OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07-25-2015, 12:28 PM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Damnation İnceleme

Yapım Blue Omega | Dağıtım Codemasters | TürAksiyon | Diğer PlatformlarPS3 Xbox 360

Son zamanlarda tam anlamıyla “kötü” diyebileceğim oyunlara nadiren rastlar oldum. Aslına bakarsanız, özellikle oyunlar için direkt olarak “kötü” damgasını kullanmaktan hoşlanmıyorum. Harcanan onca emeği ve hatta dışarıdan bakıldığında görünmeyen unsurları göz önüne alınca bu damga biraz sert kaçıyor. Kaliteli yapımlar gözümüzü ve gönlümüzü fethettikten sonra üzerine fazla düşülmemiş veya amatörlük dolayısıyla tam kıvamını alamamış oyunları ister istemez göz ardı etmek zorunda kalıyoruz. Her şeye rağmen bu kategorideki oyunları dikkatle inceliyorum; belki bir kurtuluş payı çıkarırım niyetiyle. Genelde kıyıdan köşeden umut kırıntıları yakalıyorum ama bazı oyunlar “vasat” derecesinde kalmak için o kadar ısrarcı oluyor ki göz göre göre ortalıkta dolaşan ölümcül hataları görmezden gelemiyorum bir türlü. (Bu da bir nevi günah çıkarma olsa gerek.) Kendimi affettirdiğime göre şunu artık rahatlıkla söyleyebilirim ki Damnation “kötü” bir oyun!
Alternatif bir Amerikan tarihi...

Karşıma Damnation diye bir oyun çıktı. Hikayesini gözden geçirdiğim zaman ilgimi çekmeyi az da olsa başarmıştı. Son zamanların sükse yapan başlıklarından birini kullanıyordu Damnation: Alternatif tarih. Amerikan İç Savaşı’nın haddinden fazla uzamasıyla birlikte teknolojik gelişim durmuştu ve Amerika’nın elinde sadece gelişmiş bir buhar teknolojisi kalmıştı. Maddi üstünlüklerini kullanmak isteyen diktatörlerin, birbirine düşman olan iki ordunun yönetimini ele geçirmelerinden sonra, acı çeken insanların kurtuluş umudu olacak bir kahramanın kendini göstermesi kaçınılmaz olacaktı. Hamilton Rourke adını taşıyan bu kahraman, zalim Prescott rejimini ortadan kaldırmak adına savaşan Özgürlük Savaşçıları’nı bir araya getirecekti. Her ne kadar karşısında düşman olarak buhar teknolojisiyle üretilmiş muazzam bir teknoloji olsa da, insanlığın umudu Hamilton Rourke’un omuzlarındaydı artık.



“Modern Kovboy” dediğin nedir ki?

Oldukça klişe olarak nitelendirilebilecek bu hikayeden sonra oyuna başlıyoruz ve bu noktadan sonra da umut kırıntıları bir bir dökülmeye başlıyor. Damnation, third person bakış açısına sahip bir oyun. Oyunun ana karakteri olan Hamilton Rourke’u kontrol ediyoruz ve oyun boyunca en az bir tane direnişçi de bize eşlik ediyor. Oyundaki esas amacımız, elimizdeki üç ateşli silahı kullanarak düşmanlarımızı alt etmek ve aşırı geniş olarak tasarlanmış oyun alanındaki hedef noktamıza ulaşmaya çalışmak. Bu anlatımdan zevkli bir oyunun hayali rahatlıkla kurulabilir ama durum sandığınız gibi değil. Evet, oyun alanı çok geniş; hatta bu alan hem enlemesine, hem de boylamasına geniş ama bu kadar geniş bir alanı doldurabilecek ne var? Hiçbir şey... Bu devasa alanda -ekibinizle birlikte- bir şekilde yolunuzu buluyor, bir Lara Croft misali hopluyor, zıplıyor, merdivenlere tırmanıyor, iplere tutunarak Tarzan’cılık oynuyor, platformlardan platformlara süzülüyorsunuz. Zevkli mi görünüyor? Bir daha düşünün!
Bütün bu sabır testinin arasına belirli zamanlarda düşmanlarınız da dahil oluyor. Beyinlerini aç karnına yemişçesine ortalıkta dolaşan bu asker bozmalarıyla savaşmak için elinizdeki üç silahtan bir tanesini kullanıyorsunuz. Yol boyunca karşınıza çıkan diğer silah çeşitlerini de kullanabiliyorsunuz. Dilerseniz bulduğunuz silahları elinizdeki silahlardan bir tanesiyle değiş tokuş edebiliyorsunuz. Silah çeşitliliğine zorla da olsa “eyvallah” diyorum ama bu silahları kullanmaya gelince... Menzilinizdeki düşmanınıza makineli tüfeğinizin iki şarjörünü boşalttığınızı ve düşmanınızın hala olduğu yerde bekleyerek size ateş etmeye devam ettiğini halay edin. Hayal etmesi zor bir şey, değil mi? Silahlarla hedef almak çok kolay. Mouse’un sağ tuşuna basılı tuttuğunuz zaman hedefinizi almış oluyorsunuz, sol tuş ise ateş etmenize yarıyor ama sorun hedefi vurmakta! Hatta “hedefin hedefi” gibi ne işe yaradığını bile çözemediğim bir sistem daha var. Mouse’un sağ tuşu basılıyken tekerlek düğmesine bastığınızda daha net bir şekilde hedef alıyorsunuz ama anlamsız bir çatışmanın ortasında mouse’un üzerinde akor basmaya çalışmak hiç de hoş değil.

Yolunuzda yalnız değilsiniz!

Gelelim kader, yani bizimle birlikte savaşımıza dahil olan ekip arkadaşlarımıza. Bu kardeşlerimin ne işe yaradıklarını henüz çözebilmiş değilim. Oyunun neredeyse yarısını bitirmiş durumdaydım ama yanımdaki şahısların çatışmalarda kuru kuru ateş etmekten başka faydalarını göremedim. Be adam, madem ateş edeceksin, neden vurmuyorsun; madem vurmayacaksın, neden ateş ediyorsun! Yandaşlarınız -çok nadir de olsa- önden giderek yolunuzu bulmanıza katkı sağlayabiliyorlar ama genelde arkada kalıp siz yolunuzu bulduktan sonra “Aferin, bekle geliyorum!” şeklinde sinir bozucu laflar etmekle meşgul oluyorlar; hatta bu lafı söyledikten sonra bazen yanınıza gelemiyorlar bile! Anlamsız bir olay daha var ki bu olayın sırf detay olsun diye konmuş olduğunu ama komik bir detaydan öteye gidemediğini çok net bir şekilde söyleyebilirim. Yandaşlarınız bazen yaralanıyor ve oldukları yerde beklemeye başlıyorlar. Yanlarına gidip “Shift” tuşuna bastığınızda ise tekrar hayata dönüyorlar; hiçbir şey olmamış gibi...
Sevgili modern kovboyumuz Rourke, oyunun hemen başlarında özel bir güce sahip oluyor. “Z” tuşuna basılı tuttuğunuz zaman ekran mavi bir hareyle kaplanıyor ve karşınıza çıkacak bütün düşmanlarınızın yerlerini bir bir tespit edebiliyorsunuz. Üç kuruşluk zekalarıyla hiçbir tehdit unsuru içermeyen düşmanlarınızın yerlerini tespit etmek ne kadar gereklidir, bilemiyorum ama bu büyünün özel bir işlevi daha var. Yaralanan yandaşlarınızı yanlarına yaklaşmadan ayağa kaldırmak için de bu büyüyü kullanabiliyorsunuz. Tek yapmanız gereken, büyüyü aktif edip “Shift” tuşuna basmak. Büyü kullanabilen bir modern kovboy! Ne kadar da fantastik...



Yeterince hoplayıp zıpladıktan, düşman askerleriyle “ateş edip vuramamaca” oynadıktan ve “Damnation” ismi hafızanızdan silinmeye başladıktan hemen sonra bir motosiklet macerasının içinde bulacaksınız kendinizi. Mad Max dünyasının hurdalığından fırlamış gibi görünen bir motosikletle aşırı hız yaptıktan, nitro kullanarak uçurumları aştıktan ve çoğu zaman yolunuzu kaybettikten sonra ise “Damnation” isminin hafızalarınızdan tamamen silinmiş olduğunu fark edeceksiniz.
Bu tarz oyunları sevebileceğinizi ve Damnation’ı yine de denemek isteyeceğinizi düşünerekten bu oyunun üzerine daha fazla gitmek istemiyorum ama “görünen köy kılavuz istemez” gibi bir atasözünü de hatırlatmaktan kendimi alamıyorum. “Görünen” demişken, oyunun grafik kalitesinden bahsetmedim, değil mi? Kötü, kötü, kötü!
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:48 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35