meltem

Ben sana ''baba olamasın'' demedim ''adam olamazsın'' dedim!

Eminim ilk oyunu oynayanlar vardır aramızda. İlk The Godfather’ın sonunda tüm görevleri tamamlayıp, rakip ailelerin villalarını da patlatıp “Don” unvanını ele geçirdikten sonra kendi başımıza bar ve benzeri eğlence mekânlarını bastığımız son derece saçma bir süreç başlıyordu hatırlarsanız. Gerçi ben bu olayla yüzleştiğim sırada ekrandaki karakterimin sıfatına bakıp, böyle bir adamın bu tarz bir görev sırasında kurşunu yiyerek rahmetle bir olmasının ve ekibin başına daha insancıl ve IQ’lu görünen bir vatandaşın geçmesinin Carleone ailesinin geleceği için daha iyi olacağını düşünsem de, birçok oyuncuyu isyanın eşiğine getiren bu olay karşısında yapımcı Redwood üç maymunu oynamamış ve oyuna müthiş bir stratejik çeşitlilik getirmesi beklenen BlackHand adındaki sistemi oyuna yedirmeyi uygun görmüş... Peki, nedir bu BlackHand, kısaca ondan bahsedelim. BlackHand, en basit haliyle aile mensuplarını yönetmek, duruşu, tavrı, büyüklerine olan saygısı ve küçüklerine olan sevgisiyle takdirimizi kazanan kişileri hiyerarşide yükseltmek, emirler yağdırmak ve az önce terfi ettiğimiz karakterle çeşitli görevlere çıkmak olarak özetlenebilir. Şu haliyle BlackHand sisteminin The Godfather II’yi piyasadaki diğer mafya temalı oyunlardan ayıracağı ve oyunun tekrar oynanabilirliğini sonsuz kez arttıracağı aşikar; ancak bu sistemin düzgün bir şekilde çalışabilmesi için Redwood’un son derece sağlam düşünen, en azından kendine hayrı olan bir yapay zeka yaratması lazım. Aksi takdirde The Godfather II, su katılmamış fanlarına bile zevkten çok ızdırap verebilir...


Ve gelelim Don’s View’e... Bu sistem, özellikle oyunun yansıtacağı kalite açısından o kadar önem taşıyor ki bir daha üstünden geçmekte fayda var. Don’s View, temel olarak oyunun strateji yönünü güçlerinden bir sistem. Bu sistem sayesinde diğer ailelerle olan ilişkimizi ve kontrol altında tutulan kilit bölgelerdeki son durumu gerçek zamanlı olarak takip edebiliyor, BlackHand sistemiyle yetiştirdiğimiz karakterlerin görev dağılımlarını belirleyebiliyoruz... Aynı gerçek bir Don gibi...


The Godfather II’de ön plana çıkması beklenen başka bir husus da senaryo elbette. Ancak peşin peşin söyleyeyim, bu konuda pek de iyimser değilim açıkçası çünkü birçok The Godfather fanın beklediği gibi öyle filmle perçinlenen bir kurgudan, ne bileyim en azından filme paralel uzanan bir senaryodan falan bahsetmek mümkün değil. Karşımıza gene tanıdık kareler, karakterler çıksa da The Godfather II, aynı ilk oyunda olduğu gibi kendi ayakları üzerinde durmaya çalışacak ve maalesef muhtemelen tepe üstü yere çakılacak. Amma ve lakin, Redwood Miami, Havana, New York gibi üç büyük ve güzel şehri oyun alanı haline getirerek kırılan kalplerimizi ve kış uykusuna yatırdığımız hayallerimizi onaracakmış gibi görünüyor.


Seriye getirilen yenilikleri ve EA’in yeni kalite politikasını düşünürsek The Godfather II’nin film oyunlarına duyduğumuz önyargıyı bile parça pinçik edecek kalitede bir oyun olması kuvvetle muhtemel.