“Vururum, kırarım, alayını doğrarım, kralını tanımam!” Eğer böyle bir ruh haline sahipseniz, hack & slash tarzını yakından biliyorsunuz demektir. Bu tarzın ünlü oyunlarını dile getirmeye kalktığınızda ise pek zorlanmazsınız; çünkü Devil May Cry ve God of War isimleri sizin için fazlasıyla tatmin edici olacaktır. En son X-Men Origins: Wolverine ile açlığımızı bastırmıştık hatırlarsanız. Doya doya kestik, biçtik, taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadık. 2010 yılında da God of War III ve Dante’s Inferno gibi iki önemli yapımla birlikte vahşetimiz kaldığı yerden devam edecek. Listede böylesi önemli isimler varken başka bir hack & slash oyununa gözünüz kayar mı, bilmiyorum ama bu dişli rekabete Nier da katılacak. Oyunun yapımcı koltuğunda -Resident Evil: Dead Aim ve The Umbrella Chronicles oyunlarıyla tanıdığımız- Cavia adlı bir Japon firması var. Square Enix ise bu firmaya dağıtımcılık yaparak destek veriyor ve bu da altı çizilmesi gereken bir konu olarak önem taşıyor ki zaten Nier’ın tanıtım aşamasında Cavia’dan çok Square Enix’in adı geçiyor.

“Onun kaderi kanla yazıldı, yolu intikamla dövüldü, rüyaları ihanetle örüldü!” Bahsi geçen şahsın ismi, kahramanı olarak yer aldığı oyuna da ismini veren Nier. Bir salgınla birlikte karanlığa boğulmuş bir dünyada yaşıyor Nier. Black Scrawl adlı bir virüs, ele geçirdiği aciz vücutların sayısını artırırken, Nier’ın kızı da bu virüsten nasibini alıyor. Nier’a ise bir baba olarak bu illet virüsün tedavisini bulmak ve kızını iyileştirip dünyayı kurtarmak düşüyor. Göründüğü kadarıyla işi hiç kolay değil; çünkü böylesi bilindik bir hikayenin yine bilindik detayları olacaktır ve bu detayların her biri, Nier’ın delik deşik olmuş kaderine bir çomak daha sokacaktır. Şimdi bu noktada biraz durup ortalığı kolaçan etmek lazım; çünkü klişe gibi görünen bu hikayenin içinde Square Enix’in parmağı var. Bu parmak, en vasat hikayeyi bile bir destana dönüştürebilir ki örnekleri sıralamaya şimdi girmeyelim isterseniz.
Peki öngördüğümüz bu destanın içinde bizim payımız ne olacak? Az önce de belirttiğim gibi Nier, bir hack & slash oyunu olacak ve ana karakterimiz de -tahmin edeceğiniz üzere- Nier. Salgınla birlikte vahşileşmiş bir dünyanın bütün ucubelerine karşı kılıçlarımızı ve diğer fantastik silahlarımızı kullanacağız. Olmazsa olmaz kombine hareketlerin yanında özel büyülerimiz de olacak ve bu büyüleri düşmanlarımızın üzerinde birer birer test edeceğiz. God of War serisinden aşina olduğumuz tarzdaki boss savaşları da Nier’ın bir parçası olacak. Karakterimizin ne tarz silahlar ve büyüler kullanacağı konusunda net bilgiler olmasa da bu silahları ve büyüleri aşama aşama geliştirebileceğiz. Daha güçlü kılıçlar, daha ölümcül büyüler, bir dünya dolusu virüslü yaratık, alabildiğine aksiyon, bir o kadar da curcuna... Bunlardan fazlasını hayal etmek şimdilik güç, hatta her şey oldukça klasik görünüyor bile diyebilirim. Square Enix ise buna rağmen yüklü tecrübesini Nier’dan esirgemeyeceğini önemle vurgulamaktan geri kalmıyor. Nier’ın hack & slash anlayışına yeni bir bakış açısı getirmeyeceği kesin ama Square Enix imzasıyla birlikte taşın altından neler çıkacak, kim bilir.

Bu ne biçim bir adettir yahu! Neden PC platformu hack & slash oyunlarından mahrum kalmak zorundadır her zaman? X-Men Origins: Wolverine’i ne güzel oynamıştık halbuki! Yani bence öne sürülebilecek hiçbir bahane yok! Artık bahane falan kabul etmiyorum ben! En büyük bahane olabilecek ticaret politikaları bile bir yerden sonra yüzeysel kalıyor benim için. Çıkarın kardeşim şu oyunları PC platformuna artık! Yok, bu böyle olmayacak; en yakın zamanda bir konsol sahibi olmam lazım benim, yoksa sürekli avucumu yalamakla yetineceğim ki avucumdaki tat gittikçe acılaşmaya başladı. Bu kadar ver yansının sebebi tabii ki ortada: Nier, sadece PlayStation 3 ve Xbox 360 platformları için geliştiriliyor. Ha, unutmadan söyleyeyim; Nier, Cavia’nın PS3 için yaptığı ilk çalışma olacak. Yani bu firma da benim “dayaklık” listemdeki yerini alacak!

Evet... Gördüğünüz gibi, E3 2009’a Square Enix imzasıyla konuk olan Nier, kaba haliyle şimdilik bu kadar. Oyunun çıkış tarihi de net değil ama 2010’un sonlarında karşımıza çıkması muhtemel. Eğer bu tarih Dante’s Inferno veya God of War III ile çakışacaksa Cavia’nın ve Square Enix’in kollarını hiç olmadığı kadar sıvamaları gerekecek; çünkü durum ortada. Duruma oyuncular açısından baktığımdaysa her şeyi yolunda görüyorum. Bir yıl içinde iki dev hack & slash oyunu ve bir de Square Enix imzalı Nier iddiası... Bundan iyisini anlatmaya Şam’daki kayısı bile yetmez diye düşünüyorum, ne dersiniz?