OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-22-2015, 11:24 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Shadows of the Damned - İnceleme

Konsol dünyasında aksiyon türünde son 10 yılın mihenk taşlarına baktığımızda pek çoğunda Japon mührü görmek mümkün. Gears of War ve Uncharted gibi birkaç seri hariç, aksiyon türüne yenilik katan Resident Evil 4, Devil May Cry, Killer7, Metal Gear Solid gibi pek çok oyun Japon dehaları tarafından geliştirildi. Öte yandan, Silent Hill gibi nevi şahsına münhasır oyunlar da genelde Japonya’dan ya da Avrupa’daki bağımsız yapım stüdyolarından çıkıyor. Peki bunca yeteneği bünyesinde barındıran Japonlar, işinin en iyisi olan üç ismi tek bir oyun için bir araya getirirse ne olur?

Muhteşem Üçlü İş Başında

Grasshoper Manufacture stüdyolarında geliştirilen korku aksiyon oyunu Shadows of the Damned, daha önce pek çok oyunda gerek türe getirdikleri yenilikler, gerekse yapım kalitesi ile kendini kanıtlamış isimlerin elinden çıkıyor: Resident Evil serisinin babası Shinji Mikami, Suda51 olarak da bilinen ve (Killer7 gibi) alışılagelmişin dışında oyunlarda imzası bulunan Goichi Suda ve Silent Hill serilerinin unutulmaz müziklerini yapan Akira Yamaoka.

Oyun dünyasına pek de uğurlu gelmeyen 2011 yılında Dragon Age 2, Duke Nukem Forever gibi “beklentiyi tam olarak karşılayamayan” oyunlarla karşılaşmak, Shadows of the Damned, kısa adıyla DMD’ye temkinli yaklaşmamıza neden oldu. Neyse ki muhteşem üçlü bizi hayal kırıklığına uğratmıyor ve aksiyon oyunlarında bir mihenk taşına daha merhaba diyoruz.



Aksiyon oyunlarının şablonu genelde bellidir; ortalamanın üzerinde bir karizmaya sahip olan ana karakter, her zaman bir arayış içindedir ve hedefine ulaşabilmek için onlarca “kötü adamı” kötekler. Bu arayış kimi zaman bir görev, kimi zaman varılması gereken bir yer, kimi zaman da iblisler tarafından öldürülüp, onların dünyasına çekilen sarışın çıtır sevgili olabilir. İblis avcısı Garcia Hotspur’un durumunu üçüncü şık ile açıklayabiliriz. Meksika sınırından henüz geçmiş birinin aksanıyla konuşan Hotspur, biraz paldır küldür başlayan hikâyede öldürmek üzere olduğu bir iblisin sözlerinden kıllanıp eve dönüyor ve çok sevdiği kız arkadaşının Fleming adlı iblis lordu tarafından öteki aleme aktarılmasına şahit oluyor. Kısa bir tutorial işlevi gören bu bölümün ardından, uzun zamandır bir oyunda gördüğüm en iyi yancı karakter olan Johnson ile iblis dünyasına geçiş yaparak maceramıza başlıyoruz.

Japon Usulü Mizah

Amacı ne olursa olsun, her iblis avcısının Johnson gibi bir yancıya ihtiyacı var. Zira eski bir iblis olan ve Hotspur’a iblis dünyasında rehberlik eden Johnson, gerek fonksiyonelliği gerekse şahane esprileri ile oyunun sürekli taze kalmasını sağlayan temel faktörlerden biri. Karanlığın hüküm sürdüğü macerada bir meşale olarak yanımızda yer alan Johnson, nişan alma tuşuna bastığımızda silaha dönüşerek iblislere ölüm kusuyor(!). Üstelik, oyun boyunca aldığımız güçlendirmeler ile Johnson’ın yeni şekillere bürünmesini, diğer bir deyişle yeni silahlara dönüşmesini sağlamak da mümkün. Shadows of the Damned’in tanıtım videolarında gördüğünüz motosiklet de aslında Johnson’dan başkası değil.

Hotspur ve yancısı arasındaki diyaloglar Supernatural dizisinde Sam ve Dean Winchester kardeşlerin diyaloglarını anımsatıyor. Sık sık heavy metal göndermeleri yapılan DMD’de, geyik dolu afişleri kaçırmamak için bulunduğunuz ortamdaki her detaya dikkat etmek istiyorsunuz. Rapture şehrindeki (BioShock) mesaj dolu posterleri andıran bu afişlere

Johnson’ın yorumları ise ayrı bir kahkaha sebebi. Örneğin, iblis dünyasının da demokrasiyle(!) yönetildiğini biliyor muydunuz? Yaklaşan secimler için hazırlanan afişlerden birinde "Oyunu Fleming'e ver, sandıktaki tek aday" gibi bir ibare bulunuyor. Bunun üzerine Hotspur, "bu herifi devirmeyi hiç düşünmediniz mi, ne bileyim, darbe yapmak gibi..." diyor. Johnson'ın yanıtı ise "bunu son deneyen iblisin başına ne geldi
biliyor musun? Ben de bilmiyorum, tek buldukları iki göze, iki kulağa ve iki böbreğe sahip bir şiş kebap oldu."

Tam bu noktada belirtelim; tahmin edebileceğiniz üzere oyunda kan ve vahşetin yanı sıra bol bol erotizm ve sayısız cinsel göndermeli espri bulunuyor.

Sadece Mizahla Olmuyor Bu İşler Duke!

İşin içine hem aksiyon hem de korku girince, son dönemin popüler TV yapımlarından Supernatural ile benzerlikler bulmak gayet doğal oluyor. Zira sadece espriler değil; arka planda çalan pek çok müzik de Supernatural tınılarını hatırlatıyor. Akira Yamaoka eli değmiş müzikler ve Mary Elizabeth McGlynn vokalindeki muhteşem şarkılar, iyi bir korku oyununda ses efektlerinin yanı sıra müziklerin de ne kadar önem taşıdığını bir kez daha gösteriyor.

Gelelim Shadows of the Damned’in konsol oyuncuları tarafından en çok merak edilen özelliğine; tüm bu mizah ve müzikler bir noktaya kadar oyunu taşıyabilir, peki DMD görsel açıdan da bütünselliği sağlıyor mu?



Tanıtım videolarında izlediğiniz görüntülerdeki renklerin, monitörünüzün ayarlarından kaynaklandığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Zira iblis dünyasında geçen DMD, kırmızı rengin baskın olduğu ve tonlarıyla şeytani biçimde oynanmış bir renk paletine sahip. Öte yandan, Unreal Engine 3.0 oyun motorunu kullanan Shadows of the Damned, karakter, yaratık ve çevre modellemeleriyle iyi bir konsol oyunundan beklenen performansı gösteriyor.

Elbette iblis dünyasında geçen bir hikâyenin “karanlık” olmaması beklenemez. Üstelik DMD’deki karanlık sadece atmosferi tamamlayan görsel bir etken değil; oynanışta da tıpkı Alan Wake’deki gibi önem arz eden bir unsur olarak kullanılıyor. Nasıl ki Splinter Cell ve benzeri casusluk oyunlarında ışık kaynaklarını imha ederek ilerliyorsak, DMD’de de bunun tam tersine karanlığı aydınlığa çevirerek ilerlememiz gerekiyor. Bunun nasıl yapıldığını ise, bizzat Johnson’dan öğrenmeniz çok daha eğlenceli olacaktır.

Salt karanlığın hakim olduğu “survival” tarzı kısa bölümlerde ise, karanlığın içinden koşarak geçmeniz gerekiyor. Gittikçe uzayan ve labirente dönüşen, hatta karşınıza olur olmaz iblisleri boca eden bu sekanslarda “ruhunuzu karanlığa teslim etmemek için” etraftaki kalpleri toplayarak sürenizi uzatmanız gerekiyor.

Nasıl Bir İblis Dünyası İsterdiniz?

Hikâye boyunca tazeliği koruyan en önemli etkenlerden biri de hiç şüphesiz bölüm tasarımları. “İblis dünyasında ne kadar farklı mekanlar olabilir?” diyebilirsiniz; bunun yerine Silent Hill’deki mekanların “alternate” hallerini biraz Devil May Cry sosu katarak düşünün. Oyundaki hiçbir bölüm diğerinin aynısı değil; platformlar, çevre ve iblisler özenle hazırlanmış.

Shadows of the Damned, her bölümde beklemediğiniz bir sürprizle sizi şaşırtmayı başarıyor. Pazar yeri, eğlence parkı gibi farklı temalara sahip olan her yeni bölümle birlikte o temaya uygun bir müzik devreye giriyor ve DMD, klasik aksiyon oyunlarındaki ezberleri ustalıkla bozuyor.

Unreal Engine 3.0’ın etkileri oynanışta fazlasıyla kendini hissettiriyor. Kolayca alışacağınız kontrollerde göze çarpan tek radikal değişiklik, 180 derece ani dönüş hareketinin A (PS3 için X) tuşuna konumlandırılmış olması. Bu da oyundaki çatışma mekaniğinin nasıl işlediği konusunda bir fikir veriyor; ateş et, dön, savuştur, uzaklaş, ateş et…

Kontrollerin yanı sıra, kullanılan silahlar da tanıdık gelmelerine rağmen tazeliklerini koruyor. Başta dediğimiz gibi, yancımız Johnson ihtiyaç duyduğumuz silaha dönüşebiliyor. Silahlar alıştığımızın aksine farklı türdeki iblisleri öldürmek için kullanılmıyor. Her silahla neredeyse her iblisi haklamak mümkün. Kullandığınız silah tamamen oyun tarzınıza bağlı ve açıkçası her silahın kendine özgü bir kullanım keyfi bulunuyor.

Örneğin ben, her zaman oyuna başladığım silahla devam etmeyi ve onu mümkün olduğunca güçlendirmeyi severim ki Hotspur’ın ilk silahı da gayet karizmatik, kullanışlı ve güçlü bir tabancaydı. Ancak Johnson, makineli tüfeğin iblis dünyasındaki karşılığı olan Teether’a dönüşme yetisi kazandığında, karşıda duran iblisleri hunharca taramanın keyfi de içimdeki sadistle tanışmama vesile oldu. Kısacası, Shadows of the Damned’da silahlar konusunda yaşayacağınız tek sıkıntı, hangi silahı güçlendirmek istediğinize karar vermek olabilir.



Güçlendirmeden bahsetmişken, kırmızı kristallerle yapılan silah, karakter ve meşale iyileştirmelerinin yanı sıra, beyaz kristaller de para birimi vazifesi görüyor. BioShock’u hatırlatan otomatlarda iksir niyetine kullanılan sake, tekila gibi içkileri ve silah mermisi satın almanın yanı sıra, biraz ilerleyince karşılaşacağımız “maceraperest yarı insan, yarı iblis” Christopher’dan güçlendirmeye yarayan kırmızı kristalleri edinmek de yine bu beyaz kristallerle mümkün oluyor.

Aksiyonun dozajı boss savaşlarında iyice tavan yapıyor. Genelde Japon aksiyon oyunlarında gördüğümüz devasa cüsseli canavarların aksine, heybetli, ürkütücü ve oldukça hızlı boss’larla (ki oyunda Johnson bunlara “VIP iblis” diyor) savaşlar fazlasıyla dinamik geçiyor ve genelde yapmanız gereken bir yandan kaçıp, diğer yandan iblisi tuzak noktalara sürükleyerek savunmasız bıraktıktan sonra, hassas bölgelerine (krem sürmek değil) mermi yağdırmak oluyor.

İblisler de Ağlar

Esas oğlan ve sevgilisi arasındaki ilişkinin iç yüzü bölümler ilerledikçe netlik kazanırken, savaştığınız VIP iblislerin de lanetlenmeden önceki hayat hikâyelerini oyundaki kitaplardan ve posterlerden okuyarak DMD deneyiminizi daha derin hale getirebilirsiniz. Genelde oldukça hüzünlü olan bu hikâyelere Johnson’ın anlatımı girince işin rengi değişiyor ve her kitapta ayrı bir kahkaha kaçınılmaz hale geliyor.

Yıllar önce Devil May Cry ile “extreme-action” denen alt kategoriyi başlatan Japon yapımcılar, Shadows of the Damned ile “korku-aksiyon” alt türünü hizaya sokup, aksiyon tarafı ağırlıklı olan bir korku oyununun nasıl yapılması gerektiğinin dersini veriyor. Silent Hill ve Resident Evil’ın mükemmel bir ortalamasını alan Grasshopper Manufacture, devamı dört gözle beklenecek bir konsol serisini daha oyun dünyasına kazandırıyor. Aksiyon oyunlarının uzun zamandır ihtiyaç duyduğu “ferah nefesin” bir iblisin soluğunda gizli olduğunu kimin aklına gelirdi?
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:53 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35