OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-26-2015, 06:00 PM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Battlefield Bad Company 2 vs Call Of Duty Modern Warfare 2 (Karşılaştırma)

[LEFT]
Arkadaşlar Bad Company 2 Modern Warfarenin tahtını ciddi derecede sarsacağa benziyor.Grafikler ve oyun motoru süper.Gerçekçilik muhteşem.Bakalım COD mu Battlefieldmi hep birlikte göreceğiz.

(ŞİMDİDEN HABERİNİZ OLSUN BU İKİ DEVİN YANINA ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA MEDAL OF HONORUN MODERN SAVAŞ OYUNU VE CRYSİS 2 DE EKLENECEK ANLAŞILAN 2010 DA ORTALIK BAYAĞI KIZIŞACA

BATTLEFİELD BAD COMPANY 2

Adminimizin Yorumu

2008 yılının son aylarında kötü gidişata dur demişti Electronic Arts. Bunu da elindeki çok sağlam üç oyunla sağlamıştı hatırlarsanız; Dead Space, Mirror’s Edge ve Battlefield serisine yepyeni bir soluk getiren Bad Company.


Özellikle online arenada büyük ilgi gören Battlefield serisi Bad Company ile tek kişilik görev moduna da odaklanmış, esprili tonuyla rakiplerinden ayrı bir noktada durmuştu. Üstelik oyunun yapımcısı DICE’ın geliştirdiği Frostbite grafik motoruyla çok başarılı sonuçlara ulaşmıştı BC. Parçalanabilir çevreyi taktiksel olarak kullanabilmemize olanak tanıyordu FrostBite, sıkıştığımız bir binanın duvarında delik açıp kaçabiliyorduk örneğin. Oyunculara müthiş bir esneklik sağlayan bu yapı oyunun multiplayer modunda da kendini gösterdi ve kısa sürede büyük ilgi gördü.

Oyunun başarısından fazlasıyla memnun olan EA ve DICE kartlarını büyük oynamaya karar verdiler ve ciddi şekilde Modern Warfare 2′ye kafa tutabilecek bir oyun geliştirmenin peşine düştüler. Geçen ay multiplayer demosu yayımlanan oyun beklentileri de aşan bir ilgi ile karşılaştı. Bizim ilk izlenimlerimiz de fazlasıyla olumluydu, takım oyununa izin veren ama bireyselliği de tümden çöpe atmayan oyun yapısı oldukça zevkli kapışmalara sahne oluyordu. Battlefield serisinden alışık olduğumuz noktaları ele geçirme/savunma temalı oyun modu da hala çok eğlenceli. İlk oyunda kısa süresi yüzünden eleştirdiğimiz senaryo modundan beklentilerimiz yüksek, multiplayer modunun da ilgi göreceği bir gerçek. Bakalım oyun tam sürümde tüm kartları doğru oynayabiliyor mu?


SUNUM:

Bad Company 600 MB civarında bir ön yükleme istiyor bizlerden. Oldukça kısa sürede bu yüklemeyi atlatacaksınız, merak etmeyin. Ardından multiplayer demosundan alışık olduğumuz, sarı ve beyaz tonların ağırlıkta olduğu sade ama etkileyici menü ile karşılaşıyoruz. Görsel sadelik etkileyici müzikle desteklenmiş ve ortaya çıkan sonucun çarpıcı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Yatay olarak ilerleyen menü seçenekleri de tamamen kullanıcı dostu bir şekilde tasarlanmış, her şey çok açık. Tek kişilik görev ve multiplayer modları dışında ileride yayımlanacak olan indirilebilir içeriklere ulaşabileceğiniz bölüm, ekstralar ve ayarlar, seçeneklerimizi oluşturuyor. Menü tasarımındaki rahatlık ile daha ilk dakikadan oyuncunun sevgisini kazanmayı başarıyor Bad Company 2. Kısacası; tasarımdaki sadelik ile etkileyici ve esnek olmayı başarabilen, yetkin bir yapımcının en ufak detayda bile nasıl başarılı olabileceğini gösteren bir oyun bu.


ÖYKÜ:

İlk oyunda kendi kafalarına uyup bir kamyon dolusu altının peşine düşen ve dört kişiden oluşan ekibimiz gene karşımızda. Bu sefer çok daha ciddi bir görev veriliyor kendilerine. 2. Dünya Savaşı sırasında, Amerika’nın bir ülkenin kaderini değiştiren talihsiz atom bombası kararından kısa bir süre önce bilinmeyen bir Japon adasında çok gizli bir silah geliştirilmektedir; ”Aurora”. Japonlar tarafından geliştirilen bu silah inanılmaz bir yıkıma sebep olur ve gizli teknolojiye sahip ”Aurora” ortadan kaybolur.

Yaklaşık 60 yıl sonra tekrar ortaya çıkar bu silahın ismi. Böylece Kuzey Amerika’da başlayan maceramız da start alır. Gene Marlowe isimli karakteri yöneteceğimiz Bad Company ekibi bu silahın izini sürmekle görevlendirilir. Ancak işimiz hiç kolay olmayacak çünkü Rus ordusu ve Güney Amerika’da ortaya çıkan gizemli bir militan ordusu da aynı amacın peşindedir.

Bad Company 2 ilk oyuna oranla çok daha zengin bir hikayeye sahip. Three Kings isimli muhteşem filmi oldukça anımsatan hikayesini yeterince derinleştiremeyen ilk oyunun aksine, öykü anlatımı konusunda daha yetkin bir şekilde ve derin bir hikayeye sahip olarak karşımıza çıkıyor BC2. Ekibimizin esprili karakterleri de aynen korunmuş, bu da ciddi anlarda bile gülmenizi sağlayan sağlam diyalogların yer almasına olanak tanıyor. Tek kişilik görev modunun süre olarak da yeterli olduğunu söylememiz mümkün. Normal zorluk seviyesinde oyunu 7-8 saat gibi bir zaman diliminde bitirebilirsiniz. Multiplayer moduna ağırlık veren bir oyun için yeterli sayılabilecek bir süre bu. Tabii ki daha fazlasını isterdik, ancak günümüz FPS oyunlarında tecrübe etmeye alıştığımız süreler hep bu ne yazık ki. Bu noktada tek bir şikayetimiz olabilir; o da hikayenin çarpıcı bir finalle sonlanmaması. Modern Warfare 2′nin dramatik yoğunluğu epeyce yüksek olan finalinin yanında fazlasıyla sade bir şekilde sonlanıyor Bad Company 2. ”Bitse de multiplayer’a gitsek” havası sezinlemedik değil hani.


GRAFİKLER:

Bad Company 2 FrostBite grafik motorunun tüm nimetlerinden yararlanan bir oyun. Karakter animasyonlarından mekan çalışmalarına kadar her yerde bunun etkisini rahatlıkla görmek mümkün. İlk olarak karakterleri ele alalım. İlk oyundaki hafif puslu ve kumlu hava devam oyununda da karşımızda. Bu da karakterlerin yüz animasyonlarında ufak kumlanmalara yol açıyor. Ancak DICE bu görsel tarzı kendi avantajına çevirmeyi de başarmış. Karakterlerimizin yüz animasyonları kaliteli, mimiklerindeki zenginlik sayesinde bulundukları ruh halini rahatça kavrayabilirsiniz. Beden animasyonlarına baktığımızda da çok kaliteli bir işçilik çıkıyor karşımıza. Her bir düşman bile bu kaliteden nasiplenmiş, vurulup düşerken çok gerçekçi animasyonlar sergiliyor ve göz okşuyorlar.

İlk oyunda yer alan ve yeni versiyonuyla karşımızda olan bir özellik daha var; Destruction 2.0. Bu özellik sayesinde binalar dışındaki pek çok obje de patlama ve yoğun ateşten hasar alıyor ve parçalanıyor. Bu dinamik yapı da oyuncuyu almak üzere olduğu her kararı 2 kez düşünmeye itiyor. Örneğin; roketatar ile size kucak dolusu sevgi roketçikleri yollayan bir düşmandan sakınmak için, malzemesinden çalındığı belli olan zayıf bir binanın duvarına yaslanmak pek yararınıza olmayacak. Çünkü tek bir roket atışıyla bina parçalanacak ve duvarlar üstünüze düşüp ölmenize sebep olacak. Siper alabileceğiniz ufak beton parçalar dahi tüm patlamalardan etkilenip parçalanabiliyor. Bu da sizi daha hareketli ve yer değiştirmek zorunda olduğunuz bir oyun tarzına itiyor.

Parçalanabilir çevre ise (gene ilk oyunda olduğu gibi ama çok daha zengin bir şekilde) BC2′nin en önemli silahlarından. Çoğu oyunda olduğu gibi göstermelik, oyuncunun gözünü boyamaya yönelik değil bu özellik. Kendi yolunuzu patlatıcıların yardımıyla açabilir ve çizgisel bir oyun yapısının içinde kendi özgürlüğünüzü ilan edebilirsiniz. Ekibinize ağır darbe veren bir zırhlı araç düşünün, açığa çıktığınız anda sizi tahtalı köy istikametine sokmaya kararlı. Binaların duvarlarını patlatarak alternatif bir yol oluşturabilir, aracın tam arkasına çıkıp son darbeyi vurabilirsiniz. Düşmanların sizi sardığı ve tank ateşiyle yok etmeye çalıştığı bir anda, sıkıştığınız binadan kurtuluşunuz da gene patlayıcılar sayesinde duvarın belli bölümünü yıkıp kaçmak olacak. Oynanabilirlik ile doğrudan alakalı bu özellik ve detaylarına o başlıkta gireceğiz ancak görselliğe etkisi de yadsınamaz. Destruction 2.0 sayesinde binaları havaya uçurabiliyor, süzülen tuğla ve PVC parçalarını her bir detayına kadar görebiliyor ve şaşırıyorsunuz. Kısacası; BC2 sayesinde parçalanabilir çevreyi görevinize ilerleyen yolda araç olarak kullanabilirsiniz.

FrostBite’ın sayesinde açık alanlarda muhteşem sonuç veriyor Bad Company 2. Özellikle tropik ormanda geçen bölümlerde geniş plan manzaralar inanılmaz, AA sorunundan çoğu zaman bahsetmek mümkün değil. Orman modellemesi de oldukça başarılı; rüzgarda salınan ağaçlar, yapraklar, yoğun ateş altında parçalanan bitki örtüsü gibi görsel detaylar ekranı zenginleştiriyor. Bu bölümlerde tasarım olarak Crysis’i anmadık dersek yalan olur, özellikle güneş ışığı altında ormanda ilerlediğimiz bölümler Yerli Kardeşler’in klasiğinden fırlamış gibi duruyor. Araç tasarımlarında da bir benzerlik söz konusu ancak askeri araçların genel çizgilerini düşündüğümüzde bu benzerlik zaten pek çok oyun için kaçınılmaz hale geliyor. BC2′de kullandığımız araçların modellemeleri ise gayet başarılı. Özellikle tankların dijital görüş açısına geçtiğimizde kendimizi bu kaslı aracın içinde hissediyor ve eksiksiz bir şekilde atmosfere kapılıp gidiyoruz.

Patlama efektleri oldukça başarılı. Özellikle binalara veya düşman siperlerine yakın duran varilleri vurduğunuzda ortaya çıkan alev ve parçalanma efektleri göz alıyor. Varillerin veya patlayan araçların yakınında bulunan binalarda parçalanıyor, düşmanlar havaya fırlıyor veya yanarak koşturuyorlar. Bu çarpıcı görsellik elbette oyun zevkini doruklara çıkaran özelliklerin başında geliyor. Şiddetimize maruz kalan düşmanlardan bahsetmişken, şunu da kısaca belirtelim; Bad Company 2 Battlefield serisinde kan efektinin yer aldığı nadir oyunlardan. Düşmanlar vurulduklarında vücutlarından abartıya kaçmayacak şekilde kan fışkırıyor. Ancak bu hasarı bedenlerinde göremiyoruz ne yazık ki. Bu da grafik şiddetin bilinçli olarak kısıldığına ve daha geniş bir kitleye hitap edilmek istendiğine işaret ediyor.


meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2015, 06:02 PM   #2
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Peki Bad Company 2′nin kötü yanları yok mu? Elbette var. Öncelikle kaplamalar konusunda zaman zaman büyük sıkıntılara sahip oyunumuz. Özellikle kapalı mekanlarda bu sorun daha fazla su yüzüne çıkıyor ve gözümüzü ısırıp bizi rahatsız ediyor. Ancak Modern Warfare 2′deki kadar acınası kaplamalar yok karşımızda. Açık alanlardaki kusursuz arka planı da arkasına alan BC2 bu eksikliğini kapatıyor ancak kapalı mekanlarda kendisine siper olacak birşey kalmadığı için kaplamaların sırıtması kaçınılmaz. Elbette parçalanabilir çevre gibi zor bir özelliği kusursuz bir şekilde yansıtmayı başaran bir oyunun başka özelliklerinin kalitesinden kısması anlaşılabilir birşey. Işıklandırma konusunda da madalyonun iki yüzüne de sahip BC2. Tropik bölgelerde, kum fırtınasının hüküm sürdüğü çöllerde ve karla kaplı dağlarda muhteşem ışıklandırmalarla karşılaşıyoruz. Güneşin toprağa kırılarak ulaşan ışıkları, suya vuran ışığın duvarlarda sahnelediği ışık gösterisi gibi detaylar gerçekten muhteşem. Ancak söz konusu gölgelendirme olduğunda DICE’ın dersini iyi çalışmadığını görüyoruz.Muhteşem ışıklandırmanın objelere vurmasıyla oluşan gölgeler oldukça kötü. Göze oldukça kötü gelecek kadar pikselleşen gölgelendirmelere kafayı takarsanız oyundan soğuyabilirsiniz. O yüzden dağa, bayıra, gökyüzüne bakmaya devam edin.

Silah modellemeleri ne yazık ki çok başarılı değil. Özellikle Modern Warfare 2′nin bu konudaki başarısı düşünüldüğünde, BC2′nin sırıttığını bile söyleyebiliriz. Silahların düşük poligon sayısı oyunun genel görselliğiyle ters düşüyor, elinizde tuttuğunuz silahın detaylarını net olarak göremiyor, sizin koşarken sergilediğiniz aksiyonlara vermesi gereken tepkiyi hissedemiyorsunuz. Ayrıca sniper tüfeği ile zoom yaptığımızda ekranın hiç hareket etmeden sabit kalması da gerçekliğe vurulan bir darbe olarak dikkat çekiyor. Eğer ekibimiz nefes almayan zombilerden oluşmuyorsa, bu eksikliği hiç bir DICE elemanı mantık yoluyla açıklayamaz bizlere.

Oyunda ilginç ufak bug’lar da mevcut. Örneğin; nişan aldığınız bir mekanda düşmanların bir anda belirdiğine tanık olabilirsiniz. Uzay Yolu ekibinden olduklarını tahmin ettiğimiz bu ekip ışınlanma teknolojisi sayesinde bir anda beliriveriyorlar ve haritaya kondukları anda size ateş etmeye başlıyorlar. Aynı şekilde öldükten sonra da cesetlerin zaman zaman ortadan kaybolduğunu görebilirsiniz. Işınlanma hastalığı öldükten sonra da devam ediyor düşmanlarda, ilginç. Ancak bu sorunlar ufak boyutlarda ve oyun boyunca sürekli karşınıza çıkmıyor, merak etmeyin.

Özetle; Bad Company 2′nin grafiklerine baktığımızda multiplatform FPS’lerin pek çoğundan ve özellikle ciddi şekilde kafa tuttuğu rakibi Modern Warfare 2′den çok daha güzel gözüktüğü bir gerçek. Geniş planda sunduğu muhteşem grafikler, fizik kanunlarına uygun şekilde parçalanabilir bir çevre ve başarılı animasyonlar sayesinde görsel olarak çok başarılı bir oyun BC2.


OYNANABİLİRLİK:

DICE’ın belki de en önem verdiği ve Modern Warfare 2′ye kafa tutmayı hedeflediği başlık bu. Bad Company 2 piyasadaki çoğu FPS’den çok daha eğlenceli ve doyurucu bir oyun tecrübesi sunuyor. Tek kişilik görev modunun kalitesini bir yana bırakırsak, asıl önem verdiği multiplayer moduyla da sizi aylarca oyalayacak kalitede bir yapım bu.

BC2 parçalanabilir çevre özelliğini oyunun her anına yedirmiş durumda. Tek kişilik görev modunda bu özelliği sayısız kez kullanarak kendinize avantaj sağlayabilir, başınızın sıkıştığı noktalarda kurtuluş yolu açabilirsiniz. 7-8 saatlik bir süre sunan hikaye modu soluksuz bir aksiyon vaadediyor size. Tüfeğinizin soğumasına izin vermeyen bu macerada farklı araçları kullanmak da çeşitliliği ve tabii ki beraberinde eğlenceyi arttırmış. ATV, Helikopter, hücum bot, Hummer ve en önemlisi tank gibi pek çok aracı kullanabilir, düşmana ağır hasar verecek ateş gücüne sahip olabilirsiniz.

Aslında çizgisel bir oyun BC2. Ekibinizden uzaklaşıp haritanın siyah bölgelerine girdiğinizde 10 saniye içinde geri dönmenizi istiyor oyun, aksi takdirde size bir paket mayın hediye edip ölmenize yol açıyor. Ancak bu çizgisellik gene bir üst paragrafta sözünü ettiğimiz parçalanabilir çevre sayesinde kendisini yoğun bir şekilde hissettirmiyor. Gideceğiniz yön belli olabilir, ancak haritanın size açık olan yerinde her binayı özgürce kullanarak ilerleyebilir, düşman saldırılarına çok farklı noktalardan karşılık verebilirsiniz. Açıkçası oyun boyunca 1-2 yer dışında bu çizgiselliğin farkına bile varmadım diyebilirim. Üstelik bir kaç bölümde sizi ATV veya jeep ile özgür bırakıyor oyun ve istenen noktalara dilediğiniz şekilde ulaşmanıza izin veriyor (Far Cry 2′de olduğu gibi). Parçalanabilir çevreyi etkin kullanabilme ve araç kullanımı sayesinde bu maceranın nasıl bittiğini anlamayacak, keşke biraz daha sürse diye hayıflanacaksınız.

Oyun boyunca pek çok farklı silahı kullanabileceksiniz. Ancak burada dikkat etmeniz gereken bir şey var. Öldürdüğünüz düşmanlar çeşitli silahlara sahip ve bunları kullanmayacaksanız bile mevcut silahınızla değiştirip tekrar bırakmanızda fayda var. Bu işlemi yaptığınız zaman eğer o silahı ilk kez elinize alıyorsanız ekranı dolduracak şekilde silahın ismi ve resmi açılıyor. Bu ne anlama geliyor peki? Oyunda cephaneniz tükendiğinde veya silah değiştirmek istediğinizde imdadınıza yetişen büyük ve sarı renkte kutular var. Burada taşıyabildiğiniz iki silahı değiştirebilirsiniz. İşte düşmanlardan aldığınız ve etkinleştirdiğiniz silahlar bu kutularda da aktif hale geliyor ve seçilebilir olarak sizi bekliyor. O yüzden hiç bir düşman silahını es geçmeyin.

Oyunun vuruş hissi MW2′de olduğu kadar tatmin edici değil. Bu söylediklerimizden çok kötü izlenimler edinmeyin sakın, sadece MW2 kadar iyi değil. Kullandığınız silaha bağlı olarak çok tatmin edici tepkiler alabiliyorsunuz. Özellikle tek kişilik hikaye modunda vuruş hissi daha dengeli. Multiplayer da ise bu his ilginç bir şekilde biraz daha kayboluyor ancak piyasadaki pek çok örnekten (MAG’dan bile) iyi olduğu da bir gerçek. MW2′yi bu konuda lider yapan şey, düşmanla yakın temasın çok olması aslında. Bu da silahın tepkimesiyle birlikte heyecan pompalayan bir görüntü oluşturduğu için vuruş hissi maksimum seviyeye çıkıyor. BC2 ise çok daha geniş planda aksiyon sunan bir oyun. İster hikaye modunda, ister multiplayer’da olsun, oyunda çok daha uzak alanları bile kontrol etmeniz şart. Elinizdeki silahın menziline bağlı olarak karınca kadar ufak düşmanları bile devirebilirsiniz.

Oyunun sağlık sistemi pek çok FPS’de olduğu gibi; vurulduğumuzda hemen siper alıp soluklanırsak yavaşça iyileşiyoruz ve öbür tarafın yolcusu olmak üzere olduğumuzu belirten kırmızı çerçeve yokolmaya başlıyor. BC2′nin oyuncunun gözünün yaşına bakmayan bir oyun olduğunu belirtelim hemen. Normal zorluk seviyesinde dahi bazı bölümlerde defalarca ölebilirsiniz. İyi dengelenmiş bu zorluk seviyesi canınızı sıkmak yerine hırslandıracak ve mekanı daha etkili kullanmanın yollarını aramaya itecek.

Gelelim multiplayer moduna. Asıl eğlence işte burada başlıyor. Şimdilik dört tane oyun moduna sahip BC2. Şimdilik diyoruz çünkü ileride yayımlanacak eklentilerle oyuna yeni mod’ların gelmesi söz konusu (ilk oyunda da böyle bir eklenti olmuştu hatırlarsanız). Önceki oyunda beş olan sınıf sayısı ise dörde düşürülmüş durumda. Ancak oldukça başarılı bir karakter gelişim sistemiyle bu bir eksiklik olmaktan çıkmış. Dilerseniz ilk olarak oyundaki mod’lara ve sınıflara kısaca bakalım;

Oyun mod’ları

- Rush: Multiplayer demo’da da tecrübe ettiğimiz mod. Burada amaç düşman üssündeki iki noktada yer alan kasaları patlatmak. Bir takım saldırırken, diğer takım ölümüne bu kasaları korumak zorunda. Aşamalı olarak ilerleyen bu mod fazlasıyla eğlenceli. Burada saldıran takımın dikkat etmesi gereken en önemli şey ekranın sol alt köşesinde bulunan rakam. Savunma yapan takım sizin ekipten her bir elemanı öldürdüğünde bu rakam azalıyor. Eğer düşmanın iki kasasını da bu sayı sıfıra ulaşmadan patlatamazsanız takımınız kaybediyor. Savunma yapan takım ise sayısız ölme hakkına sahip.

- Conquest: Battlefield’ın klasik modu olan Conquest’te amacımız düşmanın elinde veya boşta olan bayrakları ele geçirmek. Düşmanın barını en hızlı düşüren takım oyunun galibi oluyor. Bu mod saf eğlence vaadediyor, son dönemde Battlefield 1943 ile fazlasıyla haşır neşir olanların bırakamayacakları bir mod Conquest.

- Squad Rush: Rush modunun maksimum 8 oyuncuya kadar destek veren hali. Eğer arkadaşlarınızla ekip olup oynuyorsanız bu mod tam size göre.

- Squad Deathmatch: 16 oyuncuya kadar destek veren, 4 kişiden oluşan dört takım halinde oynadığınız klasik Deathmatch modu. Modern Warfare 2′ye bağımlı bünyelerin en çok ilgisini çekecek olan mod Squad Deathmatch bizce.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2015, 06:03 PM   #3
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Sınıflar

- Assault: Makineli tüfeğe sahip olan sınıf. İkinci silah olarak tabanca taşıyan bu sınıfın özel yeteneği yıkım gücü yüksek bomba özelliğine sahip olması.

- Engineer: Hasar görmüş araç ve silahları tamir etme yeteneğine sahip olan bu sınıfın ikinci silahı roketatar.

- Recon: Sniper tüfeğine sahip olan bu sınıf, C4 kullanma özelliğine de sahip aynı zamanda. Özellikle yüksek tepelerin bulunduğu haritalarda büyük avantaja sahip.

- Medic: Doktor olan sınıf. Yaralı arkadaşlarını iyileştirme yeteneğine sahip olan bu sınıfın silahı ağır makineli tüfek.

Oyunda çok ilginç bir tecrübe sistemi var. Hangi sınıfı seçip onda başarılı skorlar yakalarsanız sadece o sınıfa ait silahlarda yeni özellikler açılıyor. Yani sürekli Assault sınıfıyla oynarsanız yeni makineli tüfekler ve geliştirilebilir yan özellikler açabiliyorsunuz. Oyun içinde farklı sınıfları seçerek hepsini biraz geliştirme yolunu da seçebilirsiniz. Üstelik açılan silahları dilediğinizce respawn süresinde değiştirebiliyorsunuz. Örneğin; Assault sınıfını seçerken silah bölümüne geçip silahlar arasında geçiş yapabilirsiniz. Bu esnek yapı oyuna fazlasıyla eğlence katıyor.

Oyunda arkadaşlarınızla bir ekip yani Squad oluşturabilirsiniz. Üstelik ilk oyundaki gibi dört kişi olma zorunluluğu da artık yok. Yani iki kişi bile olsanız ufak bir ekip olabilir, üstelik ekibi dışarıdan gelecek yabancı üyelere karşı kilitleyebilirsiniz. Bunun size ne faydası olacak peki? Respawn olurken haritada ekip arkadaşınızın yerini görebilir, onun bulunduğu yerden oyuna tekrar başlayabilirsiniz. Dört kişilik ekiplerde daha fazla seçeneğe sahip olmanız elbette işinizi kolaylaştıracak, 4 farklı noktadan oyuna başlama şansına sahip olacaksınız.

Multiplayer modunu rakiplerinden farklı noktaya koyan en önemli özellik ise araç kullanımı. Helikopter, tank, ATV, jeep, uzaktan kumandalı helikopter gibi pek çok araç takımınızın başarısında önemli rol oynuyor. Özellikle helikopter ve tankı yetkin bir şekilde kullanabilirseniz, ekip arkadaşlarınıza benzersiz bir güçle destek verebilirsiniz. Elbette bu araçların haksız rekabet yaratmasına izin vermiyor BC2, özellikle belli sınıflar bu araçları rahatça yok edebilecek silahlara sahip (roketatar ve C4 gibi). Dahası haritalarda yer alan özel yerleşik silahlar da bu zırhlı araçları çabucak ortadan kaldırabiliyor. Kısacası; tankın içindesiniz diye kendinizi güvende hissedip papatya toplamaya çıkmış Heidi gibi açık alanlara çıkmayın, taktik yapmayı deneyin.

Multiplayer’da yer alan haritalar gerçekten muhteşem. Çoğu tek kişilik görev modunda yer alan haritalar ancak boyutları ve köşelere eşit dağılımıyla oynaması çok zevkli haritalar olarak dikkat çekiyorlar. Boyutları ne küçük, ne de büyük olan haritaların özelliği ise (oynadığınız mod’a bağlı olarak) genişlemesi. Rush ve Squad Rush mod’larında iki noktayı ele geçirdiğinizde veya kaybettiğinizde hedef haline gelen yeni iki nokta beliriyor ve bu noktalar haritanın genişlemesiyle ortaya çıkıyor. Yani aynı oyun içinde sürekli değişen bir harita var.

Bad Company 2′nin multiplayer modu sürekli olarak Modern Warfare 2 ile karşılaştırılıyor. İçerdiği taktik ağırlık ve takım oyununun MAG’daki gibi hayati olmamakla birlikte etkili olması sebebiyle MW2′den ayrılıyor BC2. Ayrıca Conquest ve Rush modlarının inanılmaz eğlenceli olduğunu ve oyuncuyu garip bir şekilde etkisi altına aldığını da belirtelim. Ek olarak şunu da belirtelim; BC2 kendi adanmış sunucularına sahip. Bu yüzden neredeyse kusursuz, lag sorununun olmadığı bir multiplayer tecrübesi sizleri bekliyor. MW2′de sık sık yaşanan oyundan düşmeler, sunucu problemleri ve lag sıkıntısından Bad Company 2′de eser yok. Pürüzsüz bir oyun tecrübesi sunan yapımcıları al yanaklarından öpüyor, teşekkür ediyoruz.


SESLER:

Battlefield: Bad Company 2′yi geliştirirken her anlamda çıtayı yükseltmeyi, en büyük rakibi olarak gördüğü MW2′yi geride bırakmayı arzulamış DICE. Ses başlığı altında da bunu çok iyi bir şekilde görüyoruz. Ses efektleri konusunda uzun zamandır bu kadar çarpıcı bir FPS görmemiştik. Dolby TrueHD kalitesini arkasına alan oyunu ses sistemiyle oynadığınızda kolonlarınızın patladığını, kaosun ekrandan fırlayıp odanıza yerleştiğini hissedeceksiniz. Muhteşem silah sesleri, binaları patlattığınızda oluşan parçalanma efektleri, yanıbaşınızda bir bomba patladığında işitme yetinizin kaybolması ve tüm gürültünün yavaşça tekrar kolonlara gelmesi gibi detaylar sayesinde alkışı hakediyor yapımcılar.

Seslendirmeler aynen ilk oyunda olduğu gibi yeterince iyi. En zor durumda dahi kendi aralarında şakalaşmayı ihmal etmeyen ekibimiz yüzünüze ufak bir gülümseme oturtmayı başarıyor. Yan karakterler ise aynı oranda kaliteli değil ve senaryodaki rollerinin önemine rağmen diyaloglardaki etkileyici anları yeterince başarıyla vurgulayamıyorlar. Gene de oyunda çok yan karakter olmadığını ve genellikle diyalogların ekibimizin arasında geliştiğini belirtelim.

Müzikler tek kelimeyle çok başarılı. Özellikle ana menüde çalan (multiplayer demosunda da yer alan) tema müziği etkileyici. Keskin yaylı melodilerinin tansiyon yüklediği bu parça oyun içinde de zaman zaman karşımıza çıkıyor. Bunun dışında ansızın çalmaya başlayan eğlenceli country ve rock parçaları da oyunda yer alan hınzır havayı başarıyla destekliyor. Kesinlikle çok başarılı.


SONUÇ:

Battlefield: Bad Company 2 eksiksiz bir macera sunuyor oyunseverlere. 7 saat gibi ortalama sayılabilecek bir süreye sahip hikaye modunda durmak bilmeyen bir aksiyona sahip ve eğlenceli dinamikleri sayesinde bitmesini istemeyeceğiniz bir macera olarak dikkat çekiyor. Asıl aksiyon ise online arenada. Dört tane oyun moduna sahip oyun kendine has karakter gelişim sistemiyle ve ekip ruhuna saygı duyan oyun yapısıyla saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacağınız bir eğlence vaadediyor. Bu oyunu MW2 ile karşılaştırmak oldukça yersiz aslında. MW2 saf aksiyonu takım ruhunu ve saf gerçekliği çok da umursamadan sunmasıyla popüler zaten. BC2 ise aksiyonu geniş plana yayan, takım ruhuna az da olsa sırtını yaslayan ve pek çok aracı da kullanmanıza izin vererek heyecanı farklılaştıran bir oyun. Eğer bu oyun yapısını severseniz, bütün bir yıl boyunca oynayacağınız multiplayer oyununuzu buldunuz demektir.


Sunum: 9.3 / 10
Grafikler: 9.2 / 10
Oynanabilirlik: 9.3 / 10
Sesler: 9.6 / 10
GENEL: 9.4 / 10

ARTILAR:
- Muhteşem grafikler,
- Parçalanabilir çevrenin mükemmel kullanımı,
- İnanılmaz ses işçiliği,
- Bağımlılık yapan multiplayer,
- Başarılı hikaye,
- Sorunsuz kontroller ve başarılı oyun dinamikleri

EKSİLER:
- Gölgelendirmelerdeki kusurlar,
- Bazı ufak görsel bug’lar,
- Zayıf silah modellemeleri,
- Vuruş hissinin tam verilememiş olması
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2015, 06:05 PM   #4
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Diğer Ünlü Oyun İnceleme Site-Dergi-Ve Çevrelerden Yorumlar
1)

Activision’un Modern Warfare 2 ile yaşadığı büyük başarı, rakiplerinin de iştahını kabarttı. Hani bir söz vardır, “rekabet daha kaliteli ürünlerin ortaya çıkmasını sağlar” diye, işte o misal EA’de, Activision’un MW2 fırtınasından sonra atağa kalktı ve Battlefield: Bad Company 2 ve yeni Medal of Honor çalışmalarına hız verdi. Oyunculuk mazisi biraz eski olanlar bilirler, eskiden 2. Dünya Savaşı oyunları denildi mi akla ilk olarak MOH serisi gelirdi. Fakat zamanla COD bu tahtı ezeli rakibinin elinden aldı ve onu tarihin tozlu sayfalarına yolladı. EA çeşitli girişimlerde bulunsa bile tahtını geri almayı başaramadı. Çünkü yaptıkları fps oyunları genel olarak COD’un gerisindeydi. Tabi ki EA gibi bir firmanın pes etmesi düşünülemezdi. EA’nin zaten Battlefield serisiyle multiplayer (online) fps alanındaki üstünlüğü herkes tarafından biliniyordu. Fakat firma sadece bununla yetinmek istemiyor, yıllar önce COD’a kaptırdığı tacını da geri almak istiyordu. İşte buna istinaden yeni Medal of Honor oyununu duyurdu. Yeni gelen MOH oyununun öncesinde de Battlefield: Bad Company 2 oyunuyla bizlere ne kadar iddialı bir yapımla geri döneceğini de bir nevi ispatlamış oldu. Bad Company 2’nin içine koyulan 5 saatlik tekli oyunculu senaryo modu bile EA’nin artık bu işi ciddiye aldığının en iyi göstergesi. Şimdi gelin bakalım, eski kral oyununda ne gibi değişikliklere gitmiş bir göz atalım.

Online Fps Kralı: Battlefield Serisi

Öncelikle Battlefield serisi hakkında kısa bir bilgi vereyim. Battlefield aslında online multiplayer temeline dayanan bir yapım. Serinin son iki oyunu Bad Company ve Bad Company 2 haricinde ki diğer yapımlarda tekli oyuncu modu yok. Diğer bir deyişle ilerlemeli olarak oynayabileceğimiz single player modu sadece son iki Battlefield oyununda mevcut. Tabi bu yapımlardaki senaryo modlarıda o kadar kapsamlı, derin hikâyelere sahip değiller. Çünkü Battlefield’ın tarzı bu değil. Az öncede bahsettiğim gibi Battlefield online multiplayer üzerine kurulmuş bir seri. Her ne kadar tek kişilik mod üzerine şekillendirilmiş bir oyun olamasa da Bad Company 2’nin senaryo moduda gayet başarılı diyebilirim. Şimdi gelin Bad Company 2’nin senaryo moduna, oynanışına, seriye getirdiği yeniliklere yakından bir bakalım.

Savaş Değil, Operasyon

Bad Company 2’de Aurora adında gizli bir silahın peşinden gidiyoruz. Oyun boyunca bu silahı bulabilmek adına dünyanın farklı bölgelerindeki operasyonlara katılıyoruz. Oyunda 4 kişilik gruptan Marlowe adında bir askeri yönetiyoruz. BC2’nin senaryo modu bundan ibaret diyebilirim.
Oyuna ilk girdiğimizde karakterimizin gözünden bir giriş videosu izliyoruz. Aslında bu videodan da aslında bir savaşta değil, bir operasyonda olduğumuzu rahatça anlayabiliyoruz. İzlediğimiz bu videonun ardından kontrol bizim elimize geçiyor. BC2’de diğer oyunlar gibi bir eğitim turu mevcut değil. Hani COD oyunlarında genelde oyuna askeri bir kışlada başlar ardından atış talimi, bomba atma vb. şeyleri öğrenirdik. BC2’de ise böyle bir durum söz konusu değil. Direk aksiyonun içine giriyoruz diyebilirim. Sadece gireceğimiz ilk etkileşimlerde ekrana hangi tuşa basmamız gereken bir yazı geliyor. Mesela ilk eğilerek geçmemiş gereken yerde ekrana, eğilmek için şu tuşa basın tarzında bir yazı geliyor. Bu kısımları geçtikten sonra ise oyun size kalitesini belli ediyor. Oyundaki patlamalar, tepenizden geçen uçaklar, etrafınızda paramparça olan yapılar. Bunlara durup baktığınızda EA bu sefer gerçekten iyi bir iş çıkarmış diyorsunuz.

İlk görevinizi tamamladıktan sonra BC2 hakkında da yeterli bilgiye sahip olmuş oluyorsunuz. Silah nasıl kullanılır, yedekteki silah nasıl seçilir, yerdeki silahlar nasıl alınır, bomba nasıl atılır vb. temel öğeleri öğrenmiş oluyorsunuz. Bad Company 2 bir hayli geniş bir silah yelpazesine sahip. Oyundaki 5 saatlik senaryo modu boyunca aşağı yukarı 20 çeşit silahla karşılaşıyorsunuz. Tabi her bölümde farklı silahlar oluyor. Yani 20 silahın, 20’si de aynı bölümde karşınıza çıkmıyor. Bunlar oyundaki bölümlere 3’er, 4’er yerleştirilmiş durumda. BC2’de ki silah yelpazesi bir hayli geniş olsa bile yanımızda sadece 2 adet silah taşıyabiliyoruz. 2 adet silahın yanında ayriyeten bomba, sis gibi mühimmatlarda taşıyabiliyoruz. Oyundaki cephanemizi ise öldürdüğümüz düşmanların üzerlerinden veya çeşitli odalardaki cephaneliklerden tedarik edebiliyoruz. Zaten BC2’de genel olarak mermi sıkıntısı çekmiyoruz. Çünkü sürekli bir çatışma halinde oluyoruz. Sürekli çatışma halinde olduğunuz bir yapım sizi sıkabilirdi. EA’de bunu düşünerek araya bazı alternatifler koymayı ihmal etmemiş. Oyunda birçok aracı kullanabiliyor olmamız oyunu tekdüzelikten kurtarmayı başarmış. Arazi araçlarından, kar motoruna kadar birçok araç BC2’de bizleri bekliyor.

4 Kişilik Dev Bir Ordu
Yazımın başlarında sizlere 4 kişilik bir grubun üyesi olduğumuzu söylemiştim. Oyunda bütün operasyonlara bu grupla katılıyoruz. Bizim haricimizdeki diğer 3 askerde bu operasyonlarda varını yoğunu ortaya koyuyor demek her halde pekte yanlış olmaz. EA’nin DICE çalışanları yapay zeka açısından gerçekten çok iyi iş çıkarmışlar. Yanımızdaki askerler düşman geldi mi bizim ateş etmemizi beklemiyorlar. Direk silahlarını doğrultup ateş etmeye başlıyorlar. Ya da sizin önden gitmenizi bekleyip ortalığı temizlediğinizde arkanızdan gelmiyorlar. Onlarda sizinle birlikte çatışmalara giriyor, yükünüzü bir hayli hafifletiyorlar. Hatta şöyle bir şey denemenizi öneririm. Oyunun başlarında grubun biraz gerisinde kalın. Diğer 3 askerin karşınıza çıkan bütün düşmanları temizlediğini göreceksiniz.
Grubumuzdaki adamların yapay zekâları gerçekten iyi düşünülmüş. Gayet zeki ve tutarlı hareket ediyorlar. Fakat düşmanlarımız için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Genel olarak karşımıza geçip bize ateş etmeyi seçiyorlar. Tabi oynadığınız zorluk seviyesini hard yaparsanız, siper alıp size bombada fırlatabiliyorlar. Yinede yanımızdaki askerler kadar zeki davranamadıkları açıkça belli oluyor.
Bad Company 2…
Oyunun genel olarak oynanışından da biraz bahsedelim. BC2’de de yeni nesil oyunlarda olduğu gibi bir can barına sahip değiliz. Yoğun ateş altında kaldığımız zaman ekran kızarıyor. Ateş almayan bir yere sızıp saklandığımızda ise iyileşiyoruz. Oyunun ilk bölümünde ise silah ve mermi göstergelerimizde mevcut değil. Sonraki bölümlerde ise bu göstergeler ekranın sağ alt köşesinde görünmeye başlıyor. Tekrar belirtiyorum, sadece ilk bölümde mermi ve silah göstergemiz gözükmüyor.
BC2’de genel olarak ekranın sol alt köşesinde mini bir haritamız oluyor. Fakat bu harita her görevde mevcut değil. Bazı görevlerde oluyor, bazılarında ise olmuyor. Gerçi bu haritaya pek ihtiyacımız olmuyor. Zaten gitmemiz gereken yer ekranda dörtgen şekliyle bizlere gösteriliyor. BC2’de öyle kaybolunacak bir bölüm olmadığını da göz önünde bulundurursak, tek yapmamız gereken düşmanlarımızı öldürüp dümdüz ilerlemek diyebilirim.
BC2’deki bölüm tasarımları da bir hayli başarılı olmuş diyebilirim. Çevre tasarımları çok gerçekçi duruyor. Ormanda gerçekleştirdiğiniz bir operasyonda yanı başınızdaki yapraklara baktığınızda aynı gerçekmiş hissine kapılıyorsunuz. Ya da karla kaplı bir düzlükte araba sürdüğünüzde etrafınızın beyaza bürünmesi gibi detaylar gerçekten BC2’nin görsel yönden de ne denli kaliteli bir yapım olduğunu bizlere ispatlıyor.
Online Fps Keyfi
Eğer Bad Company 2’nin orijinal bir kopyasını almaya karar verirseniz birbirinden farklı multiplayer modlarıda sizleri bekliyor. BC2’de Deathmatch, Rush, Conquest gibi birbirinden farklı oyun modları mevcut. Bu modlarda, bayrak kapmaca, alan savunma, karşılıklı çatışma gibi oyunlar var. Bunlardan istediğiniz birini seçerek dünyadaki diğer oyunculara karşı oynama şansına sahipsiniz. Online BC2 oynarken kazandığınız puanlarla da yeni silahlar açabilir, kullandığınız araçlara yeni aparatlar ekleyebilirsiniz. BC2’nin multiplayer haritaları da bir hayli geniş bir alana sahip. Tek kişilik modda gördüğümüz alanlara benzer olan haritalarda rakiplerimize karşı verdiğimiz mücadelenin tadı gerçekten bambaşka.
Genel Yorum
Battlefield Bad Company 2 online temelli bir oyun olmasına rağmen oyunculara sunduğu tek kişilik hikaye moduda son derece tatmin edici diyebilirim. Yapım o kadar sürükleyici ki ortalama 5 saat süren senaryo modunu bir oturuşta bitirebilirsiniz. Grafiksel olarak, görsel olarak gerçekten kaliteli bir yapım olan BC2 ne yazık ki müzik yönünden aynı başarıyı gösteremiyor. Aslında bunun nedeni oyunda neredeyse hiç müzik olmamasından da kaynaklanıyor olabilir. Tamam, oyunun ses olayı gerçekten iyi, mermi sesleri olsun, patlama sesleri olsun, silah sesleri olsun çok gerçekti bir şekilde oyuna aktarılmış. Fakat insan böyle aksiyonun içine girdiğinde arka fondan azda olsa bir şeyler duymak istiyor. BC2’de ise tek duyduğumuz patlama ve silah sesleri. Bunun haricinde de BC2’de ben pek bir eksik göremedim. Belki senaryo biraz daha derinleştirilebilirdi, oyun süresi uzatılabilirdi ama bu kadarı da kafi diye düşünüyorum. EA zamanında MW2’ye rakip olacak kalitede bir oyun yapıyoruz derken gerçektende ciddiymiş. Zira BC2 online oyun yerine tek kişilik moda önem veren bir yapıya sahip olsaydı, COD’u tahtından edebilirdi. Böyle kaliteli bir yapımın ardından bakalım EA bizlere nasıl bir MOH oyunu sunacak. Gerçekten merak etmeye başladım. BC2’yide sizlere şiddetle tavsiye ederim.
9.2
2)
Infinity Ward’un (IW) kendi içinde cadı kazanı misali kaynamasından dolayı, Call of Duty: Modern Warfare 2 (MW2) gibi güzel bir oyunu oyunculara zehir ettiler. Doğal olarak çoğu oyuncu adam gibi bir yanıt alamayınca hevesle Battlefield: Bad Company 2’yi (BC2) beklemeye başladı; hatta protestolarını IW forumlarındaki kullanıcı imzalarına BC2’nin resimlerini koyarak dile getirenler oldu. Sonra beta çıktı, oynadık. Ben PS3 betasını oynadım, Şefik ve Emre ise PC betasını oynadılar. Ben PS3 betasını oynadıktan sonra almamaya karar vermiştim, Edi ile Büdü ise almaya karar verdiler beni de almaya ikna ettiler.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2015, 06:06 PM   #5
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Aldım, yükledim, oynadım!

Beta ile tam sürüm arasındaki farklara hemen dikkat çekeyim. Öncelikle betada gözünüze takılan aksaklıkların hepsinin tam sürümde giderilmiş olduğunu göreceksiniz. Grafikler kesinlikle betadan çok daha iyi ve ayarları yükselttiğinizde bilgisayarını daha az zorlayıp daha yüksek performans alıyorsunuz. Ekran kartı ve işlemci arasındaki dengeleme problemi yüzünden oluşan görüntülerdeki tutukluk, ateş ettiğiniz adamı vuramama ve geç tepki verme gibi insanın canını çok sıkan sorunlar giderilmiş. Tam sürümde BC2 resmen akıyor.



Teknik sorunları geçip oynanabilirlik konusundaki bir - iki noktaya değinmek gerekirse; halen yere yatamıyoruz. Bunun nedeni, yere yatan keskin nişancıların oyunu diğer oyunculara zehir etmesiymiş. Belki bir nebze hak verebilirim; çünkü oyunun haritaları çok büyük olduğu için sizi vuran bir keskin nişancıyı görmeniz gerçekten zor. Ateş ettiklerinde kurşunun izlediği yolu gösteren işaretlerin çok silik olmasıysa onları resmen görünmez yapıyor. Benim ilk başlarda sevmediğim başka bir şeyse BF2’de yorulan askerimizin BC2’de hiç yorulmadan sürekli koşmasıydı. Oyunun tam sürümünü oynadıktan sonra hak verdim, iyi kararmış. Çünkü haritalar gerçekten büyük ve eğer kullanacağınız bir araç bulamıyorsanız çatışmaya koşmak büyük eziyet oluyor.
BC2, size şu konuda garanti veriyor: İçinde kıyametin koptuğu bir savaş ortamına kesinlikle gireceksiniz. Hiçbir yer yeterince güvenli olmayacak; çünkü arkasına saklandığınız ahşap duvar mermilerle bin bir kıymığa ayrılacak, tanktan kaçmak için içine sığınacağınız beton bina birkaç top mermisiyle kafanıza yıkılacak. Sağ olsun, mesela Emre Öztınaz gibi hayırlı arkadaşlarınız, içine bin bir zorlukla saklandığınız evin penceresinden geleni geçeni vurduğunuz odanın duvarını -eşek şakası yapan Türk mantığı ile- bombayla yıkacak ve düşmana aniden “Merhaba!” diyip el sallayan bir tip olabileceksiniz. Gerçekçilik, ses efektleri üst düzeyde tutulmuşİ bu yüzden BC2’nin muharebe hissini çok kaliteli bir şekilde size vereceğini garanti ederim.


Oyunda toplam dört sınıf var: Assault, Recon, Medic ve Engineer. Hangisiyle oynarsanız o sınıfın altında puan alıp, yeni silahlarını ve ekipmanlarını açıyorsunuz. Şu açıdan kötü diyebilirim ki oyuncuyu hafif bir sınıf kısıtlamasına sokuyor. Örneğin; Medic iseniz Assault silahları alamıyorsunuz. (Gerçi onun yerine ağır makineli kullanıyorsunuz ki çok etkili bir silah.) Haydi gene hakkını yemeyeyim oyunun, bunu da çok yadırgamamak lazım. Nihayetinde Medic’in savaşın gerisinde durması ve ekibe destek vermesi istendiği için böyle bir uygulamaya gidilmiştir.
Yerçekimi… Hani Newton’un kafasına elma düşerek bulduğu rivayet edilen… Evet, bu teknolojiden BC2’de bolca faydalanacaksınız. Kabaca, bir hedef sizden 100 ila 200 metre uzakta ise nişangahı sadece üzerine tutarak ateş etmek onu vurmaya yetmiyor. Mesafeye göre, duran bir hedefin bir baş ya da kendi boyu kadar yukarısına ateş etmelisiniz. (Keskin nişancılar kulaklarınızı iyi açın, bu bilgiler sizin için.) Aynı şey hareket eden hedefler için daha zor bir seviyede geçerli; çünkü koşan bir hedefi vurmak için koştuğu yönün önüne ateş etmeli, eğer kafasından vurmak istiyorsanız koştuğu yöne ve kafasının çaprazına doğru vurmalısınız ki “headshot” olsun. Zor görünüyor ama becerebilirseniz “Marksmanship” puanı altında ödüle boğuluyorsunuz ve egonuzu müthiş tatmin ediyorsunuz.



Adam vurmak kolay değil ama ortalıkta devekuşu gibi koşarsanız av olmak çok kolay. Dolayısıyla MW2’nin aksine genelde hep saklanarak ya da pusarak paranoyak şekilde zaman geçiriyorsunuz. Bu yüzden BC2 kesinlikle reflekslerinizi konuşturduğunuz bir oyun değil. Düşmanla burun buruna gelseniz bile ve hatta siz onu önce vurmaya başlasanız bile o sizi öldürebiliyor. Biz buna “lag” demek istiyoruz ama oyunda herhangi bir atlama olmadığı için bu teoriden vazgeçip adam vurma olayını ciddi şekilde dengelemeliler diyorum. MW2’de “NoobTube” dediğimiz oyuncu sınıfı burada da mevcut… Patlama çapı açısından “Grenade Launcher”, MW2 kadar etkili değil ama halen düşmanla yüz yüze gelince iyi isabetle en hızlı yanıt verme şekli. (Emre’ye sorun, çok sever.) Şu açıdansa acilen zayıflatılmalı diyorum; çünkü Assault karakterler kendilerine bir sote noktası seçip yere mühimmat kutusu koyuyor, GL’leri yağdırdıktan sonra kendi kutusundan yeni fişekleri doldurup kaldığı yerden ölüm yağdırmaya devam ediyor. MW2’nin Scavange perk’inden de beter.
Araç kullanma, yerçekimi ve savaşın sıcaklığı BC2’yi basit bir FPS’ten çıkarıp savaş simülasyonuna yakın bir sınıfa sokmuş. Kendi adıma konuşayım; FPS oynarken reflekslerimi konuşturmayı severim ve bu hissi BC2 değil, MW2 veriyor. Aralarındaki en önemli fark da bu… MW2 arcade değil, olayların çok hızlı geliştiği bir çatışma oyunu. BC2 ise ortalığın cehenneme döndüğü tam bir savaş oyunu. BC2 oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Bir bakmışsınız horozlar ötmeye başlamış ve gökyüzü renk değiştirmiş, sonra benim gibi 15:09’da kalkıp Multiplayer’ın ilk dokuz dakikasını kaçıracaksınız. Şefik, “saati 14:30’a kuracağım” dedin ama halen nete gelmediğine göre uyuya kaldığını düşünebilir miyim?


Multiplayer olarak savaş alanı hissini veren ve yansıtan en iyi oyun. Simülasyona yakın türü ile gerçekçi bir oyun oynamak isteyenler edinmeli. “Nurettin’in 2010 Yılı En Kaliteli Oyunlar” listesine girer.


9.2

3)


SAVAŞ, KÖKLERİNDE ÇÖZÜLEMEMİŞ SORUNLAR İLE PATLAK VERDİ
Artık oyun dünyasında günümüz teknolojileri yeni jenerasyon olarak adlandırıldığından beri, önceki nesilde başarılı yapımlara imza atmış firmalarda gözde oyunlarının senaryolarına yeni bir alternatif getirmeye başladı. Bu alternatif yolu çizenler ise genellikle kült savaş oyunları oldu. İlk olarak 2007 yılında Modern Warfare ile başladı ve oyun dünyası için asla unutulmayacak, belki de kendi dalında daha iyisini göremeyeceğimiz kült bir yapım oldu. Ardından BF: Bad Company belirlediği yeni sınır ile sevenlerine merhaba dedi. Önceleri ise hemen hemen tüm yapımlar 2. dünya savaşı odaklı oluyordu. Birçok deneme geldi, birçok oyun serisi her seferinde karşımıza 2. dünya savaşı kurgusu ile çıktı. Savaşı artık kendi tarihimiz gibi bilir hale geldik. Şimdi ise günümüz savaşlarının alternatif senaryoları ile devam ediyoruz. Başarılı yapımlar sayılı, BF: Bad Company ise bu başarılı yapımlar arasında “ben buradayım” diyenlerinden. EA sponsorluğunda DICE firmasının geliştirdiği Bad Company, ilk yapımı ile özellikle başarılı fizik etkileri ile ses getirmeyi başardı ve ardından yapımına başlanan Bad Company 2 geçtiğimiz günlerde piyasaya sürüldü. Yapım, ilk oyundan bağımsız bir senaryo ile sahalara yeniden döndü ve beğenilerimize sunuldu. Peki ya sahalara dönerken bize neler getirdi?

meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2015, 06:07 PM   #6
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

TARİH TEKERRÜR ETMEYE MAHKÛMDUR
Yıl 1944, Pasifik savaşının kızıştığı dönemlerde bir Japon adası ve bu adaya gönderilen bir grup ABD askeri. Aurora operasyonu, görevleri; kitle imha silahları üzerinde uzman bir bilim adamını kaçırmak. Oyun bizi 2. dünya savaşının ortasında bahsettiğim Aurora operasyonu ile karşılıyor. Günümüzde patlak veren bir savaşın (alternatif senaryoya göre) köklerine iniyoruz. Görevin ardından meşhur bölüğümüz ile (Bad Company) günümüze sarıyor tarih. Ve tarih bir kez daha tekerrür ediyor. Etrafı karlı dağlarla kaplı Abkhazi kasabasında iz süren bölüğümüz, mayınlı arazileri geçtikten sonra bir grup Rus askeri ile sıcak çatışmaya girerken kontrolü bir kez daha elimize alıyoruz. Oyun mekanik olarak ilki ile aynı, çatışmalar ise biraz daha sık ve zorlayıcı geçebiliyor. Mekânlar geniş ve sığ ormanlardan, sık rastlanmasa da çöllerden ve karlı arazilerden oluşuyor. Harita dizaynı ilk oyunda da olduğu gibi geniş ve bir bakıma özgür oynanışa açık. Takımınız toplam 4 kişiden oluşuyor ve ne yazık ki taktikâl oynanışa dayalı etkileşim sunmuyor. Takımın Marlowe isimli elemanı ile oynuyoruz, görevler çok eğlenceli ve akıcı geçiyor. Geniş bir haritanın en eğlenceli yanı ise, bir süre ilerledikten sonra ufukta görünen düşman askerlerini izlemeye alıp sayılarını belirlemek, ortamın durumuna göre bir plan hazırlayıp çatışmaya girmektir. Bizim bölük bu işi iyi biliyor, mesela ulaşmanız gereken nokta’ya bakan bir kulede tetikçi varsa, onu arkadan sessizce haklayıp içeri kolayca sızabiliyorsunuz. Bu tür bir görevde sızma işini bölünerek yapıyorsunuz. Takımın iki elemanı bölgeye sızarken, siz öldürmüş olduğunuz piyadenin keskin nişancı tüfeğine el koyup diğer elemanların önünü temizliyorsunuz. Bununla ilgili olarak çok keyif aldığım bir sızma görevi vardı; yağmurlu bir havada sessiz bir ortam ve silah sesi duyulmamalı, şimşek çakmasını bekle, gök gürlediğinde ateş et ve diğerini bekle… Bu ve benzer taktikler senaryo’ya bağlı olarak hazır şekilde verilmiş olsa da görevleri çok eğlenceli hale getiriyor. Onun haricinde tüm karakterler yan yana ve birbirinden bağımsız olarak savaşıyorlar. Hâlbuki 4 kişilik bir ekibiz, Marlowe takım kaptanı olsaydı, arazinin nimetlerinden yararlanıp kendi taktiklerimiz oluştursaydık belki vereceği keyif’e keyif katardı oyun. Canımız taktik istemezse bırakırdık adamları kendi hallerine, nasıl olsa ölümsüzler : )


Böylesi bir savaş oyununda, çatışmaların soluksuz ve eğlenceli geçmesi elbet büyük önem arz ediyor. Bad Company 2 muhteşem bir çatışma ortamı yaratmasa bile oyuncuya o atmosferi yaşatmakta gayet başarılı bir oyun. Belki tempo anlamında bir Modern Warfare(MW) olamaz, ama o atmosferi en az MW kadar veren başarılı bir yapım olduğu aşikâr. Gerçekçi olmak gerekirse piyasadaki savaş oyunları arasında, çatışma ortamında mükemmel aksiyondan çok gerçekçiliğe önem veren bir yapım olduğunu görüyorum Bad Company 2’nin. Bir savaş simülasyonu kadar derinlemesine olmasa da özellikle fizik etkileri anlamında bir adım öne çıkabilir bu yapım. Zira neredeyse hiçbir oyunda karşımdan tank geldiği zaman kaçacak delik aramam. O tank ki, özellikle yakın mesafeden tek bir top isabeti ile kalın duvarlara kadar yerle bir edebilir. Peki, kaç tane oyunda bir bombanın bomba olduğunu, bir tankın tank olduğunu hissettik? Ya da 10 metre ötedeki bir düşmanın elinde RPG-7 gördüğümüzde arkamıza bile bakmadan kaçtık? Önümüzde parçalanmış temelleri ile zar zor ayakta duran, yerden yarım metre yükseklikte bir duvar bile olsa ne tanklar bizi etkilerdi ne de bombalar. Patlamalara karşı ölümsüz kılardı bizi o basit duvarlar, yükseltiler ya da kayalar. İşte Bad Company serisi ile biz orta halli bir patlamanın bile ne demek olduğunu çok iyi anladık.






SIRTINI DUVARA YASLAMA!
BC oyunlarının en belirgin özelliği, yapımcı firmanın geliştirdiği Destruction 2.0 fizik motoru sayesine %90 yıkıma açık oluşudur. Tüm evler, tüm duvarlar, arkasına saklanmayı düşünebileceğiniz birçok yer yıkılabilir. Ahşap kapı ve pencere gibi zayıf yerler ise yarım şarjörle bile kırılıp parçalanabiliyor. Büyük duvarlar ise patlamalar ile koca koca yarıklara dönüşebilir. Bunu isterseniz bir roket atar yardımıyla, isterseniz ana silahın bomba atar ekipmanıyla ya da bir el bombasıyla yapabilirsiniz. Böylece evlerin içine saklanmış ya da duvarların arkasına siper almış düşmanları rahatlıkla rahmetli edebiliyorsunuz.


Ama düşmanlarında size aynını yapabileceği konusuna dikkat çekmek isterim. Çatışmalar birçok zaman yerleşim alanlarında geçiyor. İçi boş evler ise siper almak için en akılcı seçeneğiniz oluyor. Böyle durumlarda aniden suratınıza savrulan tuğlalar görüp, ardından melekleri saymaya başlarsınız hiç şaşırmayın. Muhtemelen bir hasmınız tam sizin siper alıp kendinizi güvende sandığınız duvara bir roket yollamıştır, ya da aynı şekilde sizi fark eden birleri oraya bir bomba sallamış olabilir. Hele ki bir tankla karşı karşıyaysanız hiç duvarla siper almayın. Mesafeyi açmaya bakın, kaçın, kaçın ve kaçın… Bir roket atar bulup usulünce onu yok edene kadar hiçbir duvar sizi kurtarmayacaktır.


Yapımda kullanılabilecek etkili silahlarda mevcut. Saldırı tüfeklerden tutun keskin nişancı tüfeklerine kadar birçok silah mevcut. Silahları genel olarak düşmanların üzerinden alıyorsunuz, topladığınız silahlar ise unlock edilmiş oluyor. Oyuna ilk başladığınızda kullanabileceğiniz silahlar çok sınırlı. Bölümlerde ilerledikçe düşmanların üzerinden aldığınız silahlar Collectables olarak silah kasalarına ekleniyor. Silah kasaları ise harita üzerinde silah resmi olan yerlerde bulunuyor. Collectables, bölüm içerisinde toplanabilecek yeni silahları belirtiyor. Loading ekranında sol üst köşede görüntülenen Collectables ve M-Com Station başlıklarının altında, bölüm içerisinde alabileceğiniz silahlar ve M-Com İstasyonlarının sayısı belirtiliyor. Silahlar bahsettiğim gibi toplamanıza bağlı olarak elde ediyorsunuz, M-Com’u ise bir yan görev olarak düşünebilirsiniz. Bölüm içerisinde bazı yerlerde bulunan bu bilgisayar sistemli kasaları havaya uçurarak bonus kazanabilirsiniz.








HAYLAZ TAKIMIN CİDDİYETİ
Bir Battlefield oyununun vazgeçilmezi ve eğlenceli yanlarından biri olan araç kullanımından bahsedelim birazda. Oyunda bazı bölümler ciddi derecede büyük bir haritaya sahip, bu tür yerlerde ulaşım için araç kullanmanız gerekebilir. Yaya olarak da gidebilirsiniz belki ama dakikalar boyunca yürümeniz gerekebilir. İsteğe bağlı araçlar ATV gibi küçük motorlulardan veya nehir üzerinden ulaşmanız gereken yerlerde bot gibi taşıtlardan oluşuyor. Genellikle araç kullanımları görev gereği mecburi oluyor. Bazı görevlerde zırhlı araçlarla konvoy halinde ilerlemeniz gerekiyor, bazılarında ise tanklarla ilerlemeniz gerekiyor. Bir de oyunun belirli yerlerinde hava saldırısı için yer belirlemeleri yapıyorsunuz. Düşmanların yoğun ve ağır silahlarla donanmış olduğu bölgeleri dürbün ile tespit edip bombalatıyorsunuz. Bu tür görevler sayesinde oyun baştan sonra düz silahlı çatışma haline dönüşmüyor ve çizgisellikten uzaklaşıyor.


BC 2 görsel olarak da tatmin edici düzeyde. En iyi tarafı da aydınlatma efektlerinin gerçekçiliği, kaplamalar ve gölgeler ile aslında orta halli olmasına rağmen canlı renk paletleri açığı biraz ört bas ediyor. Özellikle kaplamalar birkaç kat daha artırılsaydı tam bir görsel şölen olabilirdi. En azından elimizdeki silahlar biraz daha poligonlanıp cilalanabilirdi. Görsel anlamda ufak tefek bugları da var ama göz ardı edilebilir.


Ses efektleri ise bam başka. Oyun kesinlikle ses efektlerinde çok başarılı ve etkileyici. Özellikle de çatışma ortamında o hissiyatı, o atmosferi başarılı şekilde yansıtmasında ses efektlerinin payı çok yüksek. Bir kere uzaktan gelen silah sesi ile yakından gelen silah sesi çok rahat ayırt edilebiliyor. Yani sesler birbirine karışmıyor, ayrıca silah sesleri çok gerçekçi olmuş ateş edildiğini hissettiriyor. Patlama sesleri de aşağı kalır değil, özellikle yakın mesafede ki bir patlamada yaşanan kulak çınlaması, sesleri algılamadaki bozukluğu gerçeğine uygun şekilde yansıtıyor. Yalnızca silahlar ya da bombalar için değil, oyunun her şeyiyle ses efektleri çok iyi. Size tavsiyem, oyunu 5+1 stereo ses siteminde denemeniz. Eğer buna imkânınız varsa, kendinizi ateş altında hissedebilirsiniz.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2015, 06:07 PM   #7
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Kısacası Bad Company 2’yi her şeyiyle ele aldığımızda ortaya kaliteli ve denemeye değer bir yapım çıkıyor. Zaten günümüzün vazgeçilmezi olan multiplayer seçenekleri de mevcut. Oyun multiplayer olarak takım oyununa çok önem veriyor. Daha önce beta ve demo incelemelerinde de bahsetmiştik, takım oyunlarında yalnızca çatışmak değil, M-Com gibi önemli yerleri yok etmek, ya da bölgeyi ele geçirmek gibi amaçlarınız oluyor. Takım oyununa önem verdiği için asker yetenekleri de sınıflandırılıyor. Örneğin mühendis olarak başlarsanız araç tamirinde usta bir asker oluyorsunuz, sağlıkçı olmayı seçerseniz takım arkadaşlarını seri şekilde iyileştirebiliyorsunuz. Bu unsuları bir araya getirip koordine etmenin en iyi yolu ise arkadaşlarınız ile takım oluşturmaktır. Bir sağlıkçınız, mühendisiniz, keskin nişancınız ve saldırı adamınız olduğunu düşünün, haberleşebiliyorsunuz, birbirinizi tanıyorsunuz ve bu sayede çok iyi bir takım oyunu çıkarabiliyorsunuz. Klan maçları için de çok güzel bir özellik oluşturuyor, ayrıca yapımcı firmanın açıklamalarında belirttikleri gibi özgür bir multiplayer oyunu için Dedicated Server’larda mevcut. Konsollar için bir şey ifade etmese de PC oyuncuları için çok yerinde bir özellik olduğu aşikâr. Biliyorsunuz ki MW-2 bu özelliği kaldırarak online ortamda kan kaybetmeye başlamıştı. Aynı hataya BC-2’nin düşmemesi akıllıca olurdu zaten.


Multiplayer modları ise Rush, Squad Rush, Squad Deathmatch, Conquest ve Hardcore seçeneklerinden oluşuyor. Single modunda olduğu gibi online olarak da araç kullanımları mevcut. Yine ATV, Tank ve zırhlı araçlar gibi sağlam araç yelpazesi bulunuyor. Bad Company 2 gerek hikâye moduyla gerekse çoklu oyuncu seçenekleri ile oyuncuyu her anlamda tatmin edebilecek düzeyde bir oyun. Son zamanlarda irili ufaklı hayal kırıklıkları yüzünden oyuncuları soğutmayı başaran MW-2 online’dan sonra Bad Company 2 gayet iyi bir alternatif oluyor. Her ne kadar oyunun hikaye modu artık alışmaya başladığımız gibi 5-6 saat kadar kısa bir sürede bitiyor olsa da oyunun ömrünü uzatan online modu ile aksiyona devam edebilirsiniz. Özellikle de ilk oyunu sevdiyseniz, ikinci oyunda daha fazlasını bile bulabilirsiniz.


Genel: 9.0
Grafik ve Atmosfer: 8.5
Ses: 9.0
Eğlence ve Oynanabilirlik: 8.5


Artılar: Grafikler, muhteşem ses efektleri, gerçekçi savaş atmosferi, yıkıma açık olması ve multiplayer modları.
Eksiler: Senaryo modu çok kısa, biraz daha taktikâl oynanış sunabilirdi, bazı grafik hataları.

Bu da Benim Yorumum

Oyunu henüz oynayamadım ama hakkında bayağı bir araştırma yaptım.Anlaşılan COD un tahtı sallntıda devrilebilirde bence.Çünkü Battlefieldde bu potansiyel var.Multiplayeri Çok iyiymiş.Bakalım bu savaşı kim kazanacak.

Call Of Duty Modern Warfare 2

Adminimizin Yorumu

Geçmişe gidelim.Yıl 2007, takvimler Kasım ayını gösteriyor. İnfinity Ward firmasının belirttiğim tarihin yaklaşık bir yıl öncesinden duyurduğu yep yeni bir Call of Duty oyunu hazırlanıyordu. Modern Savaş temalı bir Call of Duty oyunuydu gelecek olan. Gösterilen videoları, ekran resimleri ve internete sızan bilgileri ile tüm oyuncu kitlesinin ilgisi üzerinde yoğunlaşmıştı. Gösterilen video ve resimler inanılır cinsten değildi, piyasanın en iyi savaş oyunu yapımcılarından olan İnfinity Ward firması bambaşka birşey hazırlamıştı bu sefer. Modern çağda yaşanan savaşlar, olduğu gibi konsollara ve PC platformlarına taşınmış, tüm operasyonlar ayrıntılarıyla eksiksizce hazırlanmış, tüm sahnelerinde Motion Chapture kullanılmış ve tüm oyun boyunca bir an bile düşmeyen inanılmaz temposu ile gerçekle birebir savaş atmosferi hasıl olan, muhteşem görsel şölen niteliğindeki grafiklerle süslenmiş bir oyun gelimişti. Nihayetinde oyunu 2007 yılının Kasım ayında PS3, X-360 ve PC platformlarında piyasada gördük. Kapış kapış satılan, satış ve puan rekorları kıran, bu günümüzde de olmak üzere akıllardan ve dillerden bir an bile düşmeyen, savaş sever oyuncu kitlesinin gönlünde tam anlamıyla taht kuran bir Call of Duty oyunuydu bu seferki. Çıktığı dönemden itibaren, savaş FPS'leri için sınırı belirlemişti Call of Duty 4: Modern Warfare. Bir yıl sonrasında gelen Call of Duty 5: World at War'da 2. dünya savaşına adapte edilmiş bir CoD4 kopyasıydı. Fakat o bile bir CoD4 olamadı! Çünkü CoD4: Modern Warfare sınırı belirlemişti bir kere...

2009 senesindeyiz ve takvimlerimiz yine Kasım ayını gösteriyor. 10 kasım günü PS3, X-360 ve PC platformları için resmi olarak raflarda yer alacak olan Call of Duty: Modern Warfare 2'ye illegal yollardan da olsa sahip olmaya başladı kimi oyuncular. Eee kaçar mı? Belirlenen sınırda çıtayı yükseltmeye geldi Call of Duty: Modern Warfare 2. Biz de illegal sürümler ile oyuna sahip olduk ve siz PlayStation Türk okurları için oyunu değerlendirmeye aldık.

-(Asker): İt's the F.N.G. sir. Go easy on him sir, it's his first day in the regiment.

-(Cpt. Price): Right, What the hell kind of name is "Soap" eh?

Hafızalara CoD serisinin değişmez kahramanı olarak kazınan Cpt. Price'ı hatırlarsınız. İlk Modern Warfare oyununda da bizlerleydi kıdemli Yüzbaşı. Hikaye ye Cpt. Price ile gireceğim, çünkü hikayenin köklerinde tecrübe edinen askerdi o. İlk MW oynunda, ana oyundan biraz daha uzakta farklı bir bölüm vardı. Ukrayna yakınlarında ki nükleer patlamadan etkilenmiş bir kent'te Yüzbaşı MacMillan ile henüz o dönemlerde Teğmen rütbesine sahip Yüzbaşı Price'ın katıldığı sakin bir operasyon bölümüydü. Eski Sovyet Rusya düzenini kurmak için her türlü orantısız şiddete baş vuran, bağlantıları ile ortadoğuyu karıştıran Rus terör örgütü lideri İmran Zekhaev'e suikast amaçlı bir operasyondaydık. Ne yazık ki operasyondan ağır yaralı olarak kurtulan İmran Zekhaev yıllar boyunca terör eylemlerine devam etmiş, yaptığı ticaretler de yeni iş adamları tanıyarak bünyesini kuvvetlendirmiş, amaçları doğrultusunda Arap diktatörleri yanına alarak ortadoğu da tam destek sahibi olmuştu. Operasyonun üzerinden 15 yıl geçer ve artık buna dur deme vakti gelmiştir. İngiliz ve Amerikan özel timleri İmran Zekhaev ve Arap yarım adasındaki diktatör yandaşlarını yakalamak için çeşitli bölgelere eş zamanlı operasyonlar düzenlemeye başlarlar. Arap diktatörü Khaled Al-Asad, İmran Zekhaev'in kendilerine sağladığı silah ve mühimmatlar ile ordusunu güçlendirerek Amerikaya meydan okuyup Zekhaev'in amacına ulaşması için onları oyalamaya başlamıştır. İngiliz S.A.S. (Special Air Service) tim'leri ise Rus orudusu ile ittifak haline girip Zekhaev'i yakalamak için Rusya'da operasyonlar düzenlemeye başlamışlardır. Eş zamanlı yürütülen çeşitli operasyonların ardından hem Khaled Al-Asad hem de İmran Zekhaev İngiliz S.A.S. ajanları tarafından öldürülür. Bu nokta da herşey bitti sanılsa da hiç birşey beklendiği gibi gitmeyecektir. Modern Warfare 2'de de tam bu noktadan devam ediyoruz. İmran Zekhaev'in ölümünün üzerinden 5 yıl geçmiştir. Sovyet Rusyayı kurmak isteyen derin örgüt henüz dağıtılamamıştır ve büyük darbeden sonra yeni bir lider ile yapılanmaya devam etmişlerdir. Yeni liderleri ise Vladimir Makarov olarak bilinen acımasız bir teröristtir. Örgüt'ün başındaki isim, bağlantıları ile beraber çökertilmek üzere yeni operasyonlar başlatılmıştır. C.I.A. tarafından Makarov ve yandaşları arasına bir ajan yollanmıştır, ikili oynaması gereken C.I.A. ajanı ile Makarov'un diğer bağlantılarına ulaşılmak istense de örgüt bu durumu fark ederek C.I.A. ajanını kendi içlerinde yok edip dışarıya bilgi sızdırmadan bu işten kurtulmayı başamıştır.

Hikaye çeşitli entrikalar ile dünyanın bir ucundan diğer ucuna yapılan operasyonlarla çeşitli kilit isimleri yakalayarak anlatılmakta. Rusya, Amerika, Brezilya, Kazakistan ve Afganistan gibi bir çok ülke de çeşitli bölgeleri sabota edip kilit isimleri yakalamaya çalışıyoruz. Yine ABD ve İngiliz ordusuna bağlı timlerin eş zamanlı operasyonları ile anlatılıyor hikaye. CoD4'ten hiç bir eskiği olmadığı gibi, fazlası ile karşımıza çıkan bir hikaye sunumu var. Oyunun kurgusu ve yaşanan olaylara göre akışı mükemmel bir uyum içinde ilerliyor. Zaten bir askerin perspektifinden izlediğiniz bir savaş filmi olarak düşünebilirsiniz, zira oskar ödüllerine layık bir savaş filminden farkı yok CoD: Modern Warfare 2'nin.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2015, 06:08 PM   #8
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Operasyon Başlatıldı. Savaş, Soğuk Siren Sesiyle Beraber Her Yeri Kana Buladı.

Yavaş yavaş oyunun teknik yönlerine geçelim. MW2'nin menü arayüzü yenilenmiş durumda. Üç farklı kare halinde seçenekler ve arka planında bir İngiliz askerinin bulunduğu karizma bir menü arayüzü ile karşılıyor bizi. Seçilebilir karelerde Spec-Op, Main Menu ve Mutliplayer Menü'leri bulunmakta. Ana menüden hikaye mod'un da oyuna giriş yaptığımız da ilk Modern Warfare oyununu hikayesi ve bazı sahneleriyle özet geçen bir video karşılıyor bizi. Film gibi bir başlayışın ardından CoD4'ten aşina olduğumuz uydu görüntülerinden oluşan bir yükleme ekranı giriyor. Oyuna Afganistan'da ABD ordusunun bir mensubu olarak başlıyoruz. Askeri kapmp'ta temel eğitimden geçiyoruz ve başarı oranına göre uygun zorluk seçeneği belirleniyor. Size uygun görülen zorluk seçeneğinde oynamak zorunda değilsiniz fakat MW2'de ilk oyuna nazaran daha sıkı çatışmalara gireceksiniz. Ona göre de çok çabuk ölünebiliyor bu yüzden önerilen zorluk seçeneğinde başlamanızı tavsiye ederim. Eğitime başladığınız'da askeri kamp'a bir göz atarsanız, göreceğiniz şeylere hayran kalabilirsiniz. Gerek grafikler gerekse bir askeri kamp'ta vakit geçiren askerlerin gösterdikleri faaliyetler ile kendinizi oyunun içinde hissedeceksiniz. Eğitim bittikten sonra sıcak çatışmaların habercisi olan Siren sesi duyuluyor ve apar topar tüm bölükler arabalara, zırhlı araçlara bindirilerek çatışma bölgesine gönderiliyor. İlk sıcak çatışma başladığında, çatışmanın yaşandığı bölge ve çatışmada ki gerçekçilik ile kendiniz inanılmaz bir aksiyonun içerisinde bulacaksınız. Bölge de karşı tarafa geçmeniz için korumakla yükümlü olduğunuz bir köprü var, burayı savunmak için düşman mevzilerine kurşun yağdırıyorsunuz. Çatışmalarda ki hareketlilik oyuncuyu anında içine çekiyor ve gerçek dünya ile aranızdaki algı tamamen gidiyor. Artık sadece Call of Duty ve siz varsınız...

Kontrol mekanizması önceki oyunlar ile tamamen aynı. Yine L1 hedef alma ve R1 ateş etme, L2 ve R2 taktikal ve patlayıcı bombalar atma, yönlendirme tuşları ile varsa alternatif silahları seçme, üçgen ile silah değiştirme, kare ile şarjör doldurma, daire ile yere yatma/çömelme/ayağa kalkma ve X tuşu ile de engellerin üzerinden atlayabiliyorsunuz. Ayrıca R3 ve L3 ile bıçak sallayıp depar atabilyorsunuz. Oynanabilirlik biraz daha iyileştirilmiş. Özünde eski oyunlar ile aynı ama hedef sisteminde özellikle de dürbünlü keskin nişancı tüfeklerinde göreceksiniz ki hedef almak daha uygun hale getirilmiş. Nefes tutma özelliğinin yanı sıra bu tür silahlar da hedef titremesi eski oyunlara nazaran daha aza indirgenmiş. Ayrıca yine eski oyunlardan gelenek haline gelen, hedeften hedefe sekme durumu da mevcut. Bu özelliği bilmeyenler varsa kısa bir açıklamasını yapalım: L1 tuşu ile hedef alıyorsunuz, hedef aldığınız da analog ile nişangah'ı düşman üzerine tutturmakta zorlanıyorsanız eğer, nişangah'ı vurmak istediğiniz düşmanın yakınlarına getirip L1 tuşundan parmağınızı çekip hızlı şekilde yeniden basmanız yeterli. Yani basılı tutarken bırakıp yeniden basıyorsunuz. Bu hareketi bir birine yakın hizalanmış düşmanları vururkende kullanabilirsiniz. L1 tuşuna hızlı şekilde bas-çek yöntemi ile teker teker düşmanların üzerine otomatik olarak hedef alıp onları indirebilirsiniz. Her zaman söylediğim gibi oynanabilirlikte akıcılık çok önemli bir unsur. Oyun muhteşem grafiklerine, kalabalık ve detaylı çatışma sahnelerine rağmen gayat iyi optimize edilmiş. Genel olarak 40-60 FPS arasında gidiş geliş yaşadığını tahmin ediyorum. Oyunda ciddi FPS düşüşleri olmuyor ve çok yoğun çatışmalar da yok denecek kadar az bir titreme görülüyor. FPS değerlerinin yüksek, ve bu oranda genel olarak sabit çalıştığına şüphe yok.

Bir Zamanlar Askerdik...

İlk Modern Warfare oyunun da, genel oyuncu kitlesi tarafından beğenilen ve benimsenen üç'lü vardı. Bunlardan birincisi Cpt. Price, İkincisi Gaz ve üçüncüsü ise Ssgt. Griggs. Ha bir de baştan sona Cpt. Price'ın emirlerini uyguladığımız bir ana karakterimiz vardı ki "Soap" lakaplı MacTavish. Yeni oyunda, bir zamanlar çavuş rütbeli MacTavish, Yüzbaşı olmuş ve emir veriyor. Onca çatışmaya girip sadece elini görebildiğimiz (onda da eldivenle) "Soap" MacTavish'in kanlı canlı halini görmekte güzel bir sürpriz oldu CoD severlere. Yeni oyundaki ana karakterimiz ise Sgt. Gary "Roach" Sanderson. ABD yakasın da ise ilk çatışmalardan sonra karakter değişikliği yaşıyoruz. Senaryo gereği bazı entrikalar oluyor Spoiler içerik olmaması açısından bu konulara giremeyeceğiz oynayarak görmenizi tavsiye ederim. Genel olarak yönettiğimiz karakterin ismi Pvt. James Ramirez. Modern Warfare 2'de ABD ordusu Afganistan'daki çatışmaların ardından kendi ülkelerini savunmaya geçiyorlar. Ülkede olağan üstü hal ilan edilmiş ve ABD nin Virgina kentinde uzun soluklu çatışmalara giriyoruz. Ordu sokağa inmiş durumda. İngiliz cephesinde ise Kazakistandan Brezilya sokaklarına uzanan geniş çaplı bir operasyon söz konusu.

Bu paragraf "ağır" spoiler içerir dilerseniz okumayabilirsiniz: Hatırlarsanız CoD4: Modern Warfare'in son sahnesin de Zekhaev'i öldürdükten sonra Cpt. Price'a bakıyorduk. Rus askerleri tarafından kalp masajı yapılarak hayata döndürülmeye çalışırken, o ayağa kalkmadan sahne bitiyordu. Açıkçası Cpt. Price için çok umutsuz bir durum vardı. MW2'de eski Yüzbaşı ile öyle bir yerde karşılaşıyoruz ki, hem hayatta olduğuna hem de onun için düzenlenen operasyonun büyüklüğüne şaşıracaksınız. Bir de İngiliz askerleri arasında "Ghost" lakaplı bir eleman var. Onun seslendirmesini ilk oyunda ki Gaz karakterini seslendiren kişi yapmış. (Craig Fairbrass). Gaz, CoD4'ün sonunda kafadan vurularak öldürülüyordu. Aynı ses ile başka bir askerin seslendirilmesi de saçma bir durum oluşturur... Yoksa Gaz ölmedi de tekrar aramızda mı? Çatışmalar da yüzü maskeli olduğu için onu tanıyamıyoruz, fakat Ghost diye hitap edilen bu karakterin konuşması ve seslendiren kişi de önceki oyundaki Gaz'ın ta kendisi. Bu karakter entrika bir durum oluşturuyor bu paragrafı okuduysanız daha fazla bahsetmeyeceğim merak içerisin de ilerlemek çok daha heyecanlı oluyor.

Görsel ve İşitsel Zenginlik

Ve yine Next Generation Graphic adına yakışır bir görsel ziyafet ile karşımız da Call of Duty: Modern Warfare 2. Oyunun grafikleri tek kelimeyle müthiş! CoD4 ile aynı grafik motorunun geliştirilmişi kullanılan MW2 de, ilk MW oyununa göre farklılık gösteren bir çok görsel öge var. Kaplamalar, modellemeler ve ışık gölge oyunları. Özellikle dikkatinizi çekerim ki metal yüzeyli neslenerin, silahların detaylı görünümü baştan çıkarıcı. Elinize aldığınız bütün silahları inceleyin, bol bol poligonlanmış, üzerine kat kat texture gidilmiş, ışıklandırmalar ile süslenerek profesyonelce render'lanmış olduğunu göreceksiniz. Silahlar o kadar ayrıntılı ki, şarjör değiştirirken şarjör'ü düşüren kilit çıktıntısının hareketleri bile görünüyor bazı silahlar da. Özellikle FAL Acog Sight uzun namlulu tüfekte buna dikkat edin. İlk oyuna göre bir kaç katman daha gidilmiş, ışık gölge oyunları biraz daha iyileştirilmiş ve canlı renklerle süslenmiş. Özellikle de Brezilya da geçen bölümler de arka planda bulunan dağlık alanlara bakarsanız tamamen fotorealistik grafikler olduğunu göreceksiniz. En az Ucnharted 2 deki kadar detaylı ve gerçekçi işlenmiş. İnsanlar gayet gerçekçi modellenmiş ve ilk MW oyununa göre daha detaylı çizimler ile hazırlanmış. Fizik etkileri üzerinde de daha fazla durulmuş, çarşı pazar alanlarında, sokaklar da ve iç mekanlarda geçene çatışmalar da patlayan bombaların etkisi ile ortalığa dağılan nesneler, havada uçuşan kağıtlar, patlama şiddeti ile kırılan camlar pencereler son derece ayrıntılı hazırlanmış ve o çatışmanın şiddetini hissettirmesi açısından çok güzel bir noktaya değinilmiş.

Ses efektlerinde ise durum en az grafikler kadar uçmuş durumda. Oyunun genel ses efektleri hakkında şunu söyleyebilirim: savaşın içinde hissedeceksiniz. Lâkin bu oyunu mümkünse 5+1 ses siteminde oynamanızı tavsiye ederim. Her yönden gelen silah sesleri, susmak bilmeyen telsiz raporları ve çatışma psikolojisindeki askerlerin sürekli bağırtıları insanı inanılmaz gaza getiriyor. Silah sesleri o kadar gerçekçi ki, kulanığınızın dibinde patlayan kurşunların varlığını hissedeceksiniz. Oyun'u tür olarak beğeniyorsanız eğer kendinizi tamamen kaptıracağınız bir yapım olduğu için, ses efektlerinin de etkisiyle kendinizi kaybetmeniz olası.


Karakter animasyonları ve yapay zekada da iyi iş çıkarılmış. Özellikle karakter animasyonları kusursuz. Askerlerin silah tutuşu, sağa sola bakışları ve yürüyüşleri, vuruldukları zaman tepki vermeleri. Bu adamlar resmen canlılar yaşıyorlar, adamlar da resmen duygu var vuruldukları yere göre tepki verip can çekişmeleri de görülmeye değer açıkçası. Bunu en iyi internet'e de videoları sızan, bazı kesim oyuncu kitleleri tarafından tepki gören terör-katliam bölümünde anlayacaksınız. Yüzlerce sivil'i kurşun yağmuruna tutmak zorunda olduğunuz bölümü eğer oynamayı seçerseniz, sivillerin korku ve panik içinde verdikleri tepkiler ile ağır yaralandıklarında yerde sürünerek uzaklaşmaya çalışmalarıyla hissiyat dolu bir oyun içerisinde olduğunuzu göreceksiniz. Tabi aynı durum düşmanlar içinde geçerli. Kısacası hiç bir sahnede kusurlu ya da saçma sapan animasyonlar yok. Her sahnede Motion Chapture teknolojisi kullanıldığı bariz belli. Yapay zeka da ise göze batan pek birşey yok. Düşmanlarınız genelde bulundukları siperlerden çıkmıyorlar ve eğer çapraz ateş atlında kalırlarsa uygun gördükleri deliğe giriyorlar hemen. Kalabalık çatışmalar olduğu için yapay zeka adına da çok fazla çalışma yapılması gereken bir oyun değil aslında. Zaten çatışmaların sıklığından başınızı bile kaldıramıyorsunuz, her yerden üzerinize mermiler yağıyor ve kiminle uğraşacağınızı şaşırır hale geliyorsunuz. Düşmanlar sizi büyük baskı altında bırakmasını çok iyi biliyor.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2015, 06:09 PM   #9
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Ayrıca fark ettiğim ufak bir bug vardı. Aynı bug ilk MW oyununda da vardı. Adamların nadirende olsa havada asılı kalmaları gibi bir bug yakalamıştık CoD4'te. Fakat burada ki biraz daha farklısı, çatının tepesinde vurulduktan sonra aşağı düşerken normal, ama yere çakılışı anormal bir bug. Yere çakılırken odun gibi bir şekli vardı adam sanki kağıt parçası. Ama söylediğim gibi çok çok nadir ben bir kez yakaladım onun haricinde süreklik gösteren ve göze batan herhangi bir hataya rastlamadım.

MW2'nin getirdiği en büyük yeniliklerden biride, daha önceki oyunlarda pek az rastlanan veya şu ana kadar hiç bir oyunda kullanılmamış olan yep yeni silahlar. Yep yeniden kastettiğim şey uydurma silahlar değil, tamamı gerçek ve bol bol çeşit var. Önceki Modern Warfare oyunun da mevcut olan silahların üzerine bir çok yeni silah çeşiti eklenmiş, toplam olarak şu silahlar mevcut:

Saldırı Silahları

-AK-47
-M4A1
-M 16
-G3
-Bushmaster ACR
-TAR-21
-FAMAS F1
-F2000
-SCAR H
-FN FAL
-MK.14 Mod 0 EBR


Hafif Makineli Tüfekler

-KRISS Super-V
-UMP. 45
-MP-5 K
-P90


Ağır Makineli Tüfekler

-RPD
-M 240
-HK MG4
-SA80 L86 LSW
-Steyr AUG HBAR


Pompalı Tüfekler

-Franchi SPAS-12
-Benelli M1014
-AA-12
-Winchester 1200
-Winchester 1887
-Armsel Striker


Roket Atar ve Stinger Türleri

-AT4
-RPG-7
-M79-Thumper


Keskin Nişancı Tüfekleri

-Walther WA 2000
-SVD Dragunov
-Barret M-82.50 Caliber
-Barrett M107
-Intervention M-200


Tabanca Türleri (Yarı otomatik ve Tam otomatik)

-Glock-18 (Modifiyeli)
-PP-2000
-Mini Uzi
-TMP
-USP .45
-Desert Eagle
-M1911
-.44 Magnum
-M9 Baretta


Silahlara Entegreli Ekipmanlar

-M203 Grenade launcher
-GP-25 Grenade launcher
-R.I.S.
-Laser Module
-Suppressor / Silencer
-Heartbeat sensor (Bir çeşit UAV radar)
-Thermal sights
-ACOG Scope
-EOTech (Kızıl hedef görüşlü)
-Red Dot Sight (Kızıl nokta görüşlü)


Patlayıcı ve Taktikal Bombalar (Diğer ekipmanlar da dahil)

-C-4
-Grenade (El bombası)
-Smoke grenade (Duman bombası)
-Flashbang
-Stun Grenade (Sersemletici)
-Semtex Plastik Patlayıcı
-Bıçak ve Buz kırıcı balta (İce Axe)
-Riot Shield (Kurşun geçirmez kalkan)


Gördüğünüz gibi pek çok çeşit silah ve bir askerin sahip olduğu bütün ekipmanlar oyunda eksiksiz mevcut. Son satırlara doğru geliyoruz, vermek istediğim son bir kaç bilgi daha var. Oyunda Special Ops ve Multiplayer olmak üzere iki farklı çoklu oyuncu seçeneği var. Special Ops daha çok Co-Op türünde oynanış sergiliyor. Çoklu oyuncu seçenekleri, perkleri ve detayları hakkında önümüzdeki haftalar da özel bir yazı hazırlayacağız. O zaman daha detaylı çoklu oyuncu bilgilendirmesi yapılacaktır. Size özetle söyleyebileceğim, eğer FPS türüne kıl bir oyuncu değilseniz Call of Duty: Modern Warfare 2 kesinlikle ve kesinlikle sahip olmanız ve arşivinizde durması gereken bir oyun. Zira Call of Duty 4 çıktığın da savaş oyunları için geline bilecek en son nokta da çıtayı belirlemişti. İnfinity Ward daha iyisini yapana kadar bu sınırı aşan bir savaş oyunu daha gelmeyecekti. İşte o gelinebilen son noktayı aşan, çıtayı daha da yükselten ve tekrar oyun dünyasında savaş FPS'si dalındaki oyunlar için gelinebilecek en uç noktada sınırı belirledi. Son karar ve doğru karar sizin...
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2015, 06:09 PM   #10
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart

Diğer Ünlü Oyun İnceleme Site-Dergi-Ve Çevrelerden Yorumlar

(eğer yanlış yaptıysam özür dilerim diğer çevrelerin yorumlarınında ayrıntılı karşılaştırma için uygun olacağını düşündüm.)


1)



Nihayet beklenen büyük gün geldi ve Modern Warfare 2 piyasaya sürüldü. Sürülür sürülmezde oyun piyasasında ne kadar rekor varsa hepsini kırdı geçirdi. Zaten Activision ve İnfinity Ward’ın bu oyundan beklentileri çok fazlaydı. Ama onlar bile bu kadarını hayal etmemiş olabilirler. Call of Duty serisi ilk oyunundan bu yana zaten marka olmayı başarmış bir yapımdı. Ve seri, Modern Warfare 2 ile birlikte bu şöhretlerini zirveye ulaştırdı. Peki, MF2’yi bu kadar özel kılan şey neydi? Aslında bu sorunun cevabı biraz uzun. Neresinden bakarsanız bakın MF2 gerçekten kaliteli bir yapım. Oyunun hikâyesine bakıyorsunuz, muazzam. Grafiklerine bakıyorsunuz, gayet başarılı. Seslendirmelerine, atmosferine, müziklerine falan bakıyorsunuz hepsi birbiriyle uyumlu. Yani ortada gerçekten bir hayli emek olduğu ortaya çıkıyor. Sonuç olaraktan bu kadar emeğin karşılığı görüldüğü üzere boş kalmıyor ve MF2 çıktığı ilk gün Amerika ve İngiltere’de toplam 5 milyon kopya satıyor. Oyuncular, yani bizler kaliteli bir yapımın hakkını fazlasıyla veriyoruz. Bu sadece MF 2 için geçerli bir olay değil. Tüm kaliteli yapımlar için bu böyledir. Neyse konumuzu daha da fazla dağıtmadan artık Modern Warfare 2 oyunumuzu incelemeye başlayalım.

Modern Savaş Kaldığı Yerden Devam Ediyor

Modern Warfare 2 hikâye itibari ile ilk oyundan 5 sene sonraki olayları konu alıyor. İlk oyunun sonunda öldürdüğümüz Zakhaev, Rusya’da bir kahraman ilan edilmiştir. Hatta birçok şehirde heykelleri dikilmiş, binalara dev posterleri asılmıştır. Zakhaev’in bu derece popüler olmasını sağlayan kişi ise, Vladamir Makarov’dur. Makarov, Zakhaev’in sağ koludur ve onun ölmesiyle birlikte, izlediği aşırı şiddet kar ve Amerika karşıtı politika onu Rusya’nın başına getirmiştir. Makarov sadece Amerika ile değil aynı zamanda Avrupa ülkeleri ile de sürekli sürtüşme halindedir. Bu temel hikâye üzerinden oyunun ana senaryosu olan Amerika- Rusya savaşı patlak verir.




İşte Modern Warfare 2’nin temel hikâyesini kısaca böyle özetleyebiliriz. Tabi bu sadece oyunun hikâyesinin giriş kısmı. Gelişme ve sonuç bölümlerini ise siz oyunda bizzat olayları yaşayarak öğreniyorsunuz. Yani oyuna girdiğinizde pat diye Amerika- Rusya savaşının tam ortasına dalmıyorsunuz. Oyunda ağırlıklı olarak Amerikan askerlerini kontrol ediyoruz. Fakat Amerika’nın can yoldaşı İngiltere’de bu savaşın içinde. Yani İngiliz ordusuyla da sırt sırta verip savaştığımız bölümler oluyor. Fakat benim oyunda eleştirmek istediğim nokta Amerikan’nın kendisini çok iyimser bir ülke olarak göstermesi. Oyunda Rusya tam bir barbar, sivil, çoluk, çocuk demeden öldüren taraf, Amerika ise kendi askeri canı pahasına sivil halkı koruyan onlara zarar vermeden savaşı sürdürmeye çalışan iyi adam rolünde. Size bunu şöyle örnekleyeyim, oyunun yayınlanan trailer videolarında hatırlarsanız “”no russian” isminde bir bölüm vardı. Bir hava alanına giriyorduk ve yüzlerce masum insanı öldürüyorduk. İşte bu iş yapanlar Ruslar. Gözünü kırpmadan kendi halkını öldürebiliyorlar. Fakat siz Amerikan askeri olarak oyun içinde yanlışlıkla bir sivili öldürürseniz göreviniz iptal oluyor ve bölüme yeniden başlıyorsunuz. Peki, bu gerçekte böylemi? Amerikan askerleri savaş alanında sivillere böylemi davranıyorlar. Neyse zaten oyunu oynadıysanız, yâda oynayacaksanız ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.

Dünyanın Dört Bir Yanında Savaş

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Modern Warfare 2 tek bir karakter üzerine kurulmuş bir oyun değil. Oyunda 5 farklı karakteri yönetiyoruz. Aslında Activision’un bunu yapma amacı savaş ambiyansını oyunculara tam anlamıyla verebilmekmiş, bence bunu da başarmışlar. Mesela bir görevinizde karlarla dolu bir dağa tırmanırken, bir sonraki görevinizde kendinizi güneşin altında kavrulurken bulabiliyorsunuz. Böylece savaşı her koşulda yaşamış oluyorsunuz. MF2’nin hikâyesi oyuncuya tam olarak adapte edilebilmek için her yola başvurulmuş. Yeri geliyor karakterinizle Rus biriminin içine sızıyor, yeri geliyor uzay istasyonundan dünyayı gözlüyorsunuz. İşte oyunun yelpazesi bu kadar geniş. Dünya yetmiyor, uzaya bile çıkıyoruz.




Modern Warfare 2’de birbirinden farklı birçok cephe mevcut. Yukarıda da bahsettiğim gibi, karlı dağlardan, kızgın kumlara, Afganistan’dan, Rusya’ya, Kosova’dan Rio’ya birçok şehirde düşmanlarımızla savaşıyoruz. Tabi görevlerimiz tak düze bir şekilde al eline silahı savaş şeklinde olmuyor. Yeri geliyor Splinter Cell gibi düşmanın hatlarına gizlice sızıp bir yerlere bombalar yerleştiriyoruz, yeri geliyor tankın tepesindeki taramalı tüfeğin başına geçip savaşan arkadaşlarımızı koruyoruz. İnfinity Ward, Modern Warfare 2’de elinden geldiğince oyuncuları sıkmamaya çalışmış. Doğal olarak bütün oyun boyunca elimize tüfeği alıp düşmanlarımızı öldürmek bir noktadan sonra monotonlaşır ve canımızı sıkabilirdi. Fakat sağ olsun yapımcılar bu konuda bir hayli hassas davranmışlar. Mesela bir yeri basıyorsunuz ardından kaçmanız gerekiyor ve size bir kar kızağı sunuluyor. Fps oyununda kar kızağının işi ne? Değil mi? Ama var işte ve gayette güzel oluyor. Atlıyorsunuz motora, başlıyorsunuz kaçmaya. İnfinity Ward arada bu tarz hoş sürprizler hazırlamış bizlere. Fakat bunlara rağmen oyunun haddinden fazla kısa olması ise büyük bir handikap. Genelde oyunların ortalama oynanış süresi 9- 12 saat arasında değişirken MF 2’nin oynanış süresi ise 4- 6 saat arasında. Eğer çok iyi bir oyuncuysanız oyunu 4 saat civarında bir sürede bitirebilirsiniz. Tabi ki en kolay modda oynamak şartıyla. Eğer oyunun zorluk seviyesini arttırırsanız oyunu çok daha uzun bir sürede bitirebilirsiniz ama devamlı ölüp aynı yeri oynamakta bir yerden sonra canınızı sıkacaktır. Çünkü zorluk seviyesini arttırdığınızda düşmanlarınız sizi daha çabuk görmeye başlıyor. Belki grup halindeki çatışmalarda zorlanmazsınız fakat tek başınıza gittiğiniz ve gizlilik gerektiren görevlerde, aynı bölümü defalarca en başından oynamak zorunda kalabilirsiniz.

Dikkat! Sivil Katliamı

Oyuna girdiğinizde klasik olarak ilk oyunda olduğu gibi size göreviniz hakkında bilgiler veriliyor ve göreve başlıyorsunuz. Görev bittikten sonra ise, aynı şekilde başka bir brifing veriliyor ve diğer göreve başlıyorsunuz. Fakat bazı bölümlere başlamadan önce ekrana bir uyarı yazısı geliyor ve isterseniz bu görevi oynamadan geçebilirsiniz diyor. Bunun sebebi ise bölümün içindeki ırk ayrımı ve sivil katliamı. Doğal olarak Rus’lar birer canavar gibi gösteriliyor. Tahmin ediyorum ki MF2 ile aradaki ipler biraz daha gerilebilir. Tabi ki bizi ilgilendiren oyun kısmı diyerek bu uyarıyı görmezden gelip bölüme giriyoruz. Sonrası ise size kalmış bir şey ama belirttiğim gibi bu bölümü oynamadan da geçebiliyorsunuz. Yani senaryoda bir değişiklik olmuyor. Eğer oynamadan geçerseniz görev sonunda verilen bilgilendirme size yine veriliyor ve neler olduğu anlatılıyor. Tabi bunları duyduktan sonra dönüp geriye o bölümü oynama imkânınız oluyor. Yani bu bir defa verildi mi asla dönüşü olmayan bir karar değil. Ama benim görüşümü sorarsanız bu bölümleri atlamayın derim. Çünkü bu uyarıyı aldığınız bölümler genelde kilit bölümler oluyor. Özellikle bu uyarıyla ilk karşılaştığınız bölüm Amerika- Rusya savaşının nasıl patlak verdiği anlamamıza yardımcı oluyor. Tabi bu bölümleri sizlere spoiler vermemek ve oynayış zevkinizi baltalamamak için anlatmıyorum. Sadece sizlere bu bölümleri oynamadan geçmemenizi öneriyorum. Yinede belirttiğim gibi, karar sizin.
Gerçek Bir Savaş Atmosferi




Şimdi ise gelelim Modern Warfare 2’nin oynanışına ve oyundaki atmosferimize. MF2’de yukarıda da bahsettiğim gibi savaş ortamı oyuna çok iyi adapte edilmiş. Çatışmalarda nereye bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Tam bir yere doğru ateş ederken diğer bir yönden ateş altına alınıyorsunuz. Hani böyle kafanızı siperden çıkarmamanız gereken savaşlar olur ya, işte MF2’deki atmosferde aynı bu şekilde işliyor. Bir yere siper aldığınızda, paldır küldür çıkamıyorsunuz. Doğru zamanı bekliyorsunuz ve silahınızı çıkartıp etrafınızdakileri öldürüyorsunuz. Size ufak bir uyarı, sakın ince masa, kapı ve benzeri nesnelerin arkasında siper almayın. Çünkü düşmanınız burayı taradığı zaman sizde büyük ölçüde hasar alıyorsunuz. Yaralandığınızda ise tek yapmanız gereken şey ateş almayacak bir yere geçip iyileşmeyi beklemek. Aslında İnfinity Ward bu sağlık sistemini de artık değiştirse hiç fena olmaz. Artık böyle durunca iyileşmek falan biraz saçma kaçıyor. Neyse bu ufak eleştirimizden sonra oyunumuzu anlatmaya devam edelim.
MF2’de kullanabileceğimiz birçok farklı silah bulunuyor. Ama siz yinede merminiz bitmediği sürece elinizdeki silahı bırakıp yerde bulduğunuz silahı almayın. Genelde göreve başladığımızda elimizde bulunan tüfekler hasar ve kullanım olarak yerde bulabileceğimiz silahlardan çok daha üstün oluyor. Tabi buda sizin zevkinize kalmış bir olay, ben keleşi alıp Counter-Strike’taki terörist günlerimi hatırlayacağım diyorsanız oyunda bol miktarda keleş olduğunu sizlere söylemek isterim.
Call of Duty oyunlarının en iyi yönlerinden biride oyundaki takım dayanışmasının tutarlı ve sağlam olması. Yani bir çatışmaya girdiğinizde yanınızdaki askerler o vursun biz ilerleyelim diye beklemiyorlar. Siz bir yere siper alıyorsunuz ve kafanızı çıkartıp bir bakıyorsunuz yanınızdaki arkadaşlarınız bütün düşmanları temizlemişler. Bu şekilde bir grup dayanışmasının olması da zaten size gerçek bir savaştaymışsınız hissini vermeye yetiyor. Tabi bu yardımlaşma örneği sadece çatışmalarda olmuyor. Mesela bir görevde karşıdan karşıya atlıyorsunuz, tam düşeceğiniz anda birisi elinize yapışıp sizi yukarı çekiveriyor. Kısacası oyun yapay zekâ bakımından da bir hayli tatmin edici. Ne yanınızdaki askerler, nede düşmanlarınız aptal aptal hareketlerde bulunmuyor.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:40 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35