Fifa Manager 2009 [İnceleme]

~~meltem~~ · 08-03-2015, 05:46 AM

Oyuna başlamadan önce düşündüm de acaba Electronic Arts’ın oyununu yapmadığı bir spor dalı var mıdır? Herhalde yoktur. Basketboldan, futbola; futboldan, amerikan futboluna kadar birçok spor oyununu bu güne kadar bizlere sundu EA. İşte bu spor oyunlarından biri olan FIFA Manager, macerasına ilk olarak Total Club Manager adı altında başladı. CM efsanesinin elde ettiği başarıyı elbette görmezden gelemezdi EA ve onların da bir menajerlik oyunu yapması gerekiyordu. İşte bu amaçla Total Club Manager, ilk olarak 2002 yılında bizlere sunuldu ve iyi bir alternatif oldu. Kendine has tarzı ve oyun yapısıyla gelecek için umut vaat ediyordu. 2005 senesinde ismini FIFA Manager olarak değiştiren oyun, kısaltılmışı FM oluyor, her sene çeşitli yeniliklerle bizlere sunulmaya devam etti ve bakalım bu sene bize yeni bir şeyler, yeni heyecanlar sunabilmiş mi?

Umuda Yolculuk

Logolardan sonra oyunun menüsüne ulaştığımızda, bizi klasik bir menüden ziyade, oyunla özdeşleştirilmeye çalışılmış bir menü karşılıyor. Bilet şeklindeki menü oldukça iyi düşünülmüş, bir menajerlik oyununa tam gidiyor. Tabii arka plandaki futbol sahasını da unutmamak gerek.

Start Game diyerek oyuna başlıyoruz. İlk olarak ana ekranın rengini belirliyoruz; açık mı olacak, koyu mu olacak diye. Daha sonraki aşamada kariyer seçenekleri önümüze geliyor. Kariyer seçeneği olarak bize dört tane seçenek verilmiş. İstersek bir kulüp seçerek oyuna başlayabiliyor, istersek hem kulüp hem de milli takım seçebiliyoruz ya da Play Carreer seçeneğini ile bilgisayarın bize önereceği üç kulüpten birini seçip oyuna başlayabiliyoruz. Dördüncü seçeneğimiz ise Found a Club seçeneği. Bu seçenek ile kendimiz baştan yeni bir takım kurabiliyoruz. O takımın armasını, renklerini falan ayarlayıp o takımı başarılı yapmaya çalışıyoruz. Aslında bu dört seçenek de önceki FIFA Manager oyununda mevcuttu. Bu açıdan bir yenilik olmamış.

Select a Team seçeneğini seçip takım ekranına geliyoruz. Burada oyunda mevcut olmasını istediğimiz ligleri seçiyoruz. Türkiye de dahil olmak üzere 57 farklı ülkenin ligleri mevcut. FIFA Manager, ülke sayısı bakımından Football Manager’i yakalamış görünüyor; ama hala futbolcu bakımından Football Manager’e kıyasla bir hayli yetersiz. Hangi liglerde menajerlik yapabileceğimizi seçtikten sonra, bilgilerimizi gireceğimiz ekrana ulaşıyoruz. Ad, soyad, yaş gibi kişisel bilgilerinizi girdikten sonra oyuna ister evli, ister bekar, başlayabiliyorsunuz. Bir sonraki aşamada oyunun zorluk seviyesini ayarlayabiliyorsunuz. Futbolcularla anlaşma, oyuncu gözleme, oyuncu moralleri gibi oyun içindeki aksiyonların zorluklarını tek tek ayarlayabilirsiniz. Bunun yanında yine aynı sayfadan takım içindeki görevimizi de seçiyoruz. İster menajer, ister yönetici, istersek takımın her şeyi ya da hiçbir şeyi de olabiliyoruz. Hemen bu seçim listesinin altında, takım içindeki seçtiğimiz mesleğe göre görevlerimiz çıkıyor. Bu görevlerden üstlenmek istediğimizi üstlenebilir ya da verilmiş görevlerden yapmak istemediğimizi de görevlerimiz arasından çıkarabiliriz.

Bir sonraki aşamada, seçtiğimiz ülkelerden birinden bir takım seçiyoruz ve sezon hedeflerini belirliyoruz. Eğer seçtiğiniz bir takım zirveye oynuyorsa, buna göre de hedefleriniz büyük olmak zorunda. Seçtiğiniz hedeflere göre size olan sponsor ve takım desteği artıyor; fakat bir o kadar da işiniz riske giriyor. Çünkü sezon başında koyduğunuz hedeflerden uzak kalmanız halinde, işinizden kovuluyorsunuz. Eğer yönetimin hedeflerinden düşük bir başarı hedeflerseniz, bu sefer yöneticiler sizden gençlere ağırlık vermeniz gibi şartlar istiyor. Seçeceğiniz sezon hedefleri önemli, zira seçeceğiniz hedeflere göre yönetim sizin bütçenizi yüksek veya düşük tutuyor ve bütçenin arttırılması talebinde ona göre esneklik gösteriyor. Tüm bu ayarlardan sonra nihayet oyuna başlayabiliyorsunuz.

Electronic Arts Klasiği

Oyun ekranında 4+1 menü var. +1 yazdığım Options; çünkü bu, diğer dört menünün dışında kalmış. Bu dört menü Teams, Transfer, Club ve Career.

Team menüsü altında bulunan News Centre’dan, o hafta çıkan haberleri takip ediyorsunuz. Aslında News Centre, oyunun geçtiği ana ekranda sayılır. Çünkü kulubünüzle veya başka bir şeyle ilgili önemli bir gelişme olduğunda, oyun sizi bu ekrana taşıyor. Yine aynı menü altında bulunan Calender seçeneği ile takım aktivitelerini ayarlıyorsunuz. Hazırlık maçı ayarlama, sponsor günü düzenleme, sezon açılışı/kapanışı gibi partileri bu seçenekten ayarlıyorsunuz. First Team seçeneği ile takımınızı kurabiliyorsunuz. Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim; maalesef Türkiye’deki yabancı sistemi ve kupa sistemi yine oyuna yansıtılmamış. Kupa sistemi eleme usulü devam ediyor. Bu özellik bence pek önemli değil; ama yabancı sistemi tam bir felaket. Serinin önceki oyunları gibi yine Avrupa statüsünde olamayan dört oyuncuyu sahada oynatabiliyorsunuz. Diğer oyuncuların Türk veya yabancı olması önemli değil, Avrupa statüsünde olmaları yeter. Yani mesela Fenerbahçe ile oynarken, yabancı sorunuyla karşılaşmıyorsunuz. İsterseniz Arsenal gibi, kendi milliyetinizden bir oyuncunun bile sahada olmadığı bir kadro kurabilirsiniz. Serideki bu sorun yıllardır var; ama Electronic Arts, nedense hala bu sorunu düzeltmedi. Bu sorun, oyunun gerçekçiliğine çok büyük gölge düşürüyor... Reserve Team, Paf Takımı gibi bir şey. Buradan A takımınıza oyuncu takviye edebiliyorsunuz ya da A takımınızdaki oyuncuları buraya gönderebiliyorsunuz. Youth Team, genç oyuncularınızla ilgilenebileceğiniz kısım. Team menüsü altındaki son bahsedeceğimiz şık olan Team Training ise, oyundaki en önemli noktalardan biri. Burada ayarlayacağınız antrenmanlar, oyuncuların gelişimini birebir etkiliyor. Burada oyuncuları antrenman gruplarına ayırabiliyor, hangi oyuncunun hangi özelliğinin gelişmesini istiyorsanız onu seçebiliyor veya takımın uzun dönemli antrenmanlarını ayarlayabiliyorsunuz.

Transfer menüsünde ise, adından da anlaşılacağı gibi, transfer yapabilir, oyuncu kontratlarını uzatabilirsiniz. Ayrıca isteğinize göre, herhangi bir personeli işten çıkarabilir veya işe alabilirsiniz. Oyuncu transferlerine dönecek olursak, transferlerde yine bir hayali uçuk rakamlar söz konusu. Değeri 15 milyon dolar olan bir oyuncuyu 25-30 milyon dolara anca alabiliyorsunuz

~~meltem~~ · 08-03-2015, 05:47 AM

Club menüsü ise, kulübün mali işleriyle ilgilendiğiniz bölüm. Buradan bilet fiyatlarını ayarlıyor, sponsorluk görüşmeleri yapabiliyor, kulübü tesisleştiriyor, hatta stadı bile yenileyebilip büyütebiliyorsunuz. İşte bu noktada en başta seçtiğimiz menajerlik, yöneticilik gibi seçeneklerin aslında pek de önemli olmadığını anlayabiliyoruz. Çünkü menajerken bile yöneticilerin yapması gereken şeyleri yapabiliyorsunuz. Belki kendi tasarladığınız bir stat yaptırmak, oyunda bile olsa, güzel bir şey; ama hiçbir takımda görülmemiştir ki bir menajer stat yaptırsın. Yöneticilerin işlerinin birbirine karışması, oyunun gerçekçiliğine gölge düşüren bir diğer eksi olmuş. Yine aynı menü altında taraftarlarınızın, sizin hakkınızda ve oyuncularınız hakkında yaptığı yorumlar yer alıyor. Yorumlara birkaç yeni şey eklense de genel olarak geçen senekiyle aynı.

Career menüsü, kişisel başarılarınıza bakabildiğiniz, sizi isteyen bir kulüp var mı onu kontrol edebildiğiniz, istifa edebildiğiniz, kısacası sizin kariyerinizle ilgili olan şeyleri bünyesinde bulunduran bir seçenek . Personel Life ise biraz Sims vari bir bölüm olmuş. Buradan özel hayatınızla ilgili olayları halledebiliyorsunuz. Kendinize eşyalar alıyor, sevgili yapıyor, borsaya giriyorsunuz; böylelikle bu özellikler sayesinde kazandığınız paranın bir anlamı olmuş oluyor.

Menüleri bitirdikten sonra gelelim Team Tactics'e. Serinin bir önceki oyunuyla kıyasladığımızda, birkaç renklendirme dışında, burada da bir değişikliğe rastlayamadım desem yeridir. Yine takımınızın oyun kurucusu, hedef adamı gibi kişileri ayarlıyor, akınları hangi kanattan yapacağınızı seçiyor, nasıl bir anlayışla oynayacağınızı seçiyorsunuz. Kısacası geçen senekiyle aynı.

Maçlara gelince, isterseniz direkt sonucu görebiliyor, isterseniz Text Mode ile yazılarla maçı takip edebiliyor ya da Video Mode seçeneği ile üç boyutlu olarak maçı izleyebiliyorsunuz. Oyunun bir diğer sınıfta kaldığı nokta da burası olmuş. Üç boyutlu maçlar kelimenin tam anlamıyla rezalet. Maçı izlerken, oyunun, FIFA serisinin kaç senesindeki motoruyla yapılmış olduğunu düşündüm; ama bulamadım. Heralde 2000-2002 yılları arasındaki bir grafik motoruyla yapılmış. Anca bu kadar dandik bir maç ortamı yansıtılır. Oyuncuların aşırı yapay hareketleri, dandik grafikler, Football Manager’daki o yuvarlak insanları izlemenin 10’da 1 zevkini bile veremiyor.

Bu arada aklıma gelmişken, bazı transferler de yapılmamış. Mesela Glatasaray'da De Sanctis yok. Bari şu transferleri adamakıllı yapsaydınız diyerek yavaş yavaş yazımı bitireyim.

Sahadan Çekiliyorum

Yazıyı bitirmeden önce, son bir toparlayacak olursak; FIFA Manager, hiçbir yenilik vaat etmeyen; aksine oyun içinde bir takım renkli değişiklikler -içerik olarak değil şeklen ve mecazi anlamda da değil, gerçekten renkli- yaparak insanları kandırmaya çalışan bir oyun olmuş. Bu sene de Football Manager’e alternatif olarak kalmaya aday bu oyunu, hayranları yine oynayacaktır; ancak oyunu almadan önce, oyunda hiçbir değişiklik yapılmadığını ve buna rağmen oyunun uçuk fiyatını da göz önünde bulundurmalarını tavsiye ederim. Güzel oyunlu günler...

08-03-2015, 05:46 AM	#1
~~meltem~~ Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015 Mesajlar: 11.064	Fifa Manager 2009 [İnceleme] Oyuna başlamadan önce düşündüm de acaba Electronic Arts’ın oyununu yapmadığı bir spor dalı var mıdır? Herhalde yoktur. Basketboldan, futbola; futboldan, amerikan futboluna kadar birçok spor oyununu bu güne kadar bizlere sundu EA. İşte bu spor oyunlarından biri olan FIFA Manager, macerasına ilk olarak Total Club Manager adı altında başladı. CM efsanesinin elde ettiği başarıyı elbette görmezden gelemezdi EA ve onların da bir menajerlik oyunu yapması gerekiyordu. İşte bu amaçla Total Club Manager, ilk olarak 2002 yılında bizlere sunuldu ve iyi bir alternatif oldu. Kendine has tarzı ve oyun yapısıyla gelecek için umut vaat ediyordu. 2005 senesinde ismini FIFA Manager olarak değiştiren oyun, kısaltılmışı FM oluyor, her sene çeşitli yeniliklerle bizlere sunulmaya devam etti ve bakalım bu sene bize yeni bir şeyler, yeni heyecanlar sunabilmiş mi? Umuda Yolculuk Logolardan sonra oyunun menüsüne ulaştığımızda, bizi klasik bir menüden ziyade, oyunla özdeşleştirilmeye çalışılmış bir menü karşılıyor. Bilet şeklindeki menü oldukça iyi düşünülmüş, bir menajerlik oyununa tam gidiyor. Tabii arka plandaki futbol sahasını da unutmamak gerek. Start Game diyerek oyuna başlıyoruz. İlk olarak ana ekranın rengini belirliyoruz; açık mı olacak, koyu mu olacak diye. Daha sonraki aşamada kariyer seçenekleri önümüze geliyor. Kariyer seçeneği olarak bize dört tane seçenek verilmiş. İstersek bir kulüp seçerek oyuna başlayabiliyor, istersek hem kulüp hem de milli takım seçebiliyoruz ya da Play Carreer seçeneğini ile bilgisayarın bize önereceği üç kulüpten birini seçip oyuna başlayabiliyoruz. Dördüncü seçeneğimiz ise Found a Club seçeneği. Bu seçenek ile kendimiz baştan yeni bir takım kurabiliyoruz. O takımın armasını, renklerini falan ayarlayıp o takımı başarılı yapmaya çalışıyoruz. Aslında bu dört seçenek de önceki FIFA Manager oyununda mevcuttu. Bu açıdan bir yenilik olmamış. Select a Team seçeneğini seçip takım ekranına geliyoruz. Burada oyunda mevcut olmasını istediğimiz ligleri seçiyoruz. Türkiye de dahil olmak üzere 57 farklı ülkenin ligleri mevcut. FIFA Manager, ülke sayısı bakımından Football Manager’i yakalamış görünüyor; ama hala futbolcu bakımından Football Manager’e kıyasla bir hayli yetersiz. Hangi liglerde menajerlik yapabileceğimizi seçtikten sonra, bilgilerimizi gireceğimiz ekrana ulaşıyoruz. Ad, soyad, yaş gibi kişisel bilgilerinizi girdikten sonra oyuna ister evli, ister bekar, başlayabiliyorsunuz. Bir sonraki aşamada oyunun zorluk seviyesini ayarlayabiliyorsunuz. Futbolcularla anlaşma, oyuncu gözleme, oyuncu moralleri gibi oyun içindeki aksiyonların zorluklarını tek tek ayarlayabilirsiniz. Bunun yanında yine aynı sayfadan takım içindeki görevimizi de seçiyoruz. İster menajer, ister yönetici, istersek takımın her şeyi ya da hiçbir şeyi de olabiliyoruz. Hemen bu seçim listesinin altında, takım içindeki seçtiğimiz mesleğe göre görevlerimiz çıkıyor. Bu görevlerden üstlenmek istediğimizi üstlenebilir ya da verilmiş görevlerden yapmak istemediğimizi de görevlerimiz arasından çıkarabiliriz. Bir sonraki aşamada, seçtiğimiz ülkelerden birinden bir takım seçiyoruz ve sezon hedeflerini belirliyoruz. Eğer seçtiğiniz bir takım zirveye oynuyorsa, buna göre de hedefleriniz büyük olmak zorunda. Seçtiğiniz hedeflere göre size olan sponsor ve takım desteği artıyor; fakat bir o kadar da işiniz riske giriyor. Çünkü sezon başında koyduğunuz hedeflerden uzak kalmanız halinde, işinizden kovuluyorsunuz. Eğer yönetimin hedeflerinden düşük bir başarı hedeflerseniz, bu sefer yöneticiler sizden gençlere ağırlık vermeniz gibi şartlar istiyor. Seçeceğiniz sezon hedefleri önemli, zira seçeceğiniz hedeflere göre yönetim sizin bütçenizi yüksek veya düşük tutuyor ve bütçenin arttırılması talebinde ona göre esneklik gösteriyor. Tüm bu ayarlardan sonra nihayet oyuna başlayabiliyorsunuz. Electronic Arts Klasiği Oyun ekranında 4+1 menü var. +1 yazdığım Options; çünkü bu, diğer dört menünün dışında kalmış. Bu dört menü Teams, Transfer, Club ve Career. Team menüsü altında bulunan News Centre’dan, o hafta çıkan haberleri takip ediyorsunuz. Aslında News Centre, oyunun geçtiği ana ekranda sayılır. Çünkü kulubünüzle veya başka bir şeyle ilgili önemli bir gelişme olduğunda, oyun sizi bu ekrana taşıyor. Yine aynı menü altında bulunan Calender seçeneği ile takım aktivitelerini ayarlıyorsunuz. Hazırlık maçı ayarlama, sponsor günü düzenleme, sezon açılışı/kapanışı gibi partileri bu seçenekten ayarlıyorsunuz. First Team seçeneği ile takımınızı kurabiliyorsunuz. Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim; maalesef Türkiye’deki yabancı sistemi ve kupa sistemi yine oyuna yansıtılmamış. Kupa sistemi eleme usulü devam ediyor. Bu özellik bence pek önemli değil; ama yabancı sistemi tam bir felaket. Serinin önceki oyunları gibi yine Avrupa statüsünde olamayan dört oyuncuyu sahada oynatabiliyorsunuz. Diğer oyuncuların Türk veya yabancı olması önemli değil, Avrupa statüsünde olmaları yeter. Yani mesela Fenerbahçe ile oynarken, yabancı sorunuyla karşılaşmıyorsunuz. İsterseniz Arsenal gibi, kendi milliyetinizden bir oyuncunun bile sahada olmadığı bir kadro kurabilirsiniz. Serideki bu sorun yıllardır var; ama Electronic Arts, nedense hala bu sorunu düzeltmedi. Bu sorun, oyunun gerçekçiliğine çok büyük gölge düşürüyor... Reserve Team, Paf Takımı gibi bir şey. Buradan A takımınıza oyuncu takviye edebiliyorsunuz ya da A takımınızdaki oyuncuları buraya gönderebiliyorsunuz. Youth Team, genç oyuncularınızla ilgilenebileceğiniz kısım. Team menüsü altındaki son bahsedeceğimiz şık olan Team Training ise, oyundaki en önemli noktalardan biri. Burada ayarlayacağınız antrenmanlar, oyuncuların gelişimini birebir etkiliyor. Burada oyuncuları antrenman gruplarına ayırabiliyor, hangi oyuncunun hangi özelliğinin gelişmesini istiyorsanız onu seçebiliyor veya takımın uzun dönemli antrenmanlarını ayarlayabiliyorsunuz. Transfer menüsünde ise, adından da anlaşılacağı gibi, transfer yapabilir, oyuncu kontratlarını uzatabilirsiniz. Ayrıca isteğinize göre, herhangi bir personeli işten çıkarabilir veya işe alabilirsiniz. Oyuncu transferlerine dönecek olursak, transferlerde yine bir hayali uçuk rakamlar söz konusu. Değeri 15 milyon dolar olan bir oyuncuyu 25-30 milyon dolara anca alabiliyorsunuz

08-03-2015, 05:47 AM	#2
~~meltem~~ Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015 Mesajlar: 11.064	Club menüsü ise, kulübün mali işleriyle ilgilendiğiniz bölüm. Buradan bilet fiyatlarını ayarlıyor, sponsorluk görüşmeleri yapabiliyor, kulübü tesisleştiriyor, hatta stadı bile yenileyebilip büyütebiliyorsunuz. İşte bu noktada en başta seçtiğimiz menajerlik, yöneticilik gibi seçeneklerin aslında pek de önemli olmadığını anlayabiliyoruz. Çünkü menajerken bile yöneticilerin yapması gereken şeyleri yapabiliyorsunuz. Belki kendi tasarladığınız bir stat yaptırmak, oyunda bile olsa, güzel bir şey; ama hiçbir takımda görülmemiştir ki bir menajer stat yaptırsın. Yöneticilerin işlerinin birbirine karışması, oyunun gerçekçiliğine gölge düşüren bir diğer eksi olmuş. Yine aynı menü altında taraftarlarınızın, sizin hakkınızda ve oyuncularınız hakkında yaptığı yorumlar yer alıyor. Yorumlara birkaç yeni şey eklense de genel olarak geçen senekiyle aynı. Career menüsü, kişisel başarılarınıza bakabildiğiniz, sizi isteyen bir kulüp var mı onu kontrol edebildiğiniz, istifa edebildiğiniz, kısacası sizin kariyerinizle ilgili olan şeyleri bünyesinde bulunduran bir seçenek . Personel Life ise biraz Sims vari bir bölüm olmuş. Buradan özel hayatınızla ilgili olayları halledebiliyorsunuz. Kendinize eşyalar alıyor, sevgili yapıyor, borsaya giriyorsunuz; böylelikle bu özellikler sayesinde kazandığınız paranın bir anlamı olmuş oluyor. Menüleri bitirdikten sonra gelelim Team Tactics'e. Serinin bir önceki oyunuyla kıyasladığımızda, birkaç renklendirme dışında, burada da bir değişikliğe rastlayamadım desem yeridir. Yine takımınızın oyun kurucusu, hedef adamı gibi kişileri ayarlıyor, akınları hangi kanattan yapacağınızı seçiyor, nasıl bir anlayışla oynayacağınızı seçiyorsunuz. Kısacası geçen senekiyle aynı. Maçlara gelince, isterseniz direkt sonucu görebiliyor, isterseniz Text Mode ile yazılarla maçı takip edebiliyor ya da Video Mode seçeneği ile üç boyutlu olarak maçı izleyebiliyorsunuz. Oyunun bir diğer sınıfta kaldığı nokta da burası olmuş. Üç boyutlu maçlar kelimenin tam anlamıyla rezalet. Maçı izlerken, oyunun, FIFA serisinin kaç senesindeki motoruyla yapılmış olduğunu düşündüm; ama bulamadım. Heralde 2000-2002 yılları arasındaki bir grafik motoruyla yapılmış. Anca bu kadar dandik bir maç ortamı yansıtılır. Oyuncuların aşırı yapay hareketleri, dandik grafikler, Football Manager’daki o yuvarlak insanları izlemenin 10’da 1 zevkini bile veremiyor. Bu arada aklıma gelmişken, bazı transferler de yapılmamış. Mesela Glatasaray'da De Sanctis yok. Bari şu transferleri adamakıllı yapsaydınız diyerek yavaş yavaş yazımı bitireyim. Sahadan Çekiliyorum Yazıyı bitirmeden önce, son bir toparlayacak olursak; FIFA Manager, hiçbir yenilik vaat etmeyen; aksine oyun içinde bir takım renkli değişiklikler -içerik olarak değil şeklen ve mecazi anlamda da değil, gerçekten renkli- yaparak insanları kandırmaya çalışan bir oyun olmuş. Bu sene de Football Manager’e alternatif olarak kalmaya aday bu oyunu, hayranları yine oynayacaktır; ancak oyunu almadan önce, oyunda hiçbir değişiklik yapılmadığını ve buna rağmen oyunun uçuk fiyatını da göz önünde bulundurmalarını tavsiye ederim. Güzel oyunlu günler...