meltem

Hikayemiz, son Ghost Recon maceramızın 15 yıl sonrasında başlıyor. Aşırı milliyetçi bir örgüt, Rusya’da önce karışıklık çıkarıyor ve sonra da yönetimi ele geçiriyor, bununla da kalmayıp İskandinav ülkelerine saldırıyor. Yeni bir dünya savaşının patlak vermesi an meselesi. Bunun üzerine olaya -her zaman olduğu gibi- ABD dahil oluyor ve son model savaş teknolojisiyle donattığı "Ghost" adındaki özel birliğini barışı sağlamak amacıyla görevlendiriyor. Oyunun senaryosundaki as karakter, bu birliğe yeni katılmış ve "Kozak" adında bir çömez. Bu yeni savaş kahramanı adayımızın Ghost takımındaki görevini tercihimize göre belirledikten sonra hikayenin kalbine doğru yol alacağız.
Hikayemize Ghost takımındaki rolümüzü seçerek başlayacağız ve bu konuda da bize dört farklı seçenek sunulacak. Takımın Commando rolünü üstlenirsek klasik bir savaş adamı olacağız. “Klasik” diyorum ama bu terim sizi yanıltmasın; çünkü Ghost takımının üstün teknolojik donanımı var işin içinde. Commando’nun omuzlarında mini roketatarlar olacağını söyleyeyim ve gerisini siz düşünün en iyisi. Ghost birliğinin ikinci silahı, Recon adını taşıyor. Recon, ışığı kıran optik kamuflajları sayesinde görünmez olabiliyor. Böylece takımın sinsi planlarını da üstlenmiş oluyor. Üçüncü seçenekteyse Engineer çıkıyor karşımıza. Engineer, elektromanyetik yetenekleriyle olaya dahil oluyor. Elektronik aksama sahip tüm cihazları devre dışı bırakabildiği gibi yanında gezdirdiği ve "drone" denilen savaş makinesiyle savaş ortamını daha da kızıştırabiliyor. Dördüncü seçeneği de bir takımın olmazsa olmazlarından olan Sniper oluşturuyor ki bu konuda da pek fazla söze gerek yok galiba; Sniper işte...




Bildiğiniz gibi Ghost Recon serisindeki tüm oyunlar, takım oyununa ve taktik anlayışına dayalı olmuştur şimdiye kadar. Future Soldier’da da bu yapı değişmeyecek ama az önce kabasını aldığım Commando, Recon, Engineer ve Sniper sınıfları sayesinde mutlaka değişik bir Ghost Recon’la karşılaşacağız. Olayın ilginç yanı, “link-up” adı verilen sistem sayesinde diğer takım elemanlarıyla bir nevi fonksiyon alışverişi yapabilecek olmamız. Cephane ve ekipman alışverişi bir yana dursun, bu sistem sayesinde takım liderini tek bir tuşla otomatik olarak takip edebileceğiz. Böylece takımımızı veya yolumuzu kaybetmek gibi bir risk olmadan, üstelik yürümek gibi bir çabaya bile gerek duymadan ortalığa rahat rahat kurşun yağdırabileceğiz. Özellikle benim gibi rotasyon sorunlu ve tembel adamlar için inanılmaz bir rahatlık olacağını düşünüyorum bu sistemin.
Future Soldier’ın senaryo modunu tek başımıza veya co-op modu eşliğinde diğer oyuncularla oynama imkanımız olacak. Senaryo modunda 14 görevin yer alacağı ve oyunun ortalama oynanış süresinin 12 - 14 saat olacağıysa diğer detaylar arasında yer alıyor. Oyunun multiplayer tarafının da -tahmin edeceğiniz üzere- titizlikle üzerinde duruluyor. Şimdilik ortada sadece Team Deathmatch ve Capture the Flag gibi klasikler var ama Ghost Recon gibi bir serinin yeni bir oyununun bize çok daha fazlasını sunacağını hepimiz biliyoruz. Son olarak bu yıl sonuna doğru piyasaya sürülmesi beklenen oyunun, 2011 yılının ilk aylarına ertelendiğini hatırlatalım. Merakla bekliyoruz...