OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-23-2015, 09:26 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart The Sly Collection İnceleme

The Sly Trilogy İncelemesi


PS2′nin hüküm sürdüğü 10 yıllık uzun dönemde Jak and Daxter ve Ratchet & Clank serileri platform türüne damga vurmuştu. Bu önemli iki serinin gölgesinde kalan çok önemli bir isim ise bugün yenilenmiş bir şekilde ön plana çıkıyor.


PS3′de inFamous ile büyük sükse yapan Sucker Punch, Sly Cooper üçlemesi ile yıllar önce gönlümüzü kazanmıştı zaten. Onurlu bir hırsız ailesinden gelen genç rakun Sly’ı yönettiğimiz üçleme; muhteşem kontrol dinamikleri, döneminin en iyilerinden olan cellshade grafikleri ve esprili hikayeleriyle adını kalbimize çıkmamak üzere kazımıştı. Dediğimiz gibi; tüm kalitesine rağmen yukarıdaki iki serinin biraz gölgesinde kaldı Sly Cooper. Ancak bu önemli isime hakettiği ilgiyi görmesi için bir şans daha tanımayı tercih etti Sony, çok da doğru bir işe imza attılar. HD olarak yenilenen üçleme tek bir Blu-ray’de, üstelik Move için geliştirilmiş mini oyunlar ve 3D desteğiyle karşımızda.





SUNUM:

Üçlemede yer alan oyunların menü tasarımları dönemine göre oldukça yenilikçi. İlk olarak bir ara video devreye giriyor ve Sly’ın sinsi koşturmalarına tanık oluyoruz. Tam da oyunun başladığını düşünürken, bu görüntünün ana menüye bağlandığını görüp şaşırabilirsiniz.

Üç oyunda da hikayenin anlatıldığı ara bölümler hareketli resimlerden oluşuyor. Bu güzel görsellik ana menüde de karşımıza çıkıyor. Üç oyun arasında geçiş yaparken Sly ve çetesinin mavi kamyoneti zıplayarak ilerliyor, oyunlara geldiğinizde ise her birinin logosu büyük bir şekilde ekrana geliyor. Fonda dönen hınzır müzik ise bu renkli görselliği tamamlıyor.


ÖYKÜ:

Üç oyunun hikayesine de kısaca değinmeden karakterimizden ve ekibinden kısaca bahsedelim dilerseniz. Sly Cooper, hırsızlığıyla meşhur bir ailenin son üyesi. Hırsızlık dediğimizde hemen kötü düşünmeyin. Onurlu bir aile bu ve kötülerin servetlerini ve gizli bilgilerini çalmalarıyla tanınıyorlar. Yetenekli rakunumuz Sly ise tüm soygunlarını ekibiyle hallediyor. Ekibinde yer alanlar da en az Sly kadar ilginç karakterler. Bentley mükemmelliyetçi ve sürekli olarak diken üstünde olan bir kaplumbağa. Üstelik ekibin dehası olduğu için teknolojik cihazlar üstünde tam kontrole sahip. Murray ise ekibin kas gücünü temsil ediyor. Bu pembe hipopotam (evet, pembe) zeka konusunda biraz geride kalsa da, kaslarıyla sağladığı yardım ile bu eksikliğini kapatmayı başarıyor. Gelin üç oyunun öyküsüne de bakalım artık.


Sly Cooper and the Thievius Raccoonus serinin ilk oyunu. Aile yadigarı hırsızlık kitabı olan Thievius Raccoonus, Fiendish Five isimli bir çete tarafından çalınır ve beş parçaya bölünür. Sly Cooper ise oldukça gizli bilgiler ve hırsızlık teknikleri içeren aile mirasını geri almak üzere yola çıkar. Fiendish Five’ın liderliğinde ise çok eski bir düşman olan Clockwerk vardır.

Sly 2: Band of Thieves’de ilk oyunda parçalara ayrılan Clockwerk’ü tekrar hayata döndürmek isteyen Klaww Gang isimli çeteyle rekabete giriyoruz. Clockwerk’ün parçalarını toplayan çete, planladıkları bir proje ile bu ölümcül kötülüğü tekrar canlandırmak istiyor.

Sly 3: Honor Among Thieves’in ismi ikinci Uncharted’ı hatırlatıyor, değil mi? Naughty Dog, dostu Sucker Punch’a ufak bir gönderme yapmış olabilir, kimbilir? Üçüncü oyunda büyük bir aile hazinesinin varlığını öğrenir Sly. Cooper Vault isimli gizli bir bölgede tüm hazine Sly’ı beklemektedir. Ancak Doctor M isimli biri, hazinenin varlığını öğrenir ve yerini de tespit eder. Sly tüm ekibi tekrar toplayıp aile hazinesini korumak üzere yola çıkar.

Üçlemedeki her oyun esprili ve oyuncunun kafasını karıştırmayacak sadelikte hikayeye sahip. Esprili ve zengin diyaloglar ise kalite çıtasını yükseltiyor. Tüm bu aksiyonun içinde gergin bir aşk öyküsü katmayı da unutmuyor Sucker Punch. Sly’ı enselemek için vargücüyle takip eden dişi polis Carmelita ve rakunumuz arasında beklenmedik bir elektriklenme yaşanıyor ve bu ilişki üç oyunda da kendine yer buluyor.



GRAFİKLER:

Sucker Punch cellshade tarzıyla kendine has bir seri yaratmayı başarmıştı. Bir oyundan çok çizgi film seyrediyormuşsunuz hissi uyandıran bu görsellik, elbette yeni nesil konsollarından ardından beğeni çıtası yükselen bizleri tatmin etmekten çok uzak. Bu özel ve birazda kenarda kalmış seriyi yeniden elden geçirme işlemini ise Sanzaru Games isimli bir firma yapmış. Peki yenileme işleminden sonra nasıl gözüküyor Sly?

Şunu belirtmekte fayda var; 8 yıl önce hayata gözlerini açmış bir serinin artık iyice yaşlı olduğu ve nasıl bir işlemden geçerse geçsin günümüzün güçlü oyunlarıyla en azından görsellik adına rekabet edemeyeceği bir gerçek. Ancak Sanzaru elinden gelenin en iyisini yapmış ve en azından gözlerimizi okşayan bir yenileme işi gerçekleştirmeyi başarmış. Oyunların grafikleri genel açıdan bakıldığında çok iyi temizlenmiş, detaylar net ve keskin, animasyonlar ise akıcı. Dudak animasyonlarının ise oldukça kötü olduğunu belirtmeliyim. Bırakın diyaloglarla uyum içinde hareket etmeyi, sadece açılıp kapanan dudaklar var karşımızda.

Karakter animasyonları ve tasarımları tek kelimeyle eşsiz. Sly Cooper, adına yakışır esneklikte ve gizlenme konusunda uzman bir rakun. Alaycı sırıtışı yüzünden eksik olmuyor. Esnek hareketleri ise en zor akrobatik hareketleri rahatlıkla yapmasına yardımcı oluyor. Murray iri cüssesine rağmen kendisini küçük bir varlık zannediyor gibi, parmaklarının ucunda koşturuyor ancak dev göbeği sağa sola sallanıyor. Bentley’yi ise sağa sola koşarken görmeniz gerek. Gülme garantili bir karakter bu tedirgin kaplumbağa. Heyecanlı koşturuşu, saklanmak için kıpırdamadan durduğunuzda etrafı hızlıca kolaçan eden bakışları ve yüzündeki korku dolu ifade, sizi gülme krizine sokacak. Beden animasyonlarındaki akıcılık ve ince esprilerle bezeli hareketler, üç oyunda da yer alan düşmanların tümünde karşımıza çıkıyor. Kısacası; inanılmaz özenli bir işçilik var bu özel üçlemede.



Mekan tasarımları serinin esprili atmosferi ile uyum içerisinde. İlk oyunda beş harita ve her haritanın içinde 10′a yakın bölüm yer alıyor. Sürekli yeni haritalarla tanışmamız ve mekanların da kendi içlerinde farklı tasarımlara sahip olması sayesinde sıkılmanız imkansız. İkinci ve üçüncü oyunda ise farklı bir yöne gidiyor seri ve sandbox türüne yakın durup haritalarda özgür bırakıyor bizleri. Böylece her noktasını keşfetmemiz gereken, geniş sayılabilecek haritalarda koşturuyoruz.

Kaplama ve ışıklandırmalara pek bakmaya gerek yok. Sonuçta yaşlı sayılabilecek bir seri bu. Cellshade grafiklerin esprili üslubuna sığınan kaplamalar, özensiz bir şekilde karşımıza çıkıyorlar ancak oyunun görselliği sayesinde bu sorunu dert etmek pek mümkün değil. Işıklandırma konusunda da PS2′nin gücünü kullanan oyun, artık geride kaldığının ve günümüz yapımlarına yetişemeyeceğinin farkında. Örneğin; el fenerleriyle etrafı kollayan güvenlikleri ele alalım. Feneri tuttukları yer sarı ışıkla aydınlanıyor ancak aynı bölgeye tutarken feneri sağa sola sallamalarına rağmen ışık hiç hareket etmiyor. Bu tip kusurlar gözünüzden kaçmayacaktır ancak serinin yaşını aklınıza getirdiğinizde, bu sorunlar buhar olup uçuyor.


Serideki üç oyunu değerlendirdiğimizde, görsel olarak en zengin detayların ve kaliteli tasarımların üçüncü oyun olan Honor Among Thieves’de olduğunu görüyoruz. Açık dünya tasarımları inanılmaz renkli ve eğlenceli. Burada amatör bir yapımcının nasıl devler ligine dahil olduğunu, aynı seri içinde artan tecrübesinden görmek çok ilginç. Sucker Punch üçlemeyi zengin detaylarıyla şaşırtan bir oyunla tamamlamış (gerçi 4. oyunun yolda olduğunu düşünürsek henüz bitmemiş bir seri bu).



The Sly Collection’ın PS3 macerası teknik açıdan sorunsuza yakın. Yavaşlama gibi problemler üç oyunda da karşımıza çıkmayarak bizleri sevindirdi. Üstelik 3D desteğine sahip bir oyun tutuyorsunuz elinizde. Henüz bu teknolojiyi test edecek bir televizyon alamadığımız için, Sly’ın üç boyutlu alemde nasıl gözüktüğünü, Sanzaru’nun nasıl bir işe imza attığını bilemiyoruz. Kusurumuza bakmayın artık.



OYNANABİLİRLİK:

Şaşkınlığımız bu başlık altında gizli. Sly Cooper serisini çıktığı günden beri seven ve üçlemeyi defalarca bitirmiş olan bendeniz (şarkıcı olan değil, bizzat ben), yenilenmiş üçlemeye aynı oranda ilgi duyacağımdan şüphe duyarak yaklaştım aslına bakarsanız. Sonuçta 2002 yılında oynadığım bir oyundu ilk Sly Cooper. Günümüzde ise oyunculuk kavramı öylesine gelişti ve değişti ki, geçen süre içinde karşımıza çıkan oyunları düşününce, eski dostların mazide kalması gerektiğini düşünebiliyor insan. Ancak ne de güzel yanılabiliyor aynı insan, The Sly Trilogy bunu kanıtlamak için çıkmış adeta. Dilerseniz üç oyunu tek tek ele alalım;

Sly Cooper and Thievius Raccoonus – Serinin ilk oyunu olan Thievius Raccoonus platform türüne yeni bir soluk getirdi, bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Rakunumuzun her yere tırmanmasına olanak tanıyan özelliği sayesinde kısıtlı mekan içinde özgür sayılabilecek bir oyun dinamiği karşılıyor bizleri. Yuvarlak tuşu sayesinde çıtalara ve kancalara tutunabiliyor, ince noktaların üzerinde düşmeden durabiliyor ve ilerleyebiliyoruz. Böylece hem ulaşılması zor gözüken mekanlara tırmanabiliyor, hem de gözcülük yapan düşmanların arkalarına dolaşıp sessizce ortadan kaldırabiliyoruz. Bu yapı serinin diğer oyunlarında da değişmeden karşımıza çıkacak.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-23-2015, 09:26 AM   #2
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Oyunun en zorlayıcı kısmı sağlık sisteminde yatıyor. Sly’ın enerji barı yok, oyunun başlarında tek bir düşman darbesiyle ölüyorsunuz. Oldukça acımasız, değil mi? Bunun önüne geçmek için yapmanız gereken tek şey, etraftaki objeleri kırdığınızda veya düşmanları öldürdüğünüzde ortaya çıkan paraları toplamak. 100 tane para topladığınız zaman Sly’ın sırtında gümüş bir uğur nalı beliriyor. Bu; artık iki darbede öleceğiniz anlamına geliyor. Hiç hasar almadan bir 100′lük altın daha toplarsanız, nalın rengi altına dönüşüyor. Matematiği kuvvetli olanlar hemen anladı elbette, artık üç darbede ölüyoruz. Bu sağlık sisteminin çok zorlayıcı olduğunu boss savaşlarında anlıyorsunuz. Genelde birkaç kademeden oluşan boss savaşlarında oyunun acımasız yüzü ortaya çıkıyor. Diyelim üç kademede ölen bir boss ile kapışıyorsunuz ve üçüncü kademeye ölmeden ulaştınız. Burada öldüğünüz takdirde en başa dönüyorsunuz.

Hikaye boyunca ilerlediğiniz her haritada yeşil şişeler göreceksiniz. Ekranın sağ üst köşesinde bulunduğunuz haritada yer alan şişe sayısı gösteriliyor. Bu şişelerin tamamını bulup kırdığınızda ise özel bir kasayı açacak şifreyi elde etmiş oluyorsunuz. Bu çok önemli çünkü her kasanın içinde Sly’ın yeni özel güçler kazanmasını sağlayacak bilgiler yer alıyor. Derin olmayan bu karakter gelişimi, oyuna büyük renk katıyor. O yüzden her bölümde şişelerin yerini keşfetmeye çalışın, zaten bunu yapmanın çok eğlenceli olduğunu da farkedeceksiniz.

İlk oyunda çete üyelerimiz Bentley ve Murray 3-4 görev dışında aktif bir rol üstlenmiyorlar. Genelde Sly’a sesleriyle ve ara videolardaki görüntüleriyle destek veriyorlar. Bu durumun sadece ilk oyuna özgü olduğunu belirtelim. Son olarak; ritm temalı bir müzik oyununun da boss savaşı olarak Thievius Raccoonus’da karşınıza çıkacağını söyleyelim.


Sly 2: Band of Thieves - İkinci oyunda bambaşka bir yöne gidiyor seri. Sucker Punch açık bir dünya yaratıyor bu sefer. PS3 için geliştirdikleri klasik inFamous’un izlerine de gene bu oyunda rastlayacaksınız. İlk oyundaki küçük bölümler yerine devasa haritalar karşılıyor bizleri ve burada farklı noktalarda yer alan görevleri gerçekleştiriyoruz. Açık dünyalar tamamen bizim emrimizde; dilersek çatılarda koşturabiliyor veya sokağa inip ortalığı kolaçan eden düşmanları temizliyoruz.

Her haritanın sonunda bir boss ile karşılaşıyoruz ve ardından yeni bir haritaya geçiş yapıyoruz. Üstelik artık Murray ve Bentley de saha görevine çıkmaya hazırlar. Boss’lara ulaşmamızı sağlayan görevlerde üç karakter de aktif olarak rol alıyor ve işte tam da burada oyun dinamiklerinin zenginleştiğine tanık oluyoruz. Sly Cooper eskisinden daha esnek ve hırsızlık mesleğini daha net bir şekilde hissettiriyor bize. Artık tüm düşmanların bellerindeki keselerden çaktırmadan para ve değerli eşya çalabiliyoruz. Bu özelliğin bağımlılık yaptığını hemen belirteyim. Siz paralarını çalarken hiç uyanmayan düşmanları seyretmek çok eğlenceli, üstelik kazançlı bir işlem bu. Murray ise güce dayalı oyun dinamiklerine sahip. Yumruğu ve sersemlemiş düşmanları alıp fırlatması, onu yenilmesi güç bir karakter haline getiriyor. Gelelim Bentley’e… Korku dolu kaplumbağamız düşmanları uyutan oklar fırlatabiliyor, zemine otomatik olarak patlayan bombalar yerleştirebiliyor.

Görev yapısının çizgisel bir şekilde ilerlememesi de büyük bir artı. Dilediğimiz karakter ile özgürce gerçekleştirebiliyoruz görevleri. Bunun dışında ilk oyunda her bölümde yer alan yeşil şişelerin artık sadece açık dünyalarda yer aldığını belirtelim. Yani aldığınız görevlerde bu şişeleri bulmak gibi bir zorunluluğunuz yok. Peki yeni güçleri nasıl kazanacağız? Burada gene altınlar konuşuyor sevgili PST okurları. Objeleri kırarak, düşmanları öldürerek veya soyarak topladığımız altınlar, Bentley’nin karargahımızda yer alan bilgisayarından ulaşacağımız sanal dükkanda yeni özellikler satın alabilmemizi sağlıyor. Üstelik sadece Sly’ı değil, çetemizin tamamını yeni özelliklerle güçlendirebiliyoruz.


İlk oyunun can sıkabilen sağlık sistemi ise tamamen iyileştirilmiş durumda. Artık bir sağlık barına sahip karakterlerimiz. 6-7 darbede tükenen sağlık barını doldurmak için öldürdüğümüz düşmanlardan veya kırılan objelerden çıkan kırmızı sağlık paketlerini almamız da yeterli oluyor. İkinci oyundaki en olumlu özelliğin yenilenen sağlık sistemi olduğunu düşünüyorum.

Sly 3: Honor Among Thieves - İkinci oyunun izinden gidiyor ve açık uçlu haritalarıyla dikkat çekiyor Honor Among Thieves, üstelik herşeyin boyutu büyümüş durumda. Haritalar daha zengin ve geniş, düşman sayıları daha fazla, aksiyonun dozu ise zirvede.

Üçüncü oyunda yeni karakterler ve ekipmanlar çetemize dahil oluyorlar. Kameralı RC araba gibi ilginç cihazları görevleri gerçekleştirirken kullanacağız. Oynanabilirlik adına bir yenilik de diyaloglarda yaşanıyor. Bazı karakterlerden doğru bilgileri alabilmek için karşımıza çıkan kalıplardan doğru olan cümleyi seçip diyaloğu devam ettirmeliyiz. Farklı oyun türlerinden alınmış ve oyuncuyu yormayacak sadelikte yedirilmiş özellikler sayesinde serinin en renkli oyunu oluyor Honor Among Thieves.

Üç oyunun ortak başarısı kontrollerinde yatıyor. İşte en çok şaşırdığım nokta da bu sevgili okur. Sly Cooper’ın genel oyun dinamikleri ve esnek kontrolleri, bugün bile pek çok oyunu utandıracak kaliteli ve eğlenceli. İstediğinizi anında gerçekleştiriyor Sly ve ekibi, bir kere bile kontrol sorunu yüzünden zor durumda kalmıyorsunuz. Tek başına bu bile, Sly üçlemesinin ne kadar özenle geliştirilmiş bir seri olduğunu kanıtlıyor.



Kamera sorunsuz. Sizi başarıyla takip ediyor, tırmanışlarınızda ağır ama emin bir şekilde dönerek en doğru açıyı bulmaya çalışıyor ve çoğunlukla bunu başarıyor da. Çok nadir durumlarda kör noktada kalabilirsiniz, burada da manuel olarak ayarlama yapabilirsiniz. İlk oyunda manuel kameranın kısıtlı olduğunu da belirteyim. Sadece sağa ve sola çevirebiliyoruz kameramızı, yukarı ve aşağıya bakamadığımız için biraz kısıtlanmış hissedebilirsiniz kendinizi. Neyse ki; ikinci ve üçüncü oyunda bu sorun ortadan kalkıyor.


Düşmanların yapay zekası oldukça kötü. Bu tip oyunlarda daha iyisini beklemek haksızlık gerçi ancak aptallıklarını da görmezden gelemeyiz. Fener tutarak gezinen nöbetçiler, ışığın içine girmediğiniz takdirde sizi asla görmüyorlar. Arkalarına sokulduğunuzda ise temas etmedikçe sizi farketmeleri mümkün değil. Şapşal bir şekilde dolaşıyorlar sadece. Bu da oyunun zorluk seviyesini minimum seviyelerde tutuyor haliyle.

The Sly Trilogy’de dört adet mini oyun var ve bunlar Move için özel olarak geliştirmişler. Açıkçası; hepsinin anlamsız ve eğlence sunmaktan uzak olduklarını söylemeliyim. Aslına bakarsanız; Sly üçlemesinde Move desteği görmeyi isterdim. Oyunun genel yapısı ve aksiyon dinamikleri (ateşli silahlar kullanmadığımız için) Move ile mükemmel bir uyum içinde çalışabilirmiş. Mini oyunlara geri dönersek, sanki son dakikada akıllara gelmiş ve sırf paketi doldurmak adına oyuna dahil edilmiş gibi duruyorlar.





SESLER:

Seslendirme çalışması kusursuz bir seriyle karşı karşıyayız. Ana karakterlerin her biri özenli seslendirmelere sahip. Sly hınzır ve kendinden emin. En zor durumları bile alaycı bir şekilde karşılıyor (Spider-Man tadında). Murray düşük IQ’sunu diyaloglarda hemen hissettiriyor, konuşulanları hemen kavrayamıyor. Bentley ise gene sahnenin yıldızı; hareketlerindeki tedirginlik sesine yansıyor, sürekli bir telaş içinde ve bu yüzden zaman zaman delirip Sly’ı bile azarlayabiliyor. Tam bir komedi.

Müzikler harika. Genelde hareketli caz şarkıları eşlik ediyor bizlere. Oyun içinde de peşimizi bırakmayan kaliteli şarkılar, gizlenmenin önem kazandığı bölümlerde bir anda sakinleşip hınzır melodilerle karşımıza çıkıyorlar. Üçlemenin tüm oyunlarında kaliteli şarkılar var, kulağınız ıskalamayacaktır.

Ses efektleri de oldukça başarılı. Parçalanabilir objelerin sesleri gerçekçi, düşmanlara saldırdığınızda çıkan abartılı ses efektleri ise, ekrana yansıyan ve çizgi roman hissini kuvvetlendiren görsellerle (Kaboom, K-Pawwww gibi) uyum içerisinde. Tek bir sorun mevcut; bazen ses efektlerinin boğulduğunu ve çok uzaklardan geldiğini duyacaksınız. Bu da teknik bir sorun ve oyunun PS3′e port edilmesi sırasında yaşanan bir aksaklık.




SONUÇ:

Eğer PS2′de sahne alan bu muhteşem üçlemeyi hiç oynamadıysanız, karşınızda asla ıskalamamanız gereken bir paket duruyor. Gerçi üçlemeyi oynamış oyunseverler için de durum değişmiyor, siz de sakın kaçırmayın bu özel paketi. Kusursuza yakın oyun dinamikleri, esnek kontrolleri, renkli karakterleri ve dünyaları, esprili diyalogları ile platform türünün en özel serilerinden biri bu. PS2′de hakettiği ilgiyi tam olarak görmese de kemik bir hayran kitlesine sahip olan Sly Cooper’ın dördüncü oyunu büyük ihtimalle Sucker Punch’ın gizli odalarında geliştiriliyor. Bu yüzden ilk üç oyunu kaçırıp bu büyük maceradan mahrum kalmak istemezsiniz.



Sunum: 8.8 / 10
Öykü: 9 / 10
Grafikler: 8.7 / 10
Oynanabilirlik: 9.5 / 10
Sesler: 9.2 / 10
GENEL: 9 / 10

ARTILAR:
- Muhteşem oynanabilirlik,
- Kaliteli karakter tasarımları ve animasyonlar,
- Cellshade grafikler,
- Başarılı harita tasarımları,
- 2. ve 3. oyunun sandbox türüne göz kırpması,
- Kaliteli müzikler,
- Eğlenceli diyaloglar ve kaliteli seslendirmeler,
- Bentley ve Murray’nin katılımıyla zenginleşen oyun dinamikleri,
- Tek pakette üç muhteşem oyuna sahip olmak

EKSİLER:
- Renksiz ve zorlama Move oyunları,
- Kötü dudak animasyonları,
- Ortalama kaplamalar ve ışıklandırmalar,
- Kötü yapay zeka,
- Tüm yenileme işlemine rağmen yaşını belli eden grafikler,
- İlk oyundaki zorlayıcı sağlık sistemi



Yapayımcı: Sony Computer Entertainment - Sucker Punch
Tür: Platform – Aksiyon
Yaş Sınırı: +13
Online Multiplayer: Yok
Trophy Desteği: Var
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:51 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35