meltem

Geleneksel bulmacalarla gösterilecek sıradan özenler tüm herşeyi berbat edebilir, ama bu eski moda bilmeceler canımızı hiç sıkmayacak.

Farklı deniz maceraları oyundaki konuyu daha da güçlendiriyor. Oyunumuzda Jack Kean karakterini yönlendiriyoruz ve oyunumuz Hindistan’da Tooth Adası diye bi yerden başlıyor ve kraliyet adına bir nevi gizli ajanlık görevi yapıyoruz.. Doktor T adında çılgın bir adam tüm çay seralarını yok etmekle tehdit ediyor ve bu da ingilizleri akşamüstü çayında ekmek eşliğinde ne içecekleri konusunda endişelendiriyor. 19. Yüzyılda geçen serüvende yani İngiliz kraliyete’nin en güçlü olduğu güneşin hiç batmadığı denilen zamanlarında, bu yüzden bir çok züppe, güneş kaskı ve fazlasıyla çirkin bıyıklarla karşılaşacağız. Oyun Lucas Arts’ın Monkey Island oyunuyla çok fazla benzerlik gösteriyor eğer bu harika oyunu oynadıysanız kendinizi Jack Keane oynarken oldukça rahat hissedeceksiniz ve Çılgın Doktor’un vahşi bitkileri ve farklı yaklaşımları da üstüne keyif katacak.
Bazı zamanlar genel tema sıkıcı veya çocukça geliyor. Buda Lucas Arts’ın oyunlarının kesinlikle en büyük eksikliği. Eğlence vur-kaç gibi birşey ve bunu oyun içinde yapmak çok zor. Bir kaç hoş nüans barındırıyor ancak, modern Nijerya dolandırıcılıkları, bir yada iki tane hoş Star Wars şakası, Ajan Clouseau ve Taş Devri teknolojisi biraz maymun iştahlılık yapıyoruz.



Görüntü kalitesi klasik Pazar sabahı çizgi filmlerinden daha iyi fakat çok iyi değil, bunun sebeplerinden bazıları, derin çeneler, patlak gözler ve abartılı mimari yapılar, bu da genel temayı daha sevimsiz bir hale getiriyor. Ses dublajlarında en öne çıkan şeyse alakasız ses tonları ve aksanlar.İşi korkunç bir hale getiren ise dublajcıların listesinde Jack Keane’i seslendirenin Amerikalı olmasına rağmen İngiliz aksanıyla konuşmaya çalışması. Berbat olan bir şey ise oyundaki tüm karakterlerin tıpkı eski Monty Python skeçlerindeki gibi komik bir İngilizce ve Hint aksanı kullanamaya çalışması.



Bulmacalar biraz eski moda ve bu da oyunu biraz klasik bir point click oyunu haline getiriyor dolayısıyla Jack Keane biraz sıkıcı olabiliyor. Fakat en azından oyunun git gide zorlaşması bunu bir nebze engelliyor. Bu arada zaman zaman oyun sertleşebiliyor bu da genel oyun mantığı içinde olduğumuzu düşündürebiliyor. Ancak oyunun her problemi için gerçek hayata uygun gidişatlar çiziyor, mesela bitkileri balıkla mı besleyeceksiniz, hazır kullanıma hazır olan sosis zincirleriyle balık tutmaya gidin, ya da yol bitkilerle kapanmışsa Jack’in bıçağıyla hepsini parçalayın. Fakat tüm bunlar yine de oyundaki eski moda macera oyunları havasını yıkamıyorsa bilmeceler üzerindeki daha fazla gözlem ve denemeler temayı anlamamıza ve bu havayı değiştirmeye yarayabilir.
Sonuç olarak Jeck keane oynamak genel olarak sıkıcı olabilir bazı bölümleri sevimli olsa bile diğer bölümlerdeki bulmacalar biraz kapsamsız ve dar içerikli olmasa daha başarılı olabilirmiş. Fakat genel olan sıkıcılık oyunun tüm bölümlerine işlemiş.