OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-11-2015, 10:14 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Motorstorm: Pacific Rift [inceleme]

Yarış oyunlarından beklentimin çoğu kişiye oranla farklı olduğunu gördüm geçenlerde. Need for Speed, Gran Tourismo, Forza Motorsport gibi oyun serilerinden hiç zevk almadığımı fark ettim. Acaba ben yarış oyunlarını sevmiyor muyum diye sordum kendi kendime. Sonra biraz durdum, gözlerimi kapattım ve geçmişten bugüne sevdiğim yarış oyunlarını hatırlamaya çalıştım. İlk olarak aklıma Lotus geldi. Deliler gibi oynadığım, başından kalkamadığım yegane yarış oyunu. Biraz daha ilerleyince Carmageddon belirdi birden gözlerimin önünde. Üstelik sadece gözlerimin önüne gelmedi kulağıma da inceden insan çığlıkları fısıldadı. Bu kadar vahşet dolu bir oyunu bu kadar heyecanla hatırlamak enteresan olsa gerek elbette. Sonra dedim yahu amma geriye gittik gelelim biraz bu günlere. Bütün heybetiyle Burnout serisi parladı beynimde. Dünden bugüne bütün serilerini zevkle oynatmayı başarmış, gözümde efsane olan yarış oyun serisi. Ağzımın suyu dudağımın kenarından akmaya başlamıştı ki Pure geldi bu kez. Nasıl heyecanla ve severek oynadığımı hatırladım. Sonra oturdum ve düşündüm. Yahu demek ki ben yarış oyunlarını seviyorum. Sanırım bir yarış oyununu oynayabilmem için birincil faktör eğlence olmalı şahsım adına. Modifiyedir, yol tutuştur pek anlamam ben. Eğlendiriyorsa güzeldir. işte bu nedenle tam bana göre olan bir oyunu tuttum yakasından ve silkeledim. Ceplerinden neler düşmüş hep beraber bakalım...

İlk Motorstorm 2007 yılının Mayıs ayında çıkmış ve PS3 için yarış oyunu anlamında ilaç olmuştu. Yaklaşık 1.5 sene sonra Motorstorm bizleri Pacific Rift uzantısı ile tekrar selamlıyor. İlk oyunun motorunu kullanan ama bunu geliştirmeyi başarmış bir devam oyunu var karşımızda. Evolution Studios ilk oyunda oldukça iyi iş çıkarttığı pek çok konuda dahi bir adım öteye gitmeyi başarabilmiş. İlk olarak oyunun geçtiği bölge değişiyor ki bu oldukça önemli aslında. Kendi halinde ıssız ıssız duran gariban bir adaya helikopterler ile doğanın en büyük düşmanı olan insanlar geliyor oyunun başında. Motorstorm festivali için adayı devasa bir yarış pistine dönüştüren organizatörler, adanın zor şartlarından kurtulmak yerine onları yarışın bir parçası haline getiriyorlar. Ada, insanı zorlamak için gerekli her şeye sahip açıkçası. Akarsular ve su birikintilerine sahip, yüksek yüksek tepeler desen burada, yeşilin en güzel tonlarını barındıran ormanlar eksik kalmamış ha bir de neredeyse unutuyordum volkanik olarak aktif. Çok lazımmış gibi.

Oyunun senaryo kısmı (Festival olarak geçiyor) 4 farklı temaya bölünmüş. Hava, su, toprak, ateş (ne o? Tahta esprisini yapacağımı mı sandınız? Peh çok klişe) olarak ayrılan bu temalar isimlerinin hakkını oldukça veriyor. Hava temasına sahip yarışlar genelde dağların tepesinde, havadar, okyanus manzaralı yerlerde yapılıyor. Etrafa serpiştirilen rampalar ile hava kalitesini ciğerlerinizde hissetmeniz olası. Her temanın insanı yarış dışı bırakan kendine has bir özelliği var ve hava temasının özelliği uçurumları. Toprak temalı yarışlar sadece isim olarak toprak aslında. Çünkü muhatap olduğumuz şey genelde çamur. Ormanlık alana indiğimiz bu yarışlarda bol bol yeşillik görürken çamurla bayağı bir savaşacağız. Özellikle hafif araçlardan birini seçtiyseniz (araçlara sonra değineceğiz) çamura batmamaya dikkat edin derim ben. Su temalı yarışlar sanırım oldukça açık. Akarsu yakınlarında, şelaleler eşliğinde yarışacağız. Bu yarışların en büyük sorunu ise derin su birikintileri. Yine hafif ve küçük araçlardan seçtiyseniz suya girdiğiniz an çıkamıyorsunuz. Seçtiğiniz yollara dikkat etseniz iyi olur. Ateş temalı yarışlar ise volkanik olarak aktif olan adamızın en ilginç kısmı sanıyorum. Yanardağın çevresinde bulunan pistleri ile sıcağı hissettirecek bu yarışlar. Lavlar bir yerden sonra sıcağı öyle bir duruma getirecek ki organizatörler serinleyelim diye pistin belirli yerlerine su fıskiyeleri yerleştirmişler. Canlarım benim çok düşünceliler.



Festival kısmında ki yarışlar çeşitli bölümlere ayrılmış. Oyunun başında her tema için 2 yarış açık iken yarışları kazandıkça kazandığımız puanlarla yeni yarışları açıyoruz. İlk üçe girdiğimizde puan aldığımız (100-75-50) yarışlara bazen ufak dokunuşlar yapıyor oyun. Örneğin bazı yarışlarda diyor ki eğer en fazla 3 kez parçalarsan arabayı veya 2.30 dakikada bitirebilirsen bonus kazanırsın gibi ekstralar. Aynı şekilde "Eliminator" tarzı yarışlarda ise her 15 saniyede bir en arkada ki araba yarış dışı kalıyor. Bu da özellikle yarışın sonlarına doğru müthiş bir heyecan sağlıyor oyuncuya. Bunlar gibi her tema altında 16 yarış olmak üzere toplamda 64 yarış mevcut ki burada oldukça güzel hazırlanmış pistlerden bahsediyoruz. Bu nedenle bu sayı son derece yeterli. Pistler demişken hazır onlardan da bahsedelim. Bitiş noktasına giderken oldukça fazla sayıda yol seçeneği sunuyor bize oyun. Öyle ki son sürat giderken yol birden üçe ayrılıyor ve siz hangisine gireyim diye düşünürken tek gördüğünüz şey arabanızın parçalara ayrılışı oluyor. Burada oyunun ilk eksisinden bahsetmek gerekli sanıyorum. İzleyeceğimiz yolu seçmek çok kolay değil oyunda. Ayırt edemiyoruz ve çok sık kaza yapıyoruz. Bu durumu aşmanın en iyi yolu bütün pistleri ezberlemek sanıyorum (ezberci eğitime karşıyız efendim).


Garaj kısmına giriş yaptığımızda oyunda ki araçlar bizleri karşılıyor. 8 farklı kategoriye ayrılmış araçlarımız var. Motosiklet, atv gibi hafif araçları seçebileceğimiz gibi tır, kamyon gibi devasa araçları da seçebiliyoruz. Her birinin belli avantajları ve dezavantajları var elbette. Örneğin motosiklet oyunda ki en hızlı araç ve tutulması neredeyse mümkün değil. Bununla beraber yoldan çıkması en kolay araç, temaslarda yarış dışı kalan en kolay araç ve su birikintileri, çamur gibi yerlere girip çıkamayan bir araç. Büyük ve ağır araçlar ise oldukça yavaş olmalarına rağmen yarış dışı kalmaları çok zor ve su birikintileri, çamur gibi yerlerden hiçbir şey olmamış gibi geçip gidebiliyorlar. İşte bu gibi farklılıklar nedeniyle hangi tür araçlarla yarışacağınıza doğru karar vermeniz çok önemli. Aslında her tema için farklı tipte araçları tercih etmek size daha fazla avantaj sağlayacaktır.

Örneğin boost konusunu ele alırsak. Oyunda istediğimiz zaman boost yapabilme özgürlüğümüz var ancak boost ibresini sonuna kadar basarsak motor alev alıyor. Motor sıcaklığını kontrol ettiğimiz sürece boost kullanımı büyük avantaj sağlıyor. Sulak yerlerden geçerken motor serinlediği için boost ibresi hızla düşerken, lavların çevresinde gezinirken ibre kendiliğinden yükselmeye başlıyor. İşte bu nedenle ateş temalı yarışlarla su temalı yarışlarda aynı tip araçları seçmek pek mantıklı değil. Boost ibresi çok hızlı dolan hafif araçları su temalı yarışlarda seçmek avantaj sağlarken, ibrenin daha yavaş dolduğu büyük araçlar ateş temalı yarışlar için ilaç oluyor. Ya da Amaaan yemişim ateşi suyu kökle gaza diyerek kafanızı hiçbir şeye de takmayabilirsiniz. Tercih meselesi elbette.

Bütün bu farklı temalara bölüp çeşitlilik yaratma başarısının yanında oyun oldukça başarılı bir görsellikle karşımıza çıkıyor. Araç modellemeleri güzel ancak asıl başarı çevre modellemesinde. Ağaçlar, akarsular, şelaleler, alev yatakları, çamur birikintileri hepsi birbirinden başarılı modellenmiş. Bir ormanın içine daldığınızda yeşilliklerin içinde kayboluyor ve çevreyi izlerken buluyorsunuz kendinizi. Grafik anlamında beni tatmin etmeyen tek nokta kaza modellemeleri oldu. Bir yere çarptığımızda oldukça kalitesiz bir şekilde parçalanıyor arabalar. Zaten bu kaza işi de ayrı bir dert. En ufak çıkıntıda parçalanmanız olası. Savruluveriyor arabalar sağa sola. Yani kazalar konusunda oyun eksi puan alıyor maalesef. Ses ve müzikler içinse eksi bir yorum yapamayacağım. Oyun çok çok iyi bir şarkı listesine sahip. Nirvana, Fatboy Slim, Megadeth, David Bowie, Slipknot şarkılarıyla teşrif eden sadece birkaç isim. Oyunu oynarken bir yandan oldukça kaliteli şarkılar dinleyeceğinizden emin olabilirsiniz yani. Sesler konusunda da aynı kalite geçerli. Araçların motorlarının gürültüsü bu müziklerle birleşince müthiş bir uyum yakalanıyor ve bize sadece bu leziz şölene katılmak kalıyor. Kutluyoruz aferin. Otur 5!




Oldu ki yapay zekaya karşı oynamak canınızı sıktı. İddialaşmak, laf sokmak, çemkirmek istediniz. Oyun bu konuda da size yardımı esirgemiyor. Aynı makineden 4 kişiye kadar oynayabiliyorsunuz. Ekranı dörde bölmek pek başarılı diyemeyeceğim ancak iki kişi için gayet güzel işliyor sistem. Online olarak ise 16 kişiye kadar desteklediği için daha kıran kırana mücadeleler gerçekleşiyor. Sizi yolun dışına atmak isteyenlerden, motorunun üstünden yumruk sallayanlara kadar herkes sizi avlamak için burada hazır bekliyor durumda. Çoklu oyuncu desteği anlamında yapması gereken her şeyi yapıyor yani oyun. Az evvel beşi aldı şımarmadı demek ki. Adam olur bu çocuk...

Gelelim her zaman ki gibi onca şeyi özetleme çabasına girdiğimiz son paragrafa. Motorstorm: Pacific Rift kusursuz bir yarış oyunu değil. Eksikleri var ama bu eksiklikler bir sonraki oyunda kolayca giderilebilecek şeyler. Beni çok fazla rahatsız eden, görmezden gelemeyeceğim hiçbir problemi yoktu açıkçası. İlk paragrafta söyledim ya ben eğlenceme bakarım arkadaş. Başında geçirdiğim zamanın her bir saniyesinden keyif almak isterim. Motorstorm bunu başarıyla gerçekleştirdi. Vereceğiniz paranın her bir kuruşuna değeceğine gönül rahatlığı ile emin olabilirsiniz.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:02 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35