OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03-02-2016, 07:21 PM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Blade Runner

Bazı filmler 2004 veya 2005'ten önce çekilmesine rağmen sinemaya çok daha sonraları girdiği ya da girmediği olmuştur. Bunu Hero'yu örnek göstererek söyleyebilirim. Film 2002'de çekildi ama izleme şerefine 2004 yılında erdik. Vinnie Jones'un oynadığı Mean Machine'i duydunuz mu? İzlediniz mi? Bu da 2001'e ait...

Bu yazımda, bilginin anında yayılmadığı, iletişimin şimdiki zamana oranla daha yavaş olduğu vakitlerde çıkmış bir adventure'dan bahsedeceğim. Aynı yukarıda belirttiğim filmlerin durumuna benzer, bu oyun da çıktığı zamanlarda pek duyulmamış ama oynayanların, tadını 1997 yılından beri damaklarında bırakmış bir eserdir.

Sık sık olmasa da biz adventure oyuncularını sevindirmeye devam ediyor geriye kalan bir kaç firma. Dırt! diyince oyun çıkmıyor. Kaliteli bir oyun, hele hele kaliteli bir macera oyunu yapmak gerçekten uzun bir süre ve sağlam sabır isteyen bir iş. Aksiyon veya FPS oyunları gibi sadece grafiklerde değişme değil aynı zamanda konuda da değişmeler olması gerekir. Tabi bir macera oyununda sizi etkileyen ve atmosferine kaptıran konunun dışında da bunaltmayacak derecede bulmacalar olmalı.

Sitemizde yayınlanan Loath Nolder isimli iptal edilen Türk macera oyununu saymazsak -çok yakında olmasa da- bizleri bekleyen kaliteli adventure'lara kavuşacağız. Kaliteli diyorum çünkü o kadar çok adventure oyunu çıkıyor veya çıkacak ki bunlar benim dediklerime kıyasla pek de heves ederek oynanacak cinsten değiller. En azından eski adventure'cılardansanız pek sarmayacağından eminim. "Acaba senin dediklerin hangileri?" diye soracak olursanız hemen cevap vereyim; Myst, Runaway, The Longest Journey, Broken Sword...

Dediğim gibi, eskileri yaşatmak öyle her şirketin yapabileceği bir şey değil. İşi bilen yapabilir ancak. Kötü bir oyunu bile bulunmayan ve insanı çileden çıkarmadan zevk veren adventure'lar yapan Revolutions, bulmaca öyle değil böyle olur diyen Cyan Worlds, bir dönem adventure'a olan açlığımızı müthiş bir şekilde geçiren FunCom ve biz de bu ruhu yaşatmak istiyoruz diyerek piyasaya 28 Ağustos 2003'te "Runaway: A Road Adventure" ile bomba gibi düşen Pendulo Studios gibi "adventure'da kalite" firmalar dışında strateji oyunlarıyla çok iyi tanıdığımız, ama malesef geçtiğimiz aylarda kapanan Westwood firması, bizlere şu anki jenerasyonun sahip olmadığı adventure ruhunu yaşatan az sayıdaki fırmalardan bir kaçı (idi).

Evet, Westwood, strateji ve aksiyona dayalı oyunlarının yanında bir de adventure tutkunlarını son derece tatmin eden ve sinemanın kült filmler dünyasından oyun dünyasına geçişinde, müthiş çaba ve azimle gerçekleştirdiği bu adventure'ın, layık olduğu gerçek ilgiyi zamanında hak etmiş olsa da, bilgi alışverişindeki yetersizlik nedeniyle herkesin farkında olmaması, bu firmaya karşı yapılmış üzücü bir harekettir.



Şimdi anasayfada olmasaydı o zaman hangi oyundan bahsettiğimi herkes anlayamayacaktı. Gizemli olacaktı Ama resmi ve spot cümleyi görüp de "Aaa! Bu filmin oyunu da mı vardı?" diye meraklananlar da olabilir pek tabii. Aynı zamanda şunu da söylemeliyim ki, bu incelemeyle konuya giriş kapasitemi aşmış bulunuyorum. Daha oyunun adı bile geçmeden epey bir yer katettik

O bir efsane... O bir kült... O bir adventure klasiği... O bir Blade Runner. Ünlü bilimkurgu yazarı Philip K. Dick'in, muhteşem hayal gücünün ürünlerinden (Total Recall, Minority Report, Paycheck...) sadece biri. Tam bir "gelecek" adamı. Yazdığı bilim-kurgu romanlarıyla okuyucuları adeta hikayenin içine çekiyor. Bazen ağır, bazen de aksiyona dayalı filmleriyle birlikte insanların gönlünde kendisine ayrı bir yer edinen PKD, artık aramızda olmamasına rağmen yine de yazdığı kitaplarla yeni nesil okuyucuları bile kendisine çekecektir. Bir kaç satır okumaları yeterli . Şimdi gelelim meşhur BR'ye...

Tyrell Şirketi, 21. yüzyıl başlarında tıpatıp insanlara benzeyen Nexus 6 model Replicant (replica-kopya) adındaki ileri teknoloji ürünlerini geliştirmiştir. Nexus 6 Replicant'lar insanlara oranla çok daha güçlü, çevik ve en az kendilerini yaratan genetik mühendislerin zekasına sahiptiler. Dış-dünyadaki (Off-World), insanların yapamadığı tehlikeli araştırmalar, gezegen keşifleri ve kolonileşme için köle-işçi olarak kullanılmaktaydı. Bu dış-dünyadaki kolonilerden birinde, bir grup Nexus 6 tarafından çıkarılan kanlı bir isyan sonucu firar eden replicant'lar dünya üzerinde 'yasadışı' olarak kabul edildi ve ölüm cezasıyla cezalandırıldı. 'Blade Runner' olarak adlandırılan polis ekiplerine de bu kaçak replicant'lar için, görüldüğü yerde vurulmaları emri verilmişti. Bu, idam değildi. Bu, 'emekliye ayırmaktı...'

Çaylak bir Blade Runner, Ray McCoy, görevi belirttiğimiz gibi kaçak replicant'ları bulup emekliye ayırmak. Yıl 2019, yer Los Angeles... Şimdikinden çok daha farklı bir LA. Karanlık, yüksek bacalardan ateşler yükseliyor, kara bulutlar şehrin her yerinde, pek durmak bilmeyen bir yağmur da cabası. McCoy'un ilk ciddi görevi. İşi oldukça zor. Çünkü karşısındakiler kolay lokma değil.

Şundan bana sıkı bir kopya ver...

Serüvene bir hayvan katliamı ile başlıyoruz. Runciter adlı şahsın, artık dünya üzerinde tükenmekte olan gerçek hayvanları barındırdığı yerde. Ama bir grup replicant ile tartışmaya girmesi, bu hayvanların hayatlarına mal oluyor. McCoy da tabi esas oğlan, aynı zamanda bir acemi olarak göreve atılıyor. Ama kimse bu replicant'ların dış-dünyadan, Moonbus kaçırarak dünyaya firar eden Nexus 6 Replicant'lar olduklarını bilmiyor. Dükkandaki kameradan çekilmiş görüntüleri alan McCoy, evindeki çok gelişmiş resim tarama ve ipucu bulmaya yarayan özel bir cihazda (esper) kontrol etmeye başlıyor. Üç tane yüz ve bir tane de plaka. Ardından sizi oyundan asla koparmayacak bir macera...

Konu hakkında kısa ve öz bir anlatımdan sonra oyunla filmin arasındaki bağlantılara da değinelim. Öncelikle filminde BR polislerinden biri ünlü aktör Harrison Ford ve adı da Rick Deckard. Kendisi emekliye ayrılmıştı ama "ufak bir sorun" yüzünden tekrar göreve çağrıldı. İsteksiz de olsa kabul etmek zorunda kaldı. Şimdi oyunu oynadığınız süre boyunca Deckard'ın da bir şekilde oyuna temas ettiğini anlayacaksınız. Mesela polis merkezinde atış talimi yapmadan önce ya da sonra farketmez, skorlara baktığınızda Deckard ismini göreceksiniz. Seviye biraz düşük de olsa bu karakteri burda görmek hoş Ya da siz bir tanıkla, şüpheliyle ya da bilgi almak için herhangi bir karakterle konuştuğunuzda "senden önce de bir polis geldi ona anlattım" ya da "Mr. Deckard'a anlattığım gibi..." demesi de Deckard'ın, oyunda hiç gözükmese de bir şekilde konuyla ilgili olduğunu gösteriyor.

Sadece Deckard mı? Hayır. Diğer BR'lerle rekabet içersindeyiz. Bunlardan biri de soğukkanlı, sakin tavırlı ve tuttuğunu koparır cinsten bir BR. Tanıştırayım, Crystal Steele... Oyun boyunca bazı yerlerde karşımıza çıkacak kendisi. Biz acemiyiz tabi. Kendisi biraz pro'dur. Bir iki adım önde oluyor normal olarak. Ama siz resimlerdeki ipuçlarını bulur ya da konuştuğunuz kişilerle diyalogları iyi seçerseniz o zaman avantaj size geçiyor.

İşte firar eden Nexus 6 Replicant'ların lideri, Clovis. Bu şıklığı sizi yanıltmasın. Gerektiğinde çok acımasız olabiliyor. Sahip olduğu kuvvet ve zeka da az buz değil. En azından bir insana göre. Ne zaman, ne yapacağını iyi biliyor. Sorunlarını istediği şekilde çözüme ulaştırıyor genelde. Zaten karşı çıkanların durumunu (Runciter gibi) görüyoruz. Peki nedir bu replicant'ların istediği? Basit: Daha çok yaşam. Replicant'lar üretildiğinde onlara sunulan ömür dört sene. Ama bunu uzatmak isteyen, diğer insanlar gibi yaşamaya hakları olduğuna inanan ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olan Clovis ve onu takip edenleri emekliye ayırmak da, söylediğimiz gibi BR ünitelerinin istediği bir şey.

Bütün bunların yanında gelelim Voight-Kampff (VK) testine. Bu test, karşınızdakinin replicant olup olmadığını anlamanıza yarıyor. Resimde görüldüğü gibi retinaya odaklı bir test. Şüphelinin sorulan sorular karşısındaki tepkilerini ölçüyor. Bunun için soruları iyi seçmeniz gerekiyor. Üç seviye var. Kolay, orta ve zor. İstediğiniz sırayla seçebilirsiniz. Ama her zaman kolay sormanızın bir işe yaramayacağı gibi hep zor sorarsanız o zaman da bu, testin sonu olur.

Konuya da değindikten sonra gelelim oynanışa. Oyunumuz saf bir adventure. Poing&Click olayı. Sol tuş etkileşime, sağ tuş ise BR silahımızı çıkartmamıza yarıyor. Bir yere gideceğiniz zaman sol tuşa birkaç defa basarsanız o zaman McCoy koşmaya başlıyor. Oldukça kullanışlı. Yalnız ateş ederken tutturmaya çalışın. Her atışta hedef yukarı fırlıyor. Hizalamak zor olabiliyor bazen. Hele hedef kaçmaya çalışıyorsa.

Oyunun arayüzü de oldukça kullanışlı. Zaten zor olan hiç bir özelliği yok. Her şey çok pratik. Ayarlar ve karakter ekranı olarak iki menüden oluşuyor arayüz. Ayarları zaten biliyorsunuz. Karakter ekranında ise McCoy ile ilgili seçenekler ve oyun boyunca topladığınız deliller, ses kayıtları ve şüphelilerin fotoğrafları bulunuyor. McCoy ile ilgili derken, konuşma esnasında nasıl bir tavır alacağını gösteren ifadeler bulunuyor. Nazik, Normal (Varsayılan), Ters-Huysuz, Düzensiz-Kararsız ve Oyuncunun Seçimi (Polite/Normal (Default)/Surly/Erratic/User's Choice). Oyuncunun seçiminde kalırsa o zaman diyalogları siz seçersiniz. Konuşmaları dikkatli seçin. Bir noktadan sonra konuşmuyorlar ta ki siz yeni bir şeyler yapana kadar. O an için en uygun diyalogları seçin. Diğer ayarlardan biri seçili olduğu zaman tam anlamıyla istediğiniz şeyleri yapamıyorsunuz. Sanki eksik bir şeyler olmuş gibi hissediyor insan. Bazen konuşmalar kısa sürebiliyor. Bir daha konuş dediğinizde "İşim var şimdi" gibi laflar ediyorlar. Oyuncu seçiminde kaldığında ise en azından neyi konuşmak istediğinizi siz seçiyorsunuz. Ondan sonra "Tamamdır şimdi ne halin varsa gör" diyerek (kendiniz diyorsunuz tabi ) maceraya kaldığınız yerden devam ediyorsunuz.

Bu oyun için olumsuz bir şey yazmaya ellerim pek müsade etmese de gerçekleri anlatmak gerekiyor. İlk önce karakterlerdeki kalitesiz grafiklerden başlayalım. Yani niçin pek uğraşmamışlar buna anlamadım. Hatta hiç uğraşmamışlar. O zamana göre arka plan, atmosfer vs her şey yerli yerinde, çok sağlam. Ama karakterler ufak ufak karelere bölünmüş. Gölgeyi de es geçmişler. Ayrıca her macera oyununda olması gereken en önemli özelliklerden biri de yok. O da altyazı. Yani düşünün sokaktan biriyle konuşacaksınız ve o kişi argo ya da sokak diliyle kelimeleri yalayıp yutarak konuşuyor, siz de bilgisayar başında "Haydaa olm az yavaş olsana!" deseniz de neye fayda? En azından dediği önemli bölümlerin ses kayıtlarını KIA'da (Knowledge Information Assistant) tutuyor. Yoksa vay İngilizceyi iyi derece bilmeyenin haline. Bunun dışında hiç bir kusuru olmayan bir oyun. Müzikler çok iyi oturmuş. Özellikle McCoy'un apartmanında balkona çıktığında çalan müzik çok hoş.

Arada oyunun filmle bağlantısı olması da eğlenceyi biraz daha arttırıyor. Filmi izlemeyenler için kaybedecek pek bir şey yok. Ama izleyenler için, arada geçen bazı diyaloglarda Deckerd'dan bahsedilmesi sizi daha da heyecanlandırıyor.

Macera oyunları içerisinde kendisine apayrı bir yer edinmiş ve film sektöründe de bir kült haline gelmiş bu serüveni, macera tutkunuysanız ve oynamadıysanız –ya da izlemediyseniz- inanın bana çok şey kaybetmişsiniz demektir. Bunu engellemenin tek yolu var ve onu da biliyorsunuz...
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:46 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35