meltem

Supreme Commander üs kurma ya da kapsamlı mikro yönetim gibi RTS geleneklerini kucaklarken bir yandan da taktiksel haritada zoom-out, fizik tabanlı silah çeşitleri ve yüzlerce üniteden oluşan devasa ordular gibi RTS oyunlarının pek alışık olmadığı türde yenilikleri bizlere sunmuştu. Maalesef yüksek sistem gereksinimleri ve oyunun temel konseptinde yatan karışıklıktan dolayı, oyun her ne kadar inceleme puanları bakımından iyi bir başarı elde etmiş olsa da, oyunun popülaritesi asla rakipleri Command & Conquer ve StarCraft seviyesine ulaşamadı. Belki de bu yüzden Supreme Commander 2 Blizzard ve EA'in sektördeki hakimiyetine yeterli bir tehdit olabilmek için önceki oyunlardaki sorunlara bu kadar fazla yoğunlaşmıştır.

Oyunda Cybran Nation, Aeon Illuminate ve United Earth Federation olmak üzere üç farklı grup var ve her bir grupta 6 görev gerçekleştiriyoruz. Bu görevlerimiz ise alan savunması ve saldırı gibi her RTS’de karşılaşılan klasik işler.

Gas Powered Games’in oyunda yaptığı değişiklikler ilk andan itibaren göze çarpıyor. Fark ettiğim ilk değişiklik oyundaki yeni biçimsel görünüşün gruplar arasındaki farklılığın daha da hissedilir olmasını sağladığı oldu. Üç ana grubu tanımlamanız için ekrana bir bakış atmanız yetiyor. Örneğin bir Aeon yer kuvveti, Cybron’ın donanma kuvvetinden çok daha farklı gözüküyor. Bu yeni görsel yaklaşım ayrıca oyunun, ilk oyuna kıyasla çok daha rahat bir şekilde çalışmasına da olanak sağlıyor. Orta sistemli bir bilgisayarda oyunun bütün ayarlarını “high” seviyesine getirdiğinizde bile oyunu rahatlıkla oynayabilirsiniz.

Oyunda bazı büyük savaş anlarında yavaşlamalar fark ettim ancak bunun dışında oyun gayet akıcı ve hatasız bir şekilde işliyor. Bunda şüphesiz modifiye edilmiş Demigod motorunun da payı büyük. Bu motor sayesinde SC2’deki çevre yapısı önceki oyuna kıyasla çok daha doğal görünüyor.

Oyunun grafiklerinde ve optimizasyonunda gerçekleştirilen bu yenilik dışında ikinci oyunun haritalarında yapısal bölge için yer alan geniş boşluklardan da kaçınılmış. “Choke Pointler” ve dikkatle yerleştirilmiş kaynaklar strateji yönlü oyunculara çok daha fazla alan yaratıyor ve ayrıca bunlar çoğunlukla daha çeşitli manzara tiplerinin oluşmasını sağlıyor. Bazı haritalar dörde dört savaşların yapılacağı geniş kompleksler olarak bazı haritalar ise bire bir online savaşlar için harika birer tropik harita olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca yüksek birim sınırlandırması bu oyunda da mevcut, ancak asla 300 birim sınırına ulaşabileceğimi sanmıyorum. Genellikle ordularımı 200 birim seviyesinde tuttum, aslında savaş alanından taşan birimler görevimi başarmak için fazlasıyla yeterliydi ancak fazladan kuvvetin zararı olmaz.

SC2’de yer alan yeni upgrade sistemi de oyunun güzel eklentilerinden biri. İlk oyundaki her bina ya da ünite 3 aşamaya sahipti ve upgrade işlemeleri oyuncuyu bir hayli zorluyordu. SC2 ise tüm bu upgradeleri bir araya toplamış ve tek bir araştırma penceresine yerleştirmiş. Bu pencereye geçmek için tek bir mouse tıkı yeterli oluyor. Üniteler, binalar ve ACU’lara (Armored Combat Unit) kadar her şey bu pencerede upgrade ediliyor ve böylece oyuncunun mikro yönetimi de önemli bir ölçüde azaltılmış oluyor.

Araştırma penceresi ayrıca oyundaki 3 grup arasındaki gerçek farklılıkları da bulacağınız yer. Her grup kendine has geniş bir teknoloji ağacına sahip. Ayrıca gruplar birbiriyle dengelenmiş durumda. Yani gruplar arası bir üstünlük söz konusu değil. Her grubun kendince avantajları ve dezavantajları var. Örneğin Aeon artık naval birimine sahip değil ancak bu açığını Sea Hunter gibi ilginç yeni birimlerle telafi ediyor.

Elbette ki bir RTS’nin asıl başarını gösteren onun oyuncuya sunduğu online deneyimdir ve mutlulukla belirtmeliyim ki SC2’de 6 yapay zeka ve 2 oyuncunun savaş meydanını paylaşsa bile oyun oldukça düzgün şekilde çalışıyor. Tamamen gerçek oyuncularla kapışma imkanım olmadı ancak, SC2’nin o şartlar altında da işlerliğini koruyacağını düşünüyorum.

SON SÖZLER
SC2 ilk oyundaki önemli eksiklikleri ele alarak onları gidermeyi başarmış. Oyunun sahip olduğu büyük alan inanılmaz saldırı ya da savunma savaşlarının yaşanmasına olanak tanıyor. İlginç multiplayer seçenekleri ve ilk oyuna göre istediği düşük sistem gereksinimleri ile SC2 dikkate alınması gereken bir RTS olarak karşımıza çıkıyor. Güzel oyunlu günler...