meltem

Bet On Soldier

FPS oyunlarına inanılmaz "tok" olduğumuz bir durumda Bet On Soldier isimli eserle yine karşınızdayız arkadaşlar. Altı ayda bir ekran kartı değiştirmemize sebep olan bu First Person Shooter illeti için güzel bir örnek B.O.S. Sanırım ne anlatmaya çalıştığımı anlamışsınızdır. Eğer kayda değer bir ekran kartınız yoksa Bet On Soldier sizin için normal bir shooter'dan öteye gitmeyecektir (aslında grafik dışında her şey "normal" ama olsun). Bu sebeple orta halli bir ekran kartınız varsa grafiklerin nimetlerinden yararlanmayı beklemeyin.

Neyse, dolaylı yoldan da olsa değinmeye çalıştığım konu; grafik teriminin artık oyunlarda eğlencenin bile önünde tutulması. Bu konunun bu kadar abartılması sebebiyle bugün artık oyunları sadece grafiklerine göre değerlendirir olduk. Artık bizim için güzel grafikleri olan yapım iyi oyun, kaplamaları plastik gibi olmayıp, parıl parıl parlamayan yapım kötü oyun oldu. Bu konuda örnek vermeye kalkarsam (yani grafikleri olup da başka numarası olmayan oyunlar hakkında) hem birçok kişinin bam teline basmış olur, hem de sürekli almam gereken tavır olan "objektiflik" ilkesine ters düşmüş olurum. Bu yüzden bu konuyu çok fazla kurcalamayacağım. Benim sözü getirmek istediğim nokta Bet On Soldier'ın da böyle oyunlarla aynı kefeye koyulup koyulamayacağı. Ben yazı boyunca oyunu yalın bir dille anlatmaya çalışacağım. Nottan sonra oyunun bu şekilde değerlendirilip, değerlendirilemeyeceğini size bırakıyorum.

Kahramanların Mutlaka Bir Akrabasının Öldürülmesi Zorunludur

Bet On Soldier her ne kadar aşırı klişe bir hikaye işlese de geçtiği dünya bakımından senaryoyu ayrı bir kefeye koyabiliriz. Aslında bu tür çarpışma atmosferinin örneklerini Unreal Tournament serisinde bir nevi görmüş olsak da, konunun alışılmış bile olsa bir hikayeye oturtulmuş olması yüzünden sanırım oyundaki senaryoyu diğer yapımlarla eşleştirmek yanlış olur. Oyundaki kahramanımız karısı öldürülmüş eski bir asker. Bet On Soldier adı verilen bir askeri toplulukta verilen görevleri yapıyor kendisi. Senaryo aslen 1998 yılında geçse de, oyunda artık savaşlar televizyon şovu haline gelmiş. Sadece kumar ve bahis için karşılaşmalar yapılıyor. Gariptir, bütün bu olanlar cephelerle olsun, eriyle komutanıyla olsun günümüzdeki savaşlarla benzerlik gösteriyor ama her şey sadece "Blood Sport" adı verilen gösteriler için.

Yukarıda karısı öldürülmüş bir askeri yönlendirdiğimizi söyledim. Aslında milleti taramaktan başka bir şey yapmıyoruz. Fakat yine de arka planda bu cinayetin nedenlerini ve zanlıların kim olduğu ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Ben oynadığım süre zarfında videolar dışında hikaye namına ne adam gibi bir script sahne ne de duruma göre değişen bölümler gördüm. Tek amacımız haritada görünen noktaya gidip, karşımıza çıkanları temizlemek. Bu sebeple senaryonun aktarılış biçimi çok matah değil. Ayrıca oynayacağımız bölümlerin sırasını bir anlamda biz belirliyoruz. Bu sebeple oyunun senaryosu söz gelimi serbest bir biçimde oynanıyor. Bunu "oyunda hikayeyi pek takmıyor" diyerek açıklayabilirim sanırım.