OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-09-2015, 09:49 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart The Lord of the Rings: Conquest (İnceleme)

Gün geçmesin ki Electronic Arts(EA) yeni bir Yüzüklerin Efendisi oyunu çıkarmasın. EA elindeki Yüzüklerin Efendisi lisansını sonuna kadar sömürüyor. En son oyunlarından Battle for Middle Earth serisi, bir stratejiydi. Nezlimde oldukça kaliteliydi. Aylarca oynadım, arada kafama eserse tekrar kurup oynuyorum. Yıllar önce çıkan Return of the King’de “iyi” denilebilecek nitelikteydi. Bu aileye son günlerde çıkan Conquest’de katıldı. Return of the King tarzı, aksiyon kamerası ile hem iyi hem de kötü olarak oynayabiliyoruz. Ekran görüntüleri ve vidyoları yayınlandığı zaman çok heyecanlanmıştım. İyi ve kötü, kahramanlar, tanıdık mekanlar, 4 farklı sınıf seçeneği ile beni yollarına köle etmişti. Uzun bekleyişin ardından oyuna girdim...

Girdikten 20 dakika sonra çıktım. Dışarı çıktım hava aldım, kahvemden bir yudum aldım, koltuğa uzanıp hayallere daldım. ”EA”, dedim. “Neden bunu yapıyorsun? Tamam sevdiğim bir şirketsin, saygı duyuyorum sana ama önce Need for Speed’i sonra da Yüzüklerin Efendisi’ni berbat ettin be hacım? Kalbimi kırıyorsun bu tavırlarınla” diye devam ettim. Aylarca süren bekleyiş sonrasında, tam anlamı ile; gazım içimde patladı. Sizin de gazınızın içinizde patlamaması için bu yazıyı hazırlamaya karar verdim (yalan, daha önceden bir çoşkunlukla almıştım bu yazıyı, ühü.)

Dediğim gibi oyunda hem iyi hem de kötü tarafı kontrol edebiliyoruz. İyilerin senaryosu Miğfer Dibi’nden başlayıp, Kara Kapılar’da son bulurken, kötülerin senaryosu ise Hüküm Dağı’nda başlayıp, Shire’ın telefi ile son buluyor. Ama ne yazık ki bu hemgame içinde ne eğlenebiliyoruz, ne de zevk alabiliyoruz. Bir kere oyun çok hızlı işliyor “hop hacı, surları savun... Tamam! Şimdi, oha ne oluyor!? Meşalelileri öldür! Mis! Öldü hepsi, şimdi Theoden’e yardım et! Etsene adam, 1.5 dakikan var! Oh, kurtardın adamcağızı! Şimdi aşağıya in, öldür milleti!” yahu bir sakin! Bir durakla hocam. Ne oluyoruz? Koskoca Miğfer Dibi muharebesi 10 dakikada bitti!? Tamam, günler süren çarpışma beklemiyorum ama bir sakin ol, soluklan. İki dakika izin ver bize, etrafa bakalım, oyunu süzelim, strateji yapalım... ama yok! Hababam fareye tıklıyoruz. O comboyu yap, şu adamı öldür derken bölüm bitiyor zaten. Çok zorlama olmuş oyun, çok.



Her iki senaryoda 4’er karakter yönetebiliyoruz. Elimizin altında, savaşçı, büyücü, gözcü ve okçu var. Bunları açıklamama gerek yok herhalde. Hepsinin ana konseptini isimlerinden çıkabilirsiniz. Birtek gözcü için kısa bir açıklama yapalım; bildiğiniz suikastçının Orta Dünya versiyonu. İki elinde iki bıçak ile maymun gibi hareketler yapıyor, gereksiz. Her sınıfın kendine has özellikleri var. Bu özellikler oyunun eğitim bölümünde gözümüze gözümüze sokuluyor, eğer eğitimi geçmezseniz öğrenmekle kalmayıp, beyninize işleyecek bütün hareketler. Oyunun güzel yanlarından biri de, kahramanları kontrol edebiliyor oluşumuz. İyi senaryoda; Aragorn, Legolas, Gimli, Gandalf, Isildur, Faramir, Frodo, Elrond ve Eowyn; kötü senaryoda ise, With-King, Nazgul, Mouth of Sauron, Saruman, Wormtongue, Lurtz, Balrog ve Sauron’u kontrol edebiliyoruz. Ama ne yazık ki, bu karaterler ile ölürsek, bir daha –o bölüm içinde- kontrol etme hakkına sahip olamıyoruz. Dandik sınıflara geri dönmek zorunda kalıyoruz.

Şimdi sakın ola da “ne güzel işte? Mis gibi Orta Dünya, hem de aksiyon kamerası ile!?” deme gafletine düşmeyin, çünkü çarklar böyle işlemiyor bu oyunda. Öncelikle az önce oyunun hızına dem vurmuştum hatırladığınız gibi. Bunun yanı sıra, oyunun sistemi çok tek düze işliyor. Herhangi bir görevin başlangıçında 4 sınıftan birini seçmemiz gerekiyor; sonra, oyunun daha önceden belirlediği kontrol noktalarını almamız gerekiyor. Kontrol noktaları (yahut stratejik noktalar da diyebiliriz) yaklaşık 6-7 metre çapındaki daireler ile tasvir ediliyor. İçlerine girip bir süre bekledikten sonra o bölge bizim oluyor ama tahmin edebileceğiniz üzere düşman da armut toplamak için gelmemiş savaş meydanına, onlar da “kontrol noktası elden gidiyor hacı” nidaları ile üzerimize saldırıyorlar. Noktayı ele geçirebilmek için, çemberin içinde hiç düşman olmaması gerekiyor. Düşman olmadığı zaman yavaş yavaş bölge bizim olmaya başlıyor ve en nihayetinde de bölgenin hakimi oluyoruz. Bunu birkaç sefer yaptıktan sonra ise “hede hödö geldi! (özel kahramanlar, Aragorn, Faramir vs.)” seslerini duyuyoruz ve kahramanın olduğu yere doğru ilerliyoruz. Sonunda kahramanın kontrolünü aldığımız zaman da, büyük bir olay oluyor (spoiler vermemek için söylemiyorum ama “boss” dövüşleri diyebiliriz.) Akabinde de bölüm bitiyor zaten.



Oyunun senaryosu, film paralel olarak gelişiyor ama bazı saçmalıklar da var tabi ki; ilk saçmalığı dandik bir Gondor okçusu olarak, Balrog’u öldürdüğümde yaşadım. Ahaha, koskoca iblisi, iki tane dandik ok ile öldürdüm. Ya oklarda Gandalf’ın kutsaması var (okunmuş ok, ahaha) yahut Balrog hayattan bıkmış, ölmek istiyor. Herneyse deyip oyuna devam ediyoruz ama saçmalıklar peşimizi bırakmıyor ne yazık ki. Troll’lerin sırtından tırmanıp onları öldürmek, her türlü adamın özel güce sahip olması (abi savaşçı bile, kılıcını ateşe çevirip milletin ortasına büyük bir hızla dalabiliyor) ve dahası.

Peki oyunun hiç mi güzel tarafı yok? Aslına bakarsanız var. İyilerin senaryosu oldukça zayıf kalmasına rağmen, kötülerinki oldukça başarılı olmuş. Sauron Hüküm Dağı’nda yüzüğü tekrar ele geçirir ve olaylar gelişir... Film ve kitaptaki olayları ile alakası olmadığı için ve yeni bir senaryo akışına sürüklediği için, kötülerin senaryosu oldukça güzel. Ayrıca, Nazgul’ler olsun, Witch-King olsun, hepsi de oynaması çok eğlenceli olan kahramanlar.

Grafiklere değinmek istemiyorum çünkü, 2009 yılında böyle grafik görmek canımı sıkıyor. Kötü modellemeler, başarısız efektler, çağın gerisinde kalmış gölgelemeler ve nicesi. Gözü Crysis ve benzeri oyunların grafiklerine alışmış biz oyuncular için, Conquest’te kullanılan grafikler çok başarısız kalıyor. Sesler de aynı şekilde başarısız, kılıç-kalkan, büyü sesleri kendini tekrar ediyor, zayıf kalıyorlar. Ayrıca, oyun boyunca bize neyi yapmamızı söyleyen bir ses var ki; insanı uyuz ediyor. “İki dakika sus” diyesi geliyor insanın. Her türlü şeyi söylüyor ama “oyun kötü olmuş hacım, çık bence” demeyi beceremiyor kerata.

2009 yılının ilk hüsranı. Başarısız senaryo akışı (iyiler için), gereksiz derecede tempo, rezil grafikler... Eğer Yüzüklerin Efendisi ile ilgili bütün materyalleri toplama, çıkan her türlü oyununu oynama gibi bir durumunuz varsa, oynanabilir ama ne yazık ki aşırı kolaylığı ve kısa oyun süresi (6 saat içinde her iki senaryoyu da bitirebilirsiniz) ile sizi ekran karşısında fazla tutamayacaktır.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:51 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35