Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-21-2015, 09:19 AM   #2
meltem
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Sıfırdan daha yükseğe

İlk bölümler aslında bir bakıma tutorial özelliğini de taşıyorlar ancak bir yandan özelliklerimizi geliştirmeye de devam ediyoruz. Kılıcımızı çok kullandığımız zaman kılıç özelliğimiz artıyor, zıplama ya da gizlilik özelliklerimizi kullandığımızda, onlar da artış gösteriyorlar. Yani uzun lafın kısası, yaptığımız her hareket, bizi bir bakıma sürekli geliştiriyor ve daha iyi bir savaşçı haline getiriyor. NPC’lerle girdiğimiz diyaloglarda bile bunun meyvalarını yiyoruz. Onlarla oluşturduğumuz olumlu diyaloglar, bizlerin sosyal ilişkilerini de arttırıyor ve bunun sonucunda onlardan daha fazla bilgi alabiliyoruz. Bu biraz da bizim karakterimizin sosyal özelliğiyle de alakalı. Çevreye verdiğimiz zarar ya da yaptıklarımız da bir başka etken. Birilerinin karşısında birşey çalıyorsak ya da kılıçla bir manevra yapıyorsak, bu sefer bizden şüphelenebiliyorlar. Bize güvenlerini kaybettikleri zaman hiçbirşey konuşmuyorlar, daha da kötüsü düşman kesilip saldırabiliyorlar. Bir yandan hayatımız ve görevlerimiz için dövüşmeye devam ederken, gerçek hayatımızı göz önünde bulundurup, NPC’lere de buna uygun şekilde davranmamız gerekiyor. Bize olan güven ya da güvensizliklerini konuşmalarından ve suratlarından da anlayabilmek son derece güzel ve oyuna renk getiren bir özellik oluyor. Bölüm geçtikten sonra bizlere hangi büyüyü almamızı istediğimiz soruluyor ve bu sayede yeni büyüler kazanıyoruz. Bunları kullandığımız zaman ilk başlarda fazlaca mana gidiyor, ancak daha sonra kendimizi geliştirdikçe giden mana sayısı da azalıyor. Çok çeşitli büyülerimiz var, bunların bazıları avantaj sağlamanın yanında, yanlarında çeşitli zararlar da getirebiliyorlar. Atak gücümüzü arttırırken, zırhımızdan eksilten, ya da yorgunluk seviyemizi düzeltirken, saldırılara daha açık hallere getiren büyülerimiz mevcut. Oblivion’un en can alıcı noktalarından birisi ise, kendi büyülerimizi kendimiz yapabilmemiz. Gerekli eşyayı bulduktan sonra Inventory’mize alıyoruz, etraftan topladığımız bitki, et, yiyecek ve bunun gibi değişik materyalleri, bu eşya içerisinde kullanarak kendi büyülerimizi oluşturabiliyor ve üzerimizde kullanarak faydalı hale getirebiliyoruz. Büyü hazırlama ekranında, malzemelerimizi karıştırırken o anda nasıl bir etki edeceğini de takip edebiliyoruz. Gerçekten son derece renkli ve bizleri farklı arayışlara götürebilecek bir özellik. Fare etlerini bir bakıma bu yüzden de biriktirmenizde fayda var. Bunun dışında, topladığınız herşeyi, istediğiniz zaman ilgili kişilere satma şansına sahipsiniz. İlk olarak kaleye geldiğinizde, oranın otelcisi ve aşçısına gittiğinizde, sizin üzerinizdeki yiyecekleri alabiliyor. Böylece bir yandan para da kazanmış oluyoruz.

Konuşmak da var

Tabii herşey savaş demek değil. Yeri geldiği zaman gizlilik özelliklerini de geliştirmemiz gerekiyor. Bazen kalabalık düşmanların olduğu yerlerde zorluk çekmemek için gizlenmeli ve fırsat bulduğumuz zaman gizlice saldırmalıyız. Böyle olduğu zaman düşmanın daha fazla canı gidiyor ve biz de daha rahat ediyoruz. Bir de lockpick olayı var. Bazı cesetlerin üzerinde lockpick’ler var, bunları birikterek, kilitli kapıların ve sandıkların üzerinde kullanabiliyoruz. Lockpick yapacağımız durumlarda, yeni bir ekran açılıyor ve burada bulunan 4-5 tane çubuğu üstteki aynı hizaya getirmeye çalışıyoruz. Geldikleri zaman da hemen sol mouse tuşunu kullanıp, elimizdeki lockpick’i boşa kullanmadan kapıyı açıyoruz. Bunu bir mini oyun gibi görecek olursak, içerisinde bunun gibi birçok mini oyuna da rastlamak mümkün. Çünkü, konuşmadıkları zaman NPC’leri rüşvet karşılığında konuşturma durumunda da kalabiliriz. Aslında, savaşmak ve hayatta kalmanın dışında, Oblivion’da sosyal ilişkilerimizi de son derece mantıklı kullanmalı ve bize gereken bilgileri ve materyalleri bu sayede almalıyız.

Oblivion bize oldukça fazla sayıda alet-edevat vaadediyor ve herbirinin özellikleri de birbirlerinden fark ediyor. Bazı eşyaları her iki elimize de yerleştirebiliyoruz. Bir elimizde kılıç diğer elimizde kalkanımızı kullanabiliyoruz. Tabii bazı silahlar iki el için yaratıldıklarından dolayı, kalkan kullanamadığımız zamanlar oluyor. Meşale de son derece önemli bir unsur. Karanlık yerlere geldiğimiz zaman, meşaleyi elimize alıp yolumuzu aydınlatabiliyoruz. Bir diğer enteresan alet ise, tamir çekici. Repair Hammer olarak geçiyor ve hasar almış olan silahlarımız üzerinde kullandığımızda biraz olsun tamir edebiliyor, bu da bizim işimize yarıyor. Her yaptığımız aksiyonun, bir özelliğimizi arttırdığını da ayrıca belirtelim. Topladıklarımızı yemek, üzerimizdeki tamir etmek, bol bol kilit kırmak, zıplamak derken, bu özellikleri içine alan kategorideki tüm özellikler ufak ufak artışlar göseriyorlar. Şahsen benim çok sevdiğim bir olay bu; yaptığımız herşeyin bir sebep sonuç ilişkisi ve bunları da kullanabildiğimiz yerler var. Olaylar, karakterler ve insanlar arasındaki ilişkiler, Oblivion’da gerçekten takdire değer biçimde ayarlanmış. Bu da, bir bakıma bizi her oynadığımızda değişik olayların beklediği sinyalini de verebiliyor.Sesler ve müzikler konusunda söylenecek güzel şeyler var. NPC ve karakter seslendirmeleri son derece kaliteli yapılmışlar ve filmleri aratmıyorlar. Bunun dışında silahların sesleri ve çevreden gelen doğal sesler oyunun içerisinde son derece gerçekçi duruyor. Müziklere gelince, en başta şehrin üzerinden şöyle bir geçerken ve oyuna hazırlanırken çıkan video sırasında çalan müzik son derece iyiydi ve hatta bana biraz olsun Yüzüklerin Efendisi’nin müziklerini bile andırdı. Gayet sağlam bir orkestrayla yaratılmış, kulağa da son derece güzel geliyor. Evinizdeki ses sisteminizi ortalamanın biraz üzerinde olduğu zaman, Oblivion’dan son derece güzel surround ses alabileceğini tahmin ediyoruz.

Radiant yapay zeka sisteminin kullanıldığı yapım, dövüş kısmında vasat, sosyal etkileşim kısmında iyi bir performans sergiliyor. Düşmanlar bizi gördükleri zaman böyle panik yapar gibi saldırmaya başlıyor ve şuursuzca bize vuruyorlar. Korunacakları zaman da sadece kalkanlarını havaya kaldırıp bir süre bekliyorlar ve bu sanki programlanmış biçimde cereyan ediyor, bu yüzden de göze pek hoş gelmiyor. Başlarda karşımıza çıkan dev fareler de ilk başta bizi gördükten sonra, ilk başta yan ana koyun gibi sekmeye başlıyorlar ve ondan sonra üzerimize gelip saldırmaya başlıyorlar. Zaten tek vuruşluk canları var, çok da fazla yaşamıyorlar karşımızda. Hem bizim yanımızda savaşan, hem de düşman niteliğindeki insan yapay zekasına gelince, o da aslında pek tatmin eder gibi durmuyor, sadece düşmana doğru gidip öylece vurmaya başlıyorlar, ya da işte bazen akıllarına geldiğinde korunuyorlar. Sosyal etkileşimler ve konuşmalarda bu durum biraz daha kendini düzeltiyor ve oldukça enteresan diyaloglar ortaya çıkıyor. Her NPC, kendi farklı karakterine sahip ve onlara uygun hareket etmemiz gerekiyor ki, daha sonra onlarla papaz olmayalım. Mesela, saraydaki mutfağa girdiğimizde, aşçıyla konuşurken ona sormadan önündeki elmalardan birisini aldığımı zaman, kendisinde yeteri kadar antipati uyandırmış oluyoruz. İşte daha önce de söylediğimiz gibi, Oblivion’daki her NPC’ye, gerçek bir insanmış gibi muamele yapmamız gerekiyor.

Yaşamak ve savaşmak

Büyük ihtimalle birçok ayrıntıyı da daha görememişizdir. Çünkü, o kadar kapsamlı bir yapım ki, bitirseniz dahi birşeylerin eksik ya da daha önce görmemiş olduğunuzu farkedip tekrar baştan oynama ya da en azından karakter değişip tekrar değişik birşeyler ile uğraşma ihyacı hissedebiliyorsunuz. Hatta bu konuda şöyle bir özet geçelim; Oblivion son zamanlarda oynadığımız tekrar oynanabilitesi en yüksek oyun olma özelliğini de taşıyor. Bu yüzden, gerçekten iyi bir yapım olma özelliğini sonuna kadar hakediyor. Uzun uzun oynayıp bitirmiş olmanız bile, yeni birşeyler keşfetmek ya da başka bir karakterin değişik özelliklerini ve büyülerini test etmek adına yeni baştan oynayabilirsiniz.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla