meltem

400 yıl önce Kain, "geceler"i bir vampir olarak yürümesi için lanetlenmişti.
Yüzyıllar öncesinde Kain, Yüzbaşı Raziel ile Nosgoth topraklarında hüküm sürerdi.
Fetihleri bir gün, yeni bir düşman tarafından durduruldu.
Artık,
Nosgoth'un sütunları harabeler içinde yatıyor,
Vampirler Nosgoth topraklarında başıboş dolaşıyor,
Ve Kain Efsanesi devam ediyor...


Merhaba,

Giriş demosunun ardından, hikayenin sürükleyici ve zevkli olduğunu anlıyorsunuz. Oyunun kötü kahramanı yine Kain. En son kendi vampir ordusu ile girdiği savaşta, beklenmedik şekilde insan Lord Sarafan'a yenilen Kain, ordusunun da dağılması ve birçoğunun ölmesiyle yok olmuştur. Aslında Sarafan öyle zannetmiştir. Vampirin ölmesi için kalbinin öldürülmesi gerekliliğini esgeçmiş olduğu için ileride çok pişman olacaktır. Bu noktada, kötü kahraman Kain, uzun ve derin uykusundan uyanır. Ancak çok yorgun düşmüş, zayıflamış ve açtır; kana susamış-acıkmıştır. Hafızasında neredeyse hiçbirşey yoktur. Nerede olduğunu da bilmemektedir. Tam burada, çok seksi bir vampirella, Umah, Kain'e yardımcı olmak için gelir. Ona geçmişini hatırlatır, savaş tekniklerini hatırlatır, nasıl besleneceğini, nasıl hareket edeceğini anlatır. Büyük bir çeviklik ve hafıza ile, anında hatırlar Kain; devam ederler...

Hikaye ve ilk gelişme kısaca böyle. Umah, önemli noktaları detaylı sayılacak şekilde anlatıyor ve siz de uyguluyorsunuz. Bundan sonrası ise tam cümbüş... Tek-düze ilerleyen oyunda yaptığınız yegane iş, bilmem neredeki manivela kolunu çevirmek ya da çekmek, ilerlemek, zavallı masum insanları öldürmek, arada biraz daha güçlü gibi görünen ancak kesinlikle öyle olmayan serserileri öldürmek ya da yayı ve oku olan ve kısmen daha zorlayıcı olan hırsızları ve şehir muhafızlarını öldürmek. Bundan başka yapacağı işi yok koskoca vampir lordunun... Tamam, belki hikayeden ötürü vampirin zayıf düşmüş olacağı ve bu tür kolay rakiplere karşı dövüşüp onları öldüreceği söylenebilir. Ancak yine de vampir lordu, vampir lordudur...

Oyunda 3. bakış açısından oynuyorsunuz, kontroller ise: fare+klavye veya sadece klavye ile. Bana çok eski FPS oyunlarını hatırlattı bu kontrol şekli. Neredeyse fare ile sağa sola döndürmek imkansız Kain'i. Klavyeden sağ sol yaparak ilerlemelisiniz. Fareyi maksimum hassaslığa getirmiş olmama rağmen istediğim gibi sağ sol yapamadım. Ayrıca kesinlikle çoook büyük eksiklik: strafe modifier ya yok, ya da ben bulamadım. Ancak didik didik etmeme rağmen, zaten kısıtlı olan kontrol menüsünde yoktu böyle bir şey. Eğer ki ben bulamadıysam, ne mutlu; ancak öyle değil ve bu büyük bir eksiklik. Hareketlerin bu denli kısıtlı olmasına ek olarak, bir çok yerde karşınıza gelecek olan merdivenlere yapacağınız ilk hamleler başarısız olacaktır; keza kapılar ve sandıklar için de geçerli. Zınk diye önünde durmanız gerekiyor tüm kapıların, merdivenlerin ve sandıkların (yeri gelince de kutuların). Standart sıçrama prosedürü vampire uygun yapılmış. Zıplama tuşuna iki kere bastığınızda, Kain sıçrıyor ve ellerini yana açarak, pençeleriyle havada süzülüyor. Bu, yumuşak düşüş ve ileriye doğru daha uzun menzillere gitmenizi sağlıyor.

Dövüşler de oldukça basit. Kontrol menüsünden darbe bloklamayı, bilgisayar asisti ile gerçekleştirirseniz, sadece blok tuşuna basmak, size karşı gelen darbeye karşı koymaya yetiyor. Sadece basılı tutun, o kadar. Ancak öncelikle düşmana odaklanma tuşunu da basılı tutmanız gerekiyor. Düşmana odaklanma tuşu, her dövüş için şart. Dövüşmek için, Kain, düşmanına doğru biraz eğilerek pozisyon alıyor. O anda elinde silah varsa silahla, yoksa pençeleriyle, atak tuşuna bastığınızda (aynı zamanda action tuşu) rakibe doğru silahını ya da pençelerini savuruyor. Üç defa hızlı şekilde basarsanız -güya "combo" yapıyor ve son darbede rakibi yere düşürüyor; eğer ki rakip ölmemişse, odaklama tuşuna basılı olarak yanına gidip rakibe yerdeyken de saldırabiliyorsunuz. Son darbeyi vurmadan önce kısa süre bekleyip tekrar atak yaparsanız, tıpkı Atari salonlarının vazgeçilmez oyunu Final Fight'ta olan sağ-sol hareketi gibi bir hareketle, rakibi düşürmeden pataklayabiliyorsunuz. Bu özellikle bölüm sonunda karşımıza çıkan güçlü rakiplere karşı iyi oluyor. Çünkü bunlar düştüklerinde, yanlarına yaklaşamadan kalkıyorlar ve yerdeyken pataklayamıyorsunuz.

Bunun dışında bir imkanı daha var Kain'in; rakibe yaklaşıp, "kan emmek" tuşuna bastığınızda rakibi boğazından yakalıyor ve havaya kaldırıyor. Elinizde silah varsa, atak tuşuna bastığınızda rakibe silaha göre darbeler vuruyor. Bunu ileri tuşuna basarak yaptığınızda da, yine silaha göre vuruşlar yapıyor. Eğer elinizde kılıç varsa rakibin kalbine saplıyor, gürz varsa kafasına vurup ileriye uçuruyor, silah yoksa da pençesinin tersiyle ileri doğru savurup fırlatıyor. Son olarak da ölen düşmana yaklaşıp onun kanını emiyorsunuz. Bu işlem, hem küçük bir miktar level point pazandırıyor hem de hayat barı, yani kanını dolduruyor Kain'in. Standart dövüş şekli de bu kadar.

Kain bir vampir olduğu için, vampirlerin mistik güçlerini kullanabiliyor. Bunlara "Dark Gift" deniyor. Dark Gift menüsünü açtığınızda, sağ sol tuşlarıyla istediğiniz Dark Gift'i seçiyor, ve Dark Gift kullanım tuşuyla da aktif hale getirebiliyorsunuz. Oyun başladığında Kain'in elinde 2 Dark Gift bulunuyor; Mist (duman) ve Fury (hiddet).

Önce Fury'den bahsedeyim. Rakibin size olan darbelerini karşıladığınızda, bir süre sonra "Rage Bar" yani intikam barı yükseliyor. Kain hiddetleniyor ve seçili Dark Gift, Fury ise, rakibe daha şiddetli vuruyor. Diğer Dark Gift, Mist ise, sadece yerin dumanlı olduğu noktalarda kullanılabiliyor. Kain, dumanlı bir yere ayak bastığında Mist Dark gift'ini kullanarak görünmez oluyor. Bu şekilde düşmanına yaklaşıp, onu tek hamlede öldürebiliyor, ya da düşman sayısı fazla ise oradan sıvışıp kurtulabiliyor. Ancak düşmana yapacağınız atak için, mutlaka düşmanın arkasında olmanız gerekiyor; dibine girmelisiniz. Bu esnada rakibin tepesinde bir kurukafa beliriyor ve darbeyi vurduğunuzda, silaha ya da pençeye göre bir ara-video ile rakibe öldürücü darbeyi vuruyor. Dark Gift'ler bu kadar değil elbette, ileride Telekinesis, Charm, Invulnerability gibi Dark Gift'leri alıyor...

Oyun içerisinde level atlama ise, oyun sırasında belli yerlerde karşınıza çıkacak olan sandıklardan alacağınız level-up şeysiyle oluyor. Sandığın karşısında durup, "kan emme" tuşuna basılı tutuyorsunuz, Kain de sandıktaki şeyi içine çekiyor. Bir süre sonra hayat barınızın (kan) yanında bulunan pembe içerikli bar dolduğunda level atlıyorsunuz.

Konsol versiyonundan PC'ye aktarılan oyunlardan birisi olan Blood Omen 2, grafik açısından çok gelişmiş. Oynayışın bu denli tek-düze olmasına rağmen, sadece güzel grafikler ve videolar için bile oynanabilir. Ses efektleri de oldukça başarılı... En azından atmosferi tamamlıyor. Yalnız, dövüş sırasında araya giren müzik oldukça komik. Böyle mistik ve sisli bir atmosfere, neredeyse tekno müzik çalınması oldukça garibime gitti. Grafiklere kısa bir dönüş yapayım, FSAA, oyun içinden destekleniyor. Oyun sırasında aktif etmek için, ekran kartı ayarlarınızdan FSAA'yı "tamamen kapalı" modundan, "uygulamalara bırak" moduna geçirmeniz gerekiyor. FSAA uygulanması da, diğer oyunlara göre oldukça başarılı. Hem grafik kalitesinde artış oluyor, hem de oynanmayacak kadar kötü bir hal almıyor performans.

Oyunun ara videoları ve ara yüklemeleri çok kısa sürüyor. Kesinlikle "Clive Barker's Undying" gibi stresli ve kasıntı değil. Hatta hiç değil. Ayrıca save süreleri de çok çok kısa. Tıklamayla save ediyor. Save konusuna da bir eleştiride bulunmak istiyorum. Oyun içerisinde, üzerine geldiğinizde kızarıp, siyah renge dönen "rune"lar var. Bunlar, oyun içerisinde öldüğünüzde, bölümün en başından başlamamanızı sağlayan noktalar. Ancak dikkatli bir oyuncu iseniz, zaten sık sık save alırsınız. Bu noktalar, böyle bir save sistemi için bence gereksiz olmuş. Ancak save almaya dikkat etmeyenler için ideal bir sistem.

Son olarak, oyun oldukça basit işliyor ve tek-düze. Sıkı bir Adventure oyuncusu için en fazla 9-10 saat sürer bitirmek. Tabii ki bu tek-düzelikten sıkılmazsa. Oyunun fanatikleri, kan-revan-vahşet üçlüsünden hoşlananlar, sağlam midesi olanlar, kan görmekle ilgili sorunu olmayanlar ve tüm bunları, kolay ve lineer oyun oynamaya değer bulanlar, sevecektir Blood Omen 2'yi. Oynanış dışında, grafiklerin hoşluğu ve ses efektlerinin atmosferi tamamlaması konusunda oldukça başarılı bir oyun. Seçim size kalmış; minimum 1.62 gb, maksimum da 1.9 gb yer kaplayan bir oyunu kurup oynayabilir ve sonunda sıkılabilirisiniz.