Urban Chaos [inceleme]

~~meltem~~ · 05-15-2015, 06:52 AM

Selamlar,

Urban Chaos’un geç yayınlanan bir önincelemesinden (esasında bizim ve herhangi bir kimsenin suçu yoktu, mail server’ında bir sorun vardı ve yazımızı uzun bir süre yollayamadık) sonra bazı nedenlerden dolayı geç yazılan bir Urban Chaos incelemesinde karşınızdayız. Oyunumuz 3D/Arcade türü bir oyun. Önincelemesinde de yazdığımız gibi oyunda D’arci adlı bir kadın polisi canlandırıyoruz. Bazı bölümlerde Roper adlı başka bir karakterde bize yardım ediyor veya Roper’i canlandırıyoruz.

Oyunda şehri rahatsız eden çete gruplarını yok etmeye çalışıyoruz. Görevlerimiz değişik ve zevkli. Mesela çetelerin elinde bulunan ve içinde patlamaya hazır birer bomba olan arabaları alıp polislerin yanına götürmek. Suç oranını yüzde seksenlerden yüzde ona düşürmek. Bu şekilde yaklaşık 20 adet bölüm var. Hepsi de birbirinden zevkli. Tabi bunları oynayabilmek için başta bulunan alıştırma bölümlerini bitirmelisiniz. Fakat bu alıştırma bölümleri sıkıcı ve bitirilmesi biraz zor (en azından biz bir kaç bölümü bitirebildik).

Oyunun menüsü karışık değil ama yinede biraz bahsedelim.

Start: Yeni bir oyuna başlama.
Load Game: Kaydedilmiş bir oyunu yükleme.
Save Game: Oyunu kaydetmeye yarıyor.
Options: Oyun ayarları yapmaya yarıyor. Grafik, müzik, ses... bunun gibi şeyleri değiştirebilirsiniz. (Oyun yavaş çalışıyorsa grafikten bazı şeyleri kapatabilirsiniz. Mesela moon, stars... Yine de yavaşlamazsa perspektifi kapatırsınız.
Credits: Oyunun yapımcılarının isimleri.
Exit: Çıkış

Menü dediğimiz gibi karışık değil o yüzden hemen geçiyorum. Biraz oyundan bahsedelim.

Oyunun haritaları çok iyi dizayn edilmiş. Şehirlerde dolaşmak bayağı zevkli. Bir de altınızda araba veya kamyonet türü bir araç varsa dolaşmak çok daha zevkli oluyor. Binaların tepelerine çıkmak, başka bir binaya atlayıp binanın tam ucunda asılı kalmak, bir binadan başkasına kablolar yardımı ile kaymak çok zevkli (sözlerimden anladığınız gibi oyun oldukça zevkli (bu arada tam dört kere zevkli demişim).

Oyundaki bazı bölümler villa türü büyük binaların bahçelerinde geçiyor ve buralara girmek çok zor. Bunun için bahçe duvarlarının etrafında dolaşarak içeri girmek için yerler aramalısınız. Eğer girecek bir yer bulamazsanız bir şeyin üstüne tırmanarak girmeye çalışın. Bunlar sandık, araba, kamyonet vb. şeyler olabilir. Böylelikle içeri rahatlıkla girebilirsiniz. Veya daha kolayı bir merdiven bulursanız ona tırmanarak girebilirsiniz. Bazı bölümlerde de bina içlerine girip burada görevimizi yapıyoruz. Bina içlerinde dışarısına göre daha çok dikkat etmelisiniz. Dışarıda kaçmak için yerinizin olmasına karşın binaların koridorlarında yapabileceğiniz pek birşey yok.

Silah çeşitleri pek fazla değil ama düşmanları saf dışı bırakmak için yeterli. Quake gibi oyunlarda bulunan roketatarlar yok ama silah olarak yumruklarımızı, baseball sopalarını, bıçak, tabanca, pompalı tüfek, patlayıcılar, el bombaları ve M16’ları kullanabiliyoruz. İçlerinden en çok sevdiğim silah yakın dövüşte bıçak, uzak dövüşte de pompalı tüfek.
Oyunun grafikleri hakkında ön incelemede daha iyi olabilirmiş gibilerinden bir şeyler yazmıştık. Sonra aynı türdeki diğer oyunlara baktığımızda esasında grafiklerinin yine de o kadar kötü olmadığını hatta oldukça iyi olduğunu gördük. Sokak lambalarının, insanlar ve arabalar üzerindeki yansımaları ve su birikintileri üzerindeki yansımalar oldukça güzel. Silahlardan çıkan dumanlar da oldukça gerçekçi yapılmış. Karakterlerin de animasyonları çok güzel hazırlanmış. Bir yere tırmanırken oldukça gerçekçi hareketlerde bulunuyorlar. Ölürken vuruldukları yere göre ayrı animasyonlar çıkıyor. Belki tam olarak öyle değildir ama mesela adamı karnından vurduğumuzda önce dizlerinin üstüne çöküyor, sonrada yüz üstü yere seriliyor. Sırtından vurduğumuzda da yüz üstü düşerek ölüyorlar. Ama dediğimiz gibi bunlar değişebilir. Tabi her oyunda olduğu gibi bunda da grafik hataları bulunmakta. Mesela merdivenlere tırmanırken karakterlerin elleri merdivenlerin demirlerine değil aralarındaki boşlukta bulunuyor.

Ses efektleri ve konuşmalar üzerinde de oldukça uğraşılmış. Silah sesleri, araba sesleri, konuşmalar... Hepsi çok güzel olmuş. Çeteler kendi aralarında veya polislerle konuşurlarken sokak dilinde konuşuyorlar. Yani küfürlü (bol küfürlü). Polisler de bazen küfürlü konuşup topluma kötü örnek oluyorlar. Bu yüzden küçük çocuklara uygun bir oyun değil (tabi İngilizce bilmiyorlarsa sorun yok (şimdi düşündüm de en iyisi kardeşinize veya çocuklarınıza bu oyunu oynatmayın (kardeşinize veya çocuğunuza diyorum çünkü bu yazıyı okuyan çocuklar bu yazımızı es geçip oyunu alacaklardır .

Biraz da oyunda bulunan bir kaç hatadan bahsedeyim. Birincisi bir binanın köşelerinden yukarı tırmanırken bazen hata oluşuyor ve kendimizi çatıda buluyoruz. İkincisi bir kadınla konuşurken altta erkek suratı çıkıyor (Bu erkek de olabilir. Biz bir kadınla konuşurken görmüştük bu hatayı). Üçüncüsü Daggerfall’u oynayanların oldukça sık karşılaştıkları bir olay (hata) olan binaların içine düşme olayı bu oyunda da bulunmakta. Fakat ondaki kadar sık olmuyor. Hatta biz bu olayla bir kere karşılaştık. Bildiğimiz hatalar bu kadar.

Görevlerden de bahsetmek isterdim fakat alıştırma bölümlerini geçemediğimiz için ufak bir hile yaparak tüm bölümleri açtık. Yani sıralamayı bilmiyoruz. Fakat zaten oyun sırasında haritadan ve bölüm başlarındaki demo ve görevlerimizin açıklandığı yerden ne yapılacağı çok rahat anlaşılıyor.

Oyun için anlatılacak bir şey kalmadı. Sonuç olarak Mucky Foot firmasının ilk oyunu olan bu oyun oldukça başarılı.

05-15-2015, 06:52 AM	#1
~~meltem~~ Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015 Mesajlar: 11.064	Urban Chaos [inceleme] Selamlar, Urban Chaos’un geç yayınlanan bir önincelemesinden (esasında bizim ve herhangi bir kimsenin suçu yoktu, mail server’ında bir sorun vardı ve yazımızı uzun bir süre yollayamadık) sonra bazı nedenlerden dolayı geç yazılan bir Urban Chaos incelemesinde karşınızdayız. Oyunumuz 3D/Arcade türü bir oyun. Önincelemesinde de yazdığımız gibi oyunda D’arci adlı bir kadın polisi canlandırıyoruz. Bazı bölümlerde Roper adlı başka bir karakterde bize yardım ediyor veya Roper’i canlandırıyoruz. Oyunda şehri rahatsız eden çete gruplarını yok etmeye çalışıyoruz. Görevlerimiz değişik ve zevkli. Mesela çetelerin elinde bulunan ve içinde patlamaya hazır birer bomba olan arabaları alıp polislerin yanına götürmek. Suç oranını yüzde seksenlerden yüzde ona düşürmek. Bu şekilde yaklaşık 20 adet bölüm var. Hepsi de birbirinden zevkli. Tabi bunları oynayabilmek için başta bulunan alıştırma bölümlerini bitirmelisiniz. Fakat bu alıştırma bölümleri sıkıcı ve bitirilmesi biraz zor (en azından biz bir kaç bölümü bitirebildik). Oyunun menüsü karışık değil ama yinede biraz bahsedelim. Start: Yeni bir oyuna başlama. Load Game: Kaydedilmiş bir oyunu yükleme. Save Game: Oyunu kaydetmeye yarıyor. Options: Oyun ayarları yapmaya yarıyor. Grafik, müzik, ses... bunun gibi şeyleri değiştirebilirsiniz. (Oyun yavaş çalışıyorsa grafikten bazı şeyleri kapatabilirsiniz. Mesela moon, stars... Yine de yavaşlamazsa perspektifi kapatırsınız. Credits: Oyunun yapımcılarının isimleri. Exit: Çıkış Menü dediğimiz gibi karışık değil o yüzden hemen geçiyorum. Biraz oyundan bahsedelim. Oyunun haritaları çok iyi dizayn edilmiş. Şehirlerde dolaşmak bayağı zevkli. Bir de altınızda araba veya kamyonet türü bir araç varsa dolaşmak çok daha zevkli oluyor. Binaların tepelerine çıkmak, başka bir binaya atlayıp binanın tam ucunda asılı kalmak, bir binadan başkasına kablolar yardımı ile kaymak çok zevkli (sözlerimden anladığınız gibi oyun oldukça zevkli (bu arada tam dört kere zevkli demişim). Oyundaki bazı bölümler villa türü büyük binaların bahçelerinde geçiyor ve buralara girmek çok zor. Bunun için bahçe duvarlarının etrafında dolaşarak içeri girmek için yerler aramalısınız. Eğer girecek bir yer bulamazsanız bir şeyin üstüne tırmanarak girmeye çalışın. Bunlar sandık, araba, kamyonet vb. şeyler olabilir. Böylelikle içeri rahatlıkla girebilirsiniz. Veya daha kolayı bir merdiven bulursanız ona tırmanarak girebilirsiniz. Bazı bölümlerde de bina içlerine girip burada görevimizi yapıyoruz. Bina içlerinde dışarısına göre daha çok dikkat etmelisiniz. Dışarıda kaçmak için yerinizin olmasına karşın binaların koridorlarında yapabileceğiniz pek birşey yok. Silah çeşitleri pek fazla değil ama düşmanları saf dışı bırakmak için yeterli. Quake gibi oyunlarda bulunan roketatarlar yok ama silah olarak yumruklarımızı, baseball sopalarını, bıçak, tabanca, pompalı tüfek, patlayıcılar, el bombaları ve M16’ları kullanabiliyoruz. İçlerinden en çok sevdiğim silah yakın dövüşte bıçak, uzak dövüşte de pompalı tüfek. Oyunun grafikleri hakkında ön incelemede daha iyi olabilirmiş gibilerinden bir şeyler yazmıştık. Sonra aynı türdeki diğer oyunlara baktığımızda esasında grafiklerinin yine de o kadar kötü olmadığını hatta oldukça iyi olduğunu gördük. Sokak lambalarının, insanlar ve arabalar üzerindeki yansımaları ve su birikintileri üzerindeki yansımalar oldukça güzel. Silahlardan çıkan dumanlar da oldukça gerçekçi yapılmış. Karakterlerin de animasyonları çok güzel hazırlanmış. Bir yere tırmanırken oldukça gerçekçi hareketlerde bulunuyorlar. Ölürken vuruldukları yere göre ayrı animasyonlar çıkıyor. Belki tam olarak öyle değildir ama mesela adamı karnından vurduğumuzda önce dizlerinin üstüne çöküyor, sonrada yüz üstü yere seriliyor. Sırtından vurduğumuzda da yüz üstü düşerek ölüyorlar. Ama dediğimiz gibi bunlar değişebilir. Tabi her oyunda olduğu gibi bunda da grafik hataları bulunmakta. Mesela merdivenlere tırmanırken karakterlerin elleri merdivenlerin demirlerine değil aralarındaki boşlukta bulunuyor. Ses efektleri ve konuşmalar üzerinde de oldukça uğraşılmış. Silah sesleri, araba sesleri, konuşmalar... Hepsi çok güzel olmuş. Çeteler kendi aralarında veya polislerle konuşurlarken sokak dilinde konuşuyorlar. Yani küfürlü (bol küfürlü). Polisler de bazen küfürlü konuşup topluma kötü örnek oluyorlar. Bu yüzden küçük çocuklara uygun bir oyun değil (tabi İngilizce bilmiyorlarsa sorun yok (şimdi düşündüm de en iyisi kardeşinize veya çocuklarınıza bu oyunu oynatmayın (kardeşinize veya çocuğunuza diyorum çünkü bu yazıyı okuyan çocuklar bu yazımızı es geçip oyunu alacaklardır . Biraz da oyunda bulunan bir kaç hatadan bahsedeyim. Birincisi bir binanın köşelerinden yukarı tırmanırken bazen hata oluşuyor ve kendimizi çatıda buluyoruz. İkincisi bir kadınla konuşurken altta erkek suratı çıkıyor (Bu erkek de olabilir. Biz bir kadınla konuşurken görmüştük bu hatayı). Üçüncüsü Daggerfall’u oynayanların oldukça sık karşılaştıkları bir olay (hata) olan binaların içine düşme olayı bu oyunda da bulunmakta. Fakat ondaki kadar sık olmuyor. Hatta biz bu olayla bir kere karşılaştık. Bildiğimiz hatalar bu kadar. Görevlerden de bahsetmek isterdim fakat alıştırma bölümlerini geçemediğimiz için ufak bir hile yaparak tüm bölümleri açtık. Yani sıralamayı bilmiyoruz. Fakat zaten oyun sırasında haritadan ve bölüm başlarındaki demo ve görevlerimizin açıklandığı yerden ne yapılacağı çok rahat anlaşılıyor. Oyun için anlatılacak bir şey kalmadı. Sonuç olarak Mucky Foot firmasının ilk oyunu olan bu oyun oldukça başarılı.