meltem

Green Lantern yani Türkçe adıyla Yeşil Fener, DC Comics’in eskilere dayanan süper kahramanlarından biri. Harold “Hal” Jordan isimli karakter, Yeşil Fener olarak macerasına ilk olarak 1959 yılında başladı ve şu sıralarda yeni sinema filmiyle de devam ediyor. Filmde Ryan Reynolds, Gossip Girl’den tanıdığımız Blake Lively, Peter Sarsgaard gibi isimler rol alıyor. Haliyle alıştığımız gibi filmin bir adet de oyunu geliştirilmiş durumda. Zaten son yıllarda filmlerden, çizgi filmlerden ve normal TV dizilerinden uyarlanan birçok yapım var. Genel olarak vurgularsak aslında bu tür oyunlar pek başarılı olamıyor. Arada çıkan bazı güzel örnekler var, yok değil. Green Lantern ise, klasik bir filmden uyarlama olarak karşımıza geliyor.

Silent Hill’den Green Lantern’a yolculuk

Yapım, Double Helix Games tarafından geliştirilmiş. Kendilerini diğer bir film oyunu G.I. Joe: The Rise of Cobra, Front Mission Evolved ve asıl önemlisi Silent Hill Homecoming’ten tanıyoruz. Android ırkı olan Manhunter’ların saldırısı ile başlayan macerada, baş kahraman Hal Jordan’ı canlandırıyoruz. Oynanış gayet basit: Bir yere geliyorsunuz, karşınıza çıkan rakipleri öldürüyorsunuz, sonrasında yeşil nokta ile gideceğiniz diğer kısım belli oluyor. Nokta üstüne gelip, A’ya bastığınızda hop diğer yere otomatik olarak karakter gitmiş oluyor. Daha önceden alıştığımız türden bir oynanış stili var Green Lantern’ın. Yapımın en güzel yönlerinden biri, bize güç veren yüzüğün kilitli olarak duran ve karakterin seviye atlamasıyla açılan güçleri. Bunlar gerçekten dövüşlerin tek düze olmasını engelliyor ve biraz daha çeşitlilik sağlıyor.



Yaptığımız her vuruş, yüzüğün gücü sayesinde ekrana kılıç, balyoz, testere gibi şekillerde geliyor. Mace Storm’la etrafımızdaki birden fazla düşmana aynı anda hasar verebiliyoruz. Ice Saw ile bir testere yaparak rakibimizi ortadan kaldırabiliriz. Ağır ya da hafif saldırılarımızı geliştirip, daha iyi vuruşlar gerçekleştirebiliyoruz. Güçlerimizin en eğlenceli kısmını “Construct” oluşturuyor. Bunlar sayesinde bir jet uçağı yapıp düşmanların üstüne sallayabilir, büyük yumruklarla rakipleri ezebilir, makineli tüfek yapıp ateş edebiliriz. Özellikle jet uçağı eğlenceli olmuş, rakipleri talan etmek için birebir. Tabii ki bunların kullanımının da belli bir karşılığı var, güç barı yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Sağlık barı ve güç barının yanında bir bar daha yer alıyor ekranda. Bu da tam dolduğunda Hal Jordan’ın etrafında yeşil bir ışık beliriyor ve daha fazla yıkım gücüne sahip oluyor. İlerledikçe arada karşımıza çıkan bazı basit bulmacalar oluyor, ancak bunlar da çizgisel ilerleyişini engelleyemiyor. Bazı zamanlar Hal Jordan ile uçarak, havada düşmanlara karşı mücadele veriyoruz, ama bu bölümler de basit ve sıradan yapılmış. Herhangi bir al gülüm ver gülüm özelliği yok.

Sonuca gelirsek!

Green Lantern’ın local co-op modu da eğlenceli. Arkadaşınızla oynayabilirsiniz. Bir kişi Hal Jordan’ı diğer kişi de Sinestro’yu yönetiyor. Grafiklerden bahsedecek olursak yapım, görsellik namına vasat bir seviyede seyrediyor. Ne iyi ne de kötü grafikleri var, ama yeterli olduğu söylenebilir. Sesler ise, görsel yönden biraz daha iyi. Bunda filmde başrol oynayan Ryan Reynolds’ın da payı var, ana karakteri kendisi seslendirmiş. Diğer seslendirmeler de genel olarak iyi sayılır.

Gelelim son noktaya... Green Lantern: Rise of the Manhunters, belki harika bir yapım değil, ama kötü de değil. Genel olarak film oyunları kötü çıkar, ancak Green Lantern için bunu diyemeyiz, filmden sonra gaza gelip oynayabilirsiniz, ancak oynamazsanız da pek bir şey kaybetmezseniz.