OyunKolik  

Go Back   OyunKolik > Oyun Bilgileri > Oyun Anlatımları ve İncelemeleri

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05-17-2015, 09:56 AM   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 11.064
Standart Manhunt (inceleme)

Yapımcı=Rockstar North
Yayımcı=Rockstar games
Tür=aksiyon
Multiplayer=yok

Kan, vahşet, ölüm, MANHUNT
Grand Theft Autonun yapımcılarından; oyun tarihinin belki de en kanlı oyunu karşınızda. Bu oyunda, cinayet işlemenin, adam öldürmenin bin bir türlü yolunu öğrenecek, oyun boyunca bulduğunuz her cismi potansiyel bir cinayet aracı olarak kullanmaya çalışacak, adam öldürmenin tadını aldıktan sonra farklı şeyler denemeye, hızlı öldürmek yerine yavaş ve en vahşi olan cinayet şeklini aramaya başlayacaksınız Bu söylediklerim midenizi bulandırmaya yettiyse yazıyı okumayı bırakabilir ve bu oyundan ebediyete kadar uzak durabilirsiniz. Çünkü bu oyun, yeri geldiğinde vahşetin sınırlarını sonuna kadar zorlayabiliyor.
Manhunt, isminden de anlaşılacağı üzere bir insan avı oyunu. Oyun boyunca çeşitli görevleri yerine getirsek de temelde, karşımıza çıkan her insanı öldüreceğiz. Adam öldüreceğiz kelimesi artık günümüz oyuncularına çok sıradan gelse de bu oyunda adam öldürmenin kesinlikle sınırı yok. Yeri gelecek sadece bir çöp poşetiyle, yeri gelecek bir bıçakla insan katletmenin bin bir yolunu arayacağız. Açıkçası oyunu farklı kılanda bu farklı öldürme şekilleri
Oyunumuzda yönettiğimiz karakter olan James Earl Cash, idama mahkum edilmiş azılı bir suçludur. İdam masasına yatırıldığında beklenmedik bir şey olur ve The Director ismindeki garip bir kişi kendisine (ve dolayısıyla bize ikinci bir şans tanır. Director ismindeki bu gizemli kişi oyunda bizim patronumuz olmaktadır ve onun dediklerini yapmaya mahkumuzdur. Oyun boyunca bize direktifler vererek gitmemizi istediği yerlere yollasa da aslında bizden asıl istediği cinayet işlememizdir. Anlaşılacağı üzere biraz (biraz mı?!?) sapık ruhlu olan patronumuz, bizi çeşitli mahallelere göndererek çoğunluğunu serserilerin oluşturduğu çete elemanlarını teker teker öldürmemizi istemektedir. Ancak bu ufak katliam işini yapmak için, diğer oyunlardan alıştığımız gibi küçük bir orduya yetecek kadar silahı kuşanıp, yollara düşmüyoruz. Hatta tam tersi oyuna çıplak elle başlıyoruz. Oyun boyunca bulacağımız çöp poşeti, cam parçası, baseball sopası, levye gibi sıradan cisimler bizim potansiyel ölüm araçlarımız olacak. (Hmm ilginizi çekmeye başladı değil mi ?)
En büyük dostum karanlıktır. (James Earl Cash)
Oyundaki en önemli unsur gizlilik. Bunu sağlamak için sadece ışıktan kaçıp, karanlık ortamlara saklanmamız yeterli olmuyor. Çünkü koştuğumuzda veya çevredeki herhangi bir cisme çarptığımızda (bunlar yeri geldiğinde bir çakıl taşı da olabilir ya da yeri geldiğinde bir varil de...) çıkardığımız sesten birileri huylanabiliyor ve bizi görebiliyorlar. Tabi ki bu olayı bazen rakiplerimizi tuzağa düşürmek için de kullanabiliyoruz. Yani oyunda çevreyle etkileşim üst düzeyde. Yerde bulduğumuz bir şişeyi aksi yöne atıp rakibimizin ilgisini ters yöne çekince arkasından sinsice yanaşıp gırtlağını kesmemiz çocuk oyuncağı. Aslında bu oyunda sayısız cinayet işlememize rağmen önemli olan şey görünmemek ve duyulmamak. Elimizde sağlam bir silah olduğunda, rakibimizin karşısına dikilip, dövüşerek de öldürebiliriz ama ona tuzak kurup, peşine takıldıktan sonra sinsice öldürürsek (ki patronumuz aşırı vahşet içeren cinayetlerden daha çok hoşlanır) bu hem daha kolay oluyor, hem de daha çok style puanı kazanabiliyoruz. Ayrıca oyunda yönettiğimiz karakter olan Cash çok güçlü bir karakter olmadığından, elinde hatırı sayılır bir silah yoksa dövüşmeyip kaçmak en mantıklısı.
Style puanı demişken biraz da bundan bahsedelim. Oyunda rakiplerimizi öldürmenin sınırsız yolu var. Daha önce de belirttiğim gibi ister karşısına dikilip kavga ederek çıplak elle öldürün, ister etrafta bulduğunuz taş, sopa, tel gibi aletlerle öldürün ama yeter ki öldürün! Oyunda sessizlik ve gizlilik ön planda olduğundan, genelde öldürme olaylarımızı karanlık bir yerde kurbanımızın önümüzden geçip gitmesini bekleyerek, sessizce peşine takılıp, arkasından işini bitirerek yapmamız daha mantıklı. Zaten oyunun temel prensibi bu tarz cinayetler. Bunlara oyunda instant kill deniyor ve bunlar hem daha çok style puanı kazandırıyor hem de kana susamış oyun severlere beğenecekleri tarzda şovlar sunuyor!

Bu instant kill konusundan biraz daha bahsetmek gerekirse; instant kill denilen cinayet şekli üç aşmada gerçekleşiyor. Şöyle ki; eğer peşine takıldığınız kurbana, yeterince yaklaşırsanız, Cash, elinde o anda hangi silah varsa, havaya kaldıracak, ardından hemen X tuşuna basarsanız, elinizdeki aletle uygulanan standart cinayeti işleyecektir. Ancak kurbanınızın belli bir mesafeyle peşinden giderken X tuşuna basılı tutarsanız, belli bir süre sonra bar sarıya dönüşecek ve ikinci seviye cinayetinizi işleyebileceksiniz. Eğer X tuşuna daha da uzun süre basabilirseniz sonunda bar kırmızı olacak ve en vahşi cinayetinizi işleyebileceksiniz. Bunları küçük bir örnek vererek tamamlayayım. Elinizde bir cam parçası olduğunu varsayalım; eğer birinci seviye cinayet işlerseniz cam parçasını düşmanınızın gırtlağına saplamak suretiyle, eğer ikinci seviye infaz gerçekleştirirseniz cam parçasını karnına birkaç kez sapladıktan sonra gırtlağına saplamak suretiyle, son olarak eğer üçüncü seviye infazı gerçekleştirirseniz cam parçasını düşmanınızın gözlerine acımasızca saplamak suretiyle gerçekleştirirsiniz. Tabi burada verdiğim örnek cam parçası içindi, elinizdeki silaha göre bu infazlar farklılık gösteriyor, ancak her birinin son derece vahşi olduğu kesin
Cmon Cash! Just go and kill somebody.(The Director)
Oyunun grafikleri, GTAyı (Grand Theft Auto 3) oynamış olanlara son derece tanıdık gelecek; çünkü Manhunt aynı oyun motoru kullanılarak yapılmış. Ayrıca Silent Hillden hatırlayacağımız noise effec bu oyunda da ayrı bir hava katıyor oyuna. Animasyonlar idare eder ancak instant kill sahneleri inanılmaz etkileyici. Oyunumuzun mekânı olan Carcer City ise yapı itibariyle eski ve çürümüş havası veriyor. Şehrin atmosferi için fena değil diyebilirim. Ama maalesef oyundaki binalar ve duvarlardaki dokular kendilerini fazla tekrar ediyorlar. Aslında grafikler her ne kadar GTA grafikleri gibi olsa da bana pek güzel gelmediler. Manhuntın grafikleri PS2 platformunda son dönemde çıkan üst düzey grafiklere sahip oyunlarla kıyaslandığında, onlardan biraz geride kalıyor diye düşünüyorum.
Seslerden bahsetmemiz gerekirse; oyunda sessizlik çok önemli olduğundan, oyun boyunca çok fazla ses duymuyoruz. Ancak duyduğumuz zaman ise son derece büyük önem arz ediyorlar çünkü bazen duvarın arka tarafında kalan düşmanımızın ne yaptığını seslerinden anlamaya çalışıyoruz. Genelde düşmanlarımız kendi aralarında ilginç muhabbetler yapabiliyorlar ve rastladığımızda, dinlemekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Kimi zaman ise konuşmalarında biraz aşırıya kaçıp bolca küfür ettiklerine şahit olabiliyoruz.
Arka planda çalan müzikler ise oyunun türü gereği biraz rahatsız edici yapıdalar ve oyunun gidişatına paralel olarak değişim göstermekteler. Yani normalde duyulmayacak ölçüde kısık çalan yavaş tempolu bir müzik herhangi bir düşman tarafından fark edildiğimizde hızlanıp heyecan yaratabiliyor. Sonuç olarak oyunun genel ses yapısı için ne çok iyi ne çok kötü diyemeyiz normal sayılırlar.
Oyunun oynanışı ise çok basit ve rahat. Zaten ilk bölümde gayet güzel ve açıklayıcı bir alıştırma bölümü geçiriyoruz ve hiç zorlanmadan kontrollere alışıyoruz. Oyun basit ve kolay anlaşılır bir yapıda olmasına rağmen birkaç bölüm geçtikten ve tüm silahların tüm öldürme tekniklerini izledikten sonra oyun monoton hale gelmeye başlıyor. Gerçi sekizinci bölümden sonra ateşli silahlar eklenince oyun biraz hareketleniyor ama artık oyundan sıkılmış oluyorsunuz.
Oyunda garibime giden bir özellik ise bir düşmanınız tarafından farkedildiğinizde, hemen tabanları yağlayıp kaçıyorsunuz ve bulduğunuz ilk karanlık mekana dalarak izinizi kaybettirmiş oluyorsunuz; ama bu bazen oldukça saçma olabiliyor. Örneğin; bir rakibinizden son süratle kaçarken bulduğumuz ilk karanlık bölgeye giriyoruz, rakibimiz önce küfürler edip bizim nerede olduğumuzu bulmaya çalışıyor sonrada vazgeçip durması gereken yere geri dönüyor. Ancak bizim bulunduğumuz karanlık alana asla girmiyor. Yani karanlık bir mekan bulduğunuzda, ses çıkarmadığınız sürece farkedilme şansınız yok ve bu olay oyunu gereğinden fazla kolaylaştırıyor. Kısacası oyunda öyle insanı zorlayacak bir yapay zeka yok.
Son olarak oyunla ilgili söyleyebileceğim şu; aslında bu oyun oldukça sağlam ama gereğinden fazla vahşet ve küfür içeriyor. Hayatım boyunca bu kadar sansürsüz ve açık seçik anlaşılabilecek şekilde küfür edilen bir oyun görmemiştim. Ancak yine de farklı bir tarz getirdiği açık. Oyuna verdiğim notun düşük olması sadece aşırı vahşet içermesindendir. �Ben rahatsız olmam� diyenlere kolay gelsin.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:21 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Canlı bahis siteleri istanbul escort eryaman escort bursa escort bursa escort bursa escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35