OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-17-2015, 01:55 PM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Civilization IV: Colonization [İnceleme]

Yeni bir oyunun çıkması oyuncuları sevindiren bir şeydir, ancak bir kesim var ki onları daha sevindirip heyecanlandıran şey eski dostları olan nostaljik bir oyunun yeniden canlanıp karşılarına çıkmasıdır, eski oyunculardan bahsediyorum, 8-bit dönemine canlı tanıklık yapmış olanlar, Microprose ismini duyunca neşeyle karışık hüzün duyanlar, stratejiyi gerçek zamanlı değil ilk olarak metin tabanlı sıralı olarak öğrenenler. Sevinin dostlar gün sizindir, bir klasik daha mezarından uyandırılıp aramıza geri döndü, hoş geldin Colonization, on dört yıl uzun bir süre, seni özlemiştik gerçekten. Ne zamandır yeni kıtayı birlikte paylaşmaya uğraşmamıştık. Ne zamandır karmaşık üretim zincirin ile beni hapsetmemiştin. Ne zamandır acımasız vergilerin ile ekonomik büyümeme sekte vurmamıştın. Ne zamandır sonu gelmeyen ordularında yerleşim birimlerimi yıkıp geçmemiştin. Ne zamandır birlikte geceyi gündüze katıp birlikte vakit geçirmemiştik. Yıllar sonra yeni nesil uyumluluğun ve parlatılmış grafiklerinle geri döndün ve bir kez daha geceyi gündüze katıp başladık seninle saatlerce sürecek zevkli kayıplara ve zoru başarmalara.



Oyunun garip isimlendirme tercihi sizi yanıltmasın, Sid Meier’s Civilization IV: Colonization bir genişleme paketi gibi gelebilir size ama sizi temin ederim değil, kısaca Colonization olarak bahsedeceğim yapım 1990’lara damgasını vurmuş strateji oyunlarından birisi olan 1994 tarihli Colonization’ın yeniden yapılmış hali (gavurlar buna “remake” derler). Firaxis’in gerçekleştirdiği bir başka Sid Meier yeniden yapımı olan Pirates! ile benzer olarak yeniden yapımların yapabildiği birkaç ufak tefek şeyi yapıyor Colonization: oyunun orijinal mekaniklerini ve karakterinin cazibesininden fedakarlık etmeden genel sunumu ve arabirimi stilize bir şekilde günümüz şartlarına uygun olarak düzenlemek. Bu uzun cümleyi basitçe tekrar edecek olursam da, oyunu makyajlamak. Eski Colonization’ın ve genel anlamda 90’ların Sid Meier oyunlarının fanıysanız bu Colonization’ın güncellenmiş görünümünü ve hissini seveceksiniz. Daha önce hiç Colonization oynamadıysanız da, tasarımı ve oynanışı günümüze göre sırıtmayan bir sıra tabanlı strateji oyunu göreceksiniz.

Colonization, Civilization IV’ün genişleme paketi değil dedik, ama Firaxis’in bu ismi koymasında bir gerçeklik de yatıyor sebep olarak. Colonization, Civ4’ün üstüne yerleştirilmiş bir oyun, geniş çaplı resmi bir modifikasyon/senaryo da diyebiliriz, elbette farklılıklar var ancak Civilization IV oynayanlar kesinlikle yabancılık çekmeyeceklerdir. Dediğim gibi, aynı grafik ve oyun motorunu kullanıyorlar. Colonization, esasen Civilization’ın tek bir yönüne odaklanıp, onu alıp kendi oyununa dönüştürüyor. Oyuncular olarak Avrupalı kaşifler olarak başlıyoruz oyuna, tek bir gemi ile henüz keşfedilmemiş (ve sömürülmemiş) yeni bir kıtanın sahiline geliyoruz. Karaya adım attıktan sonra yerleşimcileriniz yeni bir yerleşim yeri kuruyor ve ham maddeleri topraktan çıkartmaya başlıyor. Oyunun kaynak yönetimi Civilization’lardan biraz farklı. Yerleşim birimlerinin beslenmesi, idamesi ve büyümesi için “Food”, “wood” ve “ore” kaynaklarımız var, yani besin, kereste ve maden. Kürk, şeker ve tütün etraftan toplanıp son ürünlere çevrilerek Avrupa’ya gönderiliyor veya dost yerli halklar ile ticarette kullanılıyor. Yerliler sizin yerleşimcilere yeni işler ve yöntemler öğretebiliyor ve böylece bu topraklara has kaynakları daha iyi işleyip daha iyi ürünler çıkartabiliyorlar. Üretim ve kaynak dengesi bu oyunda biraz daha ön planda Civ4’e göre, besin herkesin ihtiyacı olan ancak çok fazla kişi tarafından üretilmeyen bir kaynak olduğu için elinizdeki her yerleşim birimini neyi nasıl üreteceği konusunda ayarlamanız gerekiyor. Yerleşim birimlerinin belirli ürünlere ve kaynaklara odaklanıp farklı alanlara yönelmeleri ve belli işlerin birimler arasında dağıtılması önemli oldukça. Mikro yönetim oyunda kaynak yönetimi ile yapılıyor çoğunlukla. Bu sebeple oyuncuların öncelikleri konusunda oldukça zor kararlar vermesi gerekiyor. Ham madde ve son ürünler arasındaki en ufak dengesizlik bile sistemin çökmesine neden olabilir, her daim en tepede olmak durumundasınız.



Yerleşim birimlerinizde yeteri kadar besin maddesi varsa artık yeni işlerin başına geçebilecek yeni yerleşimciler üretmeye başlayabilirsiniz. Belirli bir alanda uzmanlaşmış işçileri isterseniz eski dünyadan çağırıp kiralayabilirsiniz. Kolonilerinizde oluşturduğunu yüksek ve çekici dini ortam da eski dünyadan yerleşimci ve işçileri cezbedip onları size çekebilir. Yerli halklar arasında kurulan misyonerlikler sayesinde de yerli işçiler sizin kurduğunuz yerleşim birimlerinde yaşamaya karar verebiliyorlar.Nüfusunuz arttıkça dışarıya yeni koloni yerleşimcileri gönderip yeni yerleşim birimleri kurup yakınlardaki kaynaklardan faydalanmaya başlıyorsunuz. Kaynaklar ve birimler arasında kuracağınız yollar ve vagon konvoyları ham madde ve ürünlerin taşınmasında size yardımcı olacaktır, böylece ham maddeleri ihtiyacı olan endüstrilere taşıyarak son ürünleri ticaret yapılan şehirlere kolaylıkla taşıyabilirsiniz.

Colonization, Civilization geleneğini sürdüren bir oyun, haliyle de sadece üretim bandı ve kaynak yönetimi ile uğraşmayacaksınız. Yerli kabilelerin hepsi size dostça yaklaşmıyor, bazıları ise onlara karşı olan davranışlarınıza göre size karşı düşmanlık beslemeye başlayıp kendi topraklarına git gide yaklaşan yerleşim birimlerinizden ve kaynaklarını tüketmenizden kıllanıp size saldırabilir. Ayrıca bu yeni kıtanın yeni fırsatlarından faydalanmak isteyen bir tek siz değilsiniz, başka Avrupalı güçler de oyunda ve kendi kolonilerini kurmakla meşguller. Sonuç olarak öyle ya da böyle, nadir bulunan kaynaklar ve topraklar için mücadele etmek zorunda kalacaksınız. Kolonilerinizin güvenliği için de bazı yerleşimcileri asker olarak görevlendirmeniz ve nasıl savaşılacağını öğrenmeniz gerekiyor.



Oyunda ilk safhayı atlatıp üretiminizi arttırdıkça bağlı bulunduğunuz ülkenin Kral’ı sizden git gide her seferinde daha fazla pay talep edecek. Eğer taleplerini karşılarsanız sürekli olarak daha az kazanıp, kazandığınızın daha büyük payını anavatanınıza yollayacaksınız. Ara sıra protesto edip gönderemezlik yapabilirsiniz ancak bu ekonomik potansiyelinizi kısıtladığı gibi kralı da kızdırıyor. Oyunun ilk yarısında yerleşimlerinizi ve kolonilerinizi büyütmeye odaklanıp ham madde ve son ürünler üretmeye çabalarken bir yandan yerli halkı mutlu etmeye ve diğer yandan elinizdekileri korumaya çalışırken aynı anda kralı da memnun etmek için sürekli olarak vergi ve ürün yolluyorsunuz. Bu böyle gitmez sonsuza kadar, artık kraldan ve ülkenizden ayrılıp bağımsız bir ülke kurmanın vakti geldi bu yeni topraklarda, hazırlanın, bağımsızlık savaşınız başlıyor.

Civilization oyunlarında çeşitli zafer koşulları bulunurken, Colonization’da oyunu zaferle bitirmenin tek yolu bu isyan hareketini başlatıp başarılı olmaktan geçiyor. Oyunun tek zafer koşulu bu. Belirtilen süre içerisinde özgürlüğünüzü kazanıp bağımsızlığınızı ilan edemezseniz, ne kadar zengin ve varlıklı olursanız olun, ne kadar büyük bir koloniniz olursa olsun, yerliler ile ne kadar iyi ilişkiler kurarsanız kurun kaybediyorsunuz. Kralınız o kadar agresif ve talepkar ki en iyi huylu, sakin ve mülayim oyuncu bile bir yerden sonra “yeter ulan” deyip isyan bayrağını açacaktır. Ezici vergiler, gelir payları, üretimden talep ettikleri ve bir de üstüne askeri gücü ile tehdit etmesi sonucunda yapacağınız devrim ve kurtuluş savaşı sadece bir zafer koşulu olmaktan çıkıyor, aynı zamanda oyuncunun omuzlarına koyulan ağır yük sayesinde duygusal ağırlığı da bulunan bir kişisel isyana dönüyor. Oyunun sadece bir yolla, isyan ve savaş ile bitirilebiliyor oluşu daha düşük çatışma ortamları ile biten Civ4’ü beğenmeyen askeri strateji sevenleri memnun edecektir.

Oyunun başında Civilization’da alışık olduğumu gibi onlarca ülke yok seçecek, sadece dört ülke var; İspanya, İngiltere, Fransa ve Hollanda. Her ulusun farklı özellikleri olduğundan bu özellikle ekstra olarak oyuna yansıyor. Hollanda ticarete ağırlık verdiği için ticari alanda başarıya yatkın. İspanyollar ise çelik ve barut ile sömürge etmeye alışık oldukları için askeri alanda başarıya yatkın. Fransa ise diplomatik alanda başarılı. İngiltere olarak başlarsanız da bol bol ucuz işgücü ve göçmen alma imkanınız var anakaradan. İsyan ettiğinizde kendi anayasanızı oluşturma fırsatınız oluyor, bunu da bazı seçenekleri seçerek veya devre dışı bırakarak yapıyorsunuz, bunun sonunda da anavatanınıza karşı yürüteceğiniz bağımsızlık savaşında ne tür bonuslar alacağınız belirleniyor. Mesela anayasada köle ticareti ve kölelik serbest ise ham madde üretiminde büyük bir artış oluyor. Köleliği yasaklarsanız bir defalığına yerleşim birimlerinizde bir nüfus patlaması yaşanıyor. Her seçeneğin belirli bir getirisi var, kimi kısa vadede kimi ise uzun vadede fayda sağlıyor ama daha önemlisi bu tercihler kuracağınız yeni ülkenin de kimliğini ortaya koyuyor. Monarşiyi devam ettirip Avrupa ile ticarete devam etmek mi istersiniz? Yoksa teokratik bir devlet kurup dini özgürlüğü ve gücü ekonomiye ve üretime fayda olarak mı yönlendirmek istersiniz? Karar sizin.


meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-17-2015, 01:56 PM   #2
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Bunların hepsi kulağa çok çekici geliyordur ancak zaten Colonization’da olması beklenen şeyler bunlar, oyunun yeniden yayınlanmış halinde de bulunması garip gelmiyor. Firaxis yapımcıları ve tasarımcıları yine de halihazırda zevkli olan bu oyunun daha da eğlenceli bir deneyim haline gelmesini sağlayan belli başlı bazı geliştirmeleri de oyuna katmış. Mesela koloni sınırları konsepti, bariz bir şekilde Civ4’ten alındığı görülüyor ve temel olarak aynı amaca hizmet ediyor. Aradaki fark ise kültür yerine bu oyunda isyan fikirleri ve propagandası sınırları belirleyen unsur, yani anavatanınıza karşı isyan çıkartmanız bu şekilde iyice teşvik ediliyor çünkü önemli kaynaklara ulaşıp bunları rakiplerinizden önce ele geçirmek için sınırlarınızı büyütmeniz gerekiyor. Ne kadar isyan, o kadar ekmek. Sınırlarınızın gücü düşman şehirlerinin sizin tarafa geçmesini ve yerli kabilelerin sizin ülkenize katılmasını sağlıyor.

Oyunda bulunan diğer bir Civilization IV konsepti ise üniteler kısmında görülüyor. Savaşın olmadığı bir Civ düşünülemez, Colonization için de savaş, savaşın sonucu olarak da askeri üniteler önemli bir yere sahip. Eski Colonization’da olmayan ve Civ4’ten alınıp eklenen bir konsept de askeri ünitelerin rütbe kazanması. Savaşta başarılı olan üniteleri ödüllendirip güçlendirebiliyorsunuz. Oyuna ayrıca geniş bir çok oyunculu oynanış seçenekleri yelpazesi eklenmiş, Colonization normal bir Civilization oyununa göre daha kısa sürede bitiyor (özellikle de hızı “Quick” olarak seçerseniz) böylece çok oyunculu ve online oyunlar daha ilgi çekici hale gelmiş.

Oyuna getirilen en büyük yenilik ise ticaretin yapay zeka tarafından otomatik olarak yapılması. Eski Colonization’da oyuncular ticaret rotalarını kendileri belirleyip o hatta işleyecek belirli bir vagon konvoyunu seçip atamak durumundaydı. Yükleri alıp nerede bırakacaklarını, nereden ne alıp nereye neyi bırakacaklarını siz seçiyordunuz. İşleyen bir sistem olduğundan kimsenin en ufak bir şüphesi bile yoktu ancak tek sorun her şeyin elle yapılması gerekiyordu, oyuncular her bir güzergahı ayrı ayrı kendileri elle belirleyip her kargo alındısını ve teslimini kendileri belirliyordu, ticaret ağındaki her bir ayrı rota için de hazırda bekleyecek o hatta özel vagonlar olmalıydı. Kimileri için zevkli bir mikro yönetim unsuru iken daha dengeli oynanış bekleyen oyuncuları için tam bir yönetim belasıydı ve bol miktarda kağıt ve kalem işi (not almadan olmuyordu, ki ben not alarak oynanan oyunları hep sevmişimdir) ve düzenli olarak (yani sıklıkla) kaynakların durumunu kontrol etmeyi gerektiriyordu çünkü sattığınız mal bitip sistemi yıkabiliyordu. Sürekli tetikte olmanız gerekiyordu.



Yeni Colonization bu işi oldukça basit ve kullanıcı dostu hale getirmiş. Yeni sistem oyuncuların ithal ve ihraç edecekleri ürünleri etiketleyerek önceden belirlemesini olanak kılıyor, aynı zamanda stok limitlerini de ayarlayabiliyorsunuz, hem de her bir yerleşim yeri için ve her bir ürün için ayrı ayrı. Sonrasında oyuncuların tek yapması gereken şey vagon konvoylarını otomatik konumuna getirip ticarete başlamak. Bu şekilde konvoylar sizin belirlediğiniz limitler dahilinde ve neyi satıp neyi almak istediğinize göre kendi kafalarında takılıp otomatik olarak ticaret işini yürütüyorlar. Pharoah oynayanlar hatırlayacaktır, oyunun ticaret sistemi buna oldukça yakındı, hangi ürün ve maddeleri satmak istediğinizi, limit belirterek söylüyordunuz oyuna, aynı şekilde almak istediklerinizi de belirliyordunuz ve yaya konvoylar ile gemileri gelip otomatik olarak hallediyordu işi. Colonization da buna oldukça benzer bir şekilde hallediyor ticaret işini. Tek yapmanız gereken üretildiği yerlerden pamuk satmak istediğinizi söylemek ve bunların dokuma merkezlerine taşınmasını belirtmek, geri kalanını vagonlar hallediyor. Bu sistemin sağlıklı yürümesi içinde ihtiyaçlarınız doğrultusunda vagon konvoylarınızın olması gerekiyor ancak yine de ne olur ne olmaz diyerek elinizin altında bir iki tane boşta bulundurun, tek seferlik nakiller için ihtiyacınız olabilir. Bu yeni sistem işin çoğunu kendisi yapıyor gibi gözükse de halen daha sizin doğrudan gözleminize ihtiyaç duyuyor ve sonuç olarak ufak tefek detayları düşünmekten sizi kurtarıp kafanızı rahatlatıyor, siz de kendinizi daha yoğun bir şekilde asıl strateji ve taktikleri düşünmeye adayabiliyorsunuz.

Bunların hepsi karışık şeyler olarak görünebilir, çünkü öyleler. Colonization, öyle bir oturuşta öğrenilip çılgın atılacak oyunlardan değildir. İlk defa Civilization oynarken yaşadıklarınızı bu oyunda da yaşayacaksınız büyük ihtimalle. O yüzden sabırlı olmak gerekiyor, oyunu tam olarak çözmek için epey zaman harcayacaksınız, tam olarak çözmeyi geçtim zafere ulaşmak için bile birkaç kez yeniden başlamanız gerekecektir. Ama oyun işte o zaman gerçekten zevkli olmaya başlıyor.



Yine de piyasadaki en zor ve en karmaşık oyun olduğunu söyleyemeyiz, ne de olsa bir yeniden yapım ve önceden bilinen bir oyunun mekanikleri üzerine kurulmuş. Arayüz ve konseptler çoğunlukla Civilization IV’ten alıntı olduğu için deneyimli oyuncular oyunu kavrayıp yön duygusunu kazanmakta çok zorlanmayacaktır. Arabirim tasarımı oldukça temiz, abartı ve kafa karıştırıcı değil, etrafınızda nelerin dönüp bittiğini sizin gözünüze sokmadan ama aynı zamanda da dikkatinizi çekecek şekilde sunuyor. Özet ekranında ileriye dönük planlarınızı yaparken işinize yarayabilecek tüm detay ve bilgiler bulunuyor. Normal gelir görünüm ekranları ise size hangi yerleşimin neye ihtiyacı olduğunu söylüyor o esnada.

Oyunun görsel olarak herhangi bir eksisi yok, grafikler ve sesler eksiksiz. Haritalar Civ haritalarından biraz daha küçük ölçekli olduğu için ekranda aynı anda daha az şey görüyorsunuz ve bazen biraz kalabalıklaşabiliyor ekran. Öncüleriniz de yer şekilleri arasında kamufle oluyorlar ara sıra onları bulup seçmenizi zorlaştırarak, ancak sık bitki örtüsü ve engebeli araziyi düşününce bunun oyuna bir gerçeklik hissi kattığını bile söyleyebiliriz. Ancak her bir ünitenin animasyon ve detayı ile oyunun genel görsel zenginliği sizin ardına ardına dört saat boyunca ekrana bakabilmenize olanak sağlıyor. Oyunun müzikleri tüm Sid Meier oyunlarında olduğu gibi oldukça hoş. Arkaplan müzikleri yerleşim birimlerine yaklaşıp geçerken yükselip alçalarak sizi etkiliyor, ayrıca farklı yerlerde farklı müzikler çalıyor, ekranda kim görülüyorsa o ülkenin veya yerli halkın ulusal müzikleri çalıyor. Savaş ve saldırı efektleri tatmin edici seviyede. Kralın isteklerine olumlu veya olumsuz cevap verdiğinizde çıkan sesler ise bambaşka bir eğlence.



Oyun hakkında yapılabilecek eleştiriler kısıtlı ancak sanırım en büyüğü ve önemlisi oyunun hızı. Oyunda zorluk ve hız çok çabuk artıyor ve yanlış verilen yönetim kararlarının geri dönüşü pek olmuyor. İsyanı başlatıp bağımsızlığınızı ilan ettiğiniz anda her şey zorlaşıyor birden ve oyunun temposu artıyor. Bu yüzden de iyi hazırlanmanız gerekiyor ancak oyunun genel hızı ve isyan için belirli bir süre koyması işi biraz zorlaştırıyor. Çünkü sizin elinizde olmadan gelişen çok fazla olay var ve ne kadar önlem alırsanız alın mutlaka zor durumda kalacaksınız. Diğer koloniler ile savaşlar belki ordunuzun deneyimini arttıracak, rütbe kazanacak bir kısmı ama diğer yandan da hem sürekli asker kaybı yaşatacak ve ekonominizi baltalayacak hem de uzun vadede sıkıntı yaratacaktır bağımsızlıktan sonra. Civilization ile karşılaştırınca Colonization daha fazla dikkat ve odak istiyor ve daha fazla stratejik düşünmeye itiyor.

Elbette illa savaşmak zorunda değilsiniz, diplomatik yollardan komşularınız ile iyi geçinebilirsiniz, oyun sizi doğrudan yerli halklara katliam yapmaya itmiyor. Bu iyi bir şey en azından tarihi alternatif olarak yaşayabiliyorsunuz. Üstelik barış içinde birlikte yaşayabilmek bazı faydalar da sağlıyor. Hatta anavatandan kopup bağımsızlığınızı ilan ettiğinizde dostunuz olan yerli halklar size katılıyor ve en büyük gücünüzü onlar oluşturabiliyor.



Oyunun diğer bazı öğeleri doğrudan Civ4’ten geliyor. Mesela kahramanlar yerine çıkan “Founding Father” birimleri size katılıp farklı alanlardaki başarılarınıza göre bonuslar veriyor. Harita üzerinde antik harabeler büyük miktarda hazinelere sahip olabiliyor. Ayrıca bir de “Privateer” konsepti var işinize çok yarayabilecek. Privateer gemiler sizin adınıza korsanlık yapan gemiler ve savaşa girme riski olmadan rakiplerinize saldırıyorlar. Yerleşim yerlerinin çevresinde geliştirmeler ve yol, tarım arazisi gibi inşaatlar yapan işçileriniz olabiliyor. Ancak herhangi bir Civilization oyunu gibi Colonization’dan da bahsetmek için sayfalar yetmez. O yüzden en çok göze batan ve genel yönlerinden bahsetmekle yetiniyorum. Üstelik kendiniz öğrenince çok daha zevkli oluyor inanın.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:16 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35