OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-22-2015, 11:29 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Silent Hill: Shattered Memories İnceleme

İnsan, korktuğunda kendisini yalnız hisseder. Hemen yanında sarılacak birisinin olmasını, duygularını dışa vurmayı ister, ama kimse yoksa derin bir sessizlik başlar. Aslında içindeki tüm çığlığı, bütün gücüyle dışa vurmak ister, ama yapamaz. Hele ki içinde çarpan kalp, daha çok küçükse. Eğer dört duvar arasındaysa, duvarlar üzerine gelir. Sokakta yürüyorsa, tanınmadık yüzlere aldırış etmez. Sürekli rüyalarında gördüğü o gizemli kasaba, onu çağırıp duruyordur. Her yanı insanlarla çevrilidir, ama korku onu sürekli takip eder, ona yön gösterir ve kaynağına gelmesi için elinden geleni yapar. Silent Hill’e (SH) geldiğinde ise, artık geri dönüş yoktur.

"Silent Hill'in tüyler ürperten yaratıkları her zamanki gibi karşımıza çıkacaklar, ama bu sefer eskisine göre daha akıllı ve tehlikeli olacaklar."
Gerçek ile hayalin ayırt edilemediği bir dünya

Shattered Memories (SM), bizi ilk Silent Hill oyununa geri götürüyor. Harry Mason ve küçük kızı Cherly, Silent Hill yakınlarında bir kaza geçirir, ama bu sıradan bir olay değildir. Bir süre sonra kızının kaybolduğunu anlayan Harry, telaşlı bir arayışa girişince o gizemli tabelayla karşılaşır... Aslında yapım, ilk oyunun yeniden yapılmış hali değil, fakat benzer bir ilerleyiş sunacak. Birçok yönde geliştirmeler yapılırken, bazı detaylar üzerinde de değişikliklere gidilmiş. Yapımcı koltuğunda, Silent Hill: Origins’i de geliştiren Climax firması yer alıyor. 55 kişilik geliştirme takımına, ayrıca 90 kişilik bir de tasarım ekibi destek veriyor. Homecoming’in yarattığı hayal kırıklığının ardından pes etmeyen Konami, bu kez Wii platformunda, daha farklı ve kaliteli bir SH ile sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

Harry Mason, sürekli hayaller görüyor ve bunları gerçeklerinden ayırt edemiyor. Kimi zaman bir lokantada yemek yiyor, kimi zaman ise kendisini bir hastanede buluyor (Jack Nicholson’ın başrolünü oynadığı The Shinning filminde olduğu gibi). Fakat asıl işin ilginç yanı ise, bu hayaller nerede sonlanıyorsa Harry de kendisini orada buluyor. Olaylar tamamen istem dışı geliştiği için bu da karakterimizi psikolojik olarak zor bir duruma sokuyor. Hele bir de Silent Hill gibi bir yerdeyseniz… Yapım, bir psikiyatr ofisinde başlıyor ve Harry, yeni bir hasta olarak anons ediliyor.



Giriş

Silent Hill serisinin son çıkan oyunu Shattered Memories serinin yedinci, Team Silent tarafından geliştirilmeyen üçüncü oyunu. Tanıdık ve Origins ile güvendiğimiz bir firma, yani Climax tarafından geliştirilen oyun ilk duyurulduğunda ‘Re-imagining’ tanımıyla çoğumuzu şaşkınlığa sürüklemiş, bir sürü karmaşaya yol açmıştı. Şahsen, oyunu oynayıp bitirene kadar bu ‘re-imagining’ tanımının ne anlama geldiğini ben de tam olarak anlamamıştım. Hele bir de köklü değişiklikler ile oyuna yepyeni bir soluk getirilmesi çoğu kişide önyargılara yol açmıştı. Ne yalan söyleyeyim, ben çok heyecanlanmıştım; ama ne bekleyeceğimi tam olarak kestiremediğim için, beklentiye de girememiştim. Peki, yeni oyunculara Silent Hill’i anlatamayı ve eski fanlara da yeni bir deneyim sunmayı amaçlayan bu ‘re-imagining’ amacına ulaştı mı; bundan ziyade, güzel oldu mu? Bu soruların cevabını objektif olarak vermek zor; ama kendi deneyimimi zevkle anlatmak isterim.

Grafikler

Oyunu PSP’de oynadığım için diğer konsollar hakkında yorum yapamam. Hele ekran görüntüleri ile karşılaştırmak çok abes olur; ki PSP ekran görüntüleri bile gerçeği yansıtmıyor. Kötü yönde mi? Kesinlikle hayır. Climax PSP platformunu çok iyi tanıyan bir firma, ve kesinlikle PSP’nin hakkını vermiş. Kar yağışı ve el feneri için endişeleremin boşa çıktığını görmek beni sevindirdi. Kar yağışı o kadar gerçekçi ve hoş ki, kendinizi soğuk bir kış akşamında sıcak evinizde hissedebilirsiniz. Özellikle de Harry’nin ağzından çıkan buhar, bu hissinizi güçlendirecektir. Gece ve gündüz farketmiyor, kar hep yağıyor ve hep güzel. Ama Wii’de olduğu gibi kar tanelerinin gölgelerini görmeyi beklemeyin. Bu kadarı PSP’nin kaldırabileceği bir şey değil.
El fenerine gelince. Zaten Origins’te gayet güzeldi. Ama sanki burada bir başka güzel olmuş. Buna sebep olan şeyin fenerin elimizde olması olduğunu tahmin ediyorum. Yalnız, fenerin gündüz vaktini bile aydınlatması biraz fazla gibi.

Giriş

Silent Hill serisinin son çıkan oyunu Shattered Memories serinin yedinci, Team Silent tarafından geliştirilmeyen üçüncü oyunu. Tanıdık ve Origins ile güvendiğimiz bir firma, yani Climax tarafından geliştirilen oyun ilk duyurulduğunda ‘Re-imagining’ tanımıyla çoğumuzu şaşkınlığa sürüklemiş, bir sürü karmaşaya yol açmıştı. Şahsen, oyunu oynayıp bitirene kadar bu ‘re-imagining’ tanımının ne anlama geldiğini ben de tam olarak anlamamıştım. Hele bir de köklü değişiklikler ile oyuna yepyeni bir soluk getirilmesi çoğu kişide önyargılara yol açmıştı. Ne yalan söyleyeyim, ben çok heyecanlanmıştım; ama ne bekleyeceğimi tam olarak kestiremediğim için, beklentiye de girememiştim. Peki, yeni oyunculara Silent Hill’i anlatamayı ve eski fanlara da yeni bir deneyim sunmayı amaçlayan bu ‘re-imagining’ amacına ulaştı mı; bundan ziyade, güzel oldu mu? Bu soruların cevabını objektif olarak vermek zor; ama kendi deneyimimi zevkle anlatmak isterim.

Grafikler

Oyunu PSP’de oynadığım için diğer konsollar hakkında yorum yapamam. Hele ekran görüntüleri ile karşılaştırmak çok abes olur; ki PSP ekran görüntüleri bile gerçeği yansıtmıyor. Kötü yönde mi? Kesinlikle hayır. Climax PSP platformunu çok iyi tanıyan bir firma, ve kesinlikle PSP’nin hakkını vermiş. Kar yağışı ve el feneri için endişeleremin boşa çıktığını görmek beni sevindirdi. Kar yağışı o kadar gerçekçi ve hoş ki, kendinizi soğuk bir kış akşamında sıcak evinizde hissedebilirsiniz. Özellikle de Harry’nin ağzından çıkan buhar, bu hissinizi güçlendirecektir. Gece ve gündüz farketmiyor, kar hep yağıyor ve hep güzel. Ama Wii’de olduğu gibi kar tanelerinin gölgelerini görmeyi beklemeyin. Bu kadarı PSP’nin kaldırabileceği bir şey değil.
El fenerine gelince. Zaten Origins’te gayet güzeldi. Ama sanki burada bir başka güzel olmuş. Buna sebep olan şeyin fenerin elimizde olması olduğunu tahmin ediyorum. Yalnız, fenerin gündüz vaktini bile aydınlatması biraz fazla gibi.



Mekânlar gayet hoş tasarlanmış. Sırıtan, göze çarpan bir yer yok. Çözünürlüğün düşük olması sizi korkutmasın, duvarlardaki tablo ve yazılar yakınlaştırdığınız anda gayet güzel ve okunaklı hale geliyorlar.
Karakter tasarımları yine aynı şekilde güzel. En çok görüştüğümüz psikiyatrın tüm yüz mimikleri mevcut. Hele tek kaşını kaldırdığı bir sahne var ki, beni çok şaşırttı. Sadece ağzı oynayan karakterler yerine, duyguları yüzlerinden okunabilen karakterler var. Harry ise listenin başında yer alıyor elbette.
Dediğim gibi, Climax PSP platformunu iyi tanıyor, kendisinden beklenileni vermeyi başarmış; ve hatta kar yağışı ile beklenilenden fazlasını da vermiş.



Sesler

Müzikler hakkında yorum yapsam mı diye düşündüm. Ruh halinize öyle şekil veriyorlar ki, oyun oynamadığınız zamanlarda dinlerseniz aynı duyguyu neredeyse aynı ağırlık ile size yaşatabilirler (artık Acceptance dinleyemiyorum). Ama bunun dışında, mekânların ambiyans sesleri biraz eksik kalmış gibi. Rüzgârın, ağaçların, karda yürüyüşümüzün sesleri her ne kadar tam gerçekçilik sunsa da, geri planda beni huzursuz edecek, veya anın ruhunu yaşatacak bir müziğin her zaman bulunmaması beni üzdü.
Karakter seslendirmeleri Homecoming’ten bile iyi. Psikiyatrımızın ses tonu öyle mükemmel ki, terapi seanslarını dört gözle bekler oldum. Harry’nın Cheryl diye bağırması sokaklarda yankılanıyor. Dahlia’nın kışkırtıcı sesi sizi kendine çekiyor. Tüm karakter seslendiricileri işlerini en iyi şekilde yapmış. Tek bir eksiklik yok.
Alternate mekân seslendirmeleri ise başlarda biraz yavanken, ilerleyen bölümlerde etrafta canavar olmadığında bile sizi strese sokmaya yetiyor. ‘Kaçmalıyım, koşmalıyım, bir şeyler yapmalıyım’ duygusuna kapılabiliyorsunuz durduk yere.
Aynı güzelliği yaratık seslendirmeleri için söylemeyeceğim. Attıkları çığlıklar bir süre sonra sinir bozucu hale geliyor.



Oynanış

Shattered Memories, eski katı kontrollerin yerine daha esnek bir kamera açısı ve karakter kontrolü sunuyor. Zaten Homecoming’in en büyük artısı gelişmiş kontrollerdi; ama Shattered Memories’in kontrolleri çok daha rahat ve esnek. Alışmanıza gerek bile yok, direk elinize oturuyor. Tabi bu söylediklerim yine PSP için geçerli. Bulmacaları çözmek zor değil, gayet rahat. Wii videolarını izlerken PSP’de nasıl olur acaba dediğimiz her şey sorunsuz şekilde çalışıyor. Hatta belki de çok daha kolay bir şekilde.
Oyun genel olarak üç katman olarak ilerliyor. Terapi seansları, Silent Hill sokakları, alternate kovalamacaları.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-22-2015, 11:30 AM   #2
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Terapi Seanslarında psikiyatrımız Dr. Kaufmann ile koyu bir sohbetteyiz. İç dünyamızı açığa çıkartırken, eğilimlerimizi, düşüncelerimizi, kişiliğimizi analiz ediyor. Oyunun belki de en zevkli anları.
Silent Hill sokaklarındaysa bu defa hiçbir tehlike yok. Can sıkıcı oluyor mu? Hayır. Zaten kendi derdiniz büyük, bir de etrafınızdaki karakterler ve onların dertleri ile cebelleşiyorsunuz. Ayrıca ‘Memento’ ve ‘Echo’ları aramak, ara ara gelen sesli ve yazılı mesajları okumak, çağrı alıp yapmak, sağda solda bulduğunuz numaraları aramak, ona buna yorum yapmak sizi yeterince eğlendiriyor ve vaktinizi alıyor. Yok ben dümdüz ilerlerim derseniz de, zaten karşınıza dümdüz şeyler çıkıyor, o zaman pek zevkli olmuyor.
Telefonunuzun zil sesini değiştirebiliyorsunuz. Arama alıyor, yapabiliyor, sağda solda bulduğunuz numaraları çevirebiliyorsunuz. Yazılı ve sesli mesajların yanı sıra görüntülü mesajlar da alabiliyorsunuz. Resim çekebiliyor, çektiğiniz resimleri kaydedebiliyor, sonra isterseniz silebiliyorsunuz. Haritanız da telefonunuzun GPS sistemi oluyor. Elinize aldığınız kâğıt haritadan bakmanın tek farkı, telefon menüsünden ulaşıyor olmanız. Kayıt sistemi de telefonunuzda. İstediğiniz her an her yerde kaydedebilirsiniz. Kovalamacanın ortasından devam edemiyorsunuz elbette.
Yükleme ekranları hissedilmiyor bile. Ayrıca kasabada gezdiğiniz sırada kapılardan geçerken de yükleme ekranları ile karşılaşmıyorsunuz. Bunun da PSP’ye aktarılmış olduğunu görmek çok güzel. Tabi maalesef arada bir kapılardan geçerken ufak takılmalar olabiliyor. Can sıkıcı boyutlara ulaşmadığı gibi oyun oynadığımızı hatırlatması bakımından iyi sayılabilir. Aksi taktirde içinden çıkamayabilirsiniz.
Bulmacalara da kısaca değinmek isterim. Genellikle çok basitler; ama iki bulmaca beni ciddi anlamda zorladı, birkaç tanesi de gülümsetti. Bulmacalar teknik olarak Silent Hill bulmacalarına benzemeseler de, bir şekilde o ruhu yansıtmışlar. Bu nasıl oldu anlamadım.



Alternate

Geldik en köklü değişikliğe. Normal Silent Hill sokaklarında hiçbir canavar yok. Kanlı ve paslı alternate mekânlar yok. Kendinizi savunabileceğiniz bir silahınız yok. Çeşitli yaratık türleri yok. Boss canavarlar yok. Yok, yok, yok…
Alışkanlıklarımızın bir çırpıda elimizden alınması yadırganmaya oldukça yatkın bir durum. Hatta oyunu sevmemenize bile neden olabilir. Sürekli kaçmak veya saklanmak zorunda olmanız, ki uzun süre saklanamıyor olmanız ‘yok ben asarım, keserim’ diyen oyuncular için hiç de hoş olmayan özellikler. Ayrıca ilerleyen alternate bölümlerinde kaybolmanızın işten bile olmaması buna tuz biber ekebilir.
Açıkçası yeni alternate’leri sevdim; ama bu oyuna özgü kalmalarını tercih ederim. Ki zaten buzun oyunun hikâyesinde yeri olduğunu düşünürsek, başka oyunda görmemiz pek mümkün değil.
Alternate’lerin en büyük özelliklerinden biri şüphesiz canlı geçişler. Siz oyunda Harry’nin kontrolünü elinizde bulundururken etrafınız hem görsel hem de fiziksel olarak değişiyor. Buzun ilerleyişini takip edebiliyorsunuz. Ne yazık ki Homecoming’te o kadar reklam yapılmasına rağmen sadece bir yerde canlı geçiş görebilmiştik. Şimdi normal->alternate gibi alternate->normal geçişleri de gayet canlı.
Tek tip canavar ise oyunda olabilecek tek çözüm gibi duruyor. Envanter ve silah olmadığından farklı düşman tipleri pek uygun olmazdı zaten. Raw Shock denilen bu yaratıklar psikolojik profilinize göre görsel olarak değişiyorlar. Ama geri kalan özellikleri ile tamamen aynılar. Ayrıca sizden hızlı koşuyorlar. Doğrusal bir hat üzerinde koşmaya devam ederseniz ölüm kaçınılmaz oluyor.
Kendi alternate tecrübeme değinecek olursam eğer… Gayet eğlenceliydi. Yaratıklardan saklanmanız çok kısa bir süre için söz konusu oluyor. Aksi taktirde sizin yerinizi buluyorlar. Bir tanesi bulunca da hepsi bir şekilde haberleşip oraya üşüşüyor. El fenerinizin kapalı olması çok etkili olabilir. Eğer kapalıysa, çok yakınınızda olmadıkları sürece varlığınızdan haberdar olmazlar. Tabi ses de çıkarmamalısınız. Ama el feneriniz açık olduğunda sizi muazzam uzaklıklardan görebiliyorlar. Bir de arada bir haritaya bakarak gittiğiniz yolun doğruluğundan emin olmanız gerekiyor. Çıkmaz sokaklara veya çemberlere girerek canavarlara yem olmak istemezsiniz.
Okuduğum başka incelemelerde olduğu gibi can sıkıcı veya sinir bozucu değildi. Tabi hayatta kalmak için kaçma konusunda tecrübeli olmanız gerekir. Ben bir alternate’te hiçbir canavarın dikkatini çekmeden geçmeyi başardım. Bir tanesindeyse hiç fişek (flare) kullanmama gerek kalmadı. İlk oynayışımda da sadece bir kere öldüm.



Psikolojik Profil

Geldik oyunun en çok reklam yapılan özelliğine. Psikolojik profil sizi psikopat edebilir. Çünkü çok iyi tasarlanmış ve hayal ettiğinizden daha da ileri derecede etkili. Eski oyunlarda, yaptığınız belli seçimlere göre oyun sonu değişirdi (örn. SH1 Cybil’i kurtar/öldür). Yine de yazılmış bir senaryoyu oynardık. Bu oyundaysa oyun sonu neredeyse son bölüme kadar değiştirebileceğimiz bir şey oluyor. Bunun etkisini görmek için oyunun bir yarısında bir türlü, diğer yarısında diğer türlü davrandım. Nelerin değiştiğini tahmin bile edemezsiniz. Ayrıca iki farklı oynayışta aynı şeyleri yaptığımı düşündüğüm yerde bile farklılıklarla karşılaştım. Bu farklılıklar, duvarlardaki graffitiler ve afişler gibi küçük değişiklikler olabileceği gibi, karakter görünüşleri ve davranışları gibi büyük değişiklikler de olabiliyor. Ayrıca karakterlerin davranışları ve konuşmaları da büyük oranda değişebiliyor.
Profilinizi belirlemede şüphesiz en önemli aşama terapi seansları. Ama kasaba içerisinde yaptıklarınız da büyük etkiye sahip.
Bu durumun güzelliği şu: tekrar tekrar oynadığınızda aynı karakterleri, mekânları, konuşmaları ve/veya nesneleri görmeniz çok zor oluyor ver her oynayışta ayrı bir tecrübe ediniyorsunuz. Yaratıkların görünüşü çok değişkenlik gösteriyor. Çok rahatsız edici şekillere girebiliyorlar. Farklı yaratıklar görmek de alternate kısımlara ayrı bir tat katıyor.
Ama şu da var ki, sürekli oynayarak bir noktayı anlama, ayrıntıları açığa çıkarma konusunda bir şey yapamıyoruz. Önceki Silent Hill oyunlarında aynı mekândan geçerken daha önce görmediğimiz bir ayrıntıyı farkedebilir, kuramadığımız bir bağlantıyı kurabiliriz. Ama bu oyunda, muhtemelen şimdiki ile daha önceki farklı olduğundan bunu yapamıyoruz.



Hikâye


Shattered Memories genel hatları ile orjinal Silent Hill’i baz alıp onun üzerine yeni bir hikâye oturtuyor. Serinin diğer oyunlarına çok büyük göndermeler olduğu gibi Konami’nin diğer oyunlarına da ufak göndermeler var.
Hikâye genel hatlarını korusa da, bu sadece en genel anlamda böyle. Onun dışındaki her şey psikolojik profile göre değişiyor. Fazla spoilera girmeden şu kadarını söyleyeyim. Harry ile bir baba, bir alkolik veya bir çapkını oynayabilir, etrafınızdaki dünyanın buna göre şekillendiğini görebilir, oyun sonunun da bu davranışlarınıza göre değiştiğini görebilirsiniz. Böylece bambaşka bir hikâye oynamış olduğunuzu, hatta belki de yaşamış olduğunuzu göreceksiniz. Homecoming’in en büyük eksikliği olan ‘kendimizi baş karakterin yerine koyabilme’ bu oyunda, şimdiye kadar hiçbir oyunda olmadığı kadar esnek olarak geliyor. Çünkü hemen her şey sizin hareketlerinize göre şekilleniyor. Oyunda oynayan aslında Harry değil, siz oluyorsunuz dolayısıyla.
Bu oyun hiçbir şey için olmasa bile sırf hikâyesi için oynanmalı. Hiç spoiler almadıysanız, vurulacaksınız. Benim gibi en ağır spoilerı almış (aslında biraz da tahmin etmiştim) birisi için bile vuruculuğunu koruyan bir hikâyesi var. Bu konuda daha fazla konuşmak isterdim; ama sanırım burada kesmek sizin için en iyisi olacak.
Homecoming için serideki en karanlık hikâye demiştim. Bu oyun içinse serideki en acıklı hikâye diyeceğim. Silent Hill 2′den bu yana boğazımın böyle düğümlendiğini hatırlamıyorum.


Son Söz

Silent Hill: Shattered Memories yaptığı köklü değişiklikler ve tanımlamak için kullandığı ‘re-imagining’ kelimesi ile Homecoming’ten bile fazla tartışmaya yol açan bir oyun oldu. Climax aynı senaryoyu alıp hiçbir ‘re-imagining’ yapmadan bambaşka bir Silent Hill oyunu yapabilirdi. Oyunun başındaki Silent Hill takısını attığınızdaysa oyunu sadece Shattered Memories olarak sunmanız mümkün; ama zorlama olurdu. Yani evet, Shattered Memories bir Silent Hill.
Klasik anlamda bir korku oyunu olmasa da, ilerlemekten ve cevapları almaktan korkabildiğiniz durumlar olabiliyor. Bu da bir korku oyunu yapıyor onu.
Kısaca, Silent Hill: Shattered Memories için çok başarılı bir oyun, ve iyi bir Silent Hill oyunu diyebiliriz. Climax, bu konuda kendini kanıtladı ve gelecek Silent Hill oyunları için güvenilir bir firma. Yeni Team Silent diyebilir miyiz? Bu aşırı olur; ama Team Silent’ın mirasını alın akıyla devam ettirebilirler.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:53 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35