Oyun Dünyası'nda değişim gösteren, oyuncuyu bambaşka odaklara çeken yapımlar vardır. İster Kamyon Simulasyonu olsun , İster FPS. Bir şekilde diğer yapımlardan farkını belli ederler.
Hard Truck serisi hakkında söylenebilecek fazla birşey yok, diğer birçok rakibinin biraz grafik - biraz oynanabilirlik arttırılıp piyasaya sürülmüş hali. Hard Truck , King of The Road veya bir başkasının amacı sonuçta aynı olduğundan bu kategoride bayatlamaya yüz tuttu.

Hard Truck serisi kısa zaman önce radikal bir karar aldı, eğlenceye odaklı , simulasyona biraz uzak bir tır simulasyonu. Fikir olarak kutlanacak bir düşünceydi. Duyurulduktan sonra Önincelemesini okumuş(Sitemizde bulabilirsiniz.) , Videolarını izlemiş , Ekran Görüntülerini defalarca gözden geçirmiştim. Neyse ki fazla sabırsızlanmadan oyun elimize ulaşmış bulunmakta.

Oyunumuz Tek CD üzerinden geliyor , 600 küsür MB kadar bir yer işgal ediyor. Grafikler çağa göre geride kalmış olmasına rağmen istediği konfigurasyon grafiklere oranla çok daha ileride. Yine de 2.4 Ghz , 512 MB Ram , 128 MB Ekran Kartı ile Ayarları "Düşük" e çekerek oynayabilirsiniz. Grafiklerden birazdan daha detaylı bahsedelim.



Oyunun Giriş Ekranı ve Menüleri oyuna uyum sağlamış. Ancak sizi oyunun havasına çekmekten uzak ve etkisiz olmuşlar. Vakit kaybetmeden oyuna girdiğimizde ilk tırımız da elimizin altında oluyor. Bu sırada giren ara videodanda anlayabileceğiniz gibi , Ara Videolar pek başarılı değil, vurucu olmaktan çok; uzun ve gereksiz replikler ile can sıkmak için yapılmışlar. ESC tuşunun faydalarını görebiliyoruz.

Oyundaki Kontroller ve oyun mekanizması hakkında yapılabilecek fazla bir yorum yok. Mouse ve Klavye koordinasyonunu sağlamakta bazen yetersiz kalabilsekte oyun için uygun durmuş diyebiliriz.
Kamera açıları bir felaket değil, ama araç içi kameranın bulunmaması böyle bir oyun için atmosferi baltalamış. Birçok sahnede yağmurun altında, huzurlu huzurlu ilerlerken "Keşke aracın içinden bakabilsek" dedirtiyor.



Yapımcıların önceden duyurduğu bir özellikde , özelleştirilebilir araçlardı. Yani istediğimiz parçayı veya silahı alıp aracımıza monte edebilecektik. Bu konuda dediklerini yapmışlar , zavallı bir araçtan bir canavar çıkartamasak ta, yinede parça yelpazesini geniş tutmuşlar. Ancak aynı silahın birçok türü olabilmesine rağmen, her türünün görüntüsü diğerinin kopyası. Silahları pek iyi modellememişler. İsteseler bu kadar kötü olmazdı sanıyorum.

Oyun bir konudan oldukça yoksun. Şahsen sıkıcı ve uzun gereksiz boş replikler taşıyan videoları izlemediğim için konu hakkında bir fikir sahibi değilim. Sürekli biryerlere gidiyor, eşya taşıyıp birilerine ateş açıyoruz. Oyundaki ana fikir bu. Tabii ki bu biryerden sonra(genellikle ilk 1.5 saatten sonra) inanılmaz monoton ve angarya oluyor. Görevler arasında pek farklılık yok, bitsin diye dua edip metre sayıyoruz.
Bu durumda bir oyundan ne beklediğiniz, benim buraya yazabileceğim upuzun bir makaleden çok daha önemli. Sürekli amaçsız bir biçimde biryerlere gitmek, yolda birileriyle kapışmak size keyif veriyorsa, bu sizin oyununuz olabilir.
Hard Truck : Apocalypse'de Simulasyon ve Arcade türleri arasında gidip gelmişler, karar veremeyip tam ortada durmuşlar sanıyorum. Ne önceki oyunlarındaki Simulasyon tadını , ne de diğer oyunlardaki Arcade tadını oyunda bulamıyoruz. Öyle ki gerçekten heyecanlanmak şöyle dursun, hoşunuza gidebilecek sahneler bile bir elin parmaklarıyla sayılabiliyor.

Aslında ; şuan yaptığım, kısa kesilip bir paragrafta anlatılacak bir oyunu lafları uzatarak bir incelemeye çevirmek. Git,Vur,Satın Al demek bile yeterli aslında. Gittiğiniz şehirlerde bir canlılık bulmayı bekliyorsanız çok hayalperestsiniz demektir. Çünki bir şehire girince bir menü geliyor ve oradan satın alma ve ticaret işlerini yapıyorsunuz. Yokettiğiniz araçlardan düşen parçaları ve başka şehirlerden aldıklarınızı burada satıyor ve para kazanmaya çalışıyorsunuz. Konuşabileceğiniz 2-3 tane kişi var.
Aslında bu konuşma meselesini ayrı bir konu olarak almak lazım. Ben hayatımda bir oyunda daha bu kadar yapmacık bir konuşma sistemi görmedim. Bu sistem size diyeceğiniz şeyi seçme şansı veriyor, fakat çoğu konuşmada tek seçenek var!
Yani ister istemez onu seçmek sorundasınız Aslında bu gözden mi kaçtı yoksa oyuncuyla dalga geçmeye mi çalışmışlar anlayamadım.



Oyunun isminde "Apocalypse" geçmesine rağmen mekanlar yemyeşil ağaçlarla kaplı. Yani oyunu alırken bir cehennem beklerken bir anda kendimizi tarlalar, ağaçlar , bitkiler ve güzel tepeler arasında buluyoruz. Oyunu "Apocalypse"(Kıyamet) yapan tek şey ; 2 adımda bir düşmanların çıkması ve bunları "çata çuta" şeklinde yoketmek. Çayır Çimenin ortasında Kıyamet'i yaşamak ise sizin hayal gücünüze bağlı.

Ses olarak çok başarılı bir grafik çizmiyor, efektler fena değil. Müzikler varmı yokmu hatırlayamıyorum bile. Arasıra "Dındın" diye gelip geçen şeyleri müzik diye koymuşlardı yanlış anımsamazsam. Zaten müziğin olup olmadığını farketmek mümkün değil. O denli geriplana atılmışlar.

Bu yapımımızın eksik yönlerini bu kadar yüzüne vurduğumuza göre zaten sayılı olan birkaç artısından bahsedebiliriz. Öncelikle oyunumuz tamamen farklı, yapılmamış fantastik birşeyi tema olarak almış. Bu fena bir fikir değil. Tarlalarda Kıyamet'i icat etmeseler daha iyi olurmuş. Araçların patlama efektleri bazen çok hoş sahneler yaratabiliyor, gece kovalamacaları(çok nadir) keyifli geçebiliyor. Tır Oyunları konusunda yeni bir çağ açmış gibi duruyor, bunu oynadıktan sonra başka bir tır oyununu bir süre aklınıza getirmiyorsunuz.

Sonuca doğru yaklaşırken, asıl soru : benim ne düşündüğüm değil, sizin bir oyundan beklentileriniz. Amaçsız bir biçimde ordan oraya yük taşımak , o esnesnada çatışmak ve gitgide daha güzel araçlar almak sizin bir tır oyunundan beklentinizse, bu oyun sizi çok mutlu edecektir. Eğer bir simulasyon oyuncusuysanız veya bu oyunu merakla beklediyseniz; yaklaşmasanız daha iyi.
Oyunun videolarda ve tanıtım-önincelemelerde çok hoş ve ilgi çekici olduğunu biliyorum. Fakat ne yazıkki bu potansiyeli yukarıda saydığım bir dolu nedenden dolayı heba etmiş.

Darısı Apocalypse 2'ye diyorum ve iyi oyunlar diliyorum.