Left 4 Dead, kooperatif oyunlara yeni bir soluk getirmişti. Geçen sene bu zamanlarda çıktığında tonlarca ödül kazanmakla kalmadı, kendine ait çok sıkı bir hayran kitlesi de elde etti. Ama 2009’un yazında Left 4 Dead 2’nin çıkacağa duyrulduğu zaman bazı oyuncular oyunu boykot etmeye başladı. Bunun üzerinde Valve’ın kurucusu Gabe Newell, boykot grubunun liderlerini stüdyolarına davet ederek oyunu oynattı. Sonuç; boykot grubunun liderleri de dahil birçok üyesi oyun çıkmadan ön siparişte bulundu.

İnsanların bu kadar tepkili olmasının nedenlerinden biri ilk oyunun üzerinden sadece 1 yıl geçmiş olması, diğer nedeni ise oyunun tam fiyata satılıyor oluşu. Ama bu konu hakkında söylemek istediğim birkaç şey var. Valve bizim önümüze ilk oyundan güç alan dandik bir ikinci oyun sunmuyor. Left 4 Dead 2 bize 5 tane farklı senaryo, yeni silahlar, yeni özel zombiler, tamamı ile yeni ses sanatçıları ve bunun gibi, bedava verilmesi düşünülemez özellikler sunuyor. Kanımca oyunun vadettikleri ile istediği meblağ arasında bir uçurum yok. Hatta verdiğiniz paranın hakkını sonuna kadar alıyorsunuz.

Left 4 Dead(L4D)’deki senaryolar birbirinden kopuktu. Bölümler arasında bir bağ yoktu ama Left 4 Dead 2(L4D2)’de bu durum değişiyor. Enfeksiyondan iki hafta sonra, 4 sağ kalan yabancı insan, Savannah’ta bir alışveriş merkezinin çatısında birbirleriyle kaynaşıyor ve kurtuluş için New Orleans’daki askeri barikata gitmeye çalışıyorlar... Tabi ki yolda çok, çok fazla zombi öldürerek.

Dediğim gibi oyunda 5 tane senaryo var. Bu senaryolar ilk oyundakilerine göre çok daha özenle hazırlanmış, oldukça uzun ve tatmin ediyorlar. “Dead Center”da ekip zombiler tarafından istila edilmiş alışveriş merkezinden canlı olarak çıkmaya çalışıyorlar. “Dark Carnival”da karnaval içindeki konser alanına gitmeye çalışan sağ kurtulanlar; “Swamp Fever”da bataklıktan kurtulmaya çalışıyorlar. Bataklıktan sonraki bölüm olan “Hard Rain”de ise, botları için fırtına ve yağmur eşliğinde benzin almaya çalışıyorlar. En son olarak da –demoda da ilk iki bölümü bulunan- “The Parish”de ise ekip, askeri kontrol noktasına varmaya çalışıyor.

Eminim ki birçok oyuncu L4D’deki Francis, Zoey, Bill ve Louis 4’lüsüne çok bağlanmıştı. Benim de hoşuma giden bu ekip, L4D2’de yer almıyor. Ama sakın üzülmeyin çünkü onların yerine gelen Nick, Rochelle, Coach ve Ellis, eskilerini aratmıyor. Ellis’in gevezeliği. Nick’in artist tavırları. Coach’un babacanlığı ve Rochelle’in içten gülüşleri(Saba Tümer?) kesinlikle sizi onlara bağlıyor.

Yeni sağ kalanlarımızın dışında, oyuna eklenen yeni özel zombilere de bir göz atalım. Jockey; Hızlı hareket edebilen ve üzerine atladığı kişiyi istediği yöne doğru çekebilen bir zombi. Özellikle de sağ kalanları Spitter’ın tükürüklerine ya da Witch’in yanına çektiği zaman bir taşla iki kuş vurabiliyor. Spitter; Tükürdüğü yeri asitle kaplayabiliyor. Ayrıca öldüğü zaman da az da olsa ölüm yerine asit bırakabiliyor. Charger da, Tank ile benzerlik gösteren ama Tank’dan daha zayıf olan bir özel zombi. Sağ kurtulanlara çok hızlı bir şekilde koşup çarpabiliyor, hatta 4’ünü birden öldürebiliyor. Bu yeni eklenen özel zombilerin dışında, ilk oyundan tanıdığımız Tank, Witch, Smoker, Hunter ve Boomer da L4D2’deki yerini koruyor.

L4D serisinde iki çeşit zombi vardır; özel zombiler(bir üst paragraftakiler) ve basit zombiler. Basit zombiler Versus Mod’da oynanamaz ve tek başlarına pek bir işe yaramazlar. Ama özel zombiler tek başlarına bütün bir takımı alaşağa edebilirler(özellikle de Tank ve Charger). İşte L4D2’de bu iki tür zombilere bir yenisi ekleniyor. Bu zombiler bulundukları senaryolara özeller ve basit zombilerden biraz daha zor ölüyorlar. Hatta bazılarının özel güçleri bile var. Örneğin, Dark Carnival’daki Palyaço ayakkabılarının çıkardığı sesler yüzünden yanındaki zombileri sağ kurtulanlara saldırtabiliyor. The Parish’deki polislerin üzerindeki zırh yüzünden sağ kurtulanlar polise silahlarının dipçiği ile ya da kesici/kırıcı silahlar ile vurup, ters çevirip, zırhının zayıf noktası olan arkasından ateş etmek zorundalar. “Dead Center”daki Hazmat kıyafetli zombiler ise de ateşe dayanaklı olduklarından dolayı molotof kokteyli bunlara işlemiyor. “Swamp Fever”daki Mudman’ler ise bataklıkta neredeyse görünmez olup çok hızlı bir şekilde hasmına saldırabiliyor. Son olarak da “Hard Rain”deki inşaat işçileri, kafalarına taktıkları kasklar nedeni ile kendilerine az da olsa bir koruma sağlıyorlar.

L4D’de silah çeşitliliği azdı. Ne güzeldir ki, L4D2’de istemediğimiz kadar silah emrimize amade. İki çeşit pistolün dışında, oldukça etkili olan Desert Eagle ve Magnum L4D2 ile birlikte zombiler dağıtmamız için bize veriliyor. Oyundaki silahlar seviye 1 ve 2 olarak birbirlerinden ayrılıyorlar. Seviye 1’de, ilk oyundan da hatırlayacağımız Shotgun’lar ve hafif makinalı tüfekler yer alıyor. 2. Seviye’de ise otomatik tüfekler, av tüfeği, Sniper tüfeği ve otomatik Shotgun gibi daha “ağır” silahlar devreye giriyor. Ayrıca bunların dışında, bomba atar silahını da kullanabiliyoruz.