Logan avlanıyor, kaçın!

Son zamanlarda çizgi romanların film haline getirilme furyasında artış yaşanıyor. Beyaz perdenin 2009 ve 2010 takvimine baktığımızda, sayısız filmin yolda olduğunu görüyoruz. Transformers: Revenge of the Fallen'dan tutun da, Jonah Hex'e, Magneto'ya ve Iron Man 2'ye kadar daha birçok isim, henüz yapım aşamasında. 1 Mayıs 2009'da vizyona giren X-Men Origins: Wolverine de, bu rüzgar ile karşımıza çıktı. Maalesef beklentilerimi karşılayamasa da, salondan çıkarken sevdiğim bir kahramanın yeni serüvenini izlemiş olmaktan mutluydum.


"-Logan, annenlere evleneceğimizi gene söylemedin değil mi?
-Offf nerden geldi aklına? Gene başladık işte!"

Film oyunları kötü olur efsanesi

Yakın zamanda X-Men Origins: Wolverine'in aynı adlı oyunu da raflarda yer buldu. Logan'ı kontrol ettiğimiz yapım, film ile aynı konuyu işlese de, daha geniş bir zaman aralığını ve dolayısıyla daha fazla olayı konu alıyor. Oyun açıldığında videoyla karşılıyor bizi. Yakın gelecekteyiz ve saçları uzamış olan Wolverine, kendisini yakalamaya çalışan askerlerin icabına bakıyor. Kısa süre sonra geçmişi hatırlıyor ve filmde de tanık olduğumuz Nijerya görevi için helikopterde alıyoruz soluğu. Ancak işler aynı şekilde ilerlemiyor ve bir roket saldırısı sonucunda düşüşe geçiyoruz.

Logan helikopterden atlıyor ve kontrol bize geçiyor. Birkaç saniyelik serbest düşüşün finali, gerçekten etkileyici bir şekilde bağlanmış. Kontrolü aldığımızda, ormanda tek başımızayız. Kısa süre sonra aksiyon başlıyor ve dört bir yana dağılmış askerleri bir bir avlıyoruz. İlk etapta oynanış dikkati çekiyor. Biraz Ultimate Spider-Man, biraz Prince of Persia'yı andırıyor X-Men Origins: Wolverine. Ardı ardına farenin sol veya sağ tuşuna basarsanız, combo yapmaya başlıyorsunuz. İlerledikçe, edindiğiniz yeni özellikler ile beraber yeni combolar aktif oluyor. Bu kez bilinçli combolar yapmak için, doğru tuş kombinasyonlarını uygulamanız gerekiyor. Yapımcılar, oynanışı mümkün olduğunca basite indirgediği için, dövüşlerde zorlanmıyorsunuz. Böylelikle X-Men Origins: Wolverine, üzerinde uzun uzun düşünme gerektirecek bir oyundan ziyade, insan ve mutant pataklayıp ilerlediğiniz eğlence odaklı bir yapım izlenimi veriyor.


"-Abi Fikriye ile evleneceğimizi annemlere söylemedim diye ayrıldık, dur sarılayım sana omuzunda ağlayayım."

Bilindiği üzere kahramanımızın meşhur pençelerinden bile daha önemli bir özelliği var; aldığı yaraların kapanması ve hızla iyileşmesi. Oyunda da bu yeteneğimiz sayesinde düşmanlara karşı epey avantaj kazanıyoruz. Öyle ki, aldığımız kurşun darbeleri sonucunda Wolverine'in vücudunda oluşan delikler, ekranın sol üst köşesindeki sağlık bar'ını da etkiliyor ve gücümüzün azalmasına yol açıyor.

Eğer Wolverine'i birkaç saniye için hasar almayacağı bir yere götürürseniz, sağlık bar'ınızın dolduğunu ve üzerinizdeki kurşun deliklerinin ya da yanıkların iyileştiğini fark edeceksiniz. Ancak bu demek değil ki, Logan'ı öldürmek mümkün değil. Sağlık bar'ınızın hemen solundaki kalp logosundan, ölüme ne kadar yaklaştığınızı takip edebilirsiniz. Tabii bir yerde kısa bir süre saklanınca, iyileşmeniz kalp logosuyla resmedilen yeri de etkiliyor ve biraz sonra hiç hasar almamış gibi düşmanlarınızın karşısına dikiliyorsunuz. Bar'da bulunan son detay ise, hemen sağlığın altında bulunan sarı öfke çizgisi. Düşmanları öldürdükçe dolan bu bar tamamlandığında, ''shift'' tuşuna basılı tutup ekranda beliren özel hareket seçeneklerinden istediğinizi uygulayabiliyorsunuz. Askerler tarafından sıkıştırıldığınız anlarda ya da boss'ların hışmına uğradığınızda, bu özellik hayat kurtarabiliyor.


"X-Men Origins: Wolverine'nin aksiyon dozajı bir hayli yüksek."

Kurgu farkı

Bölüm sonlarında karşımıza çıkan boss'ların çoğu, X-Men Origins: Wolverine filminde görmediğimiz düşmanlardan oluşuyor. Bu kurgu farkının en büyük nedeni, film yapımcılarının dışarıya sızma tehlikesine karşı senaryoları oyun yapımcılarıyla paylaşmıyor oluşu. Sadece ana hatlarıyla öyküyü veren ve belki birkaç sahnenin nasıl ortamlarda geçtiğini gösteren film yapım şirketinin bu yöntemi yüzünden, aynı olayı oyunda ve filmde farklı şekillerde tecrübe ediyoruz. Hatta sahnelerin önü, arkası da bir hayli değişiyor. Bu yüzden filmi izlemiş seyirciler, aynı adlı oyunu oynarken çok farklı enstantanelerle ve değişik bölümlerle karşılaşacak.


"-Buradan da biraz et keseyim. Ohh akşama köftelik kıyma çıktı."

Oyunda varmak istediğiniz bir yere giderken, arazinin ya da mekanın engellerini aşmalısınız. Bu anlarda oyun tam manasıyla Prince of Persia'yı andırıyor. Tırmanmalar, atlayıp zıplamalar oldukça tanıdık. Bazen yolunuzu kaybettiğinizi düşündüğünüz anlarda, Wolverine'in hislerinden yardım alabiliyorsunuz. Tek tuş ile aktif olan bu hisler, hem gideceğiniz yönü gösteriyor, hem de çevrede kullanılabilecek objeleri belli (Renklerle ayrıştırarak) ediyor. Bu yeteneğin getirdiği bir diğer özellik de, görünmez düşmanları algılayabilmek. Zira bazı bölümlerde karşılaştığımız görünmez karakterler, biraz sorun yaşatabiliyor.

Logan gelişiyor

Yapımda bulunan RPG öğeleri sayesinde, Wolverine'in yetenekleri de gelişiyor. ''Skills, Mutagens, Reflexes, Fight Moves'' olarak dörde ayrılan bu yetenekler arttıkça, Logan'ın önünde durmak da zorlaşıyor. Vuruşları daha etkili olan, yeni combolar edinen kahramanımız geliştikçe ölmesi de zorlaşıyor. Özellikle boss'lar ile kapışmadan önce biraz seviye atlamış olmanız epey yarar sağlıyor. Zira yapıma ''easy'' seçeneğinde başlamadıysanız, bazı bölüm sonu düşmanlarını geçmek için birkaç deneme yapmanız gerekecek. Yapay zeka adına bir eksi olsa da, oyunu oyun yapan bir detay burada su yüzüne çıkıyor. Eğer boss'ları geçemeyip birkaç kez deneme şansınız olursa, onları yenmek için taktik buluyorsunuz ve boss'lar bunlara asla karşılık veremiyor. Yani yöntemini çözdüğünüz düşmanı elimine etmeniz kaçınılmaz oluyor.


"Wolverine'nin modellemesi başarılı yapılmış ve Hugh Jackman tarafından seslendirilmiş."

Yapay zeka açısından değerlendirince, X-Men Origins: Wolverine'de övgülerle bahsedecek pek bir şey göremedim. Zira sizi gören düşmanların ateş açması, bir yere saklanınca, üzerinize doğru birer birer yaklaşıp yem olmalarından fazla bir şey yok ortada. Dolayısıyla düşmanlar için pek fazla strateji geliştirmenize gerek yok. Direkt üzerlerine saldırın ve öleceğinizi düşündüğünüz zaman, uzaklaşıp saklanın...