim, hiçbir FPS’yi konsol da asla oynamayacağım için de PC platformunda oynadığımı belirteyim.




Mercenaries 2, ilk oyundaki üç paralı asker karakter olan Jennifer Mui, Mattias Nilsson ve Chris Jacobs’dan birini seçerek veya co-op modunda ikisi ile birlikte, Venezüella topraklarında petrol ve uyuşturucu baronları, ülke ordusu ve yerel paralı askerler ile gerillalar arasında intikam peşinde koşma gölgesi altında bol bol adam öldürüp para götürmenize olanak sağlayan bir FPS-Aksiyon oyunu. Oyunda üç adet farklı konu var aslında seçtiğiniz karaktere göre değişen ancak ana fikirde ortak bir amacınız bulunuyor. Venezüella, oyunda bugünkü gerçek halinden oldukça uzak olarak resmediliyor. Aslında üç karakterden hangisini seçerseniz seçin oyuna bit etkisi olmuyor, sadece Jennifer koşarken biraz daha hızlı diğerlerinden ve seçtiğiniz karaktere göre oyun içerisinde bazı diyaloglarda değişiklik oluyor ama hepsi bu kadar, ben de birçok insan gibi oyunun kapağında da resmedilen ve en “zibidi” görünümlü merc olan Mattias’ı seçtim. Hikaye olarak oyunun başlangıcı ise şöyle; paralı asker karakterimiz eski bir meslektaşı olan Blanco’dan bir iş teklifi alır, amaç Venezüella’da bir darbe girişiminde bulunmak üzere iken anlaşmazlığa düştüğü askerler tarafından yakalanıp tutsak edilen bir general olan Carmona’yı kurtarmaktır, iş ise doğrudan Venezüella’nın son derece yüksek forslu (ve paralı) iş adamı Ramon Solano’dan gelmektedir. İşin ücreti tatmin edici olduğu için karakterimiz hiç düşünmeden kabul eder. Böylece oyunun tanıtım bölümüne başlıyoruz biz de. Oldukça basit ve kısa olan bu bölümde oyundaki yeni araçların tadına bakma fırsatımız oluyor, bir sürat teknesi, bir askeri jip ve bir tank. Bunların yanında zor ve büyük hedefleri yok etmek için de hava desteği veriliyor emrimize. Carmona’yı kurtardıktan sonra emeğimizin haklı karşılığına almak için Solano’nun villasına döndüğümüzde tahmin edin ne oluyor? Tüm zengin kötü adamlar gibi Solano da vermesi gereken parayı ödemeye itiraz edip bizi bir güzel kıçımızdan vuruyor karakterimiz kaçmaya çalışırken. Böylece biz de intikam yemini ederek Venezüella’ya gidiyoruz. Venezüella karışık, Solano darbe ardından ülkenin başına geçmiş durumda ancak ülkenin tüm petrolleri önceki hükümetle anlaşma yapan Universal Petroleum (UP) isimli holdingin elinde, bu holdingin Amerika merkezli olduğunu söylememe gerek yok sanırım? Venezüella ordusu (VZ) ülkede hakim güç olarak görünse de darbenin ardından UP’nin yerleşik ve kiralık askeri güçleri ile karşı karşıya geliyor ve devasa bir petrol şirketinin tutabileceği askeri güç gerçekten bir ülkenin ordusu ile boy ölçüşebiliyor. Ülkenin halkı ise her ikisine karşı gelerek bir isyan hareketi başlatıyor, hem petrol tekellerine hem de ülkeyi kirli para ile yöneten Solano’ya karşı çıkanlar Venezüella Halk Kurtuluş Ordusu’nu kuruyorlar (People’s Liberation Army of Venezuela – PLAV). Bu hengâmede bir de tarafsız olarak herkese karşı bulunan korsanlar var, Venezüella ve Caracas okyanusa kıyısı olan yerler olduğundan kıyılarda bol miktarda korsan gemisi bulunuyor.



Mattias ile birlikte kıçımızda kurşunun acısı daha tazeyken tek tabanca olarak intikam peşinde Solano’nun villasına saldırıyoruz, evde kimseyi bulamayıp birkaç askeri, tankı vs hallettikten sonra malikaneyi çok beğenip kendi özel askeri şirketimizin (PMC) karargahını buraya kuruyoruz. İletişim ve “halkla” ilişkilerden sorumlu ve az biraz da “insan” kaynaklarına bakan sağ kolumuz Fiona çok geçmeden yeni ofisimize gelip yerleşiyor ve ilk görevlere başlıyoruz. Oyunda bir adet ana emelimiz bulunuyor, Solano’yu bul ve intikamını al, diğerleri ise tamamen bize kalmış tercihler sonucu oluşacak olan düşmanlıklar ve müttefikler. Oyundaki temel grupları söylemiştim önceden, bir kez daha listeleyelim:
Venezüella Ordusu (VZ) ülkenin dört bir yanında bulunuyor ve oyundaki tüm diğer gruplar ile düşman. Solano tarafından tutulan ve bizim ölümden kurtardığımız general Carmona’nın önderliğindeki ulusal ordu darbenin ardından ülkeye lider olarak en uygun kişinin, ne hikmetse, Solano olduğuna karar veriyor. En etkin ve bol askeri güce sahip grup.
Universal Petroleum (UP), oyunun başında ilk tanıştığınız ve görev aldığınız grup, diğer tüm gruplara karşı mücadele ediyor, sadece Allied Nations (AN) ile müttefikler. Texas merkezli bu petrol devi ülkede hatırı sayılır güce sahip, kendi silahları dışında birçok paralı asker ve şirket ile çalışıyorlar, asıl anlaşmalı oldukları şirket ise Mattias’ın eski çalıştığı yer olan Tactical Solutions.
People’s Liberation Army of Venezuela (PLAV) solcu ve ulusalcı bu halk ordusu Çin dışında diğer tüm gruplara düşman. Çoğunlukla Amazon ormanları içinde saklanıyor ve oradan operasyon düzenliyorlar. Silah ve araçları çoğunlukla Venezüella ordusundan çalıntı olduğu için uzaktan benzer olabiliyor ve eğer bu grup ile dost olmayı tercih ederseniz bu biraz sorun olabiliyor, dikkatli bakıp emin olmadan karşınıza çıkan her VZ aracına ateş etmeyin. Çin ile stratejik bir ortaklıkları bulunuyor.
Allied Nations (AN), bir nevi Birleşmiş Milletler tarzında işleyen bir uluslararası örgüt olan AN, ABD tarafından öncülük edilen bir organizasyon ve barış ile özgürlük getirme adı altında işgallerde bulunma konusunda uzman. Oyunda da bir CIA ajanı tarafından gizli bir şekilde yönetilerek ülkenin petrol kaynaklarını korumak için karmaşaya dahil oluyorlar. UP ile müttefik olan AN diğer gruplara düşman.
People’s Liberation Army of China (Çin Halk Kurtuluş Ordusu) (PLAC) Oyunun başında Venezüella hükümeti ve Amerikan kuvvetlerine karşı PLAV’ı destekleyip silah ve mühimmat yardımında bulunan Çin, olayların gelişmesinin ardından PLAV’ın etkisiz kaldığını görünce ve de AN’in ülkeye girmesiyle bu işin öyle yardımla olmayacağını anlayıp doğrudan kendi ordusunu Venezüella topraklarını sokuyor. Oyunda Çin silah ve araçları AN ile eşit güçteler neredeyse, sadece Çinlilerin roketatarı AN’inkilerden daha güçlü. Çin kuvvetlerinin başındaki isim ile ilk oyundaki Çinli albay Peng, bu oyunda kendisi General’liğe yükselmiş olarak karşımıza çıkıyor. PLAV ile müttefik olan Çin, diğer grupların düşmanı.
Korsanlar: Caracas’ın kuzeyindeki adalarda konuşlanmış olan korsanlar hemen hemen her milletten üyesi bulunan bir tarafsız suç örgütü ancak çoğunluğunu Jamaikalılar oluşturmakta. Oyunun hikayesine bağlı olan herhangi bir görev veya kontratları yok bizim için ancak verdikleri bonus görevler sayesinde satın alacak daha fazla eşya bulabiliyoruz. Oyundaki diğer tüm grupların düşmanı ve herhangi bir müttefiklikleri bulunmuyor.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2015, 08:42 AM   #2
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Dönelim oyuna şimdi, ilk UP görevinin ardından Mattias ile birlikte Venezüella topraklarında istediğimiz şeyi yapmaya fırsat buluyoruz ve ilk iş olarak kendimize bir helikopter pilotu ediniyoruz. Oyunda başında olduğumuz PMC paralı asker hizmetleri şirketine üç tane ekstra yardımcı eleman alabiliyoruz. Bunlar da bir adet pilot olan Ewan, sağlam bir teknisyen olan Ewa ve bir bombardıman uçağı pilotu olan Misha. Oyunda AN ve Çin kuvvetleri ile sonraki aşamalarda karşılaşıyoruz haliyle ilk işler UP için oluyor ancak oyun yüksek bir tempoda ilerliyor ve diğer tüm gruplar meydana çıkıyor. Oynanış olarak GTA’dan alıntılar çok, yolda geçen araçları ele geçirme, her türlü aracı kullanabilme, yayaları ezmemeye dikkat etmek vs. Elbette GTA ile olduğu gibi aynı değil, etrafta pek bir polis olmadığından ve yerel sivil halkın haklarını düşünen bir yerleşik kolluk kuvveti bulunmadığından verdiğiniz sivil zararlar (kaza, yaralama, ölüm, devlet malına zarar) cebinizden para olarak tahsil ediliyor, ki böylece basının sessiz kalmasını garantileyelim. Para vermemek gibi bir seçenek yok, sivil ezerseniz parasını anında ödüyorsunuz. Boş araçları ve sivil araçları ele geçirmek tek bir tuşa basmanıza bakıyor, eğer düşmanı olduğunuz gruplardan birinin aracına binerseniz bir süre beklemeniz gerekiyor ki böylece o gruptan biri gibi çaktırmadan takılabilin, bu esnada şüphe çekici bir harekette bulunursanız deşifre ediliyorsunuz. Sivil araçlar bol ve serbestler ancak çok fazla dayanıklı şeyler değiller, unutmayın, peşinizdeki düşmanlar birkaç dandik mafya bozuntusu değil, düzenli bir ordu hepsi haliyle ağır silahlar ile kovalayacaklar sizi, bindiğiniz aracın havaya uçması genelde canınızı pek yakmasa da en temizi sağlam araçlar kullanmak. Dostu olduğunuz bir grup sizin onlara ait bir aracı kullanmanızı hiç sorun etmiyor, hatta “abi gel buyur” veya “oo bizim Mattias’mış yahu bu” şeklinde bir Anadolu babacanlığı sergileyebiliyorlar. Dost bir araca bindiyseniz kornaya basınca yakınlarda eğer o gruba bağlı askerler varsa gelip aracı dolduruyor, varsa eğer silahların başına geçiyorlar. Bir baskın görevine giderken büyük ve ağır bir zırhlı kamyonun başına geçip içine takviye güç doldurmak ve araç üstüne monte halde duran makineli tüfeklerin başına geçirmek oldukça işe yarayan bir taktik. Rakip ve düşman grupların araçlarını ele geçirmek ise bu kadar kolay değil. Aracın türüne göre belirli zorluk seviyeleri var bu seviyelere göre de ele geçirmek için beğendiğiniz aracı mini oyunlara başvuruyorsunuz. Daha çok konsol oyunlarında görmeye alıştığımız ekranda sembolü çıkan tuşa zamanında basma şeklinde oluyor bunlar da. Bir jipi ele geçirmek için bir tuşa basmak yeterken tank veya daha farklı zırhlılar için biraz uğraş gerekiyor. Karakterimizin belinde duran bir adet yakalama halatı helikopterlere çıkıp ele geçirmemize olanak sağlıyor. Ele geçirdiğiniz araçların içinde bir süre kalınca o gruba aitmiş gibi kimliğiniz gizleniyordu ya, buna dikkat edin, eğer düşmanın bir aracını ele geçirip görevi yaptıktan sonra dost grubun üssüne dönerseniz sizi düşman zannedip bir güzel ateş ediyorlar.




Helikopter demişken, oyun dünyasında önemli iki adet kaynak bulunuyor sürekli ihtiyacınız olacak. Para ve petrol. Parayı görevlerden ve kendi şirketinizde çalışanlar ile girdiğiniz bahisli eğitimlerden kazanıyorsunuz öncelikli olarak, yakıt ise daha zor veriliyor, ya benzinciden alacaksınız ya da daha eğlencelisi, oyun dünyasının dört bir yanına saçılmış para demetleri ve yakıt tanklarını çalıp helikopter ile kaçırarak elde edeceksiniz. İkinci şık bedava olduğu için çok cazibeli ancak bu yakıt ve para yığınları kimi zaman dostu olduğunuz grupların kontrol alanları içinde olabilir, haliyle çalmadan önce iki kere düşünün ve unutmayın bir amacınız var klişe de olsa, intikam olmak. Solano ve Blanco’yu bulmak için UP gibi grupların yardımına az da olsa ihtiyacınız var.

Oyunda her türden araç mevcut ve toplam sayı 170, gemiler, sürat tekneleri, helikopter ve uçaklar, tanklar, jipler, kamyonlar, motosiklet ve arabalar. Her zevke göre bir şey bulmak mümkün. Ama illa kendime ait özel bir şey olsun derseniz tamirci ve teknisyen Ewa’yı şirketinize katmanız lazım önce, sonra ise oyun dünyasına aynen petrol ve para gibi dağılmış olarak bulunan “yedek parçaları” (spare parts) toplamanız gerekiyor, belirli bir sayıya ulaştığınızda Ewa sizin için çok özel bir araç yapabiliyor. Elinizin altında bulunan bu araçları helikopter ile herhangi bir yere taşımak mümkün. Ancak Ewan’ı helikopteri için çağırdığınız yerin uçaksavar silahlarından arındırılmış olmasına dikkat edin. Oyundaki silah çeşitliliği ise lezzetli ve doyurucu, her şey dâhil bir tatil köyünün açık büfesi gibi diyebilirim, bu açıdan oyun başarılı gerçekten, hatta abartılı neredeyse. Roketatar, uzun namlulu silahlar tamam da, savaş uçağı ile halı bombardımanı ve taktik nükleer füzeler? MOAB ve Sığınak Delici füzeler bile var. Füze ve bombaları kullanmak için para, yakıt ve hepsinden önce bir jet uçağı pilotunu ihtiyacınız var elbette.




Oyunda görev almak için her seferinde karargâhınıza dönüp Fiona ile konuşmanıza gerek yok, yan görevler ve grup görevleri harita üzerinde görülebiliyor oyun dünyası içinde. Standart git yok et görevleri dışında bir de HVT ismi verilen kişi hedefleri var. Bunları haritada görüp yanına gitmeniz yetiyor. High Value Target açılımı olan HVT, çok değerli hedefler ve genellikle ait olduğu grubun kıdemli üyelerinden oluşuyor. Bunları yakalamak o grup ile aranızı bozabilir. HVT’ler ile iki seçeneğiniz var, ya etkisiz hale getirip canlı bir şekilde karargâha yahut istenilen yere götürmek, ya da öldürüp fotoğrafını çekmek. Kulağa kolay geliyor ama dost kuvvetler tarafından vurulması hedefin insanı çileden çıkartıyor, bu hedefler genelde önemli kişiler oldukları için de iyi korunan üslerdeler ve tek tabanca dalmak sağlıklı olmaz, ayrıca düşmanlarınız da size ateş edeyim derken kendi adamlarını öldürebiliyorlar ve bu işlem her seferinde aynı olup tekrar ettiği için kendini bir hayli sıkıcı bir hal alıyor, çünkü uğraşmaya değmeyecek miktarlar kazanıyorsunuz. İşte böylece de geldik oyunun lanetine. Tekrar ve sıkıcılık. Oyun dünyasında özgürce gezip dolaşmak bir yerden sonra çekilmez olduğu için grupları görevleri her şeyi boş verip ana hikaye görevini bitirip gideyim buralardan artık demeye başlıyor insan.

Evet Mercenaries 2: World in Flames, miğferini tak, zırhını giy ve siperine gir, çünkü saldırı başlıyor. PC sürümü için konuşacak olursak, doğrudan konsoldan apartılmış olduğu açık ve seçik, bir konsol oyunu olarak grafik ve oynanış açısından çok bir eksisi olmaz ama bir PC oyunu olarak kesinlikle başarısız. Çok fazla sistem istiyor ve karşılığında öyle verdiği aman da aman diyeceğiniz bir kalite veya özellik yok. Aynı grafik kalitesini başka oyunlar çok daha düşük konfigürasyonlar ile sağlayabiliyorlar. Açıkçası CoD 4’ü babalar gibi çalıştıran bilgisayarım bu oyunu yüksek grafik ayarları ile oynatamadı ve yüksek grafikli hali CoD 4’ün yanına yaklaşabilecek cinsten değil öyle. Oyunda sizi yönlendirecek, oyunu öğretecek bir şeyler kesinlikle bulunmuyor, zor, orta, kolay hangi seviyeyi seçtiysem de göremedim böyle bir şey. Yeni oyun diyorsunuz ve paldır küldür başlıyor, neyi neyle nasıl kullanabileceğiniz konusunda bir rehber neredeyse hiç yok. Zaten oyunun başlangıcı gördüğüm en aceleye getirilmiş girişlerden birine sahip, hikaye derinliği, diyalog vs gibi şeyler göz ardı edilerek görebileceğiniz en kötü Schwarzenegger filminden bile daha kötü bir sekans ile başlıyor. Bir devam oyunu olduğunun farkındayım ama seriye ilk defa bu oyunla başlayacak olanlar ne olacak? Karakterlerin tek cümlelik hatta tek kelimelik “karizma” yaratma amaçlı ancak odun derecesinde seyreden yorum ve söylemleri ilgi çekici olmaktan bir hayli uzak. Bir aksiyon veya FPS oyunundan çok açık ve özgür dünyalı olması ile reklamı yapılıyordu, adı bile paralı askerler anlamına geliyor ancak bir GTA veya Jagged Alliance gibi hikaye derinliği, anlatımlar yok, koskoca oyunda epi topu işe aldığınız 3 paralı asker var sadece! Ve oyunu oynamak için de 3 tane ana karakter seçeneği var ki üçünün de çok fark yaratmadığını başta söylemiştik. Nerede kaldı bunun açık dünyalı paralı askerliği? Oyun dünyasında bu tür oyunlar için yaratılan bir sürü karizmatik, kötü, değersiz ve para için yaşayan karakter vardır, ancak Mattias ve kankaları en kötüleri olmayı zorluyor.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2015, 08:43 AM   #3
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Öfkemi biraz olsun kustuktan sonra geriye kalanlara bir bakalım oyundan. Bahsedilmesi gereken bir noktanın daha olduğu aklıma geldi ancak. Yapay zeka. Yapay zeka düşmanların size saldırıda kullandıkları taktiklerden biraz daha farklı bir anlamda yer alıyor bu oyunda. Daha doğrusu ben öyle ele alıyorum. Düşmanların ve dostlarınızın hem bireysel hem de grupsal olarak davranışları, ve daha önemlisi sizin davranışlarınızı ele alış biçimleri. Oyundaki farklı grupların hepsi birbirine karşı, birbiri ile müttefik olan iki taraf, totalde dört grup var. Ortada çok ince bir denge olması gerekirken bir grup ile dost olmak gereğinden fazla kolay, diğer grubun görevlerini yapıp adamları dağıtsanız bile o grubun görevleri bittikten sonra saldırdığınız taraf ile dost olup sonra onların görevlerini yapabiliyorsunuz. Yapay zeka bu noktada oldukça unutkan. Ne yaparsanız yapın size kapılarını sonsuza değin kapatmıyorlar, mızmız ve ağlak bir çocuk gibi, bir parça şeker veya çikolata ile kandırabiliyorsunuz. Farklı gruplar geniş bir alana yayılınca karşınıza çok fazla NPC çıkacak, tasarım olarak başarılı üstesinden gelinmiş ancak diyalog ve davranış olarak gerçekten zayıflar. Oyunda saymadım ama toplasanız 15-20 cümle vardır diyalog olarak ve tüm grupların tüm askerleri aynı şeyleri söyleyip duruyorlar yanlarından geçtiğinizde. Bütün oyun oldukça doğrudan işliyor, oyun boyunca sayısız insan öldürüp sayısız yeri havaya uçuracaksınız ve hiçbirinin bir önemi olmadığı için aynı cümleyi yanınızda 54.kez sarfeden bir askeri parçalara ayırmak bir noktadan sonra inanılmaz çekici geliyor. Görev ne olursa olsun, ya git öldür, ya git yok et, çok nadir ne kaçır veya ele geçir. Kendini tekrarlayan ve sıkan bir oynanış, anlamsız ve boş bir hikaye. Stres atmak için ise işe yarıyor etrafa dehşet saçmak, öldürmek ve yıkıp patlatmak. Oyunun tam olmasa da yok edilebilir çevre ve zemin öğeleri var. Verdiğiniz zararlar, açtığınız delikler yerlerinde kalıyor, siz oyundan çıkana kadar. Oyunu yeniden açtığınızda eser yok önceki vukuatlarınızdan.




Hava desteği ile yapabileceğiniz yıkımın gerçekten haddi hesabı yok, yakıt da sorun değil oradan buradan çalıp çırpabileceğiniz için. Ölmek de zaten pek bir sorun olmuyor, görevlerde başarısız olsanız bile hemen hemen hepsine baştan başlayabiliyorsunuz, canınız düşse bile kendi kendine tekrar yükseliyor. Zorluk olarak sizi zorlayacak bir şey pek yok fiziksel olarak, sinirleriniz ise sınanıyor, çünkü oyundaki bug’lar ve oyunun mantıksız yönleri çileden çıkartabiliyor oyuncuyu. Oyunun hasar mekaniği oldukça dengesiz, yakınınızdaki bir patlama sizi zıplatsa da düşünce pek bir hasar almıyorsunuz, ancak bir tepeden veya yükseklikten inerken birden karakteriniz düşebiliyor aşağıya kimi zaman sonucu ölüm olarak. Bir tank kullanırken on tane aracın üstünden geçebilirsiniz onları patlatarak hasar almadan, ama tek bir yakıt tankına çarpınca tanktan geriye bir şey kalmıyor.

Oyunun fizik motoru güzel patlamalar ve yıkımlar sağlayabiliyor, ancak bazı tasarım ve mekanik özellikleri anlamsız. Karakteriniz istediği kadar hızlı koşabiliyor. “Sprint” özelliği bu tür oyunlarda, tüm FPS’lerde hayat kurtaran, aksiyon katan bir şeydir, bu oyunda ise sınırsız yapabiliyorsunuz, hiç yorulmayan bir insanı oynamak garip hissettiriyor. En ilginci ise bazen bir düşman askerin ölmesi için bir şarjörü boşaltmanız gerekirken yanına koşup suratının ortasına bir tane geçirdiğinizde kolaylıkla ölüyor. Dengesiz ve suistimale çok açık. Müttefikleriniz ise baskınlarda yardımcı olması gerekirken dengesiz davranıyorlar, araç içinde gittiğinizde siz inerseniz onlar da aracın silahlarını bırakıp iniyorlar bir güzel. Canları isterse ateş ediyor, istemezse ya öylece dikiliyor ya da kenara köşeye kaçıyorlar, sizi asla takip etmiyorlar.




Düşman ve dost yapay zekaları ile uğraşmak yerine çok güzel bir seçeneğiniz var, oyunun en güzel yanı olan online co-op. Siz oynarken bir arkadaşınız gelip size katılabiliyor. Siz de başkasına katılabilirsiniz. Ancak kimin oyunu ise ilerleme kaydeden o oluyor. Eğer siz oynarken başkası katılıyorsa sizinle birlikte görevleri yapıp para kazanıyor, ancak çıkıp kendi oyununa dönerse sadece kazandığı para geçiyor eline, kaydettiği ilerleme sayılmıyor. Etrafı cehenneme çevirmenin zevki ile kalıyor. Bu zevk bu oyunu oynanabilir kılan tek şey. Herkesi öldürmek ve binaları havaya uçurup araçları patlatmak, koca oyunda insanı tatmin eden tek şey bunlar. Patlamalar ve yıkılan binalar zevk verici ama oyunun geri kalanın grafikler, o kadar yüksek sistem istemelerine rağmen, başarısız. Özensizce yapılmış gibi duruyorlar, FarCry’ın tropik havası planlanmış belki ama kaç yıl önceki FarCry’ın texture ve diğer grafik özellikleri kesinlikle daha iyiydi. Teknik bir diğer konu da seslendirme. Oyun Venezüella’da geçiyor ama seslendirmeleri yapan bir tane İspanyolca bilen bir güney Amerikalı olduğunu zannetmiyorum, kötü taklit sığ diyalog ve repliklerle birleşince çekilmez oluyor. Çinliler, Jamaikalılar, Venezüellalılar… Hepsinin seslendirmesi, tonları ve aksanları içler acısı. Sürekli tekrar eden replikler de cabası.

Son sözlerim, aslında söyleyecek çok şeyim var bu oyun için ama kendimi tutuyorum, her gün bir sürü oyun çıkıyor artık, vaktinizi daha başka oyunlarda değerlendirirseniz daha sağlıklı olur sizin için, ama boş vakitlerinizde yarım saatliğine oynayıp etrafa kurşun ve füze yağdırmak iyi gelebilir terapi babında, sadece sayısız bug’ı, hatayı ve saçma oyun mekaniklerini görmezden gelmeniz gerekiyor. Biraz daha çalışılmış bir oyun olsaydı başarı yakalayabilirdi ama bu haliyle vasat bir oyun benim için. İlkinin yanında ise sıfır kalan bir devam oyunu, keşke PC’ye hiç gelmeseydi.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:56 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35