OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07-18-2015, 12:18 PM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Ghostbusters:The Video Game İnceleme

80’lerin kült sinema örneği Hayalet Avcıları, 25. yılını kutladığı şu günlerde oyunuyla da raflardaki yerini aldı. İki filmi de yaklaşık 15 yıl önce izlemiş biri olarak, Terminal Reality‘nin geliştirdiği Ghostbusters: The Video Game’i ilk duyduğumda, çoğu seri hayranı gibi pek ümitlenmemiştim. Aslında fanatik hayran kategorisinde yer almasam da türlü alakasız örnekle, özellikle mobil oyun platformlarında (GameBoy ve Sega’daki izometrik perspektifli saçmalıklar...) rezil edilen serinin, yeni teknolojiyle hak ettiği derli toplu bir oyuna kavuşması fikri beni heyecanlandırmaya yetmişti. Bakalım sayısız “film oyunu” faciasıyla dolup taşan oyun dünyası, ilk duyulduğunda burun kıvrılan Ghostbusters: The Video Game‘i nasıl selamlayacak.
“Size inanmaya hazırız!”

Günümüzün en moda oyun perspektiflerinden biri olan third person bakış açısına sahip, lineer bir şekilde akan ve tipik checkpoint sistemiyle ilerlediğimiz bir aksiyon bu. Peter, Raymond, Egan ve Winston gibi karakterlerin hepsi karşımızda; hem de tüm mimikleri ve inandırıcılıkları ile. Teknik detaylara birazdan değineceğiz ancak genel olarak orijinal seslendirmeler eşliğinde, koca koca LCD’lerimizde tüm gerçekçiliğiyle bu keyifli karakterleri izlemek ve yönlendirmek gayet keyifli. Retro bir tasarıma sahip menü ve menü müziği ile açılış yapan oyunda, “Career” seçeneğiyle hikayeye girişimizi yapıyoruz. Ve işte Ray Parker Jr.’ın o unutulmaz parçası Ghostbusters! Karakterlerimizin televizyon ekranındaki “Size inanmaya hazırız!” reklamı, ardından da çalan telefonlar ile o eski havayı günümüze taşıdığının sinyallerini veren oyunumuza, New York‘un üzerine bir müzedeki belirsiz bir kaynaktan salınan laneti resmeden bir videoyla giriş yapıyoruz.
Oyunda yönlendirdiğimiz karakter, ekibe yeni dahil olan yeni yetme isimsiz bir hayalet meraklısıdır. Size oyunda yapabileceklerinizin bir bölümü, bu “yeni çocuk” eşliğinde, tutorial olarak eski dost ve pis boğaz yeşil hayalet Slimer üzerinden verilmekte. İşleyişe bakacak olursak, beklenenden çok daha detaylı bir hayalet yakalama seansıyla karşılaşıyoruz. Sırtımızdaki ışıklar saçan Proton Pack’in kullanımı, ortalığı yakıp yıkan Blast Stream ve tuzaklar vasıtası ile filmdekinin birebir kopyası şeklinde gerçekleşiyor; her şey filmdeki “hayalet yakalama” ritüeline uygun. Önce hayaletin enerjisini bitiriyor, ardından da gerekli tuş vasıtasıyla Ghost Trap‘imizi atıp kıstırdığımız hayaleti bu tuzağın içine hapsediyoruz. Tutorial bölümü sonrasında ekip üyelerinin sürekli takıldığı karakterimiz, Experimental Equipment Technician (Deneysel Ekipman Teknisyeni) unvanıyla grubun bir üyesi haline geliyor ve hayalet yakalama macerasının içine dalıyor.
Oyun boyunca kullanacağımız bir diğer ekipman da ParaGoogles ile birlikte kullanacağımız PKE Meter. Bu, size etrafta bulunan gizli hayaletlerin ya da lanetli artifact’lerin yerini gösteren bir çeşit sinyal ölçer. Bununla, etraftaki ektoplazmik kalıntıları tarayarak bilgi bankanıza kaydedebilirsiniz. Gözlüğü taktığınızda yeşil tondaki ve karıncalı efektin keyfiyle birlikte, saklanmış hayaletlerin yerini bulmak için orada burada koşturuyorsunuz; tabii ki yanınızda en az bir ekip üyesiyle birlikte. İlk gerçek avınızı içeren Sedgewick Hotel bölümündeki otel menajerini rahatlatmaya çalışıyor ve ardından da Sümer Kültürü konusunda uzman Doktor Ilysa Swain ile tanışıyoruz. Aslında bir tanışma diyemeyeceğiz bu sekansa; oyunun ilerleyen bölümlerinde işbirliği yapacağımız ve şahsen tanışacağımız Swain de Peter’ın çapkınlıklarından nasibini alacak. Ardından üst katlara çıktığımızdaysa hemen hemen diğer tüm bölümlerdeki gibi hayaletlerin izlerini sürerek onları minicik tuzaklarımıza hapsetmeye çalışıyoruz. Bütün bu konuya ve işleyişe dair verdiğim bilgiler, oyunun çok kısa bir bölümünde cereyan etmekte. Oyundaki hayalet karakterlerin özgeçmişini bulabileceğiniz ara yüzünüz, çeşitli “upgrade” edilebilir elementler (Buna proton paketiniz de dahil.) ve birçok hoş ayrıntı, keşfetmeniz için sizi beklemekte.Sizce de biraz fazla konuşmuyorlar mı?
Oyunun geliştiricisi Terminal Reality‘i eski Monster Truck Madness serisinden ya da BloodRayne ile hatırlayabiliriz. Firmanın Atari ve Sony gibi iki dev yayıncının kanatları altında çalışma şansını kötü kullandığını da söyleyemeyiz. Son işleri Ghostbusters’ın görsel açıdan ortalamanın üzerinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Karakterlerin mimikleri ve animasyonları gayet doyurucu. Ayrıca dudaklarındaki senkron uyumu için sarf edilen çaba da dikkatlerden kaçmıyor. Karanlık bölgelerdeki gölge oyunları ve fenerinizin ışığının gerçekçiliği de oyunun olumlu minik artılarından. Diğer görsel artılarsa detaylı Proton Paketi tasviri ve şahane tuzak efektleri. “Infernal Engine” ile geliştirilen oyun, görsel olarak gayet tatmin edici; hatta tüylerimi diken diken eden, duyduğumda içimden kaçma hissini uyandıran, “yeni nesil” sıfatını da sonuna kadar hak ediyor. Oyundaki “Blast” efektleri ve birçok karakterin hayaleti aynı anda yakalayıp oraya buraya çekiştirdikleri andaki sahneler göze çok ama çok hoş geliyor. Tatmin edici bir oranda parçalanabilen çevreyle birlikte oyundaki mekanlar da sürekli değişmekte. Bir bakıyorsunuz Ecto-1 adıyla bilinen Ectomobile’ımıza atlıyor ve New York sokaklarında hayaletlerle mücadele ediyoruz, bir bakıyorsunuz mezarlıklarda ve müzelerde bu şeytani tehlikenin kaynağını arıyoruz. Ancak oyun ne yaparsa yapsın çok çabuk tekdüzeleşmekten ve sıkıcı hale gelmek kurtulamıyor; istediği zaman korkunç olmayı da beceremiyor. Hayaletleri yakalama konusunda oyunun getirdiği gerçekçi ve keyifli yaklaşım, burada oyunun en zayıf noktası haline geliyor. Keyifli boss mücadelelerini dışarıda tutarak söylersek oyun, bütün hayaletleri alt etme yöntemini aynı süreçle işliyor: Enerjiyi azalt, tuzağı kur, sürükle ve hapset. Bu keyifli gözüken numara, oyunun fazla ilerlemesine gerek kalmadan kabak tadı vermeye başlıyor.
Oyunda teknik anlamda bir eksikliğe rastlamak pek mümkün değil. Eski NY sokaklarının dokusunu, karargahımız olan eski itfaiye binasını, müzelerin kendine has mimarisini, karakter fiziklerini, gözlüğü taktığımız andaki filtreleme efektini ve özellikle Proton Pack’i ve yaptıklarının ekrana aktarılışını gayet başarılı buldum. Oyunda, çoklu mücadelelerin olduğu sahnelerde de göze batacak bir frame kaybına rastlamıyoruz. Yükleme ekranlarındaki tema şarkısını dinlemek de gayet keyifli.
Oyundaki multiplayer seçeneğine de bakacak olursak; dört kişiye kadar oynanabilen altı farklı mod sizi beklemekte. Oyunun multiplayer kısmını birkaç oyunun online kısmını geliştiren ve multiplayer haritaları hazırlayan Kanadalı firma Threewawe Software üstlenmiş. Ayrıca PC versiyonu için bir multi seçenek de bulunmuyor ancak PC kullanıcılarının kaçırdığı pek bir şey yok. Kısacası fazla heyecanlanmamanızı tavsiye ediyorum. Tek kişilik oyundan farklı bir oyun deneyimi sunmayan multiplayer seçeneğinde arkadaşlarınızla farklı hayaletleri avlamaya çalışıyorsunuz; tabii ki size gelen iş çağrıları doğrultusunda ve farklı proton paketleri seçmek gibi bir opsiyonla birlikte. Ancak bunun da -çok farklı bir içeriğe sahip olmasa da- tek kişilik oyun gibi gayet eğlenceli olduğunu söyleyelim.
Yeni bir film oyunu faciasından çok uzaklardayız...

Oyunun hikayesi de Dan Akroyd (Dr. Raymond Stanz) ve Harold Ramis imzasını taşıyor. Orta karar bir hikayeyle ilerleyen oyunda, sizleri öykü anlamında çarpacak bir şeylere rastlamak zor. Belediye Başkanı karakteri Jock Mulligan ve Dr. Swan ile hareketlendirilmeye çalışılan hikaye yapısında sırıtan bir taraf yok. Dr. Swan‘ın oyunda seslendirme anlamında bir eksisi olduğunu düşünmüyorum ve hikayedeki kilit rolde kendisine ait; fakat en son Pathology’de izlediğimiz ama akıllarımıza Poison Ivy 2 (Zehirli Sarmaşık 2) ile kazınan Amerikalı aktris Alyssa Milano’nun bu seslendirme için tercih edilmesine bir anlam veremediğimi de söylemeden geçemeyeceğim. Oyunda benim de favori aktörlerimden biri olan Bill Murray’nin Dr. Peter rolüyle keyifli sohbetini oyun boyunca yanı başımızda sürdürmesi ve eski birçok dosta karşı verdiğimiz keyifli mücadele, eğlence dolu anlar yaşamanıza neden oluyor. Ortalama sekiz saatlik oyun süresi de artifact‘lere ne kadar ilgi gösterdiğinizle orantılı olarak artıp azalabiliyor. Bu arada Dr. Peter’ın çenesi de öylesine düşük ki zaman zaman sizi bunaltabiliyor; tabii ki onun sohbetinden bunalmadan oyundaki monotonluktan sıkılmazsanız. Ancak en geniş çerçeveyle söylersek, beğensek de beğenmesek de oyunun beklentilerin üzerinde olduğu su götürmez bir gerçek.
Daha öncede söylediğimiz gibi, her iki filmdeki belli başlı bütün hayalet figürleriyle, bu oyun vasıtasıyla tekrar karşılaşmak büyük bir keyif. Tablodaki hayalet Vigo, kütüphanedeki Leydi ya da devasa Stay-Puft Marshmallow Man... Bu eski dostların hepsi, fenomenin sonunda hak ettiği kalitede bir oyunla bizlerin beğenisine sunulmuş durumda. Tüm numaralarına ve filmi merkez alan başarılı tavrına rağmen oyun çok çabuk monotonlaşan yapısı nedeniyle çoğu oyuncuya sıkıcı gelecektir. Maalesef tüm keyifli yanlarına rağmen oyundan çabucak sıkıldığımı söylemeliyim. Ama en önemlisi muhteşem sohbetlerin akıp gittiği bu yapımın, yeni bir film oyunu faciasından çok uzaklarda durması ve filmin ruhunu başarıyla taşıması...
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:06 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35