Far Cry 2 [İnceleme]

~~meltem~~ · 08-07-2015, 01:49 PM

Yıl 2004… Oyun dünyası FPS türünde şölen yaşıyordu. Half Life 2 ve Doom 3 bunların başını çekiyordu. İşte ne olduysa bundan sonra oldu, Farcry adlı farklı bir kurguya sahip bir oyun çıktı. Grafikleriyle, senaryosuyla kısacası her şeyiyle efsane oldu bu oyun. Crytek ve Ubisoft’un ürünü olan bu oyunun ikincisi olan Farcry 2’de, bildiğiniz gibi Ubisoft yalnız.

Crytek ve Ubisoft’un anlaşmazlığı ayrılığa sebep oldu. Farcry’ın isim haklarını elinde bulunan Ubisoft uyurken, Crytek, Crysis gibi bir oyun çıkardı ki dillere destan. Bununla yetinmedi 'Crysis Warhead' gibi yine kaliteli bir yapıma imza attı. Hepimiz Ubisoft’tan bir hamle bekliyorduk ve beklediğimiz hamle gelmese de bir yapım sundular karşımıza. Ama ben bu sözleri söylemekten alıkoyamadım kendimi; Normal bir oyun olarak kaliteli fakat geçmişi de işin içine kattığımız da bizi üzen bir yapım: ‘Farcry 2’
Oyunun ana menüsü eski bir defter şeklinde, sayfaları yönetebildiğimiz bir defter. Senaryonun geçtiği Afrika toprakları için iyi düşünülmüş ve güzel dizayn edilmiş bir menü. Çalan müziğin ise Afrika’nın bağrından koptuğu hemen anlaşılıyor. Aynı şekilde oyun içindeki müzikler de o tarzda. ‘Multiplayer’ seçeneğimiz mevcut, bir de harita editörü var. Çoklu oynayabileceğimiz haritaları kendimiz de oluşturabiliyoruz.

Aslan Kral’ın Ülkesi
Oyuna başlamadan önce 9 tane karakterden birini seçiyoruz. Bu karakterler hakkında bazı bilgiler var, doğum yeri, yaşı, boyu, kilosu, görev yaptığı yerler vs. Ben Cezayir asıllı Hakim Echebbi’yi seçtim. İlk olarak bir aracın içinde yolculuğa çıkıyoruz. Taksi bizi kalacağımız otele götürüyor. Yolculuk esnasında, sürücü pek konuşkan biri olduğundan, bulunduğumuz yerin durumunu anlatıyor. Etrafta silahlı insanlar görüyoruz, köylerini terk eden köylülere de rastlıyoruz. Fakat o köylülere iyi bakın çünkü oyun içinde bir daha rastlaşmıyoruz. Gezinti bizim ufak bilgiler toplamamızı sağlıyor. Başta senaryo biraz karışık gelebilir ancak konuşmaların İngilizce alt yazılı olması bizlere yardımcı oluyor. Zaten ara yüklemelerde asıl görevimiz hakkında bilgiler yer alıyor.

İlk bölüm ‘tutorial’ şeklinde hazırlanmış, hangi tuşların ne işe yaradığı, kimlerden görev alabileceğimiz, nerelerden silah alabileceğimiz gibi bilgileri öğreniyoruz. ‘5’ tuşu ile haritamıza bakabiliriz. Bu harita üzerinde birçok simge var ve bunların ne ifade ettiği de oyun içi menüde mevcut. Bu menüde istatistiğimiz, dostlarımız, bulduğumuz ipuçları ve görevlerimiz de yazıyor. Harita sistemi normalden farklı, ekranın herhangi bir yerinde harita yok. Haritayı görmek için dediğim gibi ‘5’ tuşuna basmak zorundayız. Bu yüzden çatışmalar esnasında ve özellikle araçlarla kovalamacalar sırasında zorlanıyoruz.

Kayıt Sistemi
İstediğimiz zaman oyunu ‘F5’ tuşu ile kayıt edebiliyoruz. Aynı zamanda belirli yerlerde mavi yanıp sönen kutular var duvarda asılı. Bunlarla da kayıt yapabiliyoruz. Bu sistemin olması iyi olmuş çünkü oyun zor. Sürekli olarak zor durumlara düşebilirsiniz.
Düşmanlarımız sadece insanlar. Crysis’teki gibi bilim kurgu söz konusu değil. İnsanlar dediysek tüm insanlığa savaş açmadık merak etmeyin, silahlı anarşistlerden bahsediyorum Afrika’daki. Sürekli olarak devriye gezen silahlı kişiler var ve sayıları oldukça fazla. Bu şekilde aksiyonu bol tutmak istemişler ama açıkçası oyunda hareketlilik eksik, biraz ağır kalıyor.

Bu da Afrika’nın GTA’sı
Farcry 2’nin görev alma sistemi GTA serisine çok benziyor. Ana görevler, yan görevler ve edindiğimiz arkadaşlarımızın vereceği görevler olmak üzere 3 ana başlık var. Oyunda ilerledikçe yeni arkadaşlıklar kurabiliyoruz. Bu kişiler arasında ilk başta karakter seçme bölümünde olanlar da var. Onlarla birlikte görevlere katılıp arkadaşlığımızı ilerletebiliyoruz. Yan görevler ise her yerde karşımıza çıkabiliyor. Bazen silah satıcısı, bazen ise bir nöbetçi görev teklifi sunabiliyor. Ana görevler dışında bunların olması oyun süresinin uzamasını sağlıyor ve sıkılmamızı engelliyor.
Ana görevlere gelince; UFLL ve APR adlı iki grup var ve bunlar her an çıkabilecek bir iç savaş için silahlanıyorlar. Karakterimiz burada ikili oynuyor. İki grubun da verdiği görevleri yapıyoruz ve karşılığında elmas kazanıyoruz. Aynı şekilde görev tamamladıkça itibarımız ve ünümüz artıyor. Görevleri ya karargaha gidip alıyoruz ya da iletişim kulelerinden. Bazen de cep telefonumuzdan arıyorlar. Evet, yanlış duymadınız cep telefonu, çölde bile en büyük ihtiyaçlardan biri olabiliyor.

Bir de asıl görevimiz var. Bu görevi başka kimse bilmiyor. ‘The Jackal’ adında bir silah tüccarı hedefimiz. Bu şahıs UFLL ve APR’ye silah temin ediyor. Zaten diğer görevleri yapmamızın sebebi de bu adama ulaşmak. İlerledikçe onun hakkında ipuçları elde ediyoruz.
İstersek hiç görev de yapmayabilirsiniz. Uçsuz bucaksız oyun haritasında özgür bir şekilde gezinmek sizin elinizde. Gerçi harita üstünde çok fazla kontrol noktası var. Buralarda silahlı siviller var ve bizi gördükleri anda ateş açıyorlar. Devriye gezen araçlar da dahası. Bela ister istemez gelip bizi buluyor zaten.

Ulaşım
Farcry 2’ de en büyük dostlarımızdan biri de araçlar. Geniş topraklarda yaya kalmak, hele ki çölün ortasında araçsız kalmak gerçekten kötü oluyor. Çünkü görev yerleri, kontrol noktaları ve köyler arasındaki mesafeler uzun. Neyse ki oyun haritasında çok sayıda araç var. Hurda diyebileceğimiz eski arabalardan tutun da lüks 4×4 araçlara kadar farklı farklı taşıtlar var. Hasar gören araçları da tamir edebiliyoruz. Yalnız sürüş zevki beni tatmin etmedi, yeterince iyi olmamış. Aracı sürerken adamımızın ayakları gözüküyor, fakat hareket etmiyor. Bir gaza basma efekti koysalar daha iyi olurdu. Sadece karada araç yok tabi, Afrika kıtasının uzayıp giden nehirlerinde eski tür motorlar da var. Bunlarla da ulaşım imkanımız var.
Ayrıca bazı yerlerde otobüs durakları var, bunları haritadan görebiliyorsunuz. Duraklarda bulunan haritalar üstünde belli bir yerden başka bir yere gidecek olan otobüslerden işimize yarayacak olanı seçip ulaşımımızı sağlayabiliriz.

Savaşın Sebebi: Silahlar
Silah çeşidi bol olan oyunda, herkesin elinde silah var. Kendinizi korumanız için iyi teçhizat kurmanız gerekiyor. Kaliteli silahları alabilmek için elmasa ihtiyaç var ve elmas için de görev tamamlamamız gerekiyor. Aynı zamanda navigasyon aletimizin üstünde bulunan sinyal sayesinde elmas bulabiliyoruz. Bu sinyal elmasa yaklaştıkça yeşil bir ışık şeklinde yanıp sönüyor. Daha fazla yaklaştıkça daha hızlı yanıp sönüyor. Haritamızı elmas yönünde tuttuğumuz zaman ise yeşil ışık sabit bir şekilde duruyor. Her an her yerde elmas çıkabilir karşımıza.

Elmaslar sayesinde silahçılardan yeni silahlar alabiliyoruz. Oyunda ilerledikçe daha farklı silahlar açılıyor. Bir de diğer insanlarda bulunan silahlar var. Bunlar genelde eski silahlar. Paslanmış, arada bir takılan veya hemen bozulan silahlar. Bu silahlardan mümkün olduğunca uzak durun yoksa çatışma içindeyken tutukluk yapar veya elinizde patlar, o zaman pişman olursunuz.
Grafikler
Dunia grafik motoru ile hazırlanan oyunun grafikleri oldukça iyi. Gerçi renk tonlaması sarı ve kahverengi üzerine kurulu. O yüzden renk farklılığı pek yok. Çevre detayları, araç, insan ve silah modellemeleri oldukça başarılı olmuş. Hava şartlarının değişmesi ve gece gündüz dönümü ise harika. Gölge efektleri de çok iyi hazırlanmış. Yangın efektleri çok da iyi olmamasına rağmen patlama efektleri üst düzeyde. Bir cephaneliğin patlamasına şahit oldum, çevreye saçılan mermiler etrafa kan kustu. Büyüleyici sahnelerden biriydi.
Etkileşim fena değil. Küçük kutular ve sandalyeler, şişeler ve bunun gibi nesneler hareketlerimizden etkileniyor. Fakat barakadan kulübeler ne yıkılıyor ne de zarar görüyor. Crysis’te bunu gördükten sonra Farcry 2’de de görmek isterdik elbet. Etrafta bulunan yabani hayvanlar, örnek vermek gerekirse ceylanlar, zebralar, işte bunlar oyunun iyi yönlerinden. Ancak hayvanlar biraz robotumsu hareket ediyorlar.

~~meltem~~ · 08-07-2015, 01:49 PM

Sesler de çok iyi hazırlanmış. Çevredeki kuşların, böceklerin sesleri mükemmel. Ara ara yanınızdan geçen sineğin vızıltısını duyarsanız şaşırmayın. Aynı şekilde silah sesleri ve motor sesleri de iyi olmuş.
Her şeyin Başı Sağlık
Farcry 2’nin sağlık sistemi diğer oyunlarındakinden çok farklı. Yaralandığımız zaman eğer üzerimizde iğne var ise iyileşebiliyoruz. Kritik yaralanmalarda ise hemen müdahale etmezsek ayakta kalamıyoruz, ölüyoruz demedim dikkat ederseniz, çünkü ölmüyoruz. Yere düştüğümüz zaman dost edindiğimiz kişilerden biri gelip iğnemizi yapıp bizi kaldırıyor ve bizle birlikte çatışıyor. Kritik yaralanmalar esnasında yaptığımız müdahaleyi herkesin midesi kaldırmaz. Giren mermi parçasını ayak bileğinden pense ile çıkarmak veya elimizi delen mermiyi çekip çıkarmak iğrençlik sınırlarını zorlayacak cinsten. Oyunda oldukça kan ve şiddet var. Bazı sahneler gerçekten yaşı uygun olmayanlar için zararlı olabilir.

Bu arada karakterimizin bir de hastalığı var. Gerektiği zaman hap almak zorundayız yoksa hastalık yüzünden ekran bulanıklaşıyor ve görme durumumuz olmuyor. Sürekli olarak hap taşımakta fayda var, yoksa zor anlar yaşayabiliriz. Hapları temin edebileceğimiz yerlerde haritalar da mevcut.
Saçmalıklar
Bu bölüme en uygun başlık olarak bunu buldum. Yiğidin hakkını verdik. Sırada rahatsız edici gerçekler var. Üslubum biraz sert olacak ama başka türlü ifade edemeyeceğim kendimi bu konuda. İlk olarak bu oyunda var olup olmadığını henüz çözemediğim yapay zekadan başlayayım. Düşmanlarımızın her şeyi yapılmış, kol bacak vs. Fakat beyin yok. Bazen burunlarının dibine gitseniz de sizi görmüyorlar. Tuhaf tuhaf hareket ediyorlar, dürbünlü tüfek ile birini vuruyorum fakat diğerleri ne siper alıyorlar ne de çözüm düşünüyorlar. Plajda oyun oynar gibi oradan oraya koşturuyorlar. Bazen hiç tepki bile vermiyorlar.
Bunlarla bitmiyor tabi, bazen bize arkalarını dönüp ters yöne ateş ediyorlar, işin ilginç yani mermiler isabet ediyor bize. Araçlarıyla beni kovalamaya çalışıyorlar ama düz yolda bile düz süremiyorlar.
Saçmalıklar yapay zekayla sınırlı değil. Gece olmasına rağmen düşmanlarınız sizi 200 metreden görebiliyor, görmekle yetinmiyor bir de oradan sizi vurabiliyorlar. Gündüz vaktini zaten söylememe gerek yok. Görünmeniz yeterli oluyor. Hadi bütün bu usta atışları kabul ediyoruz, demek ki çok iyi nişancılar diyoruz ama bir de bunları pompalı tüfekle yaptıklarında suratımız haliyle mahkeme duvarına dönüyor. Daha bitmedi; araçla giderken hızınız ne olursa olsun, istediğiniz kadar yavaş gidin birine vurduğunuz zaman ölüyor karşınızdaki hemen. Koca bir bufaloya hafifçe ön tamponu dokundurdum, yıkıldı yere. Farcry’ın adına leke süren bu hataları yok saymak en büyük hata olur.

Farcry 2 ‘Saçmalıklar’ başlığı altındaki hatalar hariç çok kaliteli bir yapım olmasına karşın, bu tuhaf hatalar yüzünden son sürat giderken takla atmış bir araç konumuna geliyor. Ubisoft, Crytek’in yapımları sebebiyle kendini baskı altında hissetmiş olacak ki bir takım saçmalıklara imza atmış. Oyunun adı Farcry 2 değil de başka bir şey olsa kabul edilebilirdi ama Farcry efsanesi var işin içinde. Oyun şu anda piyasadaki birçok yapımdan kaliteli olabilir ama geçmişini aratıyor bizlere.
Oyunun Test Edildiği Sistem
AMD Athlon 64 X2 5200+ 2.7 Ghz
MSI K9AGM3 690G DDR2 Anakart
Kingston 2 GB 800 Mhz DDR2 Ram
Palit Geforce 8600GT 512 MB 128bit DDR2

08-07-2015, 01:49 PM	#1
~~meltem~~ Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015 Mesajlar: 11.064	Far Cry 2 [İnceleme] Yıl 2004… Oyun dünyası FPS türünde şölen yaşıyordu. Half Life 2 ve Doom 3 bunların başını çekiyordu. İşte ne olduysa bundan sonra oldu, Farcry adlı farklı bir kurguya sahip bir oyun çıktı. Grafikleriyle, senaryosuyla kısacası her şeyiyle efsane oldu bu oyun. Crytek ve Ubisoft’un ürünü olan bu oyunun ikincisi olan Farcry 2’de, bildiğiniz gibi Ubisoft yalnız. Crytek ve Ubisoft’un anlaşmazlığı ayrılığa sebep oldu. Farcry’ın isim haklarını elinde bulunan Ubisoft uyurken, Crytek, Crysis gibi bir oyun çıkardı ki dillere destan. Bununla yetinmedi 'Crysis Warhead' gibi yine kaliteli bir yapıma imza attı. Hepimiz Ubisoft’tan bir hamle bekliyorduk ve beklediğimiz hamle gelmese de bir yapım sundular karşımıza. Ama ben bu sözleri söylemekten alıkoyamadım kendimi; Normal bir oyun olarak kaliteli fakat geçmişi de işin içine kattığımız da bizi üzen bir yapım: ‘Farcry 2’ Oyunun ana menüsü eski bir defter şeklinde, sayfaları yönetebildiğimiz bir defter. Senaryonun geçtiği Afrika toprakları için iyi düşünülmüş ve güzel dizayn edilmiş bir menü. Çalan müziğin ise Afrika’nın bağrından koptuğu hemen anlaşılıyor. Aynı şekilde oyun içindeki müzikler de o tarzda. ‘Multiplayer’ seçeneğimiz mevcut, bir de harita editörü var. Çoklu oynayabileceğimiz haritaları kendimiz de oluşturabiliyoruz. Aslan Kral’ın Ülkesi Oyuna başlamadan önce 9 tane karakterden birini seçiyoruz. Bu karakterler hakkında bazı bilgiler var, doğum yeri, yaşı, boyu, kilosu, görev yaptığı yerler vs. Ben Cezayir asıllı Hakim Echebbi’yi seçtim. İlk olarak bir aracın içinde yolculuğa çıkıyoruz. Taksi bizi kalacağımız otele götürüyor. Yolculuk esnasında, sürücü pek konuşkan biri olduğundan, bulunduğumuz yerin durumunu anlatıyor. Etrafta silahlı insanlar görüyoruz, köylerini terk eden köylülere de rastlıyoruz. Fakat o köylülere iyi bakın çünkü oyun içinde bir daha rastlaşmıyoruz. Gezinti bizim ufak bilgiler toplamamızı sağlıyor. Başta senaryo biraz karışık gelebilir ancak konuşmaların İngilizce alt yazılı olması bizlere yardımcı oluyor. Zaten ara yüklemelerde asıl görevimiz hakkında bilgiler yer alıyor. İlk bölüm ‘tutorial’ şeklinde hazırlanmış, hangi tuşların ne işe yaradığı, kimlerden görev alabileceğimiz, nerelerden silah alabileceğimiz gibi bilgileri öğreniyoruz. ‘5’ tuşu ile haritamıza bakabiliriz. Bu harita üzerinde birçok simge var ve bunların ne ifade ettiği de oyun içi menüde mevcut. Bu menüde istatistiğimiz, dostlarımız, bulduğumuz ipuçları ve görevlerimiz de yazıyor. Harita sistemi normalden farklı, ekranın herhangi bir yerinde harita yok. Haritayı görmek için dediğim gibi ‘5’ tuşuna basmak zorundayız. Bu yüzden çatışmalar esnasında ve özellikle araçlarla kovalamacalar sırasında zorlanıyoruz. Kayıt Sistemi İstediğimiz zaman oyunu ‘F5’ tuşu ile kayıt edebiliyoruz. Aynı zamanda belirli yerlerde mavi yanıp sönen kutular var duvarda asılı. Bunlarla da kayıt yapabiliyoruz. Bu sistemin olması iyi olmuş çünkü oyun zor. Sürekli olarak zor durumlara düşebilirsiniz. Düşmanlarımız sadece insanlar. Crysis’teki gibi bilim kurgu söz konusu değil. İnsanlar dediysek tüm insanlığa savaş açmadık merak etmeyin, silahlı anarşistlerden bahsediyorum Afrika’daki. Sürekli olarak devriye gezen silahlı kişiler var ve sayıları oldukça fazla. Bu şekilde aksiyonu bol tutmak istemişler ama açıkçası oyunda hareketlilik eksik, biraz ağır kalıyor. Bu da Afrika’nın GTA’sı Farcry 2’nin görev alma sistemi GTA serisine çok benziyor. Ana görevler, yan görevler ve edindiğimiz arkadaşlarımızın vereceği görevler olmak üzere 3 ana başlık var. Oyunda ilerledikçe yeni arkadaşlıklar kurabiliyoruz. Bu kişiler arasında ilk başta karakter seçme bölümünde olanlar da var. Onlarla birlikte görevlere katılıp arkadaşlığımızı ilerletebiliyoruz. Yan görevler ise her yerde karşımıza çıkabiliyor. Bazen silah satıcısı, bazen ise bir nöbetçi görev teklifi sunabiliyor. Ana görevler dışında bunların olması oyun süresinin uzamasını sağlıyor ve sıkılmamızı engelliyor. Ana görevlere gelince; UFLL ve APR adlı iki grup var ve bunlar her an çıkabilecek bir iç savaş için silahlanıyorlar. Karakterimiz burada ikili oynuyor. İki grubun da verdiği görevleri yapıyoruz ve karşılığında elmas kazanıyoruz. Aynı şekilde görev tamamladıkça itibarımız ve ünümüz artıyor. Görevleri ya karargaha gidip alıyoruz ya da iletişim kulelerinden. Bazen de cep telefonumuzdan arıyorlar. Evet, yanlış duymadınız cep telefonu, çölde bile en büyük ihtiyaçlardan biri olabiliyor. Bir de asıl görevimiz var. Bu görevi başka kimse bilmiyor. ‘The Jackal’ adında bir silah tüccarı hedefimiz. Bu şahıs UFLL ve APR’ye silah temin ediyor. Zaten diğer görevleri yapmamızın sebebi de bu adama ulaşmak. İlerledikçe onun hakkında ipuçları elde ediyoruz. İstersek hiç görev de yapmayabilirsiniz. Uçsuz bucaksız oyun haritasında özgür bir şekilde gezinmek sizin elinizde. Gerçi harita üstünde çok fazla kontrol noktası var. Buralarda silahlı siviller var ve bizi gördükleri anda ateş açıyorlar. Devriye gezen araçlar da dahası. Bela ister istemez gelip bizi buluyor zaten. Ulaşım Farcry 2’ de en büyük dostlarımızdan biri de araçlar. Geniş topraklarda yaya kalmak, hele ki çölün ortasında araçsız kalmak gerçekten kötü oluyor. Çünkü görev yerleri, kontrol noktaları ve köyler arasındaki mesafeler uzun. Neyse ki oyun haritasında çok sayıda araç var. Hurda diyebileceğimiz eski arabalardan tutun da lüks 4×4 araçlara kadar farklı farklı taşıtlar var. Hasar gören araçları da tamir edebiliyoruz. Yalnız sürüş zevki beni tatmin etmedi, yeterince iyi olmamış. Aracı sürerken adamımızın ayakları gözüküyor, fakat hareket etmiyor. Bir gaza basma efekti koysalar daha iyi olurdu. Sadece karada araç yok tabi, Afrika kıtasının uzayıp giden nehirlerinde eski tür motorlar da var. Bunlarla da ulaşım imkanımız var. Ayrıca bazı yerlerde otobüs durakları var, bunları haritadan görebiliyorsunuz. Duraklarda bulunan haritalar üstünde belli bir yerden başka bir yere gidecek olan otobüslerden işimize yarayacak olanı seçip ulaşımımızı sağlayabiliriz. Savaşın Sebebi: Silahlar Silah çeşidi bol olan oyunda, herkesin elinde silah var. Kendinizi korumanız için iyi teçhizat kurmanız gerekiyor. Kaliteli silahları alabilmek için elmasa ihtiyaç var ve elmas için de görev tamamlamamız gerekiyor. Aynı zamanda navigasyon aletimizin üstünde bulunan sinyal sayesinde elmas bulabiliyoruz. Bu sinyal elmasa yaklaştıkça yeşil bir ışık şeklinde yanıp sönüyor. Daha fazla yaklaştıkça daha hızlı yanıp sönüyor. Haritamızı elmas yönünde tuttuğumuz zaman ise yeşil ışık sabit bir şekilde duruyor. Her an her yerde elmas çıkabilir karşımıza. Elmaslar sayesinde silahçılardan yeni silahlar alabiliyoruz. Oyunda ilerledikçe daha farklı silahlar açılıyor. Bir de diğer insanlarda bulunan silahlar var. Bunlar genelde eski silahlar. Paslanmış, arada bir takılan veya hemen bozulan silahlar. Bu silahlardan mümkün olduğunca uzak durun yoksa çatışma içindeyken tutukluk yapar veya elinizde patlar, o zaman pişman olursunuz. Grafikler Dunia grafik motoru ile hazırlanan oyunun grafikleri oldukça iyi. Gerçi renk tonlaması sarı ve kahverengi üzerine kurulu. O yüzden renk farklılığı pek yok. Çevre detayları, araç, insan ve silah modellemeleri oldukça başarılı olmuş. Hava şartlarının değişmesi ve gece gündüz dönümü ise harika. Gölge efektleri de çok iyi hazırlanmış. Yangın efektleri çok da iyi olmamasına rağmen patlama efektleri üst düzeyde. Bir cephaneliğin patlamasına şahit oldum, çevreye saçılan mermiler etrafa kan kustu. Büyüleyici sahnelerden biriydi. Etkileşim fena değil. Küçük kutular ve sandalyeler, şişeler ve bunun gibi nesneler hareketlerimizden etkileniyor. Fakat barakadan kulübeler ne yıkılıyor ne de zarar görüyor. Crysis’te bunu gördükten sonra Farcry 2’de de görmek isterdik elbet. Etrafta bulunan yabani hayvanlar, örnek vermek gerekirse ceylanlar, zebralar, işte bunlar oyunun iyi yönlerinden. Ancak hayvanlar biraz robotumsu hareket ediyorlar.