meltem

Devastation İnceleme

Gelecek konulu FPS oyunlarından bıktığımı size söylemiştim daha önceden. Daha doğrusu gelecek temalı olanlardan değil, gelecekteki dünyanın sömürülmüş, bitkin bir dünya olduğunu gösteren oyunlardan bıkmıştım. Gerçi şu günlerde olan olaylar gelecekteki dünyanın mahvolacağını gösteriyor ama ben umudumu yitirmiş değilim henüz. Her an herşey olabilir. Herneyse...

Devastation da, o kadar teknolojiyi desteklemesine rağmen, eski moda ve klişe konusuyla göz doldurmaya çalışıyor. O kadar dengesiz bir oyun ki, bir yerde mükemmelken diğer yerde berbat olabiliyor. Hiç orta halli yanı yok gibi.

Oyunda, iki bin bilmemkaç yılında, yine dünyanın mahvolduğu bir ortamdayız. Büyük şirketler dünyanın yönetimini ele geçirmiş. Sömürüyorlar iliğine kadar. Bir Japon şirket de, işi abartmış, ölümsüzlük, ölen kişileri geri getirme gibi bir işlevi olan alet üzerinde çalışmakta. Oyun ilerledikçe bu alet de gelişecek. Alet, ölen bir insanın hücrelerini kopyalayarak yeniden yaratıyor. Böylece aynen Counter Strike'daki gibi öldüğünüz zaman base'den spawn olabiliyorsunuz. Yani teknoloji sadece ufak bir traşdan ibaret. İşte biz bu olayların içinde, direnişçi bir grubun üyesiyiz. Her eyalette aynı direnişçi grubun üyeleri var ama birbirlerinden habersizler. En sonunda ayaklanıyorlar ve bu işe bir son vermeye koyuluyorlar.

Bölümler eyaletlere, eyaletler de şehirlere ayrılmış durumda. Toplam 4 ana eyalet var. Bunlar da şehirlere ayrılıyorlar. Şehirler bölüm gibi. Bu bölümlerde de çeşitli görevleriniz oluyor. Oyun yarısına kadar normal bir FPS olarak gidiyor ama yarısından sonra, şu klonlama makinesinin de ele geçmesiyle, CS benzeri bir oyun oluveriyor. 6-7 bölümde karşı tarafın üssünü ele geçirip klonlama makinesini yok ediyorsunuz. Bölüm bitmiş oluyor. Diğer görevlerin içinde kurtarma, belirli hedefleri yok etme ve bu hedefleri yok ederken sivillere zarar verme gibi görevler var. Bilin bakalım hangisini kafadan salladım

Görevler pek o kadar zor değil, çünkü nereye gitmeniz gerektiğini gösteren bir göstergeniz var. Bu gösterge dostlarınızı da göstermekte ama düşmanları göstermemekte. Sadece yuvarlak bir radar işte. Ama bazen sapıtabiliyor, bir görevi başarsanız bile halen orayı gösterebiliyor. Bu da diğer görevleri ezbere bulmanız gerek demek. Hatta bazen görevi yapmanıza rağmen görev listesinde işaretlenmiyor. Ama devam ederseniz bir sorun çıkmıyor. Ama dev gibi haritalarda ezbere ilerlemeniz gerekiyor.

Silah olarak oyunda her çeşit silah var. CS'den bildiğimiz günümüz silahlarından, yine aynı silahların geliştirilmiş versiyolarına kadar herşey var. Bunları düşmandan alıyorsunuz. Öldürdüğünüz düşmanın silahını alıyorsunuz bir de ayrıyetten üzerini arayabiliyorsunuz. Etraftan da sağlık çantaları, silahlar veya mermiler bulabiliyorsunuz. Bu silahları dostlarınıza veriyorsunuz veya geri alabiliyorsunuz. Oyunda direniş olayı hüküm sürdüğünden fevkalade bir dayanışma söz konusu.

Dayanışma dedik, hemen yapay zekadan bahsedelim. Oyunda, çok basit multiplayer oyunlarındaki bot mantığı var. Zaten oyun da bunu direk belli ediyor. Ama genelde dostlarınızın yapay zekası oldukça iyi. Oyunu bitirdim ve hiç biryere takıldıklarını görmedim. Haritanın diğer ucunda olsalar bile çağırdığınız zaman, hiç zaman kaybetmeden geliyorlar. Asla birbirlerini vurmuyorlar, düşman haklamakta iyiler. Waypoint'leri iyi çizilmiş. Düşman yapay zekası için de aynı şeyi söyleyebilirim. Düşmanları uzak mesafeden vurmak çok zor olabiliyor. Çünkü bir sağa bir sola hareket ettiklerinden, hedefi tutturmak zor oluyor. Bir de kontrollerin salak olması buna eklendiği zaman, adamın asabını bozuyor tabi.

Kontroller gerçekten çok zor. Hassasiyet ayarını tutturmak için çok uğraştım ama hedef alırken hep zorlandım. hareket etmekte bir sorun yok da, hedef almakta çok sorunlar yaşadım. Uzak mesafeli atışlarda da hep başım belaya girdi. Bunun dışında kontrollerde pek problem yok. Bildiğiniz kontroller aynen oyunda saklanmış. Ekstra birşey yok. Sadece "V" tuşu ile dostlarınıza komut veriyorsunuz, takip etme, saklanma, saldırma falan gibi.