Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-17-2015, 09:47 AM   #2
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Dönelim oyunun ikinci aşamasına, Yaratık Aşaması. Bu aşamada hücremiz büyüyüp kocaman oluyor ve bir canlıya dönüşüyor, halen daha ilkel evet ama artık çok daha sosyal ve kabiliyetli. Yaratık aşamasında oyunda ilk aksiyonu görmeye başlıyoruz artık, aslında teknik olarak sadece su yerine karadayız ve evrim geçirmeye devam ediyoruz. Ancak kendi türümüz ile ve diğer türler ile etkileşime geçebiliyoruz, hatta geçmek zorundayız, doğanın canlılarının sosyal birer varlık oldukları ve sosyal kalmak zorunda oldukları gerçeği Spore’da vurgulanıyor böylece. Karşınızda keşfedilecek koca bir kıta ve bir sürü canlı türü bulunmakta, etçiller avlanarak, otçullar ise ağaç ve bitkilerden beslenerek gelişiyorlar, DNA puanları bu aşama için de geçerli, tabii vücut parçaları da, ki yaratığınıza temel şekilleri, görünüş ve özellikleri temelli olarak katacak alan bu aşama, bundan sonra öyle her istediğinizde gözünü burnunu boynuzunu vs değiştiremeyeceksiniz, rahat olun, bol bol deneyin her türden birleşimi. Vücut parçalarını öldürdüğünüz canlılar dışında etrafta yayılmış bulunan iskelet ve canlı kalıntılarından da toplayabilirsiniz, her ne kadar memeli gibi davransalar da Spore canlıları yumurtlayarak çoğalıyorlar. Yuvanızda çiftleşerek yeni nesilleri oluşturup bir yandan da benlik kazanmaya başlıyorsunuz, boyutunuz dışında beyniniz de büyüyor. Zeka seviyesi arttıkça sürü oluşturmaya başlıyorsunuz, sırayla bir, iki ve nihayetinde üç dost canlıyı sürünüze ekleyebilirsiniz. Sosyal etkileşim bu alanda önemli. İki tür sosyal etkileşim bulunuyor, dost ve düşman. Düşman olanlar daha çok saldırı ile ilgili, ve kullanabileceğiniz saldırı tipleri taşımakta olduğunuz vücut parçalarına göre değişkenlik gösteriyor.



Yumurtadan her yeni çıkan nesle “annesi” olan yaratık yeni özelliklerin nasıl kullanılacağını itina ile gösteriyor. Dost olanlar ise diğer canlıların ilgisini çekip dostluğunu kazanmak için kullanılıyor, sürünüze sadece türdeşlerinizi değil, dostluğunu kazandığınızın diğer türlerin de üyelerini katabilirsiniz, sürü halinde avlanmak Yaratık Aşaması’nın yarısından itibaren zorunlu hale geliyor çünkü evrim ilerledikçe canlı sayısı ve gücü artıyor. Güçlü olan hayatta kalır mantalitesi ile eğer bir canlı türünü son örneğine kadar katlederseniz bonus olarak bir vücut parçası ve bol miktarda DNA puanı alıyorsunuz. Sık sık beslenmek çok önemli. Bu aşamada açıkçası dost edinmenin bir faydasını görmedim, kendi türdeşleriniz gayet işe yarıyor zaten, diğer herkesi temizleyebilirsiniz. Bu aşamada anlattığım özellik ve metotlar ne yazık ki bir yerden sonra banal ve sıkıcı olmaya başlıyor çünkü pek bir çeşitlilik yok animasyonlar açısından. Dost edinmek için şarkı söylemek de oldukça Maxis ve Sims’vari ancak tüm o gerçekçiliği alıp götürüyor, ancak yaratıklarımız son derece şirinler bunu inkar edemem. Bu arada dost edinmek için, farklı türleri etkileyebilmek için üzerinizde gösterişli süs parçaları (dikenler, pullar vs) olması gerekiyor ve vahşi, yırtıcı bir pençe ile dans etmek çok etkileyici olmadığı için en uygun vücut parçasını kullanmaya dikkat etmekte fayda var. Yeteri kadar gıda tükettikten sonra artık sevgili canlımız ateşi bulup kendine barınaklar inşa edebilecek ve ilkel uygarlığın ilk adımlarını kuracak raddeye erişiyor ve oyunun üçüncü aşamasına geçiyoruz.



Spore’un gelişkin bir sanal bebek simülasyonundan çıkıp daha ciddi ve detaylı bir strateji haline bürünmesi üçüncü aşama olan Tribal (Kabile) Aşaması’nda gerçekleşiyor. Basit bir gerçek zamanlı strateji olarak başlayan Kabile Aşaması’nda, ellerinde sopaları, üstlerini zar zor kapatan paçavraları ve birbirleri ile anlaşılmayan, konuşmadan çok belirli anlamlar taşıyan hırlamalar ile iletişim kuran ilkel kabile canlılarımızı yönetiyoruz. Artık her birinin bir kimliği, kendine ait bir benliği var. Etrafta peşine düşecek, toplanacak tek bir kaynak var o da yiyecek. Bunu da tekrar, etçilsek avlanarak, otçulsak toplayarak elde ediyoruz. Artık alet ve silah yapabiliyor evlatlarımız haliyle insansı forma kavuşmaya başlayan bu yarı-sevimli gençler için hayvanları avlamak çocuk oyuncağı. Yiyecek ile daha fazla nüfusu barındırıp dilediğiniz iyi veya nötr huylu hayvanları eğitip kendinize alıştırabilir, en önemlisi ise binalar inşa etmeye başlayabilirsiniz. Yaratık Aşaması’nda olduğu gibi sosyal konularda çok bir seçenek sahibi değiliz. Ya saldırıyoruz, ya da dost oluyoruz. Komşu kabileler ve vahşi hayvanlar yiyeceklerimizi çalabilirler tetikte olmak lazım. Sosyal etkileşimde önceki aşamaya göre daha farklı bir eğilim bulunuyor, dost olmak için seçeceğiniz dört enstrümandan birisi ile resital vermek gerekiyor. Saldırmak için ise önceden hangi silahı kullanacağınızı seçmek. Öldürüp kökünü kuruttuğunuz her kabile size totem kafası olarak geri dönüyor ve totem havuzundaki yerini alıyor. Eğer havuzda beş adet kabile totemi olursa bir sonraki aşama olan Uygarlık Aşaması’na geçizliyoruz. Bu aşamada orta ve üstü deneyimli strateji ve RTS oyuncuları için çok zorlayıcı bir şey bulunmuyor. Yaratığınızın giysilerini ve silahlarını, görünümlerini değiştirmek dışında fiziksel bir düzenleme yapılamıyor, dilerseniz çeşitli kolye vs gibi zıynetler ile süsleyip saldırı ve/veya dost edinme şansını deneyebilirsiniz ancak kendi binalarınıza daha var.



Gelelim oyunun dördüncü aşamasına, Uygarlık Aşaması. Bu aşama, önceki Kabile aşamasının biraz daha yükseltilmiş sürümü, ancak bu sefer çok daha büyük bit emel uğruna, dünyayı ele geçirmek uğruna mücadele ediyoruz ve bunu yapmak için de dünya üzerindeki şehirleri kaba kuvvet, kültürel erozyon ve rüşvet uygulayarak ele geçiriyoruz. Tıpkı Civilization’da olduğu gibi tek bir şehir ve tek bir kara ünitesi ise oyunun bu aşamasına başlıyoruz. Gelir elde etmek için baharat ticaretini kullanıyoruz, ele geçirilen baharat noktaları ile daha fazla birim ve bina alacak ve şehirleri geliştirip yükseltecek savunma ve diğer bina türlerini karşılayacak maddi gücü elde ediyoruz. Ev yaparsanız nüfus artar, artan nüfus daha büyük bir ordu demek ancak daha fazla gıda lazım demek. Fabrikalar da para kazanmanızı sağlayacak ama mutsuzluğa yol açıyorlar bir noktadan sonra, eğlence merkezleri ise halkın mutluluğunu yükseltiyor. Civilization oynamış olan herkes için bu aşama çocuk oyuncağı olarak geçecektir. Ele geçirdiğiniz şehirleri özel olarak askeri, dini veya ekonomik üniteler üretecek şekilde ayarlayabilirsiniz. Ancak oyun derinleşip genişlese de yapılacak çok fazla şey yok, kendi tasarladığınız bina, araç ve askerleri kullanmak dışında aman aman artısı olan bir aşama değil. Yapay zeka ara sıra size saldıracak ve güçleri ile sizi sınayacak ama ağır bir hasar verecek kadar toplu ve konsantre bir kuvvet uygulamaktan kaçınacak, tüm gerçek zamanlı strateji kurtları buraları gözleri kapalı bile geçecektir.



Ve nihayetinde geldik Uzay Aşaması’na. Oyunun beşinci ve son aşaması, yaşamın son öngörülen halkası tek hücreden alıp ellerimizle besleyip büyüttüğümüz yaratığımız kabileler uygarlıklar derken artık galaktik bir imparatorluğun liderliğine soyunuyor. Uzay Aşaması, oyunun en geniş, en detaylı ve en uzun kısmı. Hatta öyle ki, önceki aşamalar sanki uzunlamasına bir tutorial gibi geliyor. Oynanış açısından olduğu kadar çeşitlilik açısından de en genişi. Uzay Aşaması, ne kadar tuhaf gelse de kulağa, tam anlamıyla bir tek kişilik çok oyunculu devasa online oyunu andırıyor. Galaksi içerisinde oradan oraya gezip dolaşabilir, sayısız yıldız ve gezegeni ziyaret edebilir, her biri farklı bir aşamada olan gezegenlerde koloniler kurup imparatorluğunuzu geliştirebilirsiniz. Bazı gezegenlerde yaşam veya yerleşim yok ancak çoğunda bulmak mümkün, dikkati elden bırakmamak lazım, keza bazı gezegenler sizin dört aşama öncesindeki halinizde olurken bazıları size diş bileyebilecek aşamada olabilir. Oksijen ve bitki örtüsü bulunmayan gezegenler üzerinde atmosfer kurup yaşama uygun hale getirecek şekilde terraform işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Canınız sıkıldığında birkaç tanesini sinek gibi ezebilirsiniz. Maalesef, ne yazık ki Palpatine cübbesi veya Vader maskesi yok oyunda, en azından şimdilik. Komşu imparatorluklardan çeşitli görevler alıp peşinde koşturabilirsiniz. Uzayda savaşlara katılıp, sizden daha ilkel olan türleri sona erdirebilirsiniz. Münasip gördüğünüz yerlerdeki yaratıkları alıp farklı gezegenlere yerleştirebilirsiniz, bu noktada gelişmiş uzaylı bir uygarlık ile Tanrı arasında bir role bürünüyorsunuz ve kontrolü elinize alınca ne kadar eğlenceli olabileceğini tadıyorsunuz. Uzay Aşaması, Spore’un gerçekten de en derin kısmı, diğerlerinin hepsinin toplamından da daha uzun sürüyor.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla