OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03-23-2015, 05:45 PM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Mar 2015
Mesajlar: 487
Standart Cities: Skylines

Bir şeyleri yönetmek zor iş azizim. İnsan kendi dolabının düzenini bile zaman içinde kaybediyor, aile bütçesini çoğu zaman tutturamıyoruz bile. Bankaya borçlan, peder beyden ara sıra para iste, kredi kartının bu ay asgarisini ödeme, biriken taksitler falan derken bir bakıyorsunuz ipin ucu kaçmış gitmiş. E devir tüketim devri, bir yandan da bu hayatın size sunduklarından keyif almak istiyorsunuz... Çoğu kişi için, özellikle de benim için yönetim işi zor sonuç olarak. Siz bu adama şimdi diyorsunuz ki kalk koca bir şehri yönet... Oldu mu? Gündüz olmasına rağmen karanlıkta oturan sevgili vatandaşlarıma bakacak olursam olmamış sanırım. Aşağıda okuyacaklarınız klasik bir inceleme tadında olmayacak belki ama benim gibi beceriksiz bir planlamacının sevgili eşiyle birlikte bir şehri nasıl kuramayışına tanık olacak ve bu güzel oyunun anlatılması gereken detaylarına erişmiş olacaksınız.

Deneme 1 - Bu şehir binasız da güzel

Ekrana kocaman gözlerle bakıyoruz, şehrimizi kuracağımız bir alan seçmemiz lazım. Kaynaklar bakımından genel olarak dengelenmiş bir bölge seçiyor. Yükleme bitiyor ve karşımızda koca bir alan var. Simcity'nin 9km karelik alanına karşı Cities size 36 km karelik bir alan sunuyor. Tabii bunun sadece belli bir kısmı ulaşılabilir. Diğer alanlara nasıl ulaşacağımızı bilmiyoruz, bilmek de istemiyoruz (nüfus arttıkça alma imkanımız varmış, sonradan öğreniyoruz). Çünkü bu alan bile yeterince büyük. İlk işimiz oyunun da yönlendirmesiyle yol yapmak oluyor. Boş kağıda düz çizgi çeken çocuk gibi çekiliyor ilk yolumuz. Sonrasında tabii ki içme suyu ve atık suları yapma planımız var. Bunu ne yazık ki tamamen yanlış idrak ettik ilk denememizde. Sandık ki atık su ve içme suyu için ayrı boru hattı döşememiz gerekiyor. Daha ilk şehrimizde, o küçücük yerleşim alanını boruyla doldurduk, ama ne şehircilik görmeniz lazım. Londra metrosu falan hikaye gerçekten. Sonuç ne? Şehrin ilk yerleşimcileri gelmeden bankadan alınan kredi ... Yani anlayacağınız tüm paramızı boru sistemine yatırdık.




Oyun bizi gayet güzel yönlendirdi, yolların kenarlarına bina dikmek yerine o bölgenin ne amaçla kullanılacağını belirliyoruz, gerisini oyun otomatik hallediyor. Simcity'nin oldukça benzeri. İlk denemede bölge belirleme olayını es geçiyoruz, çünkü şehrin dekoratif seçenekleri de aynı anda aktif hale geliyor.

Karşımıza çıkan bütün bilgilendirme mesajlarını kapatan eşim elimden kaptığı gibi başlıyor sağa solu güzelleştirmeye. Aman Emel para bitti, bak daha hastane, okul yapmadık, o çöplük bu şehre yetmeyecek, o itfaiye istasyonunu oraya koyarsan her sokağa ulaşamaz uyarılarıma hiç kulak asmıyor. İkinci kredimizi de daha ilk kredimizin taksitleri ödenmeden çekmiş oluyoruz böylece. Gerçek hayattaki fatura kabusum, eksi hanelere ulaşan banka hesaplarının aynısını sanal oyunumda da görme kabusu aslında Cities: Skylines'ın vermeye çalıştığı şehir yönetim simülasyonu havasını nasıl da başarıyla yerine getirdiğini anlıyorum.




Hesaptaki para ve kredi suyunu çekiyor, sanayi de tamamen dışa bağımlıyız, etrafı süslemekten ve boru hatlarını hala ayrı ayrı döşemekten hiçbir şekilde haritadaki doğal kaynakları araştırma zahmetine girmediğimizden iflasa dayanıyoruz, ne yapmalı peki? Vergi devletiyiz ya hani şimdi, aynısını biz yapmaya çalışıyoruz vatandaşa, esnafa ve iş adamına. Dayıyoruz vergiyi, dayıyoruz katma değeri. 3-4 dakika boyunca fena tepkiler almıyoruz ama millet salak mı zaten bu kadar aksilik varken, zaten dünya kadar çöp birikmiş, itfaiye hiçbir yere ulaşamıyor, şehirde yeteri kadar güç kaynağı olmadığı için elektrik kesintileriyle boğuşuyor vatandaş. Bir de tepesine vergiyi bindirince şehri terk ediyorlar. İçimden keşke gidecek bir yerleri olmasa da yine de mutlu olmaya, bana oy atmaya devam etseler diyorum. Ne bileyim mutsuzluk seviyesi dibe inmiş bir mahalle varoşa dönse, köşe başında uyuşturucu satanlar, para kazanmak için her yola başvuranlar olsa, hatta oyunda gece olsa ? Çok mu şey istiyorum. Neyse şehre dönelim...

Eşim bir o kadar rahat, bense daima pimpirikli. Sonuç itibariyle kliniğe ulaşamayan insanlar etraflarında binbir çeşit ağaç ve rekreasyon alanıyla birlikte geberip gidiyorlar, yeteri kadar mezarlık yapmadığımız için de şehir adeta yaşayan ölüler setine dönmüş durumda. Eksilere düşen banka hesabımızla birlikte birbirimize bakıyor ve istemesek de ana menüdeki New Game tuşuna tekrar tıklıyoruz.

Bu kez daha dikkatliyiz. Ufak ufak başlıyoruz her şeye. Boru olayının çok amaçlı olduğunu da fark edince haliyle baya bütçe kalıyor elimizde. Çıkan her pop up'ı okuyoruz ve bingo. Doğal kaynak haritasına göre sanayi bölgeleri belirleyebildiğimiz ortaya çıkıyor. Hemen sanayiyi yayıyoruz, burası maden çıkarsın, siz çiftçilik yapın, siz petrol çıkarın diye. Aylık gelirimiz vergi yükseltmememize rağmen 5000 papel. İşler tıkırında gidiyor ama biraz daha çok para kazanmak istiyoruz. Şehir büyüdükçe daha çok paraya ihtiyacımız olacak çünkü. Özellikle binaların bu kadar pahalı olmasına biraz sinirleniyoruz. Bir lise 30.000 olur mu yahu. 20.000 papellik kredi veriyor, 30.000 paralık lise bilançosu çıkarıyorsunuz. Böyle ihale olmaz olsun...
Şehir büyüdükçe trafik artıyor, trafik arttıkça sıkışıyor, sıkıştıkça insanlar şikayet ediyor. Çevreciler toplu taşıma istiyor ki arabalar azalsın, keyfine düşkün olanlar toplu taşımadan nefret ediyor, doğa kimin umrunda sonuçta. Liberaller sanayiden memnun, şehir kirli ama zengin olsun önemli değil, yeşil severler çiftlik kurulmasının daha sağlıklı olacağını düşünüyorlar. Bir şekilde idare ediyoruz ama o da ne, tüm küçük işletmelerde çanlar çalıyor daha eğitimli işçiler lazım diye. Sorunlar büyüyor da büyüyor ama bir şekilde idare ediyoruz. Fakat o da ne? Birileri sürekli ölüp duruyor? Ne oluyor yahu, şurada bir park var, bir ceset varmış, arkadaş kaldırın şunu şurdan artık, etrafına iki mezarlık diktim, alsanıza artık şunu... Bir aptal parka, tam olarak çekilmemiş bir aptal yol yüzünden tüm şehre yayılan hastalığın bedelini çok ağır ödüyoruz... Eşim sinirleniyor ve oyun bana kalıyor. Sıfır dekorasyon, sıfır park, sonuna kadar sanayi, sonuna kadar istihdam mantığıyla 3. deneme başlıyor.

Deneme 3 - Bu oyun o kadar da zor değilmiş

Her şey kontrolüm altında, bu kez hiçbir şekilde fazla açılmıyorum, sanayi ve eğitim temelli bir şehir kuracağım. Eğitimsiz olmuyor, okumamış her birey şehrin temellerine darbe vuruyor, işletmelere zarar veriyor. Okuyun lan. Niye okumuyorsunuz ki? Okumayan adamlardan da mı vergi alalım, bunu mu istiyorsunuz? Planlı bir şehir kuruyorum, sanayinin her kolundan yararlanıyor, millet şikayet edene kadar vergiyi artırmaktan kaçınmıyorum. Nüfus arttıkça artıyor, nüfus arttıkça ulaşabileceğim bina sayıları artıyor. Plazalar dikiyorum, alışverişe teşvik eden tablet heykelleri dikiyorum (modern sanatta bir numarayım), toplu taşımayla biraz cebelleşsem de o da bir şekilde rayına oturuyor. Havaalanı mı? O kadar becerikli değilim be sevgili okurum.
eg24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

« - | Tristoy »

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:23 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35