OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 08-10-2015, 11:00 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Mafia II Ayrıntılı Makale

Mafia II

Türü:Aksiyon
Yapımcı:Illusion Softworks
Yayıncı:2K Games
Çoklu Oyuncu:var

Şarjör 7 mermi de alsa, unutma ki bir tane de ağzına sürülü vardır
Uzun zaman oldu…

Gerçekten de ilk oyunun üzerinden, hmm bakıyorum da şöyle, 8 yıl geçmiş. Mafia'yı ilk çıktığı zaman nasıl oynayıp yamyam gibi bitirdiğimi hatırlıyorum. Eğer bir oyunu oynamanızı hala dün gibi hatırlıyorsanız zamanın hızlı geçmesinden öte, oyunun kalitesini anlarsınız. Tıpkı temiz çamaşır kokusunun sık sık çocukkenki yattığınız yatağı hatırlatması gibi. O zamanlar, 2002'den bahsediyoruz, elimizde pek fazla seçenek yoktu oyun çeşitliliği olarak. Zannediyoruz ki vur kır parçala, son "boss"u kes oyunu bitir. Derken BAM! GTAIII geliyor.




O zaman anlıyoruz ki bize görev veren amcanın çalan telefonunu açmak yerine, sahile gidip yağmurlu bir akşamda gün batımını izleyebiliriz. Özgürlük. Ama sanki bir şeyler eksik yine de. Ağırlık. Ve kuyrukta sırasını bekleyen beyefendi edasıyla geliyor Mafia yanımıza, şapkasından tavşanı çıkartıyor. 1940-1950'ler, siyah takımlar, ince kravatlar, parlak jantlar, parlak silahlar. İlk defa bize bir oyunda ekmek arası değil de porsiyon yediğimizi hissettiriyor.

Haliyle şu an Mafia 2 den daha çok şey bekliyoruz. Bizi silkelesin, gerekirse iki tokat atıp ayıltsın bizi, versin oyunu önümüze oynayalım. Ama artık işler eskisi gibi değil, biz ceket+gömlek takımları makasla kesilmiş havası veren sert çocuklar istemiyoruz, kötü olmaya çalışan içi boş insanlar değil, kötü doğan ve yakasını bir kez kaptırmış insanlar istiyoruz. Oyunlarda kalitenin gerçeğe yakın olmasıyla doğru orantılı olduğunu düşünen bir nesiliz, gerçeğe benzeyeni değil gerçeğin kendisini istiyoruz.
Peki, Mafia2 bunların ne kadarını verebilecek bize? Sazı elime almanın zamanı geldi, emin olun dostlarım, fazlasını verecek. Niye mi bu kadar eminim? Çünkü bir şeyin daha iyisini beklemek için, onun daha kötüsünü veya geçmişini bilmek gerekir. Peki bu adamlar bize hiç tatmadığımız bir duygu yaşatacaklarsa bunu neyle karşılaştıracağız? Neyi baz alıp "Daha iyi" "Daha kötü" diyebileceğiz? Cenneti, acınası kelime dağarcığımızın ifade edebildiği kadarıyla ve dünyadaki gördüklerimizden yola çıkarak tanımlamaya çalışınca nasıl afalladığımızı çok iyi biliyoruz, değil mi?

At-Avrat-Silah" eskidendi, artık "Cadillac-Konsomatris-Thompson"

Heh, böyle diyince de sanki yeni moda gibi oldu. Hâlbuki bahsedeceğimiz yıllar 50ler. Ana kahramanımız Vito Scaletta, pisliğe bata çıka büyümüş ve yakasını beladan kurtaramayan kronik bir suçlu (biliyorum hepimiz Mafia'daki Tommy'nin çocuğunu falan oynayacağız zannetmiştiniz ama değil). Yazının girişindeki gibi hislerle karışık bir iç dünyası, hayata olan bir öfkesi var. Yoksulluktan bıkmış, artık önemli adam olmak isteyen bir genç ve onun klasik kimlik arayış çağları. Araba çalarken yakalanır ve hayatını belirleyecek yol ayrımına gelir; ya hapse girecek ya da savaşa gidecektir. Orduya yazılır ve kanı canı olan İtalyan ordusuna karşı Sicilya'ya savaşa gider. Döndüğünde artık hayallerinin peşinden koşabilecektir.




Sokaklardan anladığı kadarıyla zengin ve güçlü olmanın tek yolunun mafyaya katılmak olduğunu bilen Vito en yakın arkadaşı Joe ile bu yola baş koymaya karar verir. Soygun, araba hırsızlığı gibi küçük işlerle olaya giren kafadarlar, mafya ailelerinin kendilerinden haberleri olacak kadar yükselirler. Fakat anlarlar ki, "wise guy" olmak uzaktan göründüğü gibi ihtişamlı ve göz alıcı değildir.

Bu oyunu kız çocukları oynasın diye yapmış olsalardı hava ne güzel masmavi, güneş ne kadar parlak gibi şeyler derdik (Bayanlar sakın darılmayın. Ama biz oğlanlar… Gözümüz silah ve arabadan başka bir şey görmez maalesef. Barış değil kavga isteriz. Arabayı sürerken kırmızı ışık dinlemeyiz, ama göz ucuyla da bakarız çevrede polis var mı diye. İşte Mafia2 kardeş bizim elimiz bu, rest. Sen de aç bakalım ortaya, neyin var görelim.
Şimdiye kadar pek çok orijinal hikâyeye tanık olduk. Warcraft 3 gibi epik senaryoların yanında, Half-Life gibi pırıl pırıl işlenmiş yolculuklar bizi aldı götürdü. Ama biraz da sorunumuz bu bizim, sevdiğimiz oyunlar genelde bizi alıp götüren cinsten, pek azı en zoru deneyip bize, her zaman gördüğümüz dünyanın içinden klasik çıkarıyorlar bir Sanitarium gibi. Belki de doyduk artık süper kahramanlara, elflere, orklara, dünyayı kurtarmaya. İyi adam olmak istemiyoruz artık, günah bizim içimizde. Bir günahkâr bekliyoruz biz. Benle aynı fikirdeyseniz gelin bir sandalye çekin, loncamıza hoş geldiniz.




İlk oyunda nasıl hikâyenin ön plana çıktığını hatırlıyoruz. Mafia 2'de (M2) de hikâyenin yine aynı oranda önemli olduğunu söyleyebiliriz. Ama sorun şu ki bu oyun çok güzel bir film mi olacak yoksa NFS Most Wanted tadında 50cclik bir adrenalin şişesi mi? Sonuçta oyunumuz bir aksiyon oyunu ve insan da hareket istiyor (Hareket bereket demek, esprinin kralı) lakin çok fazla eğlencenin ön plana çıktığı bir oyuna dönüşürse (Bknz: GTA Vice City faciası) odaktan uzaklaşır, o dantel inceliğinde işlenmiş hikâyesine yazık olur. Bu nedenden ötürü M2'de ambulans ile hasta taşımak veya taksiye çıkıp para kasmak gibi yan aktiviteler yok.

M2'nin bağlı kalması gereken (bizim iyiliğimiz için) bir patikası var ve ayağını kaydırmadan dikkatli yürümeli. Bu tür yan görevlerin olmayışı, basitleştirmek demeyelim de, filtreliyor oyunu ve bu sadelik karşısında oyunun asıl takdire şayan özellikleri daha rafine bir biçimde ön plana çıkıyor. Sanmayın ki oyun süresi kısalacak. Boğuşacak çok fazla gerçek ikizi detaylarınız olacak.
Hazır konu buraya gelmişken ikinci kâğıdımla devam etmek istiyorum, yani masalcı dedem maça papazıyla: Senaryo. Oyunun işlenişi konusundaki fikirlerimi sizlerle paylaşmadan önce M2'nin resmi sitesinde açıklananlardan bir kaçını aynen çevirip aktarmak istiyorum:

"Sıkı ve güçlü karakterler. Saygı uyandıran sağlam bir senaryo. Baş döndürücü bir sunum. İnsanlara (hedef kitle oyuncular değil, dikkat) bu olgunlaşmış hikâye kurgusu aracılığıyla mafyanın karşı konulmaz çekiciliğini ve kaçınılması imkânsız dünyasını göstereceğiz. Kıyasıya araba kovalamacaları, muazzam silah çeşitliliği (2. Dünya Savaşı'nın bitmesinden sonraki 10 yıllık periyot olduğu düşünülürse gayet normal [MG42 bile var arkadaş, o nasıl bir silah ya] ) ve teke tek dövüşler sizi içine çekecek. Oyun içinde zamanın ilerlemesiyle şehrin ve modanın nasıl çağ atlayarak değişip gittiğine tanık olacaksınız."




Yapımcıların bu cüretkâr sözlerinden etkilenmemek mümkün değil. Bunlara ek olarak oyunun geçtiği tarih mafyaların en güçlü olduğu zamanlar, 1950'ler. Uyuşturucunun gırla gittiği, askerden dönen gençlerin kimlik arayışlarında olduğu ve kendilerinden-yaptıklarından nefret ettiği zamanlar. Pisliğin doğmaması imkânsızmış böyle bir ortamda sanırım. Nitekim aynı yıllara denk gelir mafyaların daha organize ve katı bir şekilde karşımıza çıkması.

Senaryo tahmin edebileceğiniz üzere ana bölümlerden ve bu ana bölümleri oluşturan alt bölümlerden meydana geliyor. Giriş-gelişme-sonuç (Hikâye hikâye diye yırtındığımız bu oyunda bunu serim-düğüm-çözüm olarak değiştiriyorum. Madem değiştiriyorum, niye üstteki satırı silmeyip buraya yazıyorum onu söylemem. Sır) olarak düşünebileceğiniz 3 ana bölüm var. İlkinde Vito-Joe ikilisinin ham zamanlarını yani kendilerini kabul ettirme dilimini oynarken ikinci bölümde de tabir caizse şehrin ağa babaları diyebileceğimiz 3 büyük ailenin ortasına dalacağız ve kaderimizin ana hatlarını belirleyeceğiz.
Üçüncü ve son ana kısımda ise "Ne ekersen onu biçersin" atasözünün kobayları olarak, yaptığımız bu seçimlerin nasıl dönüp dolaşıp bizi bulduğunu göreceğiz ve o ana dek kimin sağ kaldığına kimin toprak olduğuna bağlı olarak oyunun hikâyesi sonlanacak.

"Ben öyle bir yerde doğdum ki adamlar yürekliydi, istediklerini yaparlardı." - Vito Scaletta

Senaryo-Hikâye ikilisi görünen o ki oldukça yerinde. Peki bu duruma eşlik edebilecek kalitede bir oynanış olacak mı? Elimdeki maça kızı ters simetrik ikiziyle kafasını sallıyor bana. Biri size oynanışı tepetaklak olan da oyun dinamiklerini anlatacakmış, peki buyursunlar.

Öncelikle "Gerçekçi" sıfatını tüm isimlerinin önüne yerleştirmiş M2. "Gerçekçi sürüş", "Gerçekçi dövüş sistemi", "Gerçekçi yapay zekâ ve tepkiler"… Adını siz koyun. Neyse başlayayım birinden. Örneğin M1'de bile bize büyük bir yenilik gibi gelen "Löp diye çalınmasın şu arabalar artık, bari az kapıyı kurcalayaydın. Bilmediğin kapıları açamayaydın" tekniği M2'de yeni bir boyut kazanıyor. Zira araba dediğin zımbırtı gökten leylekle gelmiyor, pahalı alet vesselam.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:35 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
bornova escort balçova escort mersin escort casino siteleri Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35