Age of Wonders II: The Wizard's Throne

~~meltem~~ · 05-19-2015, 06:44 AM

Merhaba,

"Bayıla bayıla" oynanan HOMM3'ün ardından HOMM4'ü merakla ve heyecanla bekleyip de, oyunun fos çıkması bizleri çok üzmüştü. Oyunu almış, kurmuş, 30dk oynayıp silmiştim. Tamam belki o kadar acımasız olmamam gerekirdi, ama gerçekten büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı bende. İşleyiş ve tarz açısından HOMM ile çok benzeşen, ama kurgusu, oynanışı, tasarımı, atmosferi ve bunun gibi bir çok özelliği ile HOMM'a rahatça kafa tutabilecek olan Age of Wonders 2 var...

Oyunun tam adı, Age Of Wonders 2: The Wizard's Throne. Gerçekten oyun öyle etkileyici ve güzel ki, neresinden başlayayım; nasıl anlatayım, bilmiyorum. Oyunda, çok güçlü büyücü kralı canlandırıyoruz. Birinci bölümde yapabileceğimiz büyü sayısı az iken, araştırma yaparak bu sayıyı çoğaltıyor, kendimizi geliştirerek (yetenekler) daha kısa zamanda, daha kolay, daha az mana gerektirecek şekilde cast edebiliyoruz. Oyunun büyük bir çoğunluğu büyü üzerine kurulu; oyun da zaten bu yüzden bu kadar etkileyici. Büyünün yanında, kılıç-kalkan-yay şeklinde de ekler var tabi ki. Ama en etkili silah, çoğunlukla doğru yerde doğru seçilmiş büyü oluyor. Tutup da ateşe dayanıklılığı olan yaratığa ateş topu atmak ya da ateş kılıcı ile saldırmak olmuyor; bunun tersine, ateşten darbe almaya yatkın olanlara karşı bunları kullanmak mantıklı. Oyunda 7 farklı büyü alanı mevcut. Her bölümde bunlarla ilgili görevleri yapıyoruz. Aslında görevler de klasikleşmiş şekildeler: Şunu öldür, bunu ele geçir, hede yap hödö git vs. Bazı görevlerde de barış ve müttefiklik dışında çıkışınız olmuyor. Öyle ki aynı anda iki güçlü büyücüyle savaşmak bile imkansız gibi; normal seviyede dahi.

Başta da belirttiğim gibi oyun HOMM ile benzerlik gösteriyor. Burada da order, nature, magic, war olarak shrineler mevcut. Order Shrine şehirdeki mutluluk oranını ve üretim puanlarını arttırıyor. Nature Shrine şehrin gelişimini hızlandırıyor. Magic Shrine araştırmayı hızlandırıyor ve mana arttırımı sağlıyor. War Shrine ise, kurulduğu şehirden yetişen savaşçıların üst rütbede (veteran rütbesinde) gelişmesini sağlıyor. Her şehre bunlardan bir tane yapabiliyoruz.

İlk kuruduğumuz yerleşim, bomboş bir köy oluyor; derhal ev yaparak popülasyonun artmasını sağlamak gerekiyor. Popülasyonu arttırınca köy/kasaba/şehir şeklinde gelişiyor. Bu gelişmeler direkt olarak şehrin gelirine ve üretim puanlarına etki ediyor. Bundan sonra ise biraz para ve asker üretmek mantıklı. Daha sonrası da size kalıyor. Şehre muhteşem güzellikte büyücü kulesi yapıp onu geliştirmek, şehrin çevresini çok güçlü büyü "aura"sı ile kaplamak, şehre karşı gelişen atakları savuştururken çok işe yarıyor. Atak demişken, oyunda saldırılan bölgenin bir kare etrafındaki kısımlar da işe karışıyor. Biraz daha açayım: Diyelim ki düşmanın ordusunu gördünüz etrafında da 2 ordu daha var ve saldıracaksınız. Saldırdığınız karedeki ordunun çevresindeki karelerde ordu varsa, saldırdığınızda onlar da savaşa giriyorlar. Keza savunma yaparken de aynısı geçerli. Bu bağlamda saldırılacak yerin etrafındaki orduya da dikkat ederek stratejik bir yer bulup dalmak gerekiyor. Savaşları bilgisayarın kendisine çözdürtebiliyorsunuz. Size en son sonucu veriyor ve isterseniz savaşın gidişatını görmek için "replay" diyebiliyorsunuz sonunda. Ancak bazen kendiniz yönetirseniz bilgisayarınkinden daha az kayıp verebiliyor ya da hiç kayıp vermeyebiliyorsunuz.

Askerlerin, büyücülerin, yaratıkların ve büyü ile yeryüzüne inenlerin ayrı ayrı özellikleri var. Kimisi ateşe karşı dayanıklı iken, kimisi de büyüye karşı, menzilli saldırılara karşı vs dayanıklı oluyorlar. Genel olarak orduyu oluştururken iyi bir karışım yapmakta fayda var. Ama büyü güçleri bulunan üniteler genelde daha kârlı oluyor. Ordunun içine 8 ünite girebiliyor. Bu nedenle uygun karışım yapmak -dediğim gibi, daha iyi olacaktır.

Oyunda 12 çeşit ırk bulunuyor. İlk versiyona göre Draconians ve Tigrans eklenmiş vaziyette. Her ırkta -aslında, kendine has üniteler olduğu kadar, basit üniteler birbirine benzemekte: "halberdier" ile "glade runner" gibi. Ya da catapult gibi. Tabi, her zaman her şekilde Elf'lere aşık olduğum için, yine bu oyunda da favorim Elf yaratıklardı. Hele Iron Maiden'ın güzelliği; altındaki unicornun güzelliği; oof of. Irkların da kendilerine has özellikleri var. Mesela Elflerin ağaçlık arazide ilerlerken hareket zorluğundan dolayı kısıtlamaları olmuyor. Normal yolda gidiyormuş gibi gidebiliyorlar. Irkların -yine, kendilerine has bonus puanları var, şöyle ki: kurduğunuz şehir bir ırka ait oluyor (ork, elf, insan, nekron vs.) Hepsinin belirli bir bonusu var. Mesela Nekronların araştırma bonusu, insanların,goblinlerin üretim bonusu gibi.

Karakterlerin atak (ATT), hasar (DAM), can (HP), defans (DEF), dayanıklılık (RES) ve hareket puanı (MOV) var. Bunlar level atladıkça gelişmekte. Ayrıca üzerlerine atılacak büyüler ile de artmakta ya da düşmekte. ATT ne kadar yüksekse, rakibin defansını delip hasar verme noktasına getirmesi kolaylaşıyor. DAM ne kadar yüksekse, ATT sonucunda vurulan darbenin şiddeti artıyor. DEF ne kadar yüksekse, o kadar fiziksel darbeyi savuşturmak mümkün. RES ne kadar yüksekse, gelen büyü ataklarına o kadar direnç gösterilir. HP ise bilindiği üzere, ölmeden önce alınabilecek hasar miktarıdır. MOV ise bir dönümde atılabilecek adım sayısıdır; hem haritada hem de savaş alanında. Her karakterin sahip olduğu yetenekler, bu değerlerin hemen altındaki listede mevcut. Duvara tırmanabilme yeteneğinden tutun da, dönerek kılıç savurmaya kadar envai çeşit yetenek var.

Üzerlerine atılan büyüler demişken yeri geldi, söyleyeyim; büyüler 3'e ayrılmakta: Global, üniteler üzerine ve savaş sırasında atılmak üzere. Saymadım ama, bayağı fazla büyü var. Savaş sırasında her dönümde bir "combat spell" atabiliyorsunuz. Hepsi için de belirli bir mana harcıyorsunuz. Bu harcanan mananın yanında, savaş sırasında atacağınız büyü miktarı da kısıtlı. Bu kısıtlama da "cast point" ile belirli. Bunu, kendinizi geliştirerek, ek binalar yaparak vs şeklinde arttırabiliyorsunuz. Mesela 50 cast pointiniz varsa, o savaş sırasında atacağınız büyülerin harcayacağı mana miktarı 50'yi geçemiyor. "Global spell" ise, her an harita üzerinde uygun yerlere atılabiliyor. "Unit spell" ise üniteler üzerine atılıyor; gerek dost, gerekse de düşman üniteleri. Bu "unit spell" hem savaş alanında hem de harita üzerinde atılabiliyor. Mana ise araştırmaya ve büyü kullanımı için saklanmaya ayrılacak şekilde iki yolda tutuluyor. Eğer araştırma yapmazsanız, dönüm sonunda araştırmaya ayrılmış olan miktar da mana hanesine yazılıyor. Ayrıca harita üzerinde gezdikçe mana veren kristaller bulmak da mümkün. Tüm bunların yanında oyun sırasında alacağınız questler sonunda da bazen mana alabilme şansına sahipsiniz.

Haritalarda mağara, kule, şehir yıkıntıları, kadim yapı yıkıntıları var. Mağaralara girip, dünyanın alt tarafında da iş yapabiliyorsunuz; bunun için mağarada yürüyebilme yeteneğine sahip üniteler gerekiyor. Kuleler ise oldukça stratejik noktalar. Surları olduğu için savunulması rahat olan yerler; ayrıca görüş alanını büyük bir miktar genişletiyorlar. Ev yıkıntıları ise üzerlerine pioneer getirip "rebuild structure" komutu verince para ödemeden eski şehri yeniden kurabilme olanağına sahip olduğumuz güzel şeyler. Kadim yapılara girerken dayanıklı bir orduyla girmekte fayda var çünkü içerde mistik yaratıklar bulunuyor. Ayrıca haritada bulunabilecek üniteler, ordular var. Bunların üzerine fare işaretçisiyle gelince, diyalog ikonu belirirse, bir ücret karşılığında ya da beleşe size katılacakları anlamına geliyor. Bazen de (genelde) savaş ikonu çıkıyor ve isterseniz savaşa giriyorsunuz.

Quest konusu ise başka bir nokta. Oyun sırasında verilen quest'leri kabul edip etmemek size bağlı. Ederseniz ödüllendiriliyorsunuz, etmezseniz bir şey yok. Ama mesela "nature spirit" tarafından verilen su güç kaynağını yok etme görevinde görevi yapınca "water spirit" ile ters düşebiliyorsunuz. Keza "order spirit" tarafından verilen şehri yeniden kurma görevini yapıp da, "war spirit" ile ters düşebiliyorsunuz. Ateş ile su, yaşam ile ölüm, toprak ile hava birbirine zıtlar; kozmos ise bunlardan ayrı bir alan. Bulunduğunuz alana göre yararlanabileceğiniz itemlar var. Bir item değil ama, örnek vermek gerekirse; haritada ek kazanç elde etmeniz için gerekli madenler, yel değirmenleri, su değirmenleri, ocaklar mevcut. Yel değirmenleri "air sphere" büyücülerine, su değirmenleri "water sphere" büyücülerine, madenler "earth sphere" büyüclerine, ocaklar ise "fire sphere" büyücülerine çifte kazanç sağlıyorlar.

~~meltem~~ · 05-19-2015, 06:45 AM

Oyunda her ırktan kahraman (hero) mevcut. Bunların hepsinin özel yetenekleri var. Özel yeteneklerinin dışında, sadece oynadığımız büyücü ile kahramanların taşıyacağı eşyalar, zırhlar, silahlar vs mevcut. Bunları haritada rastgele bulabildiğimiz gibi, girdiğimiz savaşlarda yendiğimiz düşmanlardan da elde edebiliyoruz. Ayrıca questlerden de bu tür eşyalar çıkabiliyor. Kahramanlarımız oyunda savaştıkça, hareket ettikçe level atlıyorlar. Atladıkları her level sonunda bize hangi yeteneğini geliştirmek istediğimiz soruluyor. Ona göre kahramanları geliştiriyoruz. Kahramanlar çevrelerinde, bizim büyü etki alanımız dışına çıktıklarında dahi büyü atabilmemize imkan veren büyü etki alanı taşıyorlar. Yani, büyü etki alanımızın dışına çıktığımızda bir savaşa girersek, kahramanımızın bulunduğu ortamda, yüksek büyücülük kulemizden yine büyü atabiliyoruz. Aksi şekilde, büyü alanımızın dışında büyü atamıyoruz; zorlu savaşlara girerken iki defa düşünmekte yarar var. Büyü alanları ise direkt olarak canlandırdığımız büyücü ile, yüksek büyücülük kulesi kurduğumuz şehirlerle ve haritada bulunan büyü alan kristalleri ile gelişiyor. Kahramanların ise ayrıca büyü atabilme yetenekleri de olabiliyor. Oyuna başlarken her zaman bir kahramanımız olmuyor. Çok kısa sürede kahramanları etkileyip yanımıza çekmeye çalışmamız gerekiyor. "Wizard's reputation" ile belirlenen bir puanlama sistemi sayesinde kahramanları bir ücret karşılığında yanımıza alabiliyoruz. Bu puan ne kadar yüksekse, kahramanın bize katılması o kadar kolaylaşıyor. Başka bir şekilde ise kahramanları "summon" edebiliyoruz. Tam olarak buna summon denilemez ama, büyü yardımı ile bir kahramanı kendi tarafımıza çağırıyoruz sayılır.

Kahramanlar arasında eşya, silah vs transferi de mevcut. Bunu yapmak için kahramana tıklayıp, solda açılan eşya, silah vs ekranında istenilen eşyaya tıklayıp teleport demek yeterli olmakta. Ama bu işlemin mesafe miktarına göre bir mana ücreti mevcut. Başka bir şekilde ise transfer, kahramanın eşyayı yere bırakması ve diğerinin gelip onu yerden alması ile sağlanabiliyor. Ayrıca kahramanlar bulundukları ordunun (party diye geçiyor oyunda) moralini arttırıyorlar. Artı olarak bard yeteneği olan kahramanlar daha da fazla moral verebiliyor.

Oyuna ateş alanı (fire sphere) ile başlıyoruz. Her alanda üç görev var; bu da demek oluyor ki 21 tekli oyuncu görevi var. İlk etap biraz kolay. İkincisi gelişme safhası ve üçncüsü de özel kısım. Özel kısımı yapmak zorunda değilsiniz. Çemberi takip ederek tamamlayabiliyorsunuz büyü alanlarını. Çoklu oyuncu seçeneği de oldukça çeşitli. İster bilgisayara karşı, isterseniz de karşılıklı oynamak mümkün.

Biraz da oyunun teknik detaylarından bahsedeyim. Grafik açısından oldukça başarılı; tabii ki kendi alanında. Tutup da bir MOH:AA ya da GTA3 kadar değil elbette. Ama HOMM'a oranla daha başarılı. Çevredeki ağaçların, su akıntılarının vs animasyonları oldukça güzel. Haritada ya da savaş alanında zoom etme olanağı mevcut. Ancak yaklaşınca görüntü oldukça bozuluyor. Keza uzaklaştıkça da biraz daha yumuşak görüntü verse de, yine de normal görüntü daha iyi. Görüntü efektleri, ışık huzmeleri, büyü auraları vs oldukça etkileyici. Karakterlerin animasyonları/görüntüleri de çok iyi. Üzerinde çalışıldığı bariz belli. Şövalyenin atına giydirilen pelerinin püskülleri bile düşünülmüş. Atmosfer ise muhteşem müziklerle tamamlanmış. Gerçekten, öyle böyle değil; müzikler bir harika! Ses efektinden biraz puan kaybetse de, müzikler sayesinde atmosferi tamamlamasından dolayı bunu kurtarıyor.

Oyunun etkileyici giriş demosunun ardından karşımıza gelen arabirim de gayet güzel. Temel ayarlar mevcut. Öyle incik cıncık ayarları oyunun dışında yapıyoruz.

Oyun içindeki arayüz ise oldukça kolay ve kullanışlı. Ne nerede diye aramaya gerek kalmıyor. Zaten tutorial'ı oynarsanız, size neyin nerede olduğunu anlatıyor.

Son diyeceğim şu ki: haftalarca bilgisayar karşısına bağlayacak olan bu oyunu oynamayan çok şey kaçırır. Alın, oynayın, çok şey kaçırıp üzülmeyin

Büyü sizinle olsun!

05-19-2015, 06:44 AM	#1
~~meltem~~ Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015 Mesajlar: 11.064	Age of Wonders II: The Wizard's Throne Merhaba, "Bayıla bayıla" oynanan HOMM3'ün ardından HOMM4'ü merakla ve heyecanla bekleyip de, oyunun fos çıkması bizleri çok üzmüştü. Oyunu almış, kurmuş, 30dk oynayıp silmiştim. Tamam belki o kadar acımasız olmamam gerekirdi, ama gerçekten büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı bende. İşleyiş ve tarz açısından HOMM ile çok benzeşen, ama kurgusu, oynanışı, tasarımı, atmosferi ve bunun gibi bir çok özelliği ile HOMM'a rahatça kafa tutabilecek olan Age of Wonders 2 var... Oyunun tam adı, Age Of Wonders 2: The Wizard's Throne. Gerçekten oyun öyle etkileyici ve güzel ki, neresinden başlayayım; nasıl anlatayım, bilmiyorum. Oyunda, çok güçlü büyücü kralı canlandırıyoruz. Birinci bölümde yapabileceğimiz büyü sayısı az iken, araştırma yaparak bu sayıyı çoğaltıyor, kendimizi geliştirerek (yetenekler) daha kısa zamanda, daha kolay, daha az mana gerektirecek şekilde cast edebiliyoruz. Oyunun büyük bir çoğunluğu büyü üzerine kurulu; oyun da zaten bu yüzden bu kadar etkileyici. Büyünün yanında, kılıç-kalkan-yay şeklinde de ekler var tabi ki. Ama en etkili silah, çoğunlukla doğru yerde doğru seçilmiş büyü oluyor. Tutup da ateşe dayanıklılığı olan yaratığa ateş topu atmak ya da ateş kılıcı ile saldırmak olmuyor; bunun tersine, ateşten darbe almaya yatkın olanlara karşı bunları kullanmak mantıklı. Oyunda 7 farklı büyü alanı mevcut. Her bölümde bunlarla ilgili görevleri yapıyoruz. Aslında görevler de klasikleşmiş şekildeler: Şunu öldür, bunu ele geçir, hede yap hödö git vs. Bazı görevlerde de barış ve müttefiklik dışında çıkışınız olmuyor. Öyle ki aynı anda iki güçlü büyücüyle savaşmak bile imkansız gibi; normal seviyede dahi. Başta da belirttiğim gibi oyun HOMM ile benzerlik gösteriyor. Burada da order, nature, magic, war olarak shrineler mevcut. Order Shrine şehirdeki mutluluk oranını ve üretim puanlarını arttırıyor. Nature Shrine şehrin gelişimini hızlandırıyor. Magic Shrine araştırmayı hızlandırıyor ve mana arttırımı sağlıyor. War Shrine ise, kurulduğu şehirden yetişen savaşçıların üst rütbede (veteran rütbesinde) gelişmesini sağlıyor. Her şehre bunlardan bir tane yapabiliyoruz. İlk kuruduğumuz yerleşim, bomboş bir köy oluyor; derhal ev yaparak popülasyonun artmasını sağlamak gerekiyor. Popülasyonu arttırınca köy/kasaba/şehir şeklinde gelişiyor. Bu gelişmeler direkt olarak şehrin gelirine ve üretim puanlarına etki ediyor. Bundan sonra ise biraz para ve asker üretmek mantıklı. Daha sonrası da size kalıyor. Şehre muhteşem güzellikte büyücü kulesi yapıp onu geliştirmek, şehrin çevresini çok güçlü büyü "aura"sı ile kaplamak, şehre karşı gelişen atakları savuştururken çok işe yarıyor. Atak demişken, oyunda saldırılan bölgenin bir kare etrafındaki kısımlar da işe karışıyor. Biraz daha açayım: Diyelim ki düşmanın ordusunu gördünüz etrafında da 2 ordu daha var ve saldıracaksınız. Saldırdığınız karedeki ordunun çevresindeki karelerde ordu varsa, saldırdığınızda onlar da savaşa giriyorlar. Keza savunma yaparken de aynısı geçerli. Bu bağlamda saldırılacak yerin etrafındaki orduya da dikkat ederek stratejik bir yer bulup dalmak gerekiyor. Savaşları bilgisayarın kendisine çözdürtebiliyorsunuz. Size en son sonucu veriyor ve isterseniz savaşın gidişatını görmek için "replay" diyebiliyorsunuz sonunda. Ancak bazen kendiniz yönetirseniz bilgisayarınkinden daha az kayıp verebiliyor ya da hiç kayıp vermeyebiliyorsunuz. Askerlerin, büyücülerin, yaratıkların ve büyü ile yeryüzüne inenlerin ayrı ayrı özellikleri var. Kimisi ateşe karşı dayanıklı iken, kimisi de büyüye karşı, menzilli saldırılara karşı vs dayanıklı oluyorlar. Genel olarak orduyu oluştururken iyi bir karışım yapmakta fayda var. Ama büyü güçleri bulunan üniteler genelde daha kârlı oluyor. Ordunun içine 8 ünite girebiliyor. Bu nedenle uygun karışım yapmak -dediğim gibi, daha iyi olacaktır. Oyunda 12 çeşit ırk bulunuyor. İlk versiyona göre Draconians ve Tigrans eklenmiş vaziyette. Her ırkta -aslında, kendine has üniteler olduğu kadar, basit üniteler birbirine benzemekte: "halberdier" ile "glade runner" gibi. Ya da catapult gibi. Tabi, her zaman her şekilde Elf'lere aşık olduğum için, yine bu oyunda da favorim Elf yaratıklardı. Hele Iron Maiden'ın güzelliği; altındaki unicornun güzelliği; oof of. Irkların da kendilerine has özellikleri var. Mesela Elflerin ağaçlık arazide ilerlerken hareket zorluğundan dolayı kısıtlamaları olmuyor. Normal yolda gidiyormuş gibi gidebiliyorlar. Irkların -yine, kendilerine has bonus puanları var, şöyle ki: kurduğunuz şehir bir ırka ait oluyor (ork, elf, insan, nekron vs.) Hepsinin belirli bir bonusu var. Mesela Nekronların araştırma bonusu, insanların,goblinlerin üretim bonusu gibi. Karakterlerin atak (ATT), hasar (DAM), can (HP), defans (DEF), dayanıklılık (RES) ve hareket puanı (MOV) var. Bunlar level atladıkça gelişmekte. Ayrıca üzerlerine atılacak büyüler ile de artmakta ya da düşmekte. ATT ne kadar yüksekse, rakibin defansını delip hasar verme noktasına getirmesi kolaylaşıyor. DAM ne kadar yüksekse, ATT sonucunda vurulan darbenin şiddeti artıyor. DEF ne kadar yüksekse, o kadar fiziksel darbeyi savuşturmak mümkün. RES ne kadar yüksekse, gelen büyü ataklarına o kadar direnç gösterilir. HP ise bilindiği üzere, ölmeden önce alınabilecek hasar miktarıdır. MOV ise bir dönümde atılabilecek adım sayısıdır; hem haritada hem de savaş alanında. Her karakterin sahip olduğu yetenekler, bu değerlerin hemen altındaki listede mevcut. Duvara tırmanabilme yeteneğinden tutun da, dönerek kılıç savurmaya kadar envai çeşit yetenek var. Üzerlerine atılan büyüler demişken yeri geldi, söyleyeyim; büyüler 3'e ayrılmakta: Global, üniteler üzerine ve savaş sırasında atılmak üzere. Saymadım ama, bayağı fazla büyü var. Savaş sırasında her dönümde bir "combat spell" atabiliyorsunuz. Hepsi için de belirli bir mana harcıyorsunuz. Bu harcanan mananın yanında, savaş sırasında atacağınız büyü miktarı da kısıtlı. Bu kısıtlama da "cast point" ile belirli. Bunu, kendinizi geliştirerek, ek binalar yaparak vs şeklinde arttırabiliyorsunuz. Mesela 50 cast pointiniz varsa, o savaş sırasında atacağınız büyülerin harcayacağı mana miktarı 50'yi geçemiyor. "Global spell" ise, her an harita üzerinde uygun yerlere atılabiliyor. "Unit spell" ise üniteler üzerine atılıyor; gerek dost, gerekse de düşman üniteleri. Bu "unit spell" hem savaş alanında hem de harita üzerinde atılabiliyor. Mana ise araştırmaya ve büyü kullanımı için saklanmaya ayrılacak şekilde iki yolda tutuluyor. Eğer araştırma yapmazsanız, dönüm sonunda araştırmaya ayrılmış olan miktar da mana hanesine yazılıyor. Ayrıca harita üzerinde gezdikçe mana veren kristaller bulmak da mümkün. Tüm bunların yanında oyun sırasında alacağınız questler sonunda da bazen mana alabilme şansına sahipsiniz. Haritalarda mağara, kule, şehir yıkıntıları, kadim yapı yıkıntıları var. Mağaralara girip, dünyanın alt tarafında da iş yapabiliyorsunuz; bunun için mağarada yürüyebilme yeteneğine sahip üniteler gerekiyor. Kuleler ise oldukça stratejik noktalar. Surları olduğu için savunulması rahat olan yerler; ayrıca görüş alanını büyük bir miktar genişletiyorlar. Ev yıkıntıları ise üzerlerine pioneer getirip "rebuild structure" komutu verince para ödemeden eski şehri yeniden kurabilme olanağına sahip olduğumuz güzel şeyler. Kadim yapılara girerken dayanıklı bir orduyla girmekte fayda var çünkü içerde mistik yaratıklar bulunuyor. Ayrıca haritada bulunabilecek üniteler, ordular var. Bunların üzerine fare işaretçisiyle gelince, diyalog ikonu belirirse, bir ücret karşılığında ya da beleşe size katılacakları anlamına geliyor. Bazen de (genelde) savaş ikonu çıkıyor ve isterseniz savaşa giriyorsunuz. Quest konusu ise başka bir nokta. Oyun sırasında verilen quest'leri kabul edip etmemek size bağlı. Ederseniz ödüllendiriliyorsunuz, etmezseniz bir şey yok. Ama mesela "nature spirit" tarafından verilen su güç kaynağını yok etme görevinde görevi yapınca "water spirit" ile ters düşebiliyorsunuz. Keza "order spirit" tarafından verilen şehri yeniden kurma görevini yapıp da, "war spirit" ile ters düşebiliyorsunuz. Ateş ile su, yaşam ile ölüm, toprak ile hava birbirine zıtlar; kozmos ise bunlardan ayrı bir alan. Bulunduğunuz alana göre yararlanabileceğiniz itemlar var. Bir item değil ama, örnek vermek gerekirse; haritada ek kazanç elde etmeniz için gerekli madenler, yel değirmenleri, su değirmenleri, ocaklar mevcut. Yel değirmenleri "air sphere" büyücülerine, su değirmenleri "water sphere" büyücülerine, madenler "earth sphere" büyüclerine, ocaklar ise "fire sphere" büyücülerine çifte kazanç sağlıyorlar.

05-19-2015, 06:45 AM	#2
~~meltem~~ Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015 Mesajlar: 11.064	Oyunda her ırktan kahraman (hero) mevcut. Bunların hepsinin özel yetenekleri var. Özel yeteneklerinin dışında, sadece oynadığımız büyücü ile kahramanların taşıyacağı eşyalar, zırhlar, silahlar vs mevcut. Bunları haritada rastgele bulabildiğimiz gibi, girdiğimiz savaşlarda yendiğimiz düşmanlardan da elde edebiliyoruz. Ayrıca questlerden de bu tür eşyalar çıkabiliyor. Kahramanlarımız oyunda savaştıkça, hareket ettikçe level atlıyorlar. Atladıkları her level sonunda bize hangi yeteneğini geliştirmek istediğimiz soruluyor. Ona göre kahramanları geliştiriyoruz. Kahramanlar çevrelerinde, bizim büyü etki alanımız dışına çıktıklarında dahi büyü atabilmemize imkan veren büyü etki alanı taşıyorlar. Yani, büyü etki alanımızın dışına çıktığımızda bir savaşa girersek, kahramanımızın bulunduğu ortamda, yüksek büyücülük kulemizden yine büyü atabiliyoruz. Aksi şekilde, büyü alanımızın dışında büyü atamıyoruz; zorlu savaşlara girerken iki defa düşünmekte yarar var. Büyü alanları ise direkt olarak canlandırdığımız büyücü ile, yüksek büyücülük kulesi kurduğumuz şehirlerle ve haritada bulunan büyü alan kristalleri ile gelişiyor. Kahramanların ise ayrıca büyü atabilme yetenekleri de olabiliyor. Oyuna başlarken her zaman bir kahramanımız olmuyor. Çok kısa sürede kahramanları etkileyip yanımıza çekmeye çalışmamız gerekiyor. "Wizard's reputation" ile belirlenen bir puanlama sistemi sayesinde kahramanları bir ücret karşılığında yanımıza alabiliyoruz. Bu puan ne kadar yüksekse, kahramanın bize katılması o kadar kolaylaşıyor. Başka bir şekilde ise kahramanları "summon" edebiliyoruz. Tam olarak buna summon denilemez ama, büyü yardımı ile bir kahramanı kendi tarafımıza çağırıyoruz sayılır. Kahramanlar arasında eşya, silah vs transferi de mevcut. Bunu yapmak için kahramana tıklayıp, solda açılan eşya, silah vs ekranında istenilen eşyaya tıklayıp teleport demek yeterli olmakta. Ama bu işlemin mesafe miktarına göre bir mana ücreti mevcut. Başka bir şekilde ise transfer, kahramanın eşyayı yere bırakması ve diğerinin gelip onu yerden alması ile sağlanabiliyor. Ayrıca kahramanlar bulundukları ordunun (party diye geçiyor oyunda) moralini arttırıyorlar. Artı olarak bard yeteneği olan kahramanlar daha da fazla moral verebiliyor. Oyuna ateş alanı (fire sphere) ile başlıyoruz. Her alanda üç görev var; bu da demek oluyor ki 21 tekli oyuncu görevi var. İlk etap biraz kolay. İkincisi gelişme safhası ve üçncüsü de özel kısım. Özel kısımı yapmak zorunda değilsiniz. Çemberi takip ederek tamamlayabiliyorsunuz büyü alanlarını. Çoklu oyuncu seçeneği de oldukça çeşitli. İster bilgisayara karşı, isterseniz de karşılıklı oynamak mümkün. Biraz da oyunun teknik detaylarından bahsedeyim. Grafik açısından oldukça başarılı; tabii ki kendi alanında. Tutup da bir MOH:AA ya da GTA3 kadar değil elbette. Ama HOMM'a oranla daha başarılı. Çevredeki ağaçların, su akıntılarının vs animasyonları oldukça güzel. Haritada ya da savaş alanında zoom etme olanağı mevcut. Ancak yaklaşınca görüntü oldukça bozuluyor. Keza uzaklaştıkça da biraz daha yumuşak görüntü verse de, yine de normal görüntü daha iyi. Görüntü efektleri, ışık huzmeleri, büyü auraları vs oldukça etkileyici. Karakterlerin animasyonları/görüntüleri de çok iyi. Üzerinde çalışıldığı bariz belli. Şövalyenin atına giydirilen pelerinin püskülleri bile düşünülmüş. Atmosfer ise muhteşem müziklerle tamamlanmış. Gerçekten, öyle böyle değil; müzikler bir harika! Ses efektinden biraz puan kaybetse de, müzikler sayesinde atmosferi tamamlamasından dolayı bunu kurtarıyor. Oyunun etkileyici giriş demosunun ardından karşımıza gelen arabirim de gayet güzel. Temel ayarlar mevcut. Öyle incik cıncık ayarları oyunun dışında yapıyoruz. Oyun içindeki arayüz ise oldukça kolay ve kullanışlı. Ne nerede diye aramaya gerek kalmıyor. Zaten tutorial'ı oynarsanız, size neyin nerede olduğunu anlatıyor. Son diyeceğim şu ki: haftalarca bilgisayar karşısına bağlayacak olan bu oyunu oynamayan çok şey kaçırır. Alın, oynayın, çok şey kaçırıp üzülmeyin Büyü sizinle olsun!